Jump to content

Eprövler, Tekamül ve Şeytan Çatışması


Heretik

Önerilen Mesajlar

Merhaba. Öncelikle bu konuyu felsefe bölümüne açmamın sebebi, evrensel enerji ve farkındalıkla ilgili en temel kavramlar olan tekamül ve eprövler hakkında teknik bilgiden ziyade bütün bu sistemin sebebi üzerine kendi sorgulamamı aktarmak istememdir. Şeytan kelimesini neden koyduğumu da yazının içerisinde açıklayacağım. Bu öncelikli notu belirtmek istedim ki yazının kategorisel kargaşasından baştan kurtulabilelim. Bir şey daha var, bu yazıdaki sorgulamalarım kesinlikle konuda geçen kavramlar ve onları sitede konu olarak açan adminlere bir eleştiri değildir, tamamen kendi düşüncelerimdir, sizin de fikrinizi merak ettiğim için paylaşıyorum.

 

Bütün sorgulamalarda olduğu gibi bu da "Neden?" kelimesiyle başlıyor. Aslına bakarsanız aynı kelimeyle de son bulacak, tıpkı felsefedeki geri kalan tüm sorular gibi. Neden böylesi bir sistem kuruldu? Neden en yüce amaç olarak addedilen tekamül uğruna, bilinmeyen evrenlerden başka bilinmeyen sonsuzluktaki evrenlere doğru ilerleyen ruh, epröv adındaki eziyetlere tahammül edilmek zorunda bırakıldı? Bununla ilgili bütün okumalarda alt metin hep aynı sebebe işaret ediyor: O'na, yani Kaynak/Tanrı/Yaratıcı/Rab' a ulaşmak. Dikkat ederseniz herhangi bir inancın seslendirdiği isimle söylemedim. Ne derseniz deyin, bütün bu evrenler boyunca tekamülle ilerleyen sistemin amacı Kaynak'a ulaşarak onunla birlikte İlahi Yasalar'ın işleyişiyle kendi varlıklarını mükemmel bir ahenge oturmak. Elbetteki bunun için ruhun daha henüz bilinmeyen bütün melekelerini açığa çıkarmak.

 

İşte tam da bu yüce amaç uğruna insanlığın yolculuğundaki maddesel evren durağında çekilen tüm eziyetler, epröv adı altında tekamül uğruna geçilen süreçler olarak anlatılıyor. Yani her şey yüce bir amaç uğruna deniliyor. Peki bu epröv denip geçilen şeyler nedir? Dünyadaki bütün zalimlikler, şiddet, savaş, açlık, fiziksel ve ruhsal aşağılanma, tecavüz, cinayet vb. aklınızın alabileceği bütün kötülükler. Yani deniyor ki bunlar aslında gelişim için birer araç. İşte burada işin rengi değişmeye başlıyor, en azından benim için. Her şeyi kabul edebilirim, hatta bu eprövlerin, tekamülle O'na ulaşmak için olduğunu da pekala kabul edebilirim. Peki ama bunca kötülük, acı ve ızdırap, bu sisteme uymak için değer mi?

 

Sadece bu sitede değil pek çok yerde okumuştum fakat burada tam olarak aynısı yazdığı için bir alıntı yapmak istiyorum. Tekamül başlıklı konuda şöyle bir yer var, "Ruhlar, kendilerini Yaradan’a yükseltecek, yani O’nun yasalarıyla kendi varlıklarını bir kılıp, her alanda onlarla işleyebilecek duruma kendilerini aday kılan ve yönlendiren melekelerini geliştirmek zorundadırlar. İşte “kemal” dediğimiz şey, bu zorunluluğun gerçekleşmesidir. " Dikkat edin, ZORUNLULUK kelimesi geçiyor.

 

Yani biz istesek de istemesek de bu sistemin içinde tekamül etmek zorundayız. Bunun içinde bütün bu iğrenç kötülüklere katlanmak zorundayız. Daha da kötüsü biz de bu kötülüğün bir parçasıyız. İşte bu yüzden bunlara dayanamayıp intihar eden kişilerin öldükten sonraki konumu hakkında spiritüalist metinlerde hep oldukça kötü şekilde ızdıraplara maruz kalacağından bahsedilir.

 

Neden? Çünkü İlahi Yasalar'ın zorla dayattığı eziyetlere karşı bir muhalefetin simgesi olarak intihar karşımıza çıkmaktadır. Bütün sistemlerde olduğu gibi bu sistem de muhalefeti istemez. Zaten bence Şeytan kavramı da burada devreye girer.

 

Şeytan/Satan/Lucifer, istediğiniz isimle hitap edelim hiç önemli değil, hatta ister Şeytan'ın varlığına inanın ister onu sadece fikir olarak kabul edin, yine bir şey değişmez. Önemli olan O'nun ortaya attığı fikir. Zaten Şeytan'ın düşmüş melek olarak adlandırması bence burada çok manidardır. Kesinlikle Adem'e secde etme olayından bahsetmiyorum. Orada son derece metaforik bir anlatım kullanıldığını düşünüyorum. Oradaki olay, Şeytan'ın, kusurlu, bozgunculuk yapıp kan dökecek ve her şeye tecavüz edecek bir varlığın yaratılması fikrine karşı çıkmasıdır. Çünkü zaten insandan önce mükemmel bir düzen vardı, çünkü ortada kusursuzluk vardı, fakat insan kana susamışlığıyla her şeyi bozdu. Oysa Şeytan, Tanrı'nın hali hazırdaki mükemmel düzeninin en sadık takipçisiydi, şimdi bu yeni yaratım her şeyi mahvediyordu. Acaba bu gerçekten de egoya yenik düşmek miydi?

 

Eğer öyleyse bile, Tanrı buna neden izin verdi? Çünkü tıpkı iktidar partisinin göstermelik bir muhalefete izin verip aslında onun bütün gücünü elinden alması gibi Kaynak da bunu kendi sisteminin işleyişini düzenleyecek bir araç olarak gördü. İsterseniz Şeytan değil de direk Ego olarak düşünün, yine aynı kapıya çıkar. Yani ipler aslında her zaman tek kişinin, Kaynak'ın elindeydi.

 

Şimdi burada önemli bir yol ayrımı ortaya çıkıyor. Spiritüel Satanizm, ki onun felsefesine göre- yine teknik ve ezoterik kavramları bir kenara bırakıyorum- zaten Şeytan ve Tanrı apayrı iki enerji ve birbiriyle çatışma halindeler. Onlara göre Satan, insanlığı asıl yaratandır ve Allah/Tanrı/Yahveh, sonradan Dünya'ya gelip Satan'ı yenmiştir. Neyse, yani sonuç olarak ister bu şekilde olsun, ister Satan da bizzat Kaynak'ın yarattığı, tekamül sisteminin işleyişinde bir araç olsun, hepimiz aslında özgür olmadığımız için burada olduğumuzu, bunları tartıştığımızı ve yine özgür olmadan eprövlere katlanarak yükseleceğimizi görebiliriz.

 

Burada yine başka bir seçenek daha var, bunların hiçbiri doğru değil, maddeden başka gerçeklik yok, tekamül saçmalık insan özgürdür vb. derseniz saygı duyarım tabi ama sonuçta bu siteye üye olmuş biri olarak maddeden başka bir gerçekliğin olduğunu baştan var sayabiliriz artık diye düşünüyorum.

 

Yazı tahminimden de uzun olacak kısa kesmeye çalışacağım. Varsayalım ki bütün tekamül evrelerimizi geçirdik ve O'nunla bir olduk. Artık yaradılış amacımıza ulaştık diyelim. Yani O'nun dünyadaki işlerini yöneten Melekler'den biriyiz vb. neyse, bu zamanında bize yapılan ve bizim de başkalarına yaptığımız, Akaşik Kayıtlar'a tek tek kaydedilen bütün kötülükleri, şiddeti, zararı silecek mi?

 

Bu tıpkı şunun gibi, hani diyelim babanız size sinirle tokat atar da siz küçücük çocukken ağlarsınız, sonra babanız da özür diler ya, aynı onun gibi. O özür diler evet, belki gönlünüzü alır, ama o tokat atılmıştır artık. Ki bu dünya için tokattan milyon kere beter olaylardan söz ediyoruz. Hiçbir özür yapılan kötülüğü geri çevirmez. Savaşa savaşa güçlenen kudretli bir asker olmaktansa bambaşka bir seçenek daha vardır, hiç savaşmamak. Kimsenin savaşmaması.

 

Umarım buraya kadar sabırla okumuşsunuzdur, sona geliyorum.

 

Tekamül sanki Kaynak'ın bizi katlanmak zorunda bıraktığı bütün eziyetleri için kocaman bir özür gibi geliyor bana. Ama hiçbir özür yapılan kötülüğü geri getirmez. Tecavüze uğrayıp da çocukları öldürülmüş kimseye iyilikten, tekamülden vb. bahsedemezsiniz. Üstüne üstlük yaşadığı travmalarla masumlara saldırıp psikopatlaşması yine onu suçlu konumuna itecektir.

 

Hakikaten de, Tanrı olmak bunca korkunç ızdıraba değer mi?

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Gűzel yazı insanı kamil bana nietzchenin űstinsanını hatırlatıyor her şeye rağmen hayata evet diyen bir varoluş acının kendisi hazzın yokluğudur insanlar mutluluğu kendilerine çok görűp birbirlerine dűşman kesildiği nde yaşanır sefalet dualite yasası na göre haz varsa acı da olacaktır unutmayın haz elde etmek için sizi doğuran kadına ne acılar çektirdiniz evrende bıçak olucak gülü dikeni kesecek kolu kesmeyecek bu biraz zor.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Gűzel yazı insanı kamil bana nietzchenin űstinsanını hatırlatıyor her şeye rağmen hayata evet diyen bir varoluş acının kendisi hazzın yokluğudur insanlar mutluluğu kendilerine çok görűp birbirlerine dűşman kesildiği nde yaşanır sefalet dualite yasası na göre haz varsa acı da olacaktır unutmayın haz elde etmek için sizi doğuran kadına ne acılar çektirdiniz evrende bıçak olucak gülü dikeni kesecek kolu kesmeyecek bu biraz zor.

 

Teşekkür ederim. Benim anladığım kadarıyla kamil insanla üst-insan birbirinden önemli bir noktada ayrılıyorlar, ki o da ahlaki yargılar meselesi. Kemale ermiş kişi bütün eylem ve niyetlerinde kimseye zarar vermeden İlahi Yasalar'ın emrettiği gibi hareket ederken, yani bir nevi ulvi amaçları hedef alırken, Nietzsche'nin üst insanı ahlaki yargılarından kendini sıyırabilendir. Hatta tıpkı onun kitabında olduğu gibi İyinin ve Kötünün Ötesinde'dir. Zaten dünyayı bıçaklarla doldurduktan sonra kesilmemeyi beklemek elbette saçma. Fakat asıl iş dünyayı o kadar kanatırken sonra tekamülle hepsinin telafi edileceği fikrinde, yani olayın mantığında kökten bir arıza var gibi. Ya da ben ikna olamıyorum, hoş ben ikna olmasam ne değişecek o da ayrı konu.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Alem bir kuruntudan ibarettir onun gerçek bir varlığı yoktur. Bu isr hayalle kastedilen şeydir.yani sen hayalinde zannettinki bu alem kendi başına bir buyruk kendi kendine oluşmuş bir gerçektir mutlak gerçekten hariç bir varlıktır.halbuki hiçte böyle değildir.. bil ki sen kendinde bir hayalsin idrak ettiğin her birşey ve bu ben değilim dediğin her bir nesnede hayaldir.şu halde bütün varlık alemide hayal içinde hayaldir.ibni arabinin tűmcesi spatyoma göre bu alem bir rüyadır ilűzyon yani hayal içinde kendi realiteni yaratıp mutlu olacak olan biziz zira insanlar hayal gűçlerini çalıştırım daha iyi şeyler yapabilirdi toplumda hastaların ve sabit fikirlerinin sağlıklı insanlara verdiği mücadele yi görüyoruz ne yazık ki.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Alem bir kuruntudan ibarettir onun gerçek bir varlığı yoktur. Bu isr hayalle kastedilen şeydir.yani sen hayalinde zannettinki bu alem kendi başına bir buyruk kendi kendine oluşmuş bir gerçektir mutlak gerçekten hariç bir varlıktır.halbuki hiçte böyle değildir.. bil ki sen kendinde bir hayalsin idrak ettiğin her birşey ve bu ben değilim dediğin her bir nesnede hayaldir.şu halde bütün varlık alemide hayal içinde hayaldir.ibni arabinin tűmcesi spatyoma göre bu alem bir rüyadır ilűzyon yani hayal içinde kendi realiteni yaratıp mutlu olacak olan biziz zira insanlar hayal gűçlerini çalıştırım daha iyi şeyler yapabilirdi toplumda hastaların ve sabit fikirlerinin sağlıklı insanlara verdiği mücadele yi görüyoruz ne yazık ki.

 

Belki de rüya ya da hayal olabilir doğru. Zaten ölümle başka bir boyuta uyanmak da bunu ima eden bir metin sonuçta. Fakat yine, rüyadayken bile acı çekebilirken, fiziksel dünyada yaşanan gerek fiziksel gerekse ruhsal acıları hiç kimse aslında bir rüyadayız deyip hoş göremez, inkar edemez. Ya da en azından ben bunu yapabileni görmedim.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Hep merak etmişimdir, bir insan bir filin zihnine girip bir fil gibi yaşayıp bir fil gibi hissedebilir mi diye...

 

Zihnin içine girebilse bile onun gibi hissedebilmek biraz şüpheli. Hayvanların bilinci içgüdülerden ibaretse eğer, içgüdü de üzerine düşünülmeden yaratılıştan gelen itkilerle yapılan refleksif hareketler gibi düşünürsek onun zihninin içine girsek bile onun gibi hissedemeyebiliriz. Tabi biyoloji bilimi hayvanların bilincini nasıl tanımlıyor tam olarak bilmiyorum, benimki sadece bir tahmin. Fakat bunun konuyla ilgisini tam anlayamadım :)

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Geçmiş tekamůlűmuzdeki sıkıntıları şimdiyede taşıyabiliriz bunlar kendimizi aşmak için firsat tir acının içinde hayatın anlamsız liği sorgulanır böylece ruh kendi varoluşuna odaklanır artık önündeki engelleri görmemeye başlar bu bir sureçdir insanları acidan kurtarmak sabit bir alemi gerektirir cennet gibi halbuki bu alem devingendir her an eşsiz ve tekdir hayat amacın olarak görmeli ve herkesin bu süreç ten geçtiği ni anlamalisin kanımca kabul etmeyerek süreci ni yavaşlatacağın kuşkusuz.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sorgulamaların güzel yani sorgulaman güzel lakin enerjin kaba tabirle ergenimsi yani biraz negatif , şimdi soruj acılar dolayısıyla kötülük insanların elinden kötüyü alırsanız iyiliğide alırsınız irade de kalmaz iyiliği iyilik yapan kötülük de yapabilecekken yapmak, tekamül... Bir düşün bir karamsarlık içerisindesin ve vicdan azabı çekiyorsun ama bu azap nefret şeklinde eğer bu hali bırakıp karamsarlığı pozitif düşünce ile delip yükselmeye başladığımızda çektiğimiz acılar için şükretmenin doğru olduğunu fark edebiliriz bir şeyi sen yapması için zorunluluk kavramınından ziyade özgür iradenle bir şeyleri tercih edip eylemlerinde devam ettitmek gerekir ki kime ne olmus ne yapmis ise o enerji onu ona verir bu olaylarda unutulur tabi daha dun ne yedigimizi zor hatirliyoruz bir de bu işin sonunu düşün ki elbet sonu gelcek.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Konuyla pek ilgisi yok, uzaktan ilgisi vardır ama. Tanrıyla ilgili yazılar okuduğum zaman, onun planını anlamaya çalışanları bu örnekteki gibi düşünürüm. Yani bir filin insanı anlayabilme olanaksızlığı gelir aklıma. Ya da kaldırıp duvara fırlattığım dizüstü bilgisayar, bunu neden yaptığımı anlayabilir mi? Bugün biraz garip hissediyorum, neyse iyi forumlar size...

 

Zihnin içine girebilse bile onun gibi hissedebilmek biraz şüpheli. Hayvanların bilinci içgüdülerden ibaretse eğer, içgüdü de üzerine düşünülmeden yaratılıştan gelen itkilerle yapılan refleksif hareketler gibi düşünürsek onun zihninin içine girsek bile onun gibi hissedemeyebiliriz. Tabi biyoloji bilimi hayvanların bilincini nasıl tanımlıyor tam olarak bilmiyorum, benimki sadece bir tahmin. Fakat bunun konuyla ilgisini tam anlayamadım :)
Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

O zaman şeytan bütün kötülüklerin sebebiyse bizim İsa'mız olamaz mı ?

 

Şeytanın tüm kötülüklerin sebebi olma konusu genel olarak semavi dinlere özgür bir inanış. Fakat genel tekamül konusu, sistemin mantığı sebebiyle bütün inançları, hatta inançsızlığı da kapsar. Ayrıca eğer ki Şeytanın kötülükleri sebebi olduğuna inanıyorsanız bu neden sizin İsa'nız olsun onu çözemedim.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...