sidar Oluşturma zamanı: Aralık 12, 2014 Paylaş Oluşturma zamanı: Aralık 12, 2014 Bütün kâinatlar ve insan, yüce yaratıcınım sevgisinden var edilmiştir. Bunu biz hem bir ön kabul olarak biliyoruz hem de insanı ve evreni incelediğimizde bu sonuca varıyoruz. Şüphesiz ki, biz tanrının bizi nasıl ve neyle var ettiğini bilemeyiz. Ancak o bildirirse biliriz. Beyti Dost’un bütün öğretisinin temeli, tanrının bizi sevgisinden var ettiği gerçeğine dayalıdır. Bu temel üzerine çıkaracağımız sonuçlar, bize insanın ve kâinatın belli bir sebeple yaratıldığını gösterir. İnsan sevmek için yaratılmıştır. İnsanı incelediğimizde onun tam bir bilgi ile mükemmel bir şekilde yaratıldığını görüyoruz. Ve diğer bütün varlıklar birbirleriyle tam bir uyum ve alışveriş içinde yaşıyorlar. Doğa ile insan, hayvanla doğa, insanlarla hayvanlar birbirlerine bağlı bir şekilde ve birbirlerinden yararlanarak yaşıyorlar. Bütün bu alışverişlerde canlılar birbirlerinin yararına iş görüyorlar. Dünya da üzerinde insanların yaşayabileceği hale gelmesi için çok uzun süre hazırlanmıştır. Çeşitli evrelerden geçmiş ve sonunda yeşil örtüsüyle, denizleri ve atmosferiyle mükemmel bir ekosistem oluşmuştur. Bütün bunlar belli ki bir şeylere hazırlık olsun diye bir alt yapı olarak hazırlanmış. İnsanların davranışlarında da sürekli bir sevgi arama, yalnızlıktan ve sevgisizlikten korkma eğilimi görüyoruz. Hemen hemen bütün ilişkilerinin temel güdüsü, sevgi dolaşımını gerçekleştiremeye yönelik. Sevgi alıp verdiği zaman bedeni sağlıklı oluyor, enerjik oluyor, daha yapıcı ve üretici oluyor. Aksi durumda ise sanki pili biten bir makine gibi halsizleşiyor, karamsar ve yıkıcı oluyor. İnsanlarda, özellikle çocuklarda hep bir araştırma isteği ve öğrenme açlığı vardır. Çocuk bir süre boyunca her gördüğü şeye, bu nedir, ne işe yarar, neden böyle diye sorarak ilgi gösteriyor. Fakat daha sonra biraz kendisi tembellik yaparak biraz da toplumun bu araştırma isteğini öldürdüğünü görerek bu eğitimi köreltiyor. Sonuçta insan ruhunda hep bir yeniyi öğrenme arzusu var. Ayrıca iyilikten, güzel sözlerden, barıştan hepimiz hoşlanıyoruz. Günümüzde bütün bunlara karşı bir çekilme var. Böylesi durumlarda insanların yüzlerinde bir tebessüm, bir gevşeme oluyor. Aksi olaylar yaşanırken de yüzler geriliyor, kaşlar çatılıyor, eller titremeye başlıyor. Sanki yaşanılan o kötülükle insan doğasındaki iyilik arasında bir çatışma ve zorlama oluyor. Uyumsuzluk ortaya çıkıyor. Bütün bular, insanın da kâinatın da aynı özden, sevgiden ve iyilikten var edildiğini gösteriyor. R.Şanal Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
caveler Yanıtlama zamanı: Aralık 12, 2014 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 12, 2014 ben atom diye biliyodum Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
caveler Yanıtlama zamanı: Aralık 12, 2014 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 12, 2014 R.Şanal senmisin ? Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
sidar Yanıtlama zamanı: Aralık 12, 2014 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 12, 2014 Değilim arkadaş kim olduğumu ne yapacaksın ha bire soruyorsun ,Atomun yapıtaşını da kuarklar oluşturur. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
paranormalfikir Yanıtlama zamanı: Aralık 12, 2014 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 12, 2014 :D O değil de hiç samimi gelmiyor bana bu R. Şanal. Kuantum Olumlamayla çok para kazanalar oldu bu ülkede. Edit: Caveler, inan çok güldürdün beni. Değilim arkadaş kim olduğumu ne yapacaksın ha bire soruyorsun ,Atomun yapıtaşını da kuarklar oluşturur. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
caveler Yanıtlama zamanı: Aralık 12, 2014 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 12, 2014 Adamım değişik şeyler paylaşıyon sonra alta bir isim atıyon halla halla bende sordum adam senmisin diye. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Heretik Yanıtlama zamanı: Aralık 14, 2014 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 14, 2014 Önemli olan kimin yazdığı değil, içeriği bence. Sevginin evrenin amacı olduğu görüşüne kolaylıkla katılabilirim ancak ortaya çok büyük bir engel çıkıyor. Madem sevgi temel amaç, dünya nasıl bu kadar sevgisizlikle dolu olur, daha doğrusu bu teoriyle pratiğin çelişmesi değil midir? Öyleyse nasıl düzeltilir? Paylaşımı eleştirme amaçlı değil cidden üzerine düşündüğüm ve içinden çıkamadığım için bu sorularım Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
balam Yanıtlama zamanı: Aralık 15, 2014 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 15, 2014 Dünyadaki en cömert en hümanist insanlara ve onların hayatlarına baktığınız zaman çoğu çokda iyi bir yaşam sürmemiştir.Ruh acı çekmeden insan olgunlaşmaz.. ve onların böyle iyi biri diyebilcegimiz yanları ve bunun kaynağının bende içimizdeki o ruhun , bütünün(yaratıcının) bir parçası oldugumuza inanıyorum, ve buna bağlıyorm .Onlar arasındaki terk farkımız bunu farketmemiz olmasıdır her düştüğümüzde kalkmamak için bir bahane aramamızdır.İnsan bir kere karanlığa dokundumu onu içten içe çeker.Dünya değişiyor ortadoğuda dönen hatta bırakın tüm dünyada dönen olayı oyunu gördüğümüz zaman.Yeni insan modelleri yaratıyorlar , sistemlerine bir köle ve bizi hayatın bütün enerjisini yitirmemizi istiyorlar.Onlara girmeyelim daha fazla...Bir çocuga bakın normal bir çocuk veyahut kendinizi duşun geçmişinizi, o masum çocuk , içinde ruhunun ışığından başka birşey olmayan o çocugu düşünün masumiyetinizi ağlarken gülen düşerken kalkan devam eden... insan o masumiyeti zamanla kaybederse, burdaki herşey yalan olabilıyor çelişebiliyor..Oyüzden masumiyetnizi hiç bir zaman kaybetmeyin, bizi biz yapan insanı insan yapan odur.. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
AurorA Yanıtlama zamanı: Mayıs 18, 2015 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 18, 2015 Sevginin evrenin amacı olduğu görüşüne kolaylıkla katılabilirim ancak ortaya çok büyük bir engel çıkıyor. Madem sevgi temel amaç, dünya nasıl bu kadar sevgisizlikle dolu olur, daha doğrusu bu teoriyle pratiğin çelişmesi değil midir? Öyleyse nasıl düzeltilir? Dünyanın bu kadar sevgisizlikle dolu olmasının nedeni bana göre henüz kendini bilmeyen, hatta kendini aramayan, farkında olmayan, egosuna yenik düşmüş kalabalıkların gerçeği değil, kolay olanı aramaları ve ona tabi olmaları olabilir. İnsanlar fazla düşünmeyi sevmiyorlar çünkü. Hele ki düşünmenin ardından acı gerçeklerle karşılaşmak da işlerine gelmiyor açıkçası. Onun yerine onlara ne yapıp yapmayacaklarının söylenmesi, doğrudan yol gösterilmesi daha çok rahatlamalarına neden oluyor. İnsan elinin dokunup da yozlaştırmadığı hiçbir şey olmadığı gibi, bana göre yüzlerce, binlerce yıl boyunca bencilliğinin önüne geçemeyen yoz insanlığımız sayesinde sevgi kavramı yozlaştırılmış ve sevginin yerini bencillik almış... Düzeltilmesi ise kendimizi bilmekle, farkında olmakla, sevginin yapı taşı olduğunu bilerek kendimizi bu güzergaha oturtmamızla başlayacaktır. Biz başladığımızda başkaları da gelecek çünkü... Bunun dışında bir yol göremiyorum. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
paranormalfikir Yanıtlama zamanı: Mayıs 18, 2015 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 18, 2015 Herkese yetecek kadar ekmek ve su varken, birileri çok ekmek yemekten, birileri ise ekmeksizlikten ölür. Neden peki? Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
lightshadow Yanıtlama zamanı: Mayıs 18, 2015 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 18, 2015 Aşık olduğum kadını düşündüğümde yüreğim titrerdi. Tıpkı her biri farklı bir modda titreşen atom altı parçacıklar gibi... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
AurorA Yanıtlama zamanı: Mayıs 18, 2015 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 18, 2015 Herkese yetecek kadar ekmek ve su varken, birileri çok ekmek yemekten, birileri ise ekmeksizlikten ölür. Neden peki? karşısındakini kendisi kadar sevmeyi bilmeyen ve hatta kendisini bile sevemeyen insanlar yüzünden... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.