Bipolar bir agnostiğin kafa karışıklığı

Konu yanlış yerdeyse kusuruma bakmayın. Öncelikle okültizm, parapsikoloji, spritüalizm vb konuların hepsinde vasat düzeyde sayılabilecek bir bilgi birikimine sahibim. Çocukluğumdan beri hep bu konulara ilgi duydum, çok dindar bir çevrede yetiştiğim için (fakat din konusunda hiçbir baskı görmedim) bana müslümanlık konusunda çok fazla bilgi aktarıldı(bilgi yazdım fakat doğru veya yanlış bilgiler demiyorum, sadece müslümanların aktardığı bilgilerden bahsediyorum). Ama her zaman bir şeylerin eksik olduğunu hissederdim. Daha ilkokulda bana hep anlatılan tanrıyı sorgulamaya başladım. Zaman zaman bu kafa karışıklığını gidermek için babama sorular sorardım. O da sağolsun karşısında bir yetişkin varmış gibi kendi düşüncelerini paylaşırdı benimle. Ancak ta lisede kuranı açıp okumayı akıl edebildim. Sonrasında tevrat, incil, diğer inanışlar... Fakat çocukluğumdan bu yana psikolojik rahatsızlıklarım olduğu için asla tam olarak bir araştırma yapamadım. Oysa o kadar çok öğrenmek istiyorum ki bu evrenin gizemlerini. Bilginin sonsuz olduğunu ve her zaman öğrenebileceğim yeni şeyler olduğunu bilmek beni inanılmaz heyecanlandırıyor. Hiçbir şeyin ordan burdan duyduğum yarım yamalak bilgilerde anlatıldığı kadar basit olmadığının farkındayım. Sanki ruhum bilgiye deli gibi aç. Ama bu konuda hiçbir şey yapamıyorum. Keşke bu kadar psikolojisi bozuk bir insan olmasaydım. O zaman her düşünceyi, her inanışı araştırabilirdim, sonra spiritüel anlamda kendimi geliştirebilirdim. Gerçekten mutlu bir insan olabilirdim. Olmasam da en azından bir şeyler kazanabilmiş olurdum.Dünyevi şeyler istemiyorum, sadece sonsuz bilgi denizinin içinde yüzebilmek istiyorum ben de. Ama olmuyor malesef en basitinden bir kitabı bile okuyamıyorum. Şimdi 26 yaşındayım ve hayatımın 19 yılını ne kadar sorgulasam da müslüman olarak geçirdim. Şimdilerde ise eğer illaki bir tanımın içine koyacaksam kendimi agnostik olduğumu söyleyebilirim. Çünkü bilmediğimi bile bilmediğim şeylerle dolu bir evrendeyim, bilgisizim, bu yüzden her teoriye bilemem, olabilir diyorum sadece. Mesela cinler denildiğinde aklıma bir tanım gelmiyor. Biz neye cin diyoruz? Ateşten yaratılan, ışık hızında hareket edebilen bir şeye mi yoksa milyonlarca ışık yılı uzaklıkta bir galakside yaşayan gelişmiş bir uygarlığın ferdi olan bir varlığa mı? Peki hangisi doğaüstü, hangisi bilimsel? Doğaüstü nedir, bilim nedir? Ayrı şeyler mi yoksa birbirlerini tamamlayan şeyler mi? Önce doğaüstü deyip sonra elimizdeki yeni bilgilerin çerçevesinde bir mantığa(!) oturttuğumuz şeyi doğaüstü kategorisinden çıkarıp bilimsel kategorisine mi koyuyoruz? Bu yaptığımız şey ne kadar doğru? Anlayacağınız sadece cevaplarını bilemediğim sorularla boğuşuyorum.