sidar Oluşturma zamanı: Nisan 20, 2015 Paylaş Oluşturma zamanı: Nisan 20, 2015 © Demetra George Bir insanın doğum anında, gökyüzünde belirli bir gökcismi göze çarpıyorsa, o yıldız, gezegen ya da asteroidle aynı adı taşıyan tanrı veya tanrıçanın mitolojik hikayesi, o insanın hayatında ana bir temayı oluşturur. Mezopotamya’nın ilk astrologları, tanrı ve tanrıçaların gezegenlerde oturduklarına ve onların göksel hareketleriyle, insanların hayatlarının gidişatını yönettiklerine inanırlardı. Astroloji, bizi çevreleyen gökyüzündeki gezegen hareketlerinin, burada, yeryüzündeki olaylarla ne şekillerde ve nasıl bağlantılı olduğunu inceler. ( Makro Kozmosu içinde barındıran Mikro Kozmos düşüncesi). Tanrı ve tanrıçaların mitolojik hikayeleri, gezegenler ve önemli insan deneyimleri arasında, sonsuz ve çok yakın bir ilişki vardır. Modern kültürde, mit kelimesi doğru olmayan bir şeyi anlatan bir anlam kazanmıştır. Oysa ki, antik insanlara göre, mitler, onların geleneklerini ve bilgeliklerini depoladıkları bir bilgi havuzuydu Dışarıdan bakıldığında, mitler insanlığın yaratılış hikayelerini ve tarihini aktaran sözlü efsanelerdir ama özünde, insan psikolojisini anlatır. Terapi kelimesi, Yunanca ‘therapia’, ‘Tanrılara hizmet etme’ anlamına gelir. Antik iyileştirme metotlarından biri, hastalığın belirtilerini tanımlamak ve bu belirtileri belirli bir tanrı ya da tanrıçanın kişilik özellikleriyle ilişkilendirmekti. Hasta, daha sonra adaklar sunmak, kutsal ayinlere kabul talep etmek ve ruhsal, bedensel şifalanmayı sağlamak için, o tanrının tapınağına hacca gönderilirdi. Her bir tanrı, bugün bizim ‘kompleksler’ olarak tanımladığımız, bir dizi semptomun somutlaşmış halidir. Mitolojik hikayeler sağlığa ve bütünlüğe giden yolu gösteren işaret direklerini içinde barındırırlar. Arketipsel psikolojiye göre, mit bilinçdışının doğal dilidir. Carl Jung, mitleri “ruhumuzdaki ölümsüz motifler” olarak tanımlamıştır. Joseph Campbell ise, “ Bütün tanrı ve tanrıçaların , kişiliğimizin aktif güçleri olarak, içimizde yaşadığını” belirtmiştir. Onların mitolojik biyografileri, hayatımızı yönlendiren ve şekillendiren temel güçleri temsil ederler. Bunlar, elimizde mevcut olan ana karakterler ve temel senaryolardır. Mitler aracılığıyla kişisel bir anlam buluruz. Yıllar geçtikçe, mitolojik tanrılara bakış açımız, kişileştirilmiş tanrı ve tanrıça görüşünden, psişenin (esas ruhun) varlıklarına doğru değişmiştir. Astrolojide bu psikolojik güçler kişiliğimizin değişik bölümlerini temsil eden gezegenler tarafından sembolize edilirler. Astroloji, insan deneyimi arenasındaki dünyasal gerçeklikle, arketipler dünyası arasında köprü kuran bir araçtır. Son zamanlara kadar birçok astrolog insan deneyimini tanımlamak için, sadece 10 arketipsel enerjiyi kapsayan 10 gezegen sistemi ile çalıştılar. 1800’lü yılların başından beri, bunlara ek olarak, özellikle Mars ve Jüpiter arasında güneş sistemi içinde yörüngede binlerce gökcismi ve asteroid keşfedildi. Bunların bir çoğuna değişik kültürlerden mitolojik tanrı ve tanrıçaların ismi verildi. Şu anda, insan davranışını anlamak adına, çok daha geniş bir yelpazede arketipsel enerjilere sahibiz. Bu mitolojik arketiplerin , kendilerini nasıl gözler önüne serdiklerine en güzel örnek Hillary Clinton’ın hayatında görülebilir. Doğum haritasında asteroid Hygiea yükselmekte ve Yükselen’iyle kavuşum yapmaktadır. ‘Hijyen’ kelimesi, Hygiea kelimesinden türemiştir. Hygiea, özellikle, koruyucu ilaç anlamına gelen sağlık tanrıçasıydı. Hillary’nin bu enerjiyi sağlık hizmetleri reformu için çalışırken kullandığını görüyoruz. Diğer bir örnek de, Hillary’nin Ay’ının kariyer/toplumsal ün evi olan 10. ev’de asteroid Lilith ile yaptığı kavuşumdur. Mitolojik Lilith Cennet Bahçesinde Adem’in ilk karısıydı. Eril hiyerarşik otoriteye meydan okuduğu, itaat etmeyi reddettiği ve erkeğin eşiti olarak sergilediği duruş sebebiyle cezalandırıldı, sürgün edildi ve bir şeytanmış gibi gösterildi. Hillary politik alanda gücünü azaltmaya ve onu gözden düşürmeye yönelik birçok ahlaksız saldırının hedefi olmuştur. Onun, böyle bir ataerkil düzende liderliği üstlenmesi, Lilith’e yaraşır bir cesaret sergilemesi sonucu olabilir. Carl Jung, ‘Gezegenler tanrılardır ve bilinçdışı güçlerin sembolleridir.‘ demiştir. Mitler ruhun dilidir. Bu kısa örneklerde doğumumuzdaki gezegensel düzenle işaret edilen evrensel ve ölümsüz temaların, bugün içimizde nasıl yaşamaya devam ettiğini görebiliriz. Bunlar yaşam deneyimlerimizi şekillendiren ve onlara daha geniş bir anlam veren güçlerdir. Çeviren: Gözde Kara Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
tugse Yanıtlama zamanı: Nisan 21, 2015 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 21, 2015 çok görüyrum sidar üstü kapalı anlatıyorlar temsil ettikleri ve konumlarını bunu bize daha öz ve anlaşılır anlatacak bir kaynak yokmu? Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.