Wahsi Oluşturma zamanı: Ağustos 13, 2007 Paylaş Oluşturma zamanı: Ağustos 13, 2007 Torah Yazılı Torah yukarıdan bir uyandırılıştır. Ve sözlü Torah’ta aşağıdan bir uyandırılıştır. Ve beraber 6 yıl hizmet edecek ve 7. incisinde özgür olacak diye bilinir. Çünkü çalışmanın özünde öncelikle karşılık olan bir yerdir. Ve buna dünya denir yada alma, hellim gizlilik kelimesinden. Çünkü gizlilik döneminde orada rezistans ve karşı koyma vardır ki, kişi burada karşı koyacak bir yer bulur. Hocalarımız bu yüzden şöyle der; 6000 yıl dünyaya ait. Ve bir yok oldu yani gizlilik yok olacak ve yapacak başka bir iş olmayacak yani Yaratan kişiye kanatlar verecek. Bu bir örtüdür. İnsan çalışmasına ve hayatına, var oluşuna hislerine bu dünyada başlar ve var olduğunu hissettiği zaman, bir sürü koşullarda kişisel niteliklerinde, çevresel koşullarında, insan bir şekilde burada var olur. İçinde bulunduğu koşulları düzeltmeye çalışır hayatında ve yavaş,yavaş görür ki aslında her şeyi bir düzene sokmak mümkün değildir. Bir taraftan görür ki kendisini dolduramıyor, arzuları sürekli artıyor, daha çok boşluk hissediyor öteki taraftan da kalpteki noktası uyanmaya başlıyor. Bir şey için arzu, hala bu arzunun ne olduğunu bilmiyor bu aşamada ama henüz bu dünya da bulamayacağı bir arzu oluyor içinde. Dolayısıyla hem kendisini bu dünyevi zevklerle dolduramayacağını görür buna ek olarak ta içinde bu dünyaya ait olmayan bir şeye yönelik arzu doğar. Ve insan kendisini boşluk ve çaresizlik içerisinde bulur. Kendi hazzını dolduramaz, haz duyamaz. Ondan sonra gizlilik bu zamanda gelir insana, şöyle ki bir kaynak olduğunu görür, kendisini hissetmesi için, daha iyi hissetmesi için, kendisini hissede bilmesi için,bir izlenim alabilmesi için, kendisinden gizli olan bir şey. Ve kişi o gizli olan şeyi elde etmek ister, gizli olan bir şeyin hissini alır ve kalpteki noktası insanı itmeye başlar. Esas insan olarak hareket konumuna bu kalpteki nokta vasıtası ile gelir.insan hala kendisine inşa ettiğini bilmemektedir bir insan olarak çünkü aslında sadece boş arzularını geçmişteki gibi hazla doldurma arzusundadır, aynı koşullarla, aynı metotla. Nerede benim arzularımı dolduracak şeyi bulabilirim peşindedir. Ve bu arayış içine girdiği zaman kişi Kabalaya zamanla gelir, doğal olarak gelir kişi. Kalpteki nokta insanı bir yere getirir ve bir kitaba,bir internet sayfasına,bir televizyon programına,bir hocaya, bir dosta ve kişi oradan net bir yol görmeye başlar. Kendisi için neyin iyi olacağını görmeye başlar. Ta ki insan okuduklarıyla, duyduklarıyla kendisinden bir şeyin gizli olduğunu anlar ve eğer bunu keşfedecek olursa mutlu olacağını görür. Dolayısıyla bu şekilde insan devam eder manevi çalışmasına. Kişi kendisini boş hisseder ve ondan sonra sadece boş değil ama neden boş olduğunu neden hazla dolamayacağını görür çünkü hazla dolabilmesi için özel bir hazırlık yapması lazım ve bir form eşitliğine gelmesi lazım hazla. Yani hazla bir eşitlik sağlaması lazım ancak o zaman kendisini hazla doldura bilir. Şimdi bir kaynağın olduğunu hissediyor ve neden kendisini hazla dolduramadığını da anlıyor. Şöyle ki kişi hasta olduğunu keşfediyor. Tüm kitap, tüm arkadaşları ve hocası hastalığının kişisel sevgi olduğunu söylediği zaman insan bunu anlamaz. İnsan ilk başta sanır ki bilmesi gereken şey öğrenmek, her şeyi bilmek ve edinmek. Tıpkı dünyevi daha önceki hayatında geçirdiği süreçler gibi bilmek, öğrenmek ve edinmek ister ta ki bir seçimi olmadığını görene kadar yani kişinin kendisini değiştirmesi gerektiğini anlayana kadar. Bu bilince gelmesi bir çok hastalıkta olduğu gibi uzun zaman alır. Kişi ilacı aldığı gibi ilacı aldıktan sonra biraz zaman geçmesi lazım iyileşmesi için. Burada hastalık gizli ta ki kişi hasta olduğunu anlayana kadar ve bununla hem fikir olana kadar ve hastalığının kişisel sevgi olduğunu gördüğü zaman ve bunun ilacı Kabala ilmini çalışmak ve bunu doğru bir şekilde kullanmak, buna Torah denir yani manevi çalışma. Kişi ondan sonra hasta olduğunu gördükten sonra o zaman Torah’a ihtiyacı vardır. Yani şifaya ihtiyacı vardır. Her insan için olan bir şifa, kişi çaresiz olsa, henüz o çaresizliğe gelmemiş olsa da her aşamada insana manevi çalışma hastalığının kendisini göstere bilir, doğru teşhisi insan kendi yapabilir ve ondan sonrada kişiye aynı zamanda nasıl tam olarak iyileşeceğini de gösterebilir. Ve her şey insanın hastalığını ne kadar hissettiğine bağlıdır. Ve kendisini doktora getirmesine endekslidir. Doktorda üst güç, Yaratan. Sadece Yaratan insana gösterebilir, sadece Yaratan insanı manevi çabasıyla onu ıslah edebilir. Çünkü bu şekilde insanla Yaratan arasında bir ilişki doğmakta. Ve Yaratan’la arasındaki bu ilişki yani Yaratan’ın Işığı insana hastalığını gösterir ve insanda iyileşmeyi talep eder ister, ve istediği dereceye kadarda Yaratan kendisine şifa verebilir, iyileştirebilir. Kişi iyileşmeyi talep ettikçe dünyamızda olduğu gibi doktorda ilacını verir. Dolayısıyla manevi çalışmada kişi maneviyatın kendi kişisel şifası olduğunu görmeye başlar. Islah iki aşamadan oluşur. Birincisi hastalığı tıpkı dünyamızda olduğu gibi keşfetmesi lazım insanın yani kişi hasta olduğunu bilmiyor, hayatta, normal bir hayat yaşadığını sanıyor, her şeyin yolunda olduğunu sanıyor, eskisi gibi hayatımı yaşarım diye düşünüyor. Ta ki hastalık giderek artıyor, kişi hasta olduğunu görüyor. Henüz hem fikir olmasa da bu şekilde ilerler. Ve yavaş, yavaş görüyor ki insan kötü nitelikleri ortaya çıktığı zaman, kötülükleri ifşa oldukça hem fikir olur. Her şey hastalığın ifşasına bağlı. Dolayısıyla kişi hastalığını görür ve ilcıda görür. Bunların hepsi insanın, nasıl doktorla ilişkisi olduğuna bağlı. Hastalığını görmesi ve düzelmeyi, iyileşmeyi istemesi. Dolayısı ile buradaki tüm iyileşme süreci insana bağlı ve iyileşme süreci iki şekilde olabilir. Ya zamanında denir ki insanın inatçı olduğu koşuldur. İnsan hasta olduğunu kabul etmez, bırakır, hiçbir iyileşme yapmaz, kendi tarafından çaba sarf etmez. Tehlikeli bir yoldur,kişi zamana bırakırsa, hastalığı kötüleşir iyice kötü bir hayata doğru giderek, darbelerle ilerler. Dünyamızdaki hastalıklarda da görüyoruz ki, eğer önceden teşhis yaparsak ve bir takım cihazlarla insanın içerisindeki hastalıkları daha oluşmadan iyileştirebiliyoruz tıpkı bu dünyada ki koşullarda olduğu gibi x ray’ler vs. Şimdide aslında öyle bir gelişti ki birkaç hap yutarak iyileşe biliyoruz ancak birkaç hapla hastalığını iyileştirebilmesi için insanın hasta olduğunu önceden keşfetmesi lazım. Tam derinliğine göre keşfetmesi lazım çünkü hastalığını fark ettikten sonra doktora gidiyor ve ilaç talep ediyor. Manevi çalışmada da insanın kötü eğilimini görmesi lazım yani hastalığını görmesi lazım. Kötülüğün ne olduğunu bilmesi lazım. Duyularına henüz ifşa olmamış kötülükleri, görmeye başlaması lazım ve bundan geçekten sanki bunları hislerinde yaşıyormuş gibi kötü hissetmesi lazım kendisini. Zamanında denilen ilerlemeyle, ben zamanı hızlandıracağım denilen koşul arasında ki fark buradadır. Kişi zamanında da ilerleye bilir ama uzun yıllar acı çeker ve ızdırap yolunda ilerler. O noktaya gelince de durum gerçekten acı dolu ve kritik uzun bir yoldur. Ancak kişi kendi kötülüğünü hastalığını ne kadar erkenden teşhis ederse ve zamanında denilen koşul kadar derin ve yoğunlukta hissederse o dereceye kadar ne kadar sağlıksız olduğunu görür. Ve bunun için insan gerçek hislerinde hastalığı hissetmese bile bağırıp çağırmaya şikayetçi olmaya başlar bu hastalığına yönelik ve bu şekilde aklıyla da bu hastalığı öğrenerek kitaplardan bilincini artırır. Kitaplardaki şey gerçek koşulunu gösterir aslında. Ondan sonra diyebiliriz ki insan hastalığa olan anlayışını artırabilir ve gerçek bir iyileşme talebi için, gerçek bir şifa için kişi neyin eksik olduğunu görür kendisinde. Eksik olan aslında tek şey kişinin o gerçek talebi ve iyileşme o talepten sonra gelir. Elbette doktorun gözlerinde kişi bu hasta ne kadar erkenden doktora gelip şifa talep ederse,doktorun gözünde o kadar iyi. Dolayısıyla burada bir ilişki sistemi var, hastayla doktor arasında yani kişiyle Yaratan arasında ve bu ilişkiye biz Tora diyoruz yani manevi çalışma. Bu ilişkide safhalar vardır. Hasta hastalığını keşfetmek zorunda ve bazı safhalar vardır talep eder ve talepte de sonuç alır. Talebine karşılık alır hastalığına karşı. Dolayısı ile burada karşılıklı bir ilişki var. Hastadan doktora yani aşağıdan yukarıya kişiden Yaratan’a buna sözlü Tora denir. Bu kişinin ne kadar hastalığını keşfedip buna şifa talep ettiğine bağlı, ne kadar hastalığını gördüğüne bağlı. Yukarıdan aşağıya da doktorun hastaya olan, Yaratan’ın kişiye olan tavrına da yazılı Tora denir. İdeal koşullarda bu iki Tora birbirine karşılıklı olmalı, biri öbürüne karşı ümit ediyorum ki inşallah hastalığımızın tüm derinliğini keşfedebiliriz ve bu safhalardan geçerek şifasını alabiliriz. Ve ondan sonra hasta olmakla, yukarıdan ifşa olanla, kişinin istediği şifa arasında bir fark olmasın. Ancak bu sadece kişiye bağlı değil, kişinin çevresine de bağlıdır. İnsan arayışına ve çevresinden etkiyle hastalığını keşfetmenin ne kadar önemli olduğunu çevresinden alması lazım çünkü doğamız gereği insan tembel bir varlıktır ve kendisini iyileştirmek istemez çünkü her iyileştiriliş tatsız olaylardan geçer. Hastalıktan iyileşme tatsız olur. Burada dolayısıyla iyileşmenin önemini verecek bir çevre olması lazım çünkü insan özel bir koşulda bulunmakta. Manevi kalpteki uyanışı olduğu zaman ve sağlıklı olduğu zaman iyi bir his içerisinde. Bu yüzden kişi ihsan etmeyi keşfettikçe ve bunun iyi, sağlıklı bir koşul olduğunu keşfettikçe ve bununla birlikte iyi bir ihsan etme koşuluna gelmeye çalıştığı zaman Yaratan’a yönelik, bu koşulun önemini artırması kişinin iyileşmeyi istemesinde talebini artırır, iyileşmeyi istemesini artırır. Eğer bu şekilde ilerlerse gerçek bir talebe ulaşma yolunda gidiyor denir. O zamanda doktor yani Yaratan kişiyi ıslah eder. Bu yüzden bu iki Tora, sözlü Tora, yukarı talep olarak yükselir ve bu yazılı Tora’yı uyandırır ki, Yaratan’dan aşağıya kişiye gelir. İnsan bu şekilde de aşağıdan yukarıya ilerler. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Manje_Loa Yanıtlama zamanı: Ağustos 13, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 13, 2007 Özetle kişinin yaradana olan tavrına sözlü tora,yaradanın kişiye olan tavrına ise yazılı tora deniyomuş.Son cümleyi beğendim bi de "Bu iki Tora, sözlü Tora, yukarı talep olarak yükselir ve bu yazılı Tora’yı uyandırır ki, Yaratan’dan aşağıya kişiye gelir. İnsan bu şekilde de aşağıdan yukarıya ilerler." Paylaşım için teşekkürler.Her kim yazdıysa örneği uzatmışta uzatmış.Baygınlık geçirmeden bitirebildim çok şükür:p Ek olarak bulduklarımı paylaşayım:Tevrat kelimesinin ibranicesiymiş ve gerçek adı hatorah mış. Yazılı torahlar-->bereshit - tekvin,shemoth - çıkış,vayiqra - levililer,bamidbar - sayılar,devarim - tesniye Sözlü torahlar-->talmud,mishnah,gemara Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.