Heretik Oluşturma zamanı: Temmuz 12, 2015 Paylaş Oluşturma zamanı: Temmuz 12, 2015 İçinde yaşadığımız çağın Yakın Çağ değil Tümör Çağı olduğunu düşünüyorum. Elbette ki isimlendirme tarihi bir çok ıvır zıvıra göre yapılsa da şu anki devirde artık her alanda ve her yönde çoğalmanın başlı başına felaket boyutlarında bir kansere dönüştüğünü düşünüyorum. Burada çoğalmadan kasıt fiziksel üremeden tutun, insani olan her türlü yapılaşmanın dünyanın dört bir yanına virüs gibi yayılmasıdır. Dünya insanlığın sonu gelmez milyarlarca litrelik sperm akışıyla zaten şiştikçe şişen ama bir türlü doğuramayan hamile bir kadının rahatsız bulantısını yaşamaktadır. Adeta her şey her yerde mevcuttur. Bütün yaşam alanları teknik, teknolojik ve beşeri olanın viral işgali altındadır. Burada ortaya çıkan obezite salgını tam da bu Tümör Çağı'nın işaretidir. Adeta "Ben geldim!" diye bas bas bağırmaktadır. Şişmanlık, varlığından doğan boşluğu besinle acizce doldurmaya çalışmak bunun mikro ölçüde bireyde yansımasıdır. Makro ölçüde ise varlığının abartılmış ama içi boş bir fenomen olan insanın bu acı gerçeği görmesine rağmen kaçışı olarak dünyayı kanserleşen bir hastalık gibi kaplamasıdır. Her yerde insanın varlığını olumlamak için iz bırakması, başarısız olduğu ve daima başarısız olmaya mecbur olduğu anlam arayışını örtbas etmek için yaptığı egosal bir mastürbasyondan öte bir şey değildir. O tapınılan bilim ve teknolojiden tutun, gizli bilimler adı altındaki maji ve okültizm uygulamalarını bile bütün bu "Neden?" sorusunu sonuna kadar götürülünce karşılaşılan boşluğa karşı insan denen et parçasının kendini arkasına sakladığı kalkanlar olarak görüyorum. Her yerde kurumlaşmak, teknik gelişim adı altındaki dijital köleleşme ve simülasyona bağlanmak, acizce çoğalma güdüsünü ileri sistemlerle kontrol altına alıp kendi çıkarı için kullanmaya çalışan kapalı kapılar altındaki bazı şirket patronlarının çıkarlarını beslemektedir. Yeri gelmişken, sosyal ağlar ve insanların teknolojiyle iletişimi, artık bakterilerle yarışacak hızda üreyen ve düzensizliğin felaket boyutlarında çürüyen zihinlerini uyuşturmaya çalışan yeni nesilin son sığınağı olmuştur. Yeni nesil tamamen dijital kimliklerle uyuşturulan ve sosyal ağlarda kendi hiçliğini örtbas edip var olduğunu kanıtlamaya çalışan simülasyon ucubelerine dönmüştür. Zaman ilerledikçe ve sözde modernlik arttıkça şuursuzlaşan insan beyniyle birlikte dijital ve fiziksel üreme, kurumlaşma hastalığı her yere sıçramıştır. Dünya artık tedavisi imkansız biçimde metastaza yakalanan ve kesilip atılmaktan başka çaresi bulunmayan bir organ gibidir. Bütün savaşlar, çatışmalar, nefret,kin, kibir ve elbette cinsel dürtülerin zıvanadan çıkması bu fenomenolojik çoğalma olgusunun akıl almaz boyutlarda insanlığı kanserleştirmesinin sonuçlarıdır. Tüm bunlara rağmen hala ve hala kendi varlığını ve yaşamı olumlama gafletine düşen yeni nesil et parçalarının varlığını görmek, insanlığın nasıl da felaket bir çoğalma ve var olma, şişmanlama, genişleme ve her yere etini değidirip kirletme dürtüsüyle vahim biçimde çarpıldığını göstermektedir. Dışarıdan bütün etkileşimlere izole edilmiş kapalı bir kapta denge durumunda olan bir gaz karışımı bile en ufak bir sıcaklık artışında dahi ani düzensizlik semptomları gösterecek, sistemin dengesi bozulacak ve moleküller kabın duvarına hızla çarpmaya başlayacaktır. İşte dünya denen kap çatırdamakta olmasına rağmen dijital simülasyon ürünleriyle, medyayla, sosyal ağlarla, tüm dünyada cinselliğin uyuşturucu etkisinin pompalanmasıyla ve yeni nesili budalaca bir kibirle saldırganlaştıran şirketleşme ve kurumlaşma yapısıyla insanlık bulunduğu kabın nasıl bir pislik içinde olduğunu unutmakta, unutturulmaktadır. Kibir ve cinsellik, bir de simülasyona bağlanan zihnin yönlendirilmesiyle metastazdan payını alan, kasasında ömrü boyunca bir daha hiç çalışmadan da olsa yaşamını idame ettirecek parası olan şirket patronlarının karına olmaktadır. Kanserleşmeyi, kibiri, çalıştığı alanı kendi üzerine tekelleştirmeyi ve agresif çoğalmayı varolmanın olumlamasıyla eşdeğer tutan, en önemlisi de vasıflarıyla kendini "değerli" bir birey sanan, sandırılan bu bilinçsiz körleşmiş insanlığa eklenen her yeni birey, ileride yaşanacak olan topyekün robotik köleleşmeyi besleyecek yeni yakıt kaynakları olacaktır. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
AbraKadabra Yanıtlama zamanı: Temmuz 12, 2015 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 12, 2015 Bu kopuk yaşam çağında bireyin yapması ve kendisini gerçekten değerli hissetmesini sağlamak için yapması gereken şey ruhsal tekamüldür.Abuk sabuk porno sitelerine girip şu kızı nasıl yatağa atsam diye hergün abuk sabuk hareketler yapmak yerine alın elinize 2 kitap okuyun ulan.gibi düşünceler insanın gerçekten değerli olmasına ve albert einsteinin şu '' Yeryüzündeki şartların düzelmesi, sadece bilimsel buluşlardan çok ahlaklı bir yaşama düzeninin gerçekleşmesine bağlıdır...sözünü benimsemesine neden olur.Yinede bu iyi niyetli düşüncelerden farklı olarak bazı 'birey'lerin gerçekten patojen bir virüs gibi sürekli olarak cinselliği diğer virüslere bulaştırmasını hayretle izliyoruz.ve alın size patojenli tümör çağı.Belkide biraz internet ağı ... Türkiyenin en yüksek dağı ağrı dağı...Neyse konudan sapmayalım..öhöm... Nerede kalmıştık.Hah ,tekamül.Bu sihirli kelime tümörlü beyinlerimize doğru şekilde enjekte edildiğinde ne kadar değerli olduğumuzu anlıyacağımıza eminim.SAdece biraz daha iyilik düşünmeli,bazı şeyleri tabu yapmakan vazgeçtiğimizde insan nefsinin aslında ne kadar kendisine saygı duyduğunu göreceğiz.Aptal bir nesil olmamak için ve geleceğ nesillere saçma sapan miraslar bırakmamak için.... şunu şunu yapmalıyız,(bu cümle de ne kadar tabu oldu lan)(içinizden hep aynı şeyler dediğinizi duyar gibiyim) gibi şeyler söylemeyeceğim.Zira insan akıllı ve değerli bir varlık.Ne yapıp yapmayacağına kendisi karar verebilir.Zarar de verebilir.Bu bir seçimdir.Tabi ki bu seçim gerçekten değerinizle ilgilidir. İnsan vücudu homeostatik bir bedendir.Çoğu zaman üre,ürik asit,terleme yoluyla vb yollarla zararlı olan şeyleri kendi bedeninden atabilir.Bu sadece komutla ilgili.Eğer zararlı düşünceleri bir üre gibi dışarı atamazsak,co2 zehirlenmesinden ölürüz.Bu sebepledir ki insan zihnine adeta bir ızdırap veren sürekli üreme düşüncesi sürekli haz,zevk ve kibirli düşünceler çöplüğe atılmalıdır ki beynimiz restart verebilsin.Ve artık iyi şeyler düşünmeye başlıyalım.Bu aşamada ya boşaltım yaparsınız karbondioksitten kurtulursunuz yada osurmaya devam eder kendi bedeninize ızdırap verirsiniz. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.