Jump to content

Ruh Molekülü - DMT


YAJE

Önerilen Mesajlar

Yazı için teşekkürler, oldukça güzel.

 

Sevgili Doğan Çetin (Nebuch)'in zamanında hazırladığı, hatta ilk izlediğimde giz niteliğinde gördüğüm bazı gerçekleri şakdadanak gösterdiği, binlerce yıldır büyük titizlikle kulaktan kulağa, hatta yanlış göz-lerden geçmemesi için yazıya dahi dökünülmeden, genelde büyük sınavların sonucunda öğrenilen bazı bilgileri, böylesine bir kaç dakikalık videolarda acımasızca pata küte açıklayışı biraz canımı sıkmıştı aslına bakarsanız.

 

Tamam, bilgi herkes içindir. Herkes kaka yapar. Ama bu herkesin kaka hakkında ve kaka yapımı hakkında bilgi sahibi olduğu anlamına gelmiyor maalesef.

Keza okült ilimlerin de mistisizm perdesi altında yapılması ve öğrenilmesi de bu yüzdendir.

7 milyar insan bir arada yaşayabilir, evet. Fakat 7 milyar tanrı için aynı şeyi söylemek pek mümkün değil gibi.

 

Bilinçsiz kullanım sonucu geri döndürülemez sonuçlar ve zararlar alınabilmesi oldukça mümkün.

Zira bir kaç ay önce aldığım bir haber duyduğumda beni dumura uğratmıştı.

Liseden ve pek samimi olmadığımız ama görüştüğümüz bir arkadaşım vardı. Şaman atalarına özenen bir kaç arkadaşlarıyla boru otu denen kamışı kaynatıp, içmeleri sonucunda kendisini kaybetmiş. Diğerleri ortalama 1 hafta kadar sonra kendilerine gelmeye başlasalar da, bizim kız kendini kaybetmiş. Belki de bulmuş, bilemeyiz ama nihayetinde kendisi şuan Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesinde yaşamına devam ediyor.

 

Fakat ancak insanın güdü ve hırsından kurtulduğu zaman yaşanabilecek olan, tam anlamıyla gerçekleşmesi için bi kaç yüzyıla daha ihtiyaç olan aydınlanma ve bilgi çağına girdik. İster istemez kaçınılmaz ve beklenen son(!) geldi, çattı. Artık gömülü bir takım gerçekler deşifre oluyor, olmalı/olacak. Ama her ne olursa olsun, sonuç itibariyle her zaman herkesten bir takım şeyler gizlenecek, gizlenmeli. Burada mühim bilginin herkes için olması değildir. Mühim olan doğru bilginin, doğrular tarafından, en doğru şekilde kullanımı olmalıdır.

 

Bu arada ilgililer için yazımın başında belirttiğim video serisini de paylaşmak isterim. Fakat belirtmek de isterim ki yazının başındaki cümleler ile Doğan'ın cümleleri arasındaki benzerlik size şaşırtıcı gelmesin, olmasın yani öyle şeyler :)

 

Epifiz I (Başlangıç) -

 

Epifiz II (Melatonin) -

 

Epifiz III (DMT) -

 

Epifiz IV (Son) -

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Nebuch'u bende takip ediyorum hatta bu bilgileri ilk oradan duydum. Bu yazım alıntı zaten, ufukozcizme.com dan aldığım bi yazı. Benzerlik benimde dikkatimi çekti hangi cümleler kime ait bilemedim :) boru otu konusunda da bişeyler araştırdım okudum, kesinlikle berbat bişey. Halisunojenik etkileri kolay ve ucuz yoldan almanın bi yolu kendisi. Ve tabiki dikkat diyorum

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Bir kaç sene öncesine kadar ilaç tedavisi görüyordum. Söylemesi biraz zor, (şimdi herkes bir akıl hastası, ruh hastası. Ruhu ve aklı olmayan nasıl hastalanabilir, anlamıyorum.) Manisa Ruh ve Sinir Hastalıkları'nda da yatılı tedavi gördüm bir süre. Şizofreni başlangıcı tanısı konuldu. Sanrılar ve benzeri durumları bir çok kez yaşadım, yaşıyorum.

 

Videolarda ve kaynaklarda da belirtildiği üzere bizlerde bu olay değişik boyutlarda seyredebiliyor. Gerçeklik algımız ve algılarımız benzerlikler gösterse de kabul edilmeli ki fazlasıyla farklılık söz konusu. Bu durum bazı şeylere yatkınlık da diyebiliriz belki, fakat çoğu zaman insan ilişkilerinde güçlüklere neden oluyor. Anlıyor, fakat anlatamıyorsun. Anlayamayan ve anlamak istemeyenler kaynayabiliyor etrafınız. Bu durum kesinlikle savaşılması gereken bir şey değil, şayet bununla beraber yaşamayı öğrenebilirsen senden "sen"i yok, cidden. :)

 

Hayko'nun da "Siren" şarkısında söylediği gibi, "çözüm sende canım, zor mu geldi bu sonsuz bilmece?" diyorum kendime ve çevremde gördüğüm Prozac Tanrısı olmuş tanıdıklarıma.

 

İlaç tedavisine kesinlikle sıcak bakmıyor ve kimseye tasvip etmiyorum.

Kullandıkları ilaçların sandıklarının aksine kendilerini iyi yapmayacaklarını, bilakis tamamen zararlarına olduklarını anlatmaya çalışıyorum.

Aslında, artık çalışmıyorum da. Böyle de gayet mutlular. Ayrıca bu tür konuları da herkesle konuşamıyorsun, bilgi alış-verişinde bulunamıyorsun. Zira ilgili de bilgili olan da yok. Ucundan biraz bahsetmeye başladığındaysa "ne diyor lan bu gevrek?" bakışlarına tutulabiliyor, umursanmayabiliyorsunuz. Yahu arkadaşım ben sana senin ile ilgili bir şey anlatıyorum, seni sen yapan, hatta seni sen yapmaktan alıkoyan senden bahsediyorum, sen bana bön bön bakıyor hatta umursamıyor ve konuyu değiştiriyorsun. Öh yani, cidden öh.

 

İnsanlar genelde uyandırılmaktan nefret ederler. Uyandıklarında da sinirli olurlar -en azından benim için durum bu. O yüzden gözleri hala bir hayli bulanık, hatta sımsıkı yumulmuş. Haliyle, şimdilik uyku baldan tatlı geliyor.

 

Ayrıca bu videoyu da gayet beğeneceğinizi düşünüyorum;

 

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Yazı için teşekkürler, oldukça güzel.

 

Sevgili Doğan Çetin (Nebuch)'in zamanında hazırladığı, hatta ilk izlediğimde giz niteliğinde gördüğüm bazı gerçekleri şakdadanak gösterdiği, binlerce yıldır büyük titizlikle kulaktan kulağa, hatta yanlış göz-lerden geçmemesi için yazıya dahi dökünülmeden, genelde büyük sınavların sonucunda öğrenilen bazı bilgileri, böylesine bir kaç dakikalık videolarda acımasızca pata küte açıklayışı biraz canımı sıkmıştı aslına bakarsanız.

 

Tamam, bilgi herkes içindir. Herkes kaka yapar. Ama bu herkesin kaka hakkında ve kaka yapımı hakkında bilgi sahibi olduğu anlamına gelmiyor maalesef.

Keza okült ilimlerin de mistisizm perdesi altında yapılması ve öğrenilmesi de bu yüzdendir.

7 milyar insan bir arada yaşayabilir, evet. Fakat 7 milyar tanrı için aynı şeyi söylemek pek mümkün değil gibi.

 

Bilinçsiz kullanım sonucu geri döndürülemez sonuçlar ve zararlar alınabilmesi oldukça mümkün.

Zira bir kaç ay önce aldığım bir haber duyduğumda beni dumura uğratmıştı.

Liseden ve pek samimi olmadığımız ama görüştüğümüz bir arkadaşım vardı. Şaman atalarına özenen bir kaç arkadaşlarıyla boru otu denen kamışı kaynatıp, içmeleri sonucunda kendisini kaybetmiş. Diğerleri ortalama 1 hafta kadar sonra kendilerine gelmeye başlasalar da, bizim kız kendini kaybetmiş. Belki de bulmuş, bilemeyiz ama nihayetinde kendisi şuan Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesinde yaşamına devam ediyor.

 

Fakat ancak insanın güdü ve hırsından kurtulduğu zaman yaşanabilecek olan, tam anlamıyla gerçekleşmesi için bi kaç yüzyıla daha ihtiyaç olan aydınlanma ve bilgi çağına girdik. İster istemez kaçınılmaz ve beklenen son(!) geldi, çattı. Artık gömülü bir takım gerçekler deşifre oluyor, olmalı/olacak. Ama her ne olursa olsun, sonuç itibariyle her zaman herkesten bir takım şeyler gizlenecek, gizlenmeli. Burada mühim bilginin herkes için olması değildir. Mühim olan doğru bilginin, doğrular tarafından, en doğru şekilde kullanımı olmalıdır.

 

Bu arada ilgililer için yazımın başında belirttiğim video serisini de paylaşmak isterim. Fakat belirtmek de isterim ki yazının başındaki cümleler ile Doğan'ın cümleleri arasındaki benzerlik size şaşırtıcı gelmesin, olmasın yani öyle şeyler :)

 

Epifiz I (Başlangıç) -

 

Epifiz II (Melatonin) -

 

Epifiz III (DMT) -

 

Epifiz IV (Son) -

 

 

Yorumlarımın ilk başında bu tarz maddelerin dikatli kullanılıp/kullandırılması gerektiğini söylemiştim.

Arkadaşınız için üzüldüm, umarım sorunu zihinde kalıcı değil de psikolojik olarak düzeltilebilen bir şey olsun.

 

Diyeceklerimi şahsınıza olarak algılamayın lütfen, internet üzerinde Nebuch çılgınlığı var. Oysa kendisi de gerek deneyimlediği gerekse okuduğu bilgileri internet üzerinde yayınlıyor. Neden bu kadar ilahlaştırılmaya gidildi bilmiyorum. Dediğim gibi sizin için değil dediklerim, biraz Nebuch çılgınlığına bakın dediğimi anlayacaksınız. :)

 

O kadar çok insan var ki bu tarz olayları deneyimleyen, ama kendilerine kabul etmekte zorlanıyorlar.

 

Yaşadıklarınız için üzgünüm. Umarım şuan kendinizi daha iyi hissediyor ve o kötü günleri tamamen kapatabiliyorsunuzdur. Uzun yıllar ilaç tedavisi gören bir birey de benim. Evrenin nasıl bir lutfudur ki gerek uyaranlara gerek antidepresanlara belirli bir süre sonra bağışıklık oluşturuyor bünyem. O zor zamanlarınızı biraz da olsa anlayabiliyorum.

 

Bugün burada bunu cesurca söyleyebiliyorsanız bence siz birçok şeyi de geride bırakmışsınız :)

 

Eğer bir kişinin kaderinde/döngüsünde aydınlanması gerekiyorsa o kişi bundan rahatsızlık duymayacaktır. Bazen farkındalığı artmış olan bizler kendimizi o kadar bu işe kaptırıyoruz ki herkesin bilmesini ve anlamasını istiyoruz.

 

Bazılarının anlamaması/bilmemesi gerekir.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Bu tür maddelerden ziyade, aklın ve usun dikkatli kullanımını yeğliyorum :)

 

İnternette bir Nebuch çılgınlığı olmasının sebebini de, ülkemizde böyle konular üzerine oturup araştırmalar yapan ve insanları da bilgilenmeye teşvik eden pek kimsenin olmayışında görüyorum.

 

İnsanlar bilgiye açlar, tamam çoğu kusuyor (!) fikrince, lakin yine de vblog yapan ve bilim üzerine videolar çeken pek kimse yok. Yabancı dile hakim olan da pek kimse yok, kaldı ki bu tür konular yabancı sitelerde daha fazla detaylı olarak konuşuluyor. E bu durumda da birilerinin çıkıp bu kaynaklardan faydalanıp, gelip bizlerin de yararlanmasını sağlaması gerekiyor. Kendisinin hem diksiyonu iyi, hem de anlatımı gayet basit ve akıcı. Konu geçişleri biraz keskin olabiliyor, sıkabiliyor fakat sonuç itibariyle bir çok konudan bahsediyor.

 

Bu tanımlamalarımın Nebuch hayranı olduğumu düşündürtmesini istemem. Zira kendisinin de bizler gibi sıradan biri olduğunu, sadece bir çoğumuzdan farklı olarak "düşündüğünü", düşündüklerini de paylaştığını düşünmek istiyorum. Nebuch'u sevmeyen ve antipati besleyen kişileri de, düşünen insanın toplum tarafından dışlanması durumuna bağlıyorum. Ya da öyle görmek istiyorum, bilmiyorum. İnsan bilgilendikçe düşünür. Bu sanılanın aksine zor bir eylem. Çünkü sonuçta çevrenin hatta siyasal ve toplumsal yapılanmanın karşıya alınacağı bir süreçtir. Tüm mekanizma varolanı koruma üzerine kurulduğu için farklı görüşlerin yokedilmesi elzemdir. İnsanlar yeteri kadar sorgulamıyorlar. Çünkü yeteri kadar sorguladıklarını ve sorgulamamak gerektiğini düşünüyorlar. Bu yarı yarıya doğru bir durum. Sonnuçta, düşünmek varolanı sorgulamak ve reddetmek.

 

Artık hiç olmadığım kadar iyiyim, O sıkıntılı zamanlar geride kaldı. Sonsuz bir kaosun tam ortasındaymışım gibi hissediyordum. Fakat sonra sahip olduğum farkındalık bana, kaosun da aslında bir düzen olduğunu, fakat çözümleyemediğin ve anlamlandıramadığın, ilişkilendiremediğin için kaos olarak göründüğünü, yoksa ortada müthiş bir resimin olduğunu, velhasıl asıl bunu fark etmem gerektiğini ve çözmem gerektiğini, ancak bu durumda kişisel aydınlanmamda yol alabileceğimi düşünmeme neden oldu.

 

Bu arada, DMT maddesini 4 kez deneyimledim, fakat sayısını hatırlamadığım kadar da LSD deneyimledim. Yoğun psychedelic madde kullanımı sonucu gözlerimde oluşan bozukluklar bir yana, normal yaşantımda da gördüğüm sanrılar daha gerçekçi olmaya başlamıştı. Sol gözümün görüşünde, plazma ekranlarda darbeye bağlı bir kaç çizgi olmaz ya, görüntü yoktur o çizgilerde; işte öyle bir durum söz konusu. Fakat onunla da yaşamayı öğrendim.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Bu tür maddelerden ziyade, aklın ve usun dikkatli kullanımını yeğliyorum :)

 

İnternette bir Nebuch çılgınlığı olmasının sebebini de, ülkemizde böyle konular üzerine oturup araştırmalar yapan ve insanları da bilgilenmeye teşvik eden pek kimsenin olmayışında görüyorum.

 

İnsanlar bilgiye açlar, tamam çoğu kusuyor (!) fikrince, lakin yine de vblog yapan ve bilim üzerine videolar çeken pek kimse yok. Yabancı dile hakim olan da pek kimse yok, kaldı ki bu tür konular yabancı sitelerde daha fazla detaylı olarak konuşuluyor. E bu durumda da birilerinin çıkıp bu kaynaklardan faydalanıp, gelip bizlerin de yararlanmasını sağlaması gerekiyor. Kendisinin hem diksiyonu iyi, hem de anlatımı gayet basit ve akıcı. Konu geçişleri biraz keskin olabiliyor, sıkabiliyor fakat sonuç itibariyle bir çok konudan bahsediyor.

 

Bu tanımlamalarımın Nebuch hayranı olduğumu düşündürtmesini istemem. Zira kendisinin de bizler gibi sıradan biri olduğunu, sadece bir çoğumuzdan farklı olarak "düşündüğünü", düşündüklerini de paylaştığını düşünmek istiyorum. Nebuch'u sevmeyen ve antipati besleyen kişileri de, düşünen insanın toplum tarafından dışlanması durumuna bağlıyorum. Ya da öyle görmek istiyorum, bilmiyorum. İnsan bilgilendikçe düşünür. Bu sanılanın aksine zor bir eylem. Çünkü sonuçta çevrenin hatta siyasal ve toplumsal yapılanmanın karşıya alınacağı bir süreçtir. Tüm mekanizma varolanı koruma üzerine kurulduğu için farklı görüşlerin yokedilmesi elzemdir. İnsanlar yeteri kadar sorgulamıyorlar. Çünkü yeteri kadar sorguladıklarını ve sorgulamamak gerektiğini düşünüyorlar. Bu yarı yarıya doğru bir durum. Sonnuçta, düşünmek varolanı sorgulamak ve reddetmek.

 

Artık hiç olmadığım kadar iyiyim, O sıkıntılı zamanlar geride kaldı. Sonsuz bir kaosun tam ortasındaymışım gibi hissediyordum. Fakat sonra sahip olduğum farkındalık bana, kaosun da aslında bir düzen olduğunu, fakat çözümleyemediğin ve anlamlandıramadığın, ilişkilendiremediğin için kaos olarak göründüğünü, yoksa ortada müthiş bir resimin olduğunu, velhasıl asıl bunu fark etmem gerektiğini ve çözmem gerektiğini, ancak bu durumda kişisel aydınlanmamda yol alabileceğimi düşünmeme neden oldu.

 

Bu arada, DMT maddesini 4 kez deneyimledim, fakat sayısını hatırlamadığım kadar da LSD deneyimledim. Yoğun psychedelic madde kullanımı sonucu gözlerimde oluşan bozukluklar bir yana, normal yaşantımda da gördüğüm sanrılar daha gerçekçi olmaya başlamıştı. Sol gözümün görüşünde, plazma ekranlarda darbeye bağlı bir kaç çizgi olmaz ya, görüntü yoktur o çizgilerde; işte öyle bir durum söz konusu. Fakat onunla da yaşamayı öğrendim.

 

Ne diyebilirim ki okurken içim titredi. Aynı şeyleri hissedebilen insanların bir arada bulunması, bu çoğul yaşnızlıktan bir nebze de olsa sıyrılabilmek gerçekten harika :)

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

İnsanın bir msadde alıp nihai mutluluğa,bilgiye deneyime kalıcı olarak gitmesi pek mümkün değil bence bu iş o kadar basit olsa aydınlanmış bir sınıf olurdu dünyada.Çok derin çabalarla birlikte bilinçli kullanılırsa belki yararı olabilir.madde ötesi dünyanın varlığına bir kanıt olup insanı metafizik çalışmalarda yüreklendirebilir ancak,yada hoş bir deneyim olarak kalır.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Selamlar, uzun zaman oldu siteden uzak kaldım. DMT ile ilgili araştırma yaparken yazışmalar üzerinden Gnoxis e yolum düştü yine. Internet denilen bilgi bataklığında Gnoxis farkı hissediliyor, bunu da belirtmeden geçeceğim. DMT ile ilgili geçmiş yazışmalarınızdan yola çıkıp yeni bilgi edinen, deneyimi olan var mı acaba? DMT ilginç bir konu ve insan vücudunun dışarıdan herhangi bir madde almadan da yükseltebileceği bir hormon diye biliyorum. Fiziksel dünyadaki bilinç ve algılama durumumuz ve fiziksel vaarlığımız uygun biçimde ehlileşirse ruh bizi gerçeğin içerisinde gezdirir zaten. Hazır olan zaten yoluna devam ediyor, yoksa hepimize eski uygarlıklardaki insanlara bahşedildiği gibi basitçe bahşedilirdi. Evrenin bir düzeni ve planı var bunun hepimiz tarafından en kısa zamanda algılanıp uyumlu olarak yaşamasını diliyorum. Herkese selamlar, can'lar ...

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Dmt üretimi aslında çok da zor değildir. Tabii ki burada paylaşmayacağım ancak internette küçük bir araştırmadan sonra nasıl üretebileceğinizi Türkçe kaynaklardan bile öğrenebilirsiniz, tabi ki biraz da kimya bilgisi yardımcı olacaktır. Ancak şunu belirtmeliyim ki beni hep çok etkilemiştir. Hatta molekülün dövmesini kalbimin üzerinde taşımaktayım, umarım bir gün doğru mekanda ve doğru zamanda kullanırım.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

dmt seviyesini arttırmanın tek yolu bitkiler, tohumlar değildir. 3-4 gün boyunca zifiri karanlıkta kalıp (mağara gibi) sadece hayatta kalabilecek kadar beslenmek dmt seviyesini inanılmaz ölçüde arttırır.

Dediğiniz yöntem yalnızca triptofan seviyesini arttırır. Dmt üzerinde etkisi çok çok az olacaktır, rüyalarınızı daha net hatırlayacaksınızdır sadece. Dmt zaten bütün bitkilerde olan bir madde yalnızca Mimosa Hostilis, kargı kamışı, üzerlik vb. bitkilerde daha yüksek oranda bulunuyor.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...