İbrani Mitolojisinde İsmail

Abram'ın eşi olan Saray, kocasıyla yaşadığı on yıllık evliliği boyunca çocuk sahibi olamamış ve kısır olduğuna inandığı Mısırlı cariyesi Hacer'i kocası Abram'a eş olarak vermişti. O sırada 85 yaşında olan Abram, bu hediyeyi kabul etti ve onunla birlikte oldu. Hacer, Abram'dan hamile kaldığını anlayınca hanımı Saray'ı küçük görmeye başladı. Bu durumdan rahatsız olan Saray, kocasına lan biteni anlattı ve cariyesinin kendisini hor gördüğünü söyledi. Bunun üzerine Abram, eşine, "Cariyen senin elinde. Neyi uygun görürsen onu yap. O senin cariyen değil mi?" dedi. Böylece Saray, cariyesine sert davranmaya başladı. Hacer, hanımının yaptığı zulme daha fazla dayanamadı ve onun yanından kaçtı. Bir meleğe dönüşen Tanrı, Hacer'i Sur Kentine giderken Kadeş ile Beret arsındaki çölde bir pınarın başında buldu. Ona, "Saray'ın cariyesi Hacer, nereden gelip nereye gidiyorsun?" diye sordu. Hacer, "Hanımım Saray'dan kaçıyorum" diye yanıtladı. Bunun üzerine Tanrı ona eve dönmesini, gördüğü zulme sessizce karşı koymasını söyledi ve hiç kimsenin sayamayacağı kadar soyunu çoğaltacağına söz verdi. Tanrı sözlerine şöyle devam etti: "İşte hamilesin, bir oğlun olacak, adını İsmail koyacaksın. Çünkü Tanrı sıkıntı içindeki yakarışını işitti. Oğlun yabaneşeğine benzer bir adam olacak. O herkese, herkes de ona karşı çıkacak. Kardeşlerinin hepsiyle çekişme içinde yaşayacak."

Hacer "Beni gören Tanrıyı gerçekten gördüm mü?" diyerek haykırdı. Kadeş ile Beret arasında su içtiği kuyuya da Beer-Lahay-Roi adını verdi. Hacer, Tanrının kendisinden istediği gibi hanımının yanına dönerek Abram'a bir erkek evlat doğurdu ve çocuğun adını söylendiği gibi İsmail koydu.

Yıllar sonra ilerlemiş yaşına rağmen Saray, kocası Amram'dan hamile kaldı ve bir erkek çocuk dünyaya getirdi. Abram çocuğa İshak adını verdi. Günlerden bir gün Saray, Mısırlı Hacer'in oğlu İsmail'in onunla alay ettiğini görünce Abram'a "Bu cariyeyle oğlunu kov" dedi. "Bu cariyenin oğlu, oğlum İshak'ın mirasına ortak olmasın." Bu Abram'ı çok üzdü, çünkü İsmail de öz oğluydu. Ancak Tanrı "Oğlunla cariyen için üzülme" dedi. "Saray ne derse onu yap. Çünkü senin soyun İshak'la sürecektir. Cariyenin oğlundan da bir ulus yapacağım, çünkü o da senin soyun."

Abram sabah erkenden kalktı, biraz yiyecek bir tulum da su hazırlayıp Hacer'in omzuna attı. Hacer, oğlu İsmail kollarında olduğu halde Abram'ın evini terk etti ve Beer-Şeva çölüne doğru yola çıktı. Bir süre sonra tulumdaki su tükenince oğlunu bir çalının altında bıraktı. Yaklaşık bir ok atımı uzaklaşıp "Oğlumun gözlerimin önünde ölmesini görmeyeyim" dedi ve onun karşısına oturup hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı. Tanrı çocuğun sesini duydu. Tanrının meleği göklerden Hacer'e "Nen var Hacer?" diye seslendi. "Korkma ve artık ağlama. Çünkü Tanrı çocuğun sesini duydu. Kalk, oğlunu kaldır, elini tut ve onu kollarına al. Çünkü o büyük bir ulus olacak." Sonra Tanrı Hacer'in gözlerini açtı. Hacer bir kuyu gördü. Gidip tulumunu doldurdu, oğluna su içirdi. Çocuk büyürken Tanrı onunlaydı. Çocuk o günden sonra Paran Çölü'nde yaşadı. İsmail büyüyüp erişkinliğe ulaştığında Hacer onu Meribah adında Mısırlı bir kadın ile evlendirdi. Bazı yazarlar ise İsmail'in evlendiği kadının Moavlı İsa olduğunu ileri sürer.

İbrani Mitleri

Robert Graves - Raphael Patai

Çok teşekkürler ", o herkese karşı gelecek herkes de ona".

Tevrat ta İbrahim İsmail i değil İshak ı kurban ediyor ayrıca

Cidden karmaşik bir anlatim 3 defa okumak zorunda kaldim paylaşim için teşekkürler ancak keşke bunlar olmadan önce tanri bütün kötülüleri engelleseymiş

bugün müslümanlara ismailli yahudilere israilli denildi.

bugün müslümanlara ismailli yahudilere israilli denildi.

Arapların İsmail'in atası olduğuna dair kaynak yok (Tevrat dışında)

Bazı Kuran yorumcuları kurban edilmek için Moriya dağına götürülenin İsmail olduğunu söylese de bu saçmalıktan öte birşey değil tabi.

İsmail'in soyundan peygamber de çıkamaz çünkü Tanach bunu daha en baştan taaaaaaa en başından redderek senin soyunu İshak'tan sürdüreceğim demiş ve İshak kutsanmıştır.İsmail Tanach'a göre büyük bir ulus olacaktır dahası değil.