sloan Oluşturma zamanı: Haziran 14, 2015 Paylaş Oluşturma zamanı: Haziran 14, 2015 [h=2]Insidious Chapter 3 (Leigh Whannel)[/h] Daha önce James Wan'ın yönetmenliğini yaptığı serinin devam filmini bu kez Leigh Whannel yönetti. Aynı zamanda oyuncu olan ve önceki filmlerde de olduğu gibi yine senaristliği üstlenen Whannel'in senaryo ve diyaloglardaki performansındaki düşüşü görmek mümkün. Buna bir de oyuncuların yüzeysel performansları eklenince bazı yönlerden tatmin edici olmayan bir yapım olmuş Insidious Chapter 3. Ama bütün bunların aksine, ilk iki filmden daha korkutucu olduğunu söylemek istiyorum. Bunun en büyük etkisi ise makyaj konusunda büyük gelişim kaydetmiş olmaları. Serinin ilk filminde izlediğimiz şeytan tasvirinden sonra, Chapter 3'deki doğa üstü varlıkların tasvirleri ilaç gibi geldi. Makyaj konusundaki bu atılımın haricinde aniden kameranın kadrajına giren korkutucu hayaletlerin de buna katkısı büyük. Evet, ilk iki filmde de böyle sahneler vardı ama serinin bu filminde bu yönteme daha çok başvurulmuş. 18 yaşında olan Quinn Brenner (Stefanie Scott), ölen annesi ile iletişim kurmaya çalışır ve bu konuda başarıya ulaştığını, gerçekten annesi ile iletişime geçtiğini zanneder. Ama önceki filmlerden de tanıdığımız Elise Rainer (Lin Shaye) 'e, medyumluk yeteneklerinden yararlanmak için gittiğinde durumun hiç de böyle olmadığını öğrenir. Bunun üzerine başına garip olaylar gelmeye başlayan Quinn için hayat cehenneme dönmek üzeredir. Quinn, bu şeytani varlığın elinden kurtulabilecek ve ruhunun tamamını bedenine geri getirebilecek midir, yoksa ölümün kollarına kendini bırakacak mıdır? Senaryo, ilk filmlerdeki olayları anımsatacak küçük objelerle süslenmiş. Bunun dışında ilk iki filmde filmin ilk saniyesinden itibaren hissedilen gerilimi yok, maalesef. İlk yarım saatimiz (yaklaşık olarak) karakterleri tanımak ve onların bu olaylar olmadan önceki, normal hayatları konusunda bilgi edinmekle geçiyor. Elbette karakterleri tanımamız çok önemli ama başrolde yer alan Stefanie Scott'ın başlarda sergilediği berbat performans katlanılacak gibi değil, neyse ki sonradan toparlamaya başlıyor. Dermot Mulroney için ise ne iyi ne de kötü diyelim. Ama beni en çok rahatsız eden şey filmin aşırı salak sonu. Sonlarını izlerken korku filminde miyiz, yoksa ailecek izlenecek dram filmlerinde mi ayırt edemedim. Finalinin kötü olması dışında, finaldeki diyaloglar da o kadar kötü ki... Ancak filmin en en sonunda gösterilen sahneden de anlayabileceğimiz üzere Insidious Chapter 4'un gelebilme olasılığı pek de düşük değil. Sonuç olarak, makyaj ve ani sahnelerden dolayı korkutuculuğu daha yüksek olmuş AMA senaryo ve oyunculuklar olarak serinin diğer filmlerini geçememiş, hatta baya altlarında kalmış. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
indigo55 Yanıtlama zamanı: Haziran 14, 2015 Paylaş Yanıtlama zamanı: Haziran 14, 2015 Serinin sadece ikinci filmi için yorum yapıyorum ikinci filmde de makyaj konusunda (sadece yüz için değil) son filme söylediklerinizi söyleyebilirim. Varlığın tasviri izleyicinin zihnine rahat yerleşecek ve bu tarz bir varlığın olup olmadığını sorduracak kadar iyiydi. Konu akışı olarak çok iyi lakin teoride , pratikte çok başarılı değildi bazı sahnelerinde amatörlük vardı , özellikle medyumla olan ilişkiler sırasında. Eğer konuşmalar senaryoyla daha bütün halinde olsaydı filmin sürükleyiciliği muazzam artardı. Serinin ikinci filmi bunlara rağmen korku değil ama gerilim anlamında hatırı sayılır başarısı olduğu kanaatindeyim. Üçüncü filmde bu hatalar giderilmişse sinemada düzgün korku filmi olacağını düşünüyorum fragmandan anladığım kadarıyla filmde korku teması ses , müzik ile alışılmıştan biraz fazla bağdaştırılmış ki buda sinema çağrısı. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
DemirD Yanıtlama zamanı: Haziran 15, 2015 Paylaş Yanıtlama zamanı: Haziran 15, 2015 Bu film başta astral seyahat sahnesi olmak üzere birçok sahnesiyle dahailk filmden parapiskoloji alanını sağlam giriş yapmıştı. Ayrıca ben filmin türünün korku, gerilim vs... değilde ''parapiskoloji'' olduğunu düşünüyorum. İlk filmde bariz hata yapıldığını düşündüğüm bazı sahnelerde ikinci filmde aslında şunu mu kastediyormuş dediğim çok oldu. İkinci filmde de bence parapiskolojik bilinenlerle taban tabana zıt olabilecek durumlar mevcuttu. Öyle mi değilmi serinin son filminde görecez. Beklentilerin bu film için çok yüksek aslında bir filme göre bile çok yüksek. Bence serinin son filminde özellikle anlık birkaç sahneyle parapiskolojinin temelleri derinden sarsılacak çünkü bu filmde ciddi manada yardım alındığını düşünüyorum. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Nundia Yanıtlama zamanı: Temmuz 27, 2015 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 27, 2015 Şahsen bende sizlere katılıyorum.Serinin 1.ve 2.filmi beni daha çok tatmin etmişti .Başroldeki kızın oyunculuğu da pek iyi sayılmazdı ancak piyasadaki birçok dandik filmde iyi. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
MuratVFX Yanıtlama zamanı: Ağustos 13, 2015 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 13, 2015 James Wan, Yönetmen koltuğunu Leigh'e bıraktı ve sonuç aslında fena değildi Lin'de oyunculuğunu her zaman ki gibi konuşturdu. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.