8 Saniye

Ömer Faruk Sorak'ın yönetmenliğini yaptığı Esra İnal'ın kendi hayatından uyarlayarak senaryolaştırdığı filmde, Almanya'da yaşayan Esra adında genç bir kadının Lucid rüyalar ve kontrolsüz Astral Projeksiyonlardan ötürü, gerçeklik ve hayal arasında sıkışıp kalması anlatılıyor.

Filmi az önce seyrettim. Gerçek bir hayat hikayesinden uyarlandığı için bu filmi tamamen hayal ürünü olarak görmek yanlış olur. Öncelikle filmin açılışında Esra İnal, rahatsızlığının kaynağını doğru tespit ettiğini bizlere gösteriyor. İleri yaştaki ebeveynleri çocuk yapmaya karar veriyorlar ve annesi Esra'ya hamile kalıyor.

Esra küçüklüğünden itibaren diğer çocuklardan farklı hareket ediyor. Sınıfta kitabı melodi katarak şarkı gibi okuması, Esra'nın duygusal zekasını yoğun olarak kullanabildiğini gösteriyor. Olacak olayları önceden rüyasında görebiliyor.

Bir mevlevi olan babası, Esra'yı mevlevi sema gösterisini izlemeye götürüyor ve mevlevilikteki astral bilinç, şeyhin Esra'ya gözlerini kapattırıp, önce gökyüzüne yükselmesini sonra Ay'a sonra da samanyolunun dışına yükselmesini hayal etmesini istemesiyle birlikte, Esra'nın hayatının merkezine yerleşmiş oluyor.

Esra'nın yaşayacağı tüm olaylar, onun kendisini bulmasına bir yol olarak gerçekleşiyor. Çatışmalar, gerçeğin ve hayalin aslında bir hiçlik(nihilizm) olduğuna, tek gerçeğin sevgi ve aşk olduğuna Esra'yı hazırlıyor.

Böyle bir senaryoyu çekebilmek için büyük bir bütçe gerekiyor. Görsel efektler gayet yerinde kullanılmış ve sırıtmıyor. Belki daha iyi olabilirdi.

Filmi izlemeyenler için daha detaylı bir analiz yapmıyorum. İzlemenizi tavsiye ederim. Özellikle lucid rüya ve astral projeksiyon deneyimleri olanlar için güzel bir duygu yaşatıyor bu film.

https://www.youtube.com/watch?v=JmUsAdBmnwY

Yarın eve geldiğim de ilk işim bu filmi izlemek olacak

Ben açıcaktım bunun konusunu