sirius Yanıtlama zamanı: Eylül 8, 2015 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 8, 2015 peki malzemeleri sürekli böyle bi sandıkta saklayıp kullanacağım zaman çıkartsam çok fazla sıkıntı olur mu ? umarım olmaz çünkü başka seçeneğim yok Şu açıdan sıkıntı oluyor, sürekli çıkarmak ve yeniden yerleştirmek uğraştırıcı. Altarın sabit olması da oradaki enerjiyi güçlendiriyor. AMa yapacak bir şey yoksa bu tarz bir çözüm üretilebiliyor. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Hsynson1 Yanıtlama zamanı: Eylül 8, 2015 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 8, 2015 Tekrar Merhabalar , iyi forumlar. Cevaplarsanız sevineceğim bir sorum daha var. Paganizm homoseksüellik ile ilgili bir görüşü var mıdır acaba? Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
sirius Yanıtlama zamanı: Eylül 8, 2015 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 8, 2015 Tekrar Merhabalar , iyi forumlar. Cevaplarsanız sevineceğim bir sorum daha var. Paganizm homoseksüellik ile ilgili bir görüşü var mıdır acaba? paganizm her tür cinsel yönelimi yani heterseksüellik, biseksüellik, homoseksüellik ya da aseksüellik, olağan kabul eder, dışlamaz. Hiçbirini "övmez" ya da "yermez", günah ya da sevap olarak nitelendirmez. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Ninque Yanıtlama zamanı: Eylül 8, 2015 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 8, 2015 Ego kötü bir kavram değildir, bizi hayatta tutan şeydir... Sıkıntısı şudur ki kendi gerçek istediğimiz ve yolumuzdan alıkoyar. Bu yüzden bir cadı tamamen egosunu yok etmeye çalışmaz, onu tanır ve onu kontrol eder. Onunla uyumlu yaşamayı ama bunu yaparken yüksek erdemleri de hayatına taşımayı amaç edinir.... Hayır demek egosal bir durum değildir. Kendi sınırını korumak, kendi alanını yaratmak, "hayır burayı işgal edemezsin" demek önemlidir ve oldukça pozitif bir eylemdir. Haliyle bu uygulamayı yapmak bencilce olmayacaktır. Çünkü doğada da böyledir her hayvanın kendi sınırı vardır ve ihlal edildiğinde dişlerini ortaya çıkarır. Haliyle bunu yapmak kendi varlığımızı ortaya koymak demektir. Toplumun yanlış algılarından biri de budur zaten, sanarız ki hayır dersek "kötü insan" oluruz tam tersine kimliğimizi ortaya koyarız. O açıdan sorun yok. Muhtemelen mars enerjisine dayalı bir çalışma yeterli olacaktır. Şu zamana kadar özgüven eksikliğinden o kadar çok çektim ki, insanlara o kadar çok boyun eğdim ki, kendimi tanıyorum ve özümde pollyanna olmadığıma inanıyorum. Her şey iyi, her şey güzel, her şey mükemmel, herkes çok çok iyi ben de bir iyilik melakesi, herkesi koşulsuz seven varlık değilim artık Şu konuyu da okuyunca kendime geldim iyice; http://www.gnoxis.com/kendini-bil-ya-da-bilme-61014.html Evet aynen mars ile ilgiliydi. Henüz başlamadım hiç bir şeye, altarım dahi yok. Ama hazırlıyorum yavaş yavaş, hepsini bir anda yapmam mümkün değil. Teorik olarak da hazırlanıyorum aynı zamanda. Her şey tam olsun istiyorum. Sağolasın cevap için. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
BloodwitcH Yanıtlama zamanı: Eylül 10, 2015 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 10, 2015 Vudu'da neden bazı hayvanlar yavaş yavaş işkence edilerek kurban edilir ve neden insan kurban etme-yamyamlık gibi uygulamaları mevcuttur? Bu uygulamalardaki asıl amaç nedir ve son olarak bu uygulamar Paganizm'in temel ilkelerine ters düşmez mi? Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
sirius Yanıtlama zamanı: Eylül 10, 2015 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 10, 2015 Vudu'da neden bazı hayvanlar yavaş yavaş işkence edilerek kurban edilir ve neden insan kurban etme-yamyamlık gibi uygulamaları mevcuttur? Bu uygulamalardaki asıl amaç nedir ve son olarak bu uygulamar Paganizm'in temel ilkelerine ters düşmez mi? Voodoo biraz daha farklı bir geleneğe sahiptir, daha karanlık özelliktedir. Voodooya geçmedne önce kurbanın paganizmde var olduğunu söyleyebiliriz. Her ne kadar modern zamanlarda paganlar olarak kurban etme yerine adaklar versekte, kadim zamanlarda "topluluğun adına" yılda bir kere kurban verilidri mesela Druidlerin beyaz boğa kurban ettiğini, Mısır'da ve Antik yunan'da halk adına keçi veya boğa kurban edildiğini biliyoruz. Bu bir toplu kıyım değildir, hayvandan rahip-rahibe tarafından izin alınarak yapılan bir ritüeldir. Voodoo da tarihi ne kadar eski olduğu bilinmeyen inançta da hayvan kurban etme olduğunu görüyoruz. Ama "kara büyü" uygulamaları dışında voodooda yavaş yavaş ve işkence ederek kurban etme yoktur. ayrıca her voodoo geleneğinde de kurban yoğun değildir. Mesela santeria inancında daha yoğundur kurban. Kanın majikal enerjisinden yararlanmaktır amaç. İnsan kurban etme gibi bir inanç paganizmde yoktur. Zamanla dejenerasyon sebebiyle bazı bölgelerde dönem dönem ortaya çıkmıştır. -Örneğin Maya gliflerini yanlış yorumlayan azteklerde ortaya çıkmıştır veya gelenekte bozulmalara sebep olmuş bazı afrika kabilelerinde- Yamyamlık ise kadim gelenekte "neyi yersen o olursun" inancından öte gelir. Bu yüzden bazı afrika kabilelerinde "içlerinde yaşaması" için ölen sevdiklerini yerler (Yabancıları değil). Her önüne geleni yedikleri batılı insanların korkuyla yaptıkları açıklamalardır. yamyamlık, insan kurban etme paganizmin temel öğretisinde yoktur. Öğretilerin yanlış yorumlaması sebebiyle sonradan dejeneresyonlar olarak karşımıza çıkar. Bu tarz bozulmalar paganizmde de elbette olmuştur. Mesela ezoterik inisiyasyon merkezi olan ve kadim büyünün en büyük sırlarına sahip antik mısır'da dahi, son dönemlerinde rahipler parayla öte dünya için muskalar satmaya başlamışlardır, bu öğretinin "unutulması" ve dejenere olması sebebiyledir. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
BloodwitcH Yanıtlama zamanı: Eylül 10, 2015 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 10, 2015 Voodoo biraz daha farklı bir geleneğe sahiptir, daha karanlık özelliktedir. Voodooya geçmedne önce kurbanın paganizmde var olduğunu söyleyebiliriz. Her ne kadar modern zamanlarda paganlar olarak kurban etme yerine adaklar versekte, kadim zamanlarda "topluluğun adına" yılda bir kere kurban verilidri mesela Druidlerin beyaz boğa kurban ettiğini, Mısır'da ve Antik yunan'da halk adına keçi veya boğa kurban edildiğini biliyoruz. Bu bir toplu kıyım değildir, hayvandan rahip-rahibe tarafından izin alınarak yapılan bir ritüeldir. Voodoo da tarihi ne kadar eski olduğu bilinmeyen inançta da hayvan kurban etme olduğunu görüyoruz. Ama "kara büyü" uygulamaları dışında voodooda yavaş yavaş ve işkence ederek kurban etme yoktur. ayrıca her voodoo geleneğinde de kurban yoğun değildir. Mesela santeria inancında daha yoğundur kurban. Kanın majikal enerjisinden yararlanmaktır amaç. İnsan kurban etme gibi bir inanç paganizmde yoktur. Zamanla dejenerasyon sebebiyle bazı bölgelerde dönem dönem ortaya çıkmıştır. -Örneğin Maya gliflerini yanlış yorumlayan azteklerde ortaya çıkmıştır veya gelenekte bozulmalara sebep olmuş bazı afrika kabilelerinde- Yamyamlık ise kadim gelenekte "neyi yersen o olursun" inancından öte gelir. Bu yüzden bazı afrika kabilelerinde "içlerinde yaşaması" için ölen sevdiklerini yerler (Yabancıları değil). Her önüne geleni yedikleri batılı insanların korkuyla yaptıkları açıklamalardır. yamyamlık, insan kurban etme paganizmin temel öğretisinde yoktur. Öğretilerin yanlış yorumlaması sebebiyle sonradan dejeneresyonlar olarak karşımıza çıkar. Bu tarz bozulmalar paganizmde de elbette olmuştur. Mesela ezoterik inisiyasyon merkezi olan ve kadim büyünün en büyük sırlarına sahip antik mısır'da dahi, son dönemlerinde rahipler parayla öte dünya için muskalar satmaya başlamışlardır, bu öğretinin "unutulması" ve dejenere olması sebebiyledir. Anladım, açıkladığınız için teşekkürler Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Ninque Yanıtlama zamanı: Eylül 10, 2015 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 10, 2015 Merhaba Sirius; Bir konuda şunu yazmışsınız; ''Hangi tarzda büyü sizi cezbederse cezbetsin başlangıçta kesinlikle tek bir yolda yürümek mühimdir. Ve bu yol genelde bilinçaltınızla uyumlu olan kültürünüzün büyüsel ögeleri olabilir. Bu da başlarda havass veya Anadolu büyüleri ile çalışmanın daha kolay olduğu anlamına gelir. Çünkü zaten bilinçaltı düzeyinde doğdunuz topraklarda ki enerjiye daha alışık olursunuz ve bilinçaltı dogmalarınız kendi kültürünüzle uyumlu büyüde size destek çıkar. Mesela hiçbir büyü deneyimi olmadan bizim kültürle az benzeşen yönü olan kelt büyüleri yapmaya çalışrsanız büyük oranda başarısız olacaksınızdır. Çünkü bir büyü geleneğinde başarılı olmak için o geleneği ve en önemlisi büyününün işleyişini çözmüş olmanız gerekir. Büyüde ilerleyip işleyişini çözdükçe kendi karma sisteminizi yaratabilirsiniz. Ama başta önerim kendi kültürünüzde veya tek bir kültür üzerinde yoğunlaşmak olacaktır. Büyünün işleyişini ise kimse size anlatmaz, deneyimledikçe sizin bunu öğrenmeniz gelişiminiz için elzemdir. Sadece ipuçları verebiliriz'' Bilinç altımızla uyumlu olan yolun kendi geleneğimize ait olan yol olduğunu nasıl anlayacağız. Pek geleneksel yetiştirildiğim söylenemez, açıkçası anadolu kültüründeki büyü kullanılış biçiminden ötürü hep itici gelmiştir bana, tabi kesinlikle onun itici ve kötü olduğunu kastetmiyorum, hacı hoca üfürükçü, dolandırıcı falcılar, medyumlar vs yüzünden ürkmüşümdür hep. Tamamen çocukluğumda duyduğum şeylerden ötürü bilinçaltımın oyunları. Kuzey avrupa gelenekleri ise tam aksine hep çekmiştir beni elimde olmadan. Batı ve avrupa özentiliği olarak görmesin kimse. Sanki zamanın küçük bir diliminde oralarda yaşamışım gibi hissediyorum. Bu yola yoğunlaşsam -ki istemesem de öyle olacak- herhangi bir sıkıntı yaşar mıyım? Herşey hakkında azar azar bilgilenmeye niyetliyim, ama ben temelde bahsettiğim yolda ilerlersem bu işi daha iyi öğrenecekmişim gibime geliyor. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
sirius Yanıtlama zamanı: Eylül 11, 2015 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 11, 2015 Bilinç altımızla uyumlu olan yolun kendi geleneğimize ait olan yol olduğunu nasıl anlayacağız. Pek geleneksel yetiştirildiğim söylenemez, açıkçası anadolu kültüründeki büyü kullanılış biçiminden ötürü hep itici gelmiştir bana, tabi kesinlikle onun itici ve kötü olduğunu kastetmiyorum, hacı hoca üfürükçü, dolandırıcı falcılar, medyumlar vs yüzünden ürkmüşümdür hep. Tamamen çocukluğumda duyduğum şeylerden ötürü bilinçaltımın oyunları. Kuzey avrupa gelenekleri ise tam aksine hep çekmiştir beni elimde olmadan. Batı ve avrupa özentiliği olarak görmesin kimse. Sanki zamanın küçük bir diliminde oralarda yaşamışım gibi hissediyorum. Bu yola yoğunlaşsam -ki istemesem de öyle olacak- herhangi bir sıkıntı yaşar mıyım? Herşey hakkında azar azar bilgilenmeye niyetliyim, ama ben temelde bahsettiğim yolda ilerlersem bu işi daha iyi öğrenecekmişim gibime geliyor. Öncelikle şunu netleştireyim; bu yazı "büyü" uygulamaları için önemlidir. Amacı büyü yapmak olanlara bir ön bilgilendirmedir. Yapacağınız büyüye "bilinçaltınız" inanmazsa ve desteklemezse verimi ve enerjisi düşecektir. Yani uyduruk bir arapça ile cin çağırılabilinmesinin sebebi bilinçaltında yatan derin korku ve inançtır. Bu inanç arapça dua ne kadar saçma da olsa kişinin cin çağırmasına olanak verir. =) Ama burada sizin ailesel yapınız ve "inancınız" çok önemli. Burada ilk başlardan bahsediyorum. Bu yüzden cadılıkta yürürken adanma yapıyoruz. Adanmanın anlamı, bilinçaltına ve evrene, benim yolum artık bu demek. Burada kendinizi gözlemlemeniz önemli. Mevcut içinde olduğumuzun kültür bizi etkiler ama bu etkiden sıyrılamayacağımız anlamına gelmez. Bu yüzden bilgi çok önemli. Araştırdıkça geleneklerin içindeki özü anladıkça ve dolayısıyla bilinç ikna oldukça bilinçaltı da ikna olacaktır. Haliyle büyü pratiklerine başlamadan önce cadılığı iyice araştırın, element çalışmalarını, çember pratiklerini, meditasyon pratiklerini yapın dememizin sebebi de bu bilinçaltı dogmalarından sıyrılmaktır. Belli bir seviyeden sonra daha evrensel bir bakış açısını yakaladığınızda, istediğiniz her kültürün büyüsünü yapabilir hale geliyorsunuz; kabala, hermetizm, havass, anadolu büyüsü, batı tarzı veya antik mısır... Sizin için içeriği fark etmiyor. Bu noktada ailenizin inancı çok önemli. Eğer aileniz sıradan bir müslümansa ve dinsel bir yoğunluk yoksa geçişiniz çok rahat olur. Ama dindar, veya geleneğine çok bağlı bir aile ise, size yapacağı dayatmalar oranında, paganizme ve dolayısıyla cadılığa geçişiniz çok sancılı olacaktır. ( Elbette imkansız değil... dogmaları yıkarak, iç cehennem ve günah korkularıyla yüzleşerek bunu yapabilirsiniz.) Geçme gibi bir niyetiniz yoksa zaten pagan büyülerinde başarısız olma ihtimaliniz çok yüksektir, bunun yerine dayatılan kültürün büyülerinde daha başarılı olabilirsiniz. Şimdi özetlersem sen zaten pagan ve/veya cadılık yolunda yürümeye niyet ettiysen, temel inancı oturacağın için kültürel etkilerden sıyrılırsın, zaten ilk başlarda dinlerin dogmalarından sıyrılmak zorunda kalacaksın. Temel inancı oturunca, yapacağın pratiklerde bir sıkıntı oluşturmayacaktır. Önemi bir hatırlatma yapayım; bilinçaltını bilinç kontrol eder... Bilincinizle bir inancı yaşar ve içselleştirirseniz, bilinçaltına da yerleşecektir. 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
BloodwitcH Yanıtlama zamanı: Eylül 11, 2015 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 11, 2015 Ritüellerimize ve büyü pratiklerimize Ay tam tepede olunca mı başlamalıyız? Bazen Ay'ın tam tepeye ulaşması çok uzun sürüyor, benim ev ortamımsa genelde 22.00 gibi müsait oluyor çünkü o saatte evde kimse olmuyor. Ritüelime veya büyüme bu saatte başlamam doğru mu? Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Hektor Yanıtlama zamanı: Eylül 11, 2015 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 11, 2015 Saat önemli değil. Önemli olan rituelinizi hakkıyla yerine getirmeniz. Duruma ayak uydurmak zorundaysanız gerekirse gündüz dahi uygulamalarınızı yapabilirsiniz. Tabi dolunay rituelini değil. Dolunay zamanı özel bir zamandır. Ay' ın ışığını gördüğünüz her an yapılabilir. Tepede olması tercih edilir ama hayati öneme sahip değildir. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
BloodwitcH Yanıtlama zamanı: Eylül 11, 2015 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 11, 2015 Saat önemli değil. Önemli olan rituelinizi hakkıyla yerine getirmeniz. Duruma ayak uydurmak zorundaysanız gerekirse gündüz dahi uygulamalarınızı yapabilirsiniz. Tabi dolunay rituelini değil. Dolunay zamanı özel bir zamandır. Ay' ın ışığını gördüğünüz her an yapılabilir. Tepede olması tercih edilir ama hayati öneme sahip değildir. Anladım çok teşekkür ederim Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
adEda Yanıtlama zamanı: Eylül 12, 2015 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 12, 2015 Belli bir seviyeden sonra daha evrensel bir bakış açısını yakaladığınızda, istediğiniz her kültürün büyüsünü yapabilir hale geliyorsunuz; kabala, hermetizm, havass, anadolu büyüsü, batı tarzı veya antik mısır... Sizin için içeriği fark etmiyor. sen zaten pagan ve/veya cadılık yolunda yürümeye niyet ettiysen, temel inancı oturacağın için kültürel etkilerden sıyrılırsın, zaten ilk başlarda dinlerin dogmalarından sıyrılmak zorunda kalacaksın. Temel inancı oturunca, yapacağın pratiklerde bir sıkıntı oluşturmayacaktır. benim hala tam olarak anlamadığım bir şey var @sirius. büyü işine başlayacaksam , pagansam ve cadılık yolunu seçtiysem bir büyü kültürü seçememe gerek yok sanırım değil mi ? cadılık da bu kültürlerden biri mi yoksa cadı olan biri bu kültürlerden birini mi seçmeli ? şöyle düşünüyorum; zaten benim seçtiğim yol cadılık. büyüyü evrensel olarak bir bütün gibi görüyorum, bu büyü kültürlerinden birini seçme gereksinimi bulmuyorum. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
BloodwitcH Yanıtlama zamanı: Eylül 12, 2015 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 12, 2015 benim hala tam olarak anlamadığım bir şey var @sirius. büyü işine başlayacaksam , pagansam ve cadılık yolunu seçtiysem bir büyü kültürü seçememe gerek yok sanırım değil mi ? cadılık da bu kültürlerden biri mi yoksa cadı olan biri bu kültürlerden birini mi seçmeli ? şöyle düşünüyorum; zaten benim seçtiğim yol cadılık. büyüyü evrensel olarak bir bütün gibi görüyorum, bu büyü kültürlerinden birini seçme gereksinimi bulmuyorum. Büyüye başlama aşamasından bahsediyor Sirius. Yani ilk başlarda kendi kültürümüze ve bilinçaltımıza yakın büyü kültürünün basit seviyeli olanlarından başlamak daha iyi olacaktır verim açısından. Sirius'un da hep dediği gibi "Cadılıkta eklektik yürüyebilirsiniz." yani büyüde belli bir tecrübe elde ettikten sonra yavaş yavaş diğer kültürlerdeki büyülere de başlayabilirsiniz. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
adEda Yanıtlama zamanı: Eylül 13, 2015 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 13, 2015 Büyüye başlama aşamasından bahsediyor Sirius. Yani ilk başlarda kendi kültürümüze ve bilinçaltımıza yakın büyü kültürünün basit seviyeli olanlarından başlamak daha iyi olacaktır verim açısından. Sirius'un da hep dediği gibi "Cadılıkta eklektik yürüyebilirsiniz." yani büyüde belli bir tecrübe elde ettikten sonra yavaş yavaş diğer kültürlerdeki büyülere de başlayabilirsiniz. anladım. çok teşekkürler. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Hsynson1 Yanıtlama zamanı: Eylül 13, 2015 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 13, 2015 Saat önemli değil. Önemli olan rituelinizi hakkıyla yerine getirmeniz. Duruma ayak uydurmak zorundaysanız gerekirse gündüz dahi uygulamalarınızı yapabilirsiniz. Tabi dolunay rituelini değil. Dolunay zamanı özel bir zamandır. Ay' ın ışığını gördüğünüz her an yapılabilir. Tepede olması tercih edilir ama hayati öneme sahip değildir. Senin gibi çok okuyan birisini sorgulamak haddim değildir. Fakat benim okuduğum yerlerde (belgeseller , bazı kitaplar ) 'de her büyü kategorisi için farklı bir zaman dilimini ele alırlardı. Cassandra Eason - 10 Adımda Psişik Gücünüz ' den bir yazıda ''Bizim bildiğimiz saatlerin icadından önce, kum, mum saatleri ve güneş saati, Güneş'in hareketlerine göre günün belli bölümlerini ölçmek için kullanılırdı. Tarım günündeki doğal işaret noktalarında geldikleri gibi gelen bu önemli zamanlar yüzyıllar boyunca insani arzu ve ilgilerin enerjisini biriktirdi. İnsanların çoğu köylerde yaşarken, günler kilise çanlarına göre düzenleniyordu. Bu yüzden çan saatlerinin -3.00, 6.00, 9.00, 12.00, 15.00, 18.00, 21.00, 24.00- çok sihirli olduğu söylenir. İnsanların güneşe göre yatıp kalktıkları yerlerde kullanılan kırsal tariflerine göre ayarlanan ve her biri özel bir odağa sahip olan çan saatlerini kullanabilirsiniz. Tam saat ve beş dakika sonrası en güçlü vakitlerdir: *06.00- Yeni başlangıçlar ve hem insanlar hemde projeler açısından verimlilik için. *09.00- Para sorunları ve para kazanma düşünceleri. *12.00- Kariyer ve imkansız gibi görünen şeylerin üstesinden gelme. *15.00- Değişiklik ve seyahat. *18.00- Ailevi meseleler, evlilik ve ortaklıklar. *21.00- Aşk, arkadaşlık ve öğrenme. *24.00- İyileştirme, Çekişmeleri onarma ve psişik faaliyetler. *03.00- Huzur, yaşlılarla ilişkiler ve sakin uyku. Kelt günü gün batımında başlar ve bu nedenden ötürü Halloween (Bütün Azizelerin arifesi) ve Mayıs Arifesi, sihir ritüelleri için ilerleyen günlerden daha önemlidir. Şafak ,öğle ve günbatımı da önemli zamanlar olarak bilinir. *Şafak yeni başlangıçlar ve değişiklikler içeren büyü ve çekim büyüsü için iyidir. *Güneşin tam tepede olduğu öğle vakti hareket, güç ve başarı için iyidir. *Günbatımı aşk, iyileştirme ve uzaklaştırma büyüsü için uygun vakittir. Şafak veya gün batımı bir çan saatine denk geldiğinde enerjiler özellikle kuvvetlidir. Bu nedenle öğle vakti her zaman doruk saatidir.'' Eğer bulabilirsem belgeselide paylaşmayı isterim. Okuduğunuz işin teşekkürler. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Hektor Yanıtlama zamanı: Eylül 13, 2015 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 13, 2015 Senin gibi çok okuyan birisini sorgulamak haddim değildir. Fakat benim okuduğum yerlerde (belgeseller , bazı kitaplar ) 'de her büyü kategorisi için farklı bir zaman dilimini ele alırlardı. Cassandra Eason - 10 Adımda Psişik Gücünüz ' den bir yazıda ''Bizim bildiğimiz saatlerin icadından önce, kum, mum saatleri ve güneş saati, Güneş'in hareketlerine göre günün belli bölümlerini ölçmek için kullanılırdı. Tarım günündeki doğal işaret noktalarında geldikleri gibi gelen bu önemli zamanlar yüzyıllar boyunca insani arzu ve ilgilerin enerjisini biriktirdi. İnsanların çoğu köylerde yaşarken, günler kilise çanlarına göre düzenleniyordu. Bu yüzden çan saatlerinin -3.00, 6.00, 9.00, 12.00, 15.00, 18.00, 21.00, 24.00- çok sihirli olduğu söylenir. İnsanların güneşe göre yatıp kalktıkları yerlerde kullanılan kırsal tariflerine göre ayarlanan ve her biri özel bir odağa sahip olan çan saatlerini kullanabilirsiniz. Tam saat ve beş dakika sonrası en güçlü vakitlerdir: *06.00- Yeni başlangıçlar ve hem insanlar hemde projeler açısından verimlilik için. *09.00- Para sorunları ve para kazanma düşünceleri. *12.00- Kariyer ve imkansız gibi görünen şeylerin üstesinden gelme. *15.00- Değişiklik ve seyahat. *18.00- Ailevi meseleler, evlilik ve ortaklıklar. *21.00- Aşk, arkadaşlık ve öğrenme. *24.00- İyileştirme, Çekişmeleri onarma ve psişik faaliyetler. *03.00- Huzur, yaşlılarla ilişkiler ve sakin uyku. Kelt günü gün batımında başlar ve bu nedenden ötürü Halloween (Bütün Azizelerin arifesi) ve Mayıs Arifesi, sihir ritüelleri için ilerleyen günlerden daha önemlidir. Şafak ,öğle ve günbatımı da önemli zamanlar olarak bilinir. *Şafak yeni başlangıçlar ve değişiklikler içeren büyü ve çekim büyüsü için iyidir. *Güneşin tam tepede olduğu öğle vakti hareket, güç ve başarı için iyidir. *Günbatımı aşk, iyileştirme ve uzaklaştırma büyüsü için uygun vakittir. Şafak veya gün batımı bir çan saatine denk geldiğinde enerjiler özellikle kuvvetlidir. Bu nedenle öğle vakti her zaman doruk saatidir.'' Eğer bulabilirsem belgeselide paylaşmayı isterim. Okuduğunuz işin teşekkürler. Tabi ki zamanlamayı sallamıyoruz kafadan:) En azından buradakilerin zamanlama kategorisini bilmesi gerektiğine inanıyorum. O kadar ayrıntıya girmiyorum her mesajımda farkındaysanız Cadılıkta sadece Ay değil, Güneş de kutsaldır. Eşik vakitleri dediğimiz zamanlar Güneş'in gökyüzündeki hareketidir çoğu zaman. Gün doğarken, batarken ve öğlen önemli eşik vakitleridir. Bunun dışında tüm günün saatlik dilimleri vardır. Sanırım paylaşılmıştı daha önce forumda hesaplamaları ve hangi saatin hangi gezegene denk geldiğini. Ayrıca günlük uygunluklar var, bildiğiniz gibi her gün yedi gezegenden birine denk düşmekte. Ay takvimine göre de yıllık ve aylık uygunluklar var. Bunlar bir çok kültürde farklı işlenmiş olsalar da istenilen kültürün ay takvimi uygunlukları kullanılabilir. Şimdi gelelim benim görüşüme Bence temel esaslara uyulmak şartıyla zamanlamayı ayarlamak cadının kendine kalmış bir durumdur. Misal bir kanser hastasına şifa ayini yapmayı düşünüyorsunuz ve gün belirleyeceksiniz. Siz cumartesiyi (satürn ve defedici özellikler) kullanmaya karar verebilirsiniz, ben ise pazartesiyi (ay ve hücreler zerindeki etkisi) kullanmayı tercih edebilirim. Bir başkası da hastalıkla savaşması için salı gününü (mars ve savaşçı özellikler) kullanabilir. Şimdi bu verdiğim bilgi kolay anlaşılır değil, en azından uygulamada insanlar çok hata yapıyor bunu daha önce çok gördüm. Fakat büyüyü yapanın enerjisinin yönü çok önemlidir. Bunu da her gün pratikler yapan bir insan en az 2 yılda öğrenebiliyor. Belirli kalıplar her türlü ruhsal yolda öğrenciyi belirli bir hizada tutmak içindir. Dağın tepesine tırmandıkça bakış açısı genişler ve kurallar da değişir. Şimdilik bu kadarı yeterli olur umarım açıklamamın. Ayrıca ek olarak şunu da belirteyim: Cassandra hanımın kitaplarına çok itimat etmenizi önermiyorum. Nitekim kendi "paint" ile ayırma büyüsü yapan veya "balonla" aşk büyüsü yapan bir hatundur. Bilgilerinin güvenilir olduğunu söyleyemeyeceğim. Güvenilir olanlar da başka kaynaklardan aldıkları zaten Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
BloodwitcH Yanıtlama zamanı: Eylül 13, 2015 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 13, 2015 Tabi ki zamanlamayı sallamıyoruz kafadan:) En azından buradakilerin zamanlama kategorisini bilmesi gerektiğine inanıyorum. O kadar ayrıntıya girmiyorum her mesajımda farkındaysanız Cadılıkta sadece Ay değil, Güneş de kutsaldır. Eşik vakitleri dediğimiz zamanlar Güneş'in gökyüzündeki hareketidir çoğu zaman. Gün doğarken, batarken ve öğlen önemli eşik vakitleridir. Bunun dışında tüm günün saatlik dilimleri vardır. Sanırım paylaşılmıştı daha önce forumda hesaplamaları ve hangi saatin hangi gezegene denk geldiğini. Ayrıca günlük uygunluklar var, bildiğiniz gibi her gün yedi gezegenden birine denk düşmekte. Ay takvimine göre de yıllık ve aylık uygunluklar var. Bunlar bir çok kültürde farklı işlenmiş olsalar da istenilen kültürün ay takvimi uygunlukları kullanılabilir. Şimdi gelelim benim görüşüme Bence temel esaslara uyulmak şartıyla zamanlamayı ayarlamak cadının kendine kalmış bir durumdur. Misal bir kanser hastasına şifa ayini yapmayı düşünüyorsunuz ve gün belirleyeceksiniz. Siz cumartesiyi (satürn ve defedici özellikler) kullanmaya karar verebilirsiniz, ben ise pazartesiyi (ay ve hücreler zerindeki etkisi) kullanmayı tercih edebilirim. Bir başkası da hastalıkla savaşması için salı gününü (mars ve savaşçı özellikler) kullanabilir. Şimdi bu verdiğim bilgi kolay anlaşılır değil, en azından uygulamada insanlar çok hata yapıyor bunu daha önce çok gördüm. Fakat büyüyü yapanın enerjisinin yönü çok önemlidir. Bunu da her gün pratikler yapan bir insan en az 2 yılda öğrenebiliyor. Belirli kalıplar her türlü ruhsal yolda öğrenciyi belirli bir hizada tutmak içindir. Dağın tepesine tırmandıkça bakış açısı genişler ve kurallar da değişir. Şimdilik bu kadarı yeterli olur umarım açıklamamın. Ayrıca ek olarak şunu da belirteyim: Cassandra hanımın kitaplarına çok itimat etmenizi önermiyorum. Nitekim kendi "paint" ile ayırma büyüsü yapan veya "balonla" aşk büyüsü yapan bir hatundur. Bilgilerinin güvenilir olduğunu söyleyemeyeceğim. Güvenilir olanlar da başka kaynaklardan aldıkları zaten Sayın hektor demek istediğinizi çok iyi anladım, peki bu gezegensel saatleri hangi siteden öğrenmemizi önerirsiniz? Ben genelde Ay'ın konumlarına göre hareket ediyorum fazla detaya girdiğim pek söylenemez çünkü dediğim gibi evim sürekli müsait olmuyor. Fakat doğal olarak ilerleme katetmek istiyorum Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Charles Darwin Yanıtlama zamanı: Eylül 13, 2015 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 13, 2015 Paganizm'de Zülkarneyn ve Melkisedek kimdir?Yeri var mıdır? Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Hektor Yanıtlama zamanı: Eylül 14, 2015 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 14, 2015 Sayın hektor demek istediğinizi çok iyi anladım, peki bu gezegensel saatleri hangi siteden öğrenmemizi önerirsiniz? Ben genelde Ay'ın konumlarına göre hareket ediyorum fazla detaya girdiğim pek söylenemez çünkü dediğim gibi evim sürekli müsait olmuyor. Fakat doğal olarak ilerleme katetmek istiyorum Süleymanın anahtarındaki saatler kullanılıyor genellikle. Ama internetten "planetery hours" yazarsanız sanırım bir program vardı, onu indirebilirsiniz. Programı indirdikten sonra konumunuzu giriyorsunuz. Hangi gezegensel saatteyseniz o size hesaplayıp söylüyor. Hesaplaması biraz karışık. Sanırım telefon için de vardı benzer program. İlla ben elimle hesaplayacağınm derseniz de; bulunduğunuz şehrin gün doğumu ve gün batımı saatleri arasındaki zamanı dakikaya çevirip 12 ye bölüyorsunuz, bunun sonucunda çıkan sayı (genelde küsüratlı olur) o günün iki gezegensel saat arasındaki saatini gösterir. Gün doğumu saatine çıkan sonucu ekleye ekleye "gündüz vaktinin oniki gezegensel saatini" buluyorsunuz. Anı işlemi gece saatleri için de yapmak gerekiyor. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Hektor Yanıtlama zamanı: Eylül 14, 2015 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 14, 2015 Paganizm'de Zülkarneyn ve Melkisedek kimdir?Yeri var mıdır? Melkisedeki araştırmadım, hatta zülkarneyni de araştırmadım. Okuduğum dergilerin birinde bir yazıda zülkarneynden bahsediliyordu. Çift boynuzlu demekmiş ve doğrudan kuran'da geçiyor. "Paganizm'de yeri var mı?" sorusunun basit bir cevabı var aslında; "evet var". Bu tarz bilgiler için kitaplar yazılıp belgeseller çekiliyor. Bugün biliniyor ki, ibrahimi dinlerde geçen hikayelerin çoğu pagan mitolojisinde orijinal şekliyle duruyor. Tabi bu tarz bilgilere çok da gerek yok aslında. Ben bir paganım, islamla ilgilenmem gereksiz olur. Tabi ki bilgi edinme amaçlı okuyoruz veya araştırmaları inceliyoruz, fakat bazı arkadaşlar kuran'dan ayet ezberleyip gereksiz yere savunma veya saldırma amaçlı kullanıyorlar. Sorsan çember açmayı bilmiyorlar Kuran'daki karakterlerle çok uğraşmaya gerek görmüyorum, onun yerine paganların kendi inançlarındaki mitolojilerde saklı olanları bulmasını daha doğru buluyorum. Sonuçta "senin dinin sana, benim dinim bana!". Nasıl ki yeryüzünde yaşayan hristiyanların %99 una paskalyanın bir pagan bayramı olduğu vb. şeyleri kabul ettiremezseniz, aynı şekilde müslümanlara da zülkarneynin boynuzlu tanrı olduğuna ikna edemezsiniz. İkna etmeye çalışmak da gereksiz zaten 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
sidar Yanıtlama zamanı: Eylül 14, 2015 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 14, 2015 Paganizmde intiharın yeri nedir ? . Tanrı ve Tanrıçalara hakaret olarak sayılabilir mi ? . Dünyevi ve uhrevi bakış açıları , yaklaşımları nelerdir ? . . Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Charles Darwin Yanıtlama zamanı: Eylül 14, 2015 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 14, 2015 Melkisedeki araştırmadım, hatta zülkarneyni de araştırmadım. Okuduğum dergilerin birinde bir yazıda zülkarneynden bahsediliyordu. Çift boynuzlu demekmiş ve doğrudan kuran'da geçiyor. "Paganizm'de yeri var mı?" sorusunun basit bir cevabı var aslında; "evet var". Bu tarz bilgiler için kitaplar yazılıp belgeseller çekiliyor. Bugün biliniyor ki, ibrahimi dinlerde geçen hikayelerin çoğu pagan mitolojisinde orijinal şekliyle duruyor. Tabi bu tarz bilgilere çok da gerek yok aslında. Ben bir paganım, islamla ilgilenmem gereksiz olur. Tabi ki bilgi edinme amaçlı okuyoruz veya araştırmaları inceliyoruz, fakat bazı arkadaşlar kuran'dan ayet ezberleyip gereksiz yere savunma veya saldırma amaçlı kullanıyorlar. Sorsan çember açmayı bilmiyorlar Kuran'daki karakterlerle çok uğraşmaya gerek görmüyorum, onun yerine paganların kendi inançlarındaki mitolojilerde saklı olanları bulmasını daha doğru buluyorum. Sonuçta "senin dinin sana, benim dinim bana!". Nasıl ki yeryüzünde yaşayan hristiyanların %99 una paskalyanın bir pagan bayramı olduğu vb. şeyleri kabul ettiremezseniz, aynı şekilde müslümanlara da zülkarneynin boynuzlu tanrı olduğuna ikna edemezsiniz. İkna etmeye çalışmak da gereksiz zaten Melkisedek Tevrat/Yaratılış Kitabı'ndan bir karakter başka bölümlerde de ismi var bir kişi mi yoksa ünvan mı olduğu bilinmiyor kşiyse anne ve babası yok ve ölümsüz Hristiyanlar İsa olduğunu dahi düşündüler Melkisedek'in Melkisedek Tanrı'nın kahini olarak geçiyor ve Yahudi bile değil.Bu ilginç çünkü Yahudilikte Kahinlik Levili soyundan gelir hadi diyelim ki Melkisedek Levililik ortada yokken vardı en azından Yahudi olması gerek. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Charles Darwin Yanıtlama zamanı: Eylül 14, 2015 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 14, 2015 Paganizm Kabala'ya nasıl bakar?Kabala bildiğim kadarıyla İbrahim ile başlıyor diye bir iddaa var. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Hsynson1 Yanıtlama zamanı: Eylül 14, 2015 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 14, 2015 Tabi ki zamanlamayı sallamıyoruz kafadan:) En azından buradakilerin zamanlama kategorisini bilmesi gerektiğine inanıyorum. O kadar ayrıntıya girmiyorum her mesajımda farkındaysanız Cadılıkta sadece Ay değil, Güneş de kutsaldır. Eşik vakitleri dediğimiz zamanlar Güneş'in gökyüzündeki hareketidir çoğu zaman. Gün doğarken, batarken ve öğlen önemli eşik vakitleridir. Bunun dışında tüm günün saatlik dilimleri vardır. Sanırım paylaşılmıştı daha önce forumda hesaplamaları ve hangi saatin hangi gezegene denk geldiğini. Ayrıca günlük uygunluklar var, bildiğiniz gibi her gün yedi gezegenden birine denk düşmekte. Ay takvimine göre de yıllık ve aylık uygunluklar var. Bunlar bir çok kültürde farklı işlenmiş olsalar da istenilen kültürün ay takvimi uygunlukları kullanılabilir. Şimdi gelelim benim görüşüme Bence temel esaslara uyulmak şartıyla zamanlamayı ayarlamak cadının kendine kalmış bir durumdur. Misal bir kanser hastasına şifa ayini yapmayı düşünüyorsunuz ve gün belirleyeceksiniz. Siz cumartesiyi (satürn ve defedici özellikler) kullanmaya karar verebilirsiniz, ben ise pazartesiyi (ay ve hücreler zerindeki etkisi) kullanmayı tercih edebilirim. Bir başkası da hastalıkla savaşması için salı gününü (mars ve savaşçı özellikler) kullanabilir. Şimdi bu verdiğim bilgi kolay anlaşılır değil, en azından uygulamada insanlar çok hata yapıyor bunu daha önce çok gördüm. Fakat büyüyü yapanın enerjisinin yönü çok önemlidir. Bunu da her gün pratikler yapan bir insan en az 2 yılda öğrenebiliyor. Belirli kalıplar her türlü ruhsal yolda öğrenciyi belirli bir hizada tutmak içindir. Dağın tepesine tırmandıkça bakış açısı genişler ve kurallar da değişir. Şimdilik bu kadarı yeterli olur umarım açıklamamın. Ayrıca ek olarak şunu da belirteyim: Cassandra hanımın kitaplarına çok itimat etmenizi önermiyorum. Nitekim kendi "paint" ile ayırma büyüsü yapan veya "balonla" aşk büyüsü yapan bir hatundur. Bilgilerinin güvenilir olduğunu söyleyemeyeceğim. Güvenilir olanlar da başka kaynaklardan aldıkları zaten Cassandra sadece elimin altında olan bir kaynaktı ve oradaki yazıyı buraya geçirdim. Bilgileri yanlış olabilir benim demek istediğimde zaten sadece yapacağın ritüellere karşı bir zaman dilimi olmasıydı. Ayrıca haftadaki günleri ve önemlerinide farklı bir konudan bakarak anladım fakat ikisini bir araya getirmemiştim. Sayende oda oldu. Teşekkürler @hektor Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.