Topal Kırkayak Oluşturma zamanı: Haziran 23, 2015 Paylaş Oluşturma zamanı: Haziran 23, 2015 http://i.hizliresim.com/lkGy5E.jpg Yönetmen: Spike Lee Oyuncular: Spike Lee, Danny Aiello, John Turturro, Ossie Davis, Giancarlo Esposito Senaryo: Spike Lee Ülke: ABD Tür: Dram Süre:120 dakika Dil: İngilizce, İtalyanca, İspanyolca Müzik: Bill Lee New York Brooklyne’de, yılın en sıcak günündeyiz. Mahallede geveze bir DJ’yin yeteneklerini sergilediği bir radyo istasyonu ve Koreli bir çiftin işlettiği bakkal dükkanı dışındaki yegane hareket merkezi, mıntıkanın bir beyazın işlettiği tek ticarethane olan pizzacıdır. Sal’ın Meşhur Pizzaları isimli dükkanda adamın birbirinden deli saçması iki oğlu ve bezgin siyahi Mookie çalışmaktadır. Mookie’nin hayatında ise gereğinden fazla sorumluluk sahibi kızkardeşi Tina dışında, iki kankası, rap düşkünü sessiz Radio Raheem ve çabuk alevlenen mizacıyla Buggin' Out vardır. Buggin’ bir gün Sam’ın dükkanında asılı bir İtalyan asıllı Amerikalılar köşesinde neden hep beyazlar olduğunu gündeme getirip mahalle çapında eylem yapmaya kalkar. Küçük aklıyla hesabedemediği şey ise, sinirlerin zaten gergin olduğu bu yılın en sıcak gününde olayların ne kadar kolay kontrolden çıkabileceğidir. 80’lerde yapılmış Amerikan filmleri içerisinde en değerlilerinden biri kabul edilen Do the Right Thing ile Spike Lee, çok zor bir şeyi başarmış ve ırkçılık gibi tehlikeli bir konuyu olanca karmaşıklığına rağmen enfes bir şekilde beyazperdeye aktarmıştı. Nitekim sonraki yıllarda istediği sinemayı yapabilecek gücü de bu filmin başarısından aldığını söylemek yanlış olmaz | Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Witch Of Rain Yanıtlama zamanı: Haziran 24, 2015 Paylaş Yanıtlama zamanı: Haziran 24, 2015 Filmi izlemedim fakat filmin adı ile alakalı dile getirmek istediklerim var, pek tabi filmle alakasız bir mesaj olacak. Hayatımın yarısından fazlasını bilinçli bir şekilde yanlışı isteyerek, yanlışı seçerek geçirdim. Aldığım yanlış kararların veya yaptığım yanlış seçimlerin sonucu; tabiki bana büyük yıkımlar olarak geri döndü. Fakat nasıl bir psikopatım ki hayatımı yerlebir etmekten hep çok zevk aldım. Yanlışların enkazında partiler yapıp, sabahlara dek dans ettim. Yanlış yapmanın, hata yapmanın, yaş tahtaya kırılacağını bilerek basmanın korkunç bir zevki vardı ve bu zevk beni çıldırtıyordu. Sonuç mu; elde var antidepresan. Sonra sabit fikirli bir insan olmamalı ve hayatımla kumar oynamayı bırakmalıyım dedim kendi kendime. Yaşam görüşümü değiştirdim. Kendim için, sağlığım için, sosyal ilişkilerim için ne iyi olacaksa onu yaptım. Eski düzensiz düzenin aksine bu defa hep doğruları seçtim, doğru kararlar aldım. Fakat doğrular tatmin etmiyor beni. Etmeyecek de biliyorum. Herşey fazlasıyla yolunda ilerlerken ve hiçbir sorun yokken bu defa da iç sıkıntısından bir bomba gibi patlayacağımı ikinci bir big bang yaratacağımı düşünmeye başladım. Doğruları eğlenceli hale getirmenin bir yolu var mıdır bilmiyorum. Fakat öyle yada böyle içinden sağ çıkamayacağım bir hayat var bana bahşedilen. Doğrular ile sıradan ve sıkıcı bir şekilde mi geçirilmeli? Yoksa yanlışlar ile eğlenceli bir şekilde zevk alarak mı geçirilmeli bilmiyorum. İkisinin ortası ne yazık kı yok. Herneyse, öyle işte. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Topal Kırkayak Yanıtlama zamanı: Haziran 24, 2015 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Haziran 24, 2015 Dünyadan bir yerlerden Evet, kimbilir hangi kalabalıklar içine karışıp hangi rutinleri kovalamaktasın ben bu satırları yazarken.Yeraltının karanlık ve korkunç olduğu kadar şaşırtıcı ve merak cezbeden dehlizleri ile yeryüzünün yaşadığı varsayılan tüm yaratıklarının sonsuz yalnızlığının ,açık ve seçik gözünü tırmalamasına sebep uçsuz bucaksız aydınlığı arasında varolmaya çalışan gökkuşağı kadar ümit vaadedici bir ruh hali ile hazırım işte ruhlarımızın sıkıştığı bedenleri bir nebze olsun aydınlatmaya. Tarifsiz hevesler içinde karaladığımız tüm satırlar buluştukları yerde huzur bulsunlar diye koruduğumuz sükunetimizi kollamak zorundayız , işte bu noktada tüm kaçınılmaz çatlak sesleri duymayı unutup kulak vereceğimiz yer gene kendi parmaklarımızdan dökülen seçilmiş gözyaşları ile vurgun yememiş gülüşler olabilir Kaç kyklop dikilirse dikilsin karşına ve kaç göz feri kaçana dek izlerse izlesin attığın her adımı ,o kırılgan sandıkları delinmez postunun altında kendinden bir parça sakladığın sürece güdemeyeceklerdir seni ... Evet dostum, Ama biliyorsun sonsuz değil zaman içindeki kurtçukların kelebeğe dönüşmesini bekleyecek kadar. Yaşamı bir doğaçlama ritüel olarak algılama durumundan sıkılan kafamızın içindeki cümlelerin sonu, içine giren insanlardan bir kumpanya yaratan delinin karanlığıyla aynı amaçsızlığa varır. Sokak lambasına asılı bir urgan kalır elimizde. Sonra, sonra kendimizi boşluğa atıp el sallıyoruz arkamızdan, yalan söylüyoruz sonra üzüldük diyoruz Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.