sidar Oluşturma zamanı: Ağustos 7, 2015 Paylaş Oluşturma zamanı: Ağustos 7, 2015 Haz İlkesi: Organizmanın acı ya da ağrıdan kaçarak haz aramasını gösterir. Haz ilkesi doğuştan vardır. Amacı doyuma ulaşmak ve haz sağlamaktır. Amacının gerçekleşmesini “burada ve şimdi ilkesi”ne göre ister. Engellenmeye dayanamaz. Çocukluk yıllarında etkindir. Büyüme ve olgunlaşmayla etkinliği azalır, fakat tümüyle ortadan kalkmaz ve yaşam boyu sürer. Gerçeklik İlkesi: Organizmanın gereksinmelerinin dış gerçeklere göre ertelenmesini ya da doyurulmasını sağlar. Doğuştan yoktur. Benliğin gelişmesiyle etkinlik göstermeye başlar, benliğin gelişmesine ve olgunlaşmasına koşut olarak etkinliği artar. Zamanla, haz ilkesinin etkinliği azalırken, gerçeklik ilkesinin etkinliği artar. Haz ve Gerçeklik İlkelerinin Etkinlikleri: Birincil süreç düşünme biçimi: İsteklerin ve gereksinmelerin doyumunu, içgüdüsel boşalmayı amaçlayan mantık öncesi düşünme biçimidir. Haz ilkesiyle birlikte çalışır. İkincil süreç düşünme biçimi: Benliğin olgunlaşması, toplumsal yaşam ve öğrenme süreciyle birincil süreç düşünme biçiminden ayrışarak gelişen mantıklı düşünme biçimidir. Gerçeklik ilkesiyle birlikte çalışır. Freud, zihinsel süreçlerin salt bilinç kavramıyla açıklanamayacağına inanıyordu. 1870′li yıllarda Paris’te hipnoz oturumlarındaki gözlemlerinden, daha sonraki yıllarda hipnoz uygulamalarından, hastalarla ilgili çalışmalarından ve deneyimlerinden yola çıkarak bilinçdışı ve bastırma kavramlarını öne sürdü. Bu iki yeni kavram psikanalitik kuramın iki temel taşını oluşturdu. Yukarıdaki yazı alıntıdır : Birde kendi yorumlarımı ekleyeceğim . Haz ilkesinin etkinliği azalırken , Gerçeklik ilkesinin etkinliği artar cümlesi çok kilit bir tespit psikoloji tarihinde . Sanatsal ve Entelektüel dışavurumların temel psikodinamiğini ve altyapısını oluşturuyor . Spor nasıl kendini koruma içgüdüsünün yüceltilmiş bir biçimi ise , Bu tür ( Sanatsal ve sosyal ) yaratıcı dışavurumlarda tekrardan haz sağlama ve elde etme içgüdülerin yüceltilmesi ve süper ego tarafından hayata projekte edilmesidir . Acının müspet bir yapıya sahip olduğu daha önce filozoflar tarafından da ortaya koyulmuştur . Ama bana göre acı : Haz yokluğundan ve tatminsizlikten dolayı acılaştırılmış yaşama istemini başkalarına acı çektirerek azaltmaya çalışan insanların yücelttiği bir durumdur ... Farkındalık ile beraber bu ilkeleri daha iyi dengeleyip , Kullanabiliriz . Gerçeklik ilkesi olmadan insanların tekamül edip gelişemeyeceğide aşikar ... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Heretik Yanıtlama zamanı: Ağustos 7, 2015 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 7, 2015 Sonlara doğru söylediğin acı yüceltme ve başkalarına da çektirme durumu, özellikle acıyı dramatize etme ve dışarıya sunarak prim yapma davranışıyla birlikte görülüyor. Hazzı bulmaktaki yetersizlik de genelde süperegonun çocuklukta aile tarafından fazla baskıyla gereğinden fazla beslenmesiyle birlikte özgeciliğin aşırı gelişmesinden kaynaklanıyor bence. Tekamül için ikisi de dengelenmeli. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
sidar Yanıtlama zamanı: Ağustos 7, 2015 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 7, 2015 . Hazzı bulmaktaki yetersizlik de genelde süperegonun çocuklukta aile tarafından fazla baskıyla gereğinden fazla beslenmesiyle birlikte özgeciliğin aşırı gelişmesinden kaynaklanıyor bence. Tekamül için ikisi de dengelenmeli... Ouv sevdim bu cümleyi ve ne demek istediğini anladım . Lakin süper egonun öncesine " Egonun gelişimindeki hasarlardan dolayı hassaslaşan süper ego " ifadesini kullansak daha iyi . Bu üçü birbiri ile bağlantılı . Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.