nameste Oluşturma zamanı: Ağustos 29, 2015 Paylaş Oluşturma zamanı: Ağustos 29, 2015 Dogon Ülkesi Afrika, Timbuktu’nun güneyinde, Volta ve Mali arasındaki sınırda, Dogon yerleşim alanı yer alır. Nijer nehri tarafından oluşturulan bir dönemecin ortasında ve kayalık tepelerle kaplı kurak bir platoda otururlar. Burası bir uçurumun kenarındadır, çıplak kayalar gece boyunca dahi süren muazzam bir ısı yayar. Rüzgar girdaplar kurarak topraktan toz bulutları yükseltir. Baobab ve akasya ağaçları kurak arazi üzerinde yetişirken, sırtlan, panter, tilki, maymun, yılan ve timsahların bu toprakları paylaşması doğal görülür. Her Dogon için, hayatın her yönü, sürekli kendi mitolojik yaşantısı üzerine ilişkindir. Dokumalarda, evlerin iç dizaynında, giyimde tüm bu sembolleri zengin bir karmaşa ile kullanırlar. Hogon, Dogon toplumunun en önemli kişisidir. O bir rahiptir, tüm bölgenin başkanı, en yüksek dini ve yargı makamı görevine sahiptir. Köyün pahalı, özel alanı sayılan bir evde yaşar. Boynuna, rütbesini anlatan bir taş ve inciler takar. Teolojik ve mitolojik inançları, yorumlama sorumluluğu vardır. Seçildikten sonra, bir süre yıkanmaz ya da traş olmaz. Kırmızı bir başlık ve inci bilezikler takmalı, tek başına yaşamalı, hep bekar olmalıdır. Hizmetine bakanlar bulunsa da, kimse Hogon’a el süremez ve dokunamaz. Mite göre, ilk Hogon, Lebe’dir. NOMMO soyundan gelir ve başka bir NOMMO tarafından yenilerek, ruhları birleşmiştir. Dogonlar kullanılabilir her arazi şeridine darı, pirinç ve mısır ekerler. Bu ürünler, bir bütün olarak hepsine aittir. Domates, soğan, biber ürünleri, genellikle bireysel tarıma girer. Pamuk, kına, tütün, karpuz, kenevir gibi ürünlerini pazarda kurutulmuş balık, tuz, et ve giyim karşılığında takas ederler. Koyun ve keçi, tavuk ve bal için arıları bulunur. Tarımsal yıl dönümü kutlamaları çok canlıdır ve Ekim’de darı hasatı ile başlar. Dogon köyleri kayalar üzerine inşa edilmiştir. Toplu kullanılan ahır, mezar ve çeşmeleri vardır. Aileler, gruplar halinde birlikte yaşar. Evler genellikle teraslı, kilden ve bazen dikdörtgen, sıklıkla konik çatı ile örtülü veya dairesel inşa edilir. Genç bir çift evlendiğinde, erkeğin baba tarafı ile birlikte yaşar. Erkekler asla doğal köylerinden uzağa yerleşmez. Boşanma sadece eşini terk etmekle basitçe gerçekleşir. Deri ve deri boyası alarak; bilezik, çanta, kemer ve sandalet üretimi yaparlar. Demirci ve deri tabakçıları ise oldukça önemli kişilerdir. Dogonlar örgü sepet yapar, kıyafetler dikerler. Her günün erkek giyimi, bir kayış ile desteklenen şekilsiz bir pantolon üzerine bir gömlektir, Kadınlar, dizlerine gelen, bele sarılı geniş şerit kumaşlar giyer. Oyulmuş masklar ve Dogon heykelleri ise, onların eskilerden gelen derin manevi güçlere ulaşan potansiyellerini ortaya koyar. Dogon heykelleri, Afrika sanatının en ünlü parçalarıdır. DOGON ASTRONOMİ BİLGİLERİ Mali’de bir kabile olan Dogonları tanıdıktan sonra, Dogon’ların astronomi bilgilerine değinmek için; OKÜLTİZM VE ENERJİ, Bölüm III /40, Orion’un Kemeri, Kutsal Yıldız Sirius ve Einstein-Rosen Köprüsü, 338-345 sayfaları arasından bazı satırlar seçelim: Dogon dini ritüellerinde ‘’Sigi’’ dedikleri ‘’Sirius’’, iki bilgi yıldızı olarak anılır ve ikili yıldızdan Sirius B’nin son derece ağır olduğunu (nötron yıldızı) ve B’nin A etrafındaki yörünge periyotunun da 50 sene olduğunu kesin dille tanımlarlar. 50 yi kutsal sayı halinde kabul ettikleri bilinir. Hatta daha da ilginci, Jüpiterin 4 ana Ay’ına Jüpiter’in çocukları demişlerdir. İlginç ve köklü bir geleneğin açığa vurumu olarak, Mali’de ilkel bir kabile olan Dogonlar, teleskop kullanmadan ve geleneksel astronomi bilgileri ile yıldızların dolanım periyodunu 50 yıl olarak hesap etmişlerdi. Bilindiği gibi, kutsal metinlerde ve Zend Avesta’da da anılan Sirius yıldızı, Kur’an-ı Kerim’in Necm (Yıldız) suresinde Şi’ra olarak adı geçen Sirius takımyıldızıdır. Sirius A ve Sirius B adında iki yıldızdan oluşur. A Dünyamıza en yakın ve parlak yıldızdır. Bize uzaklığı 90 trilyon km. civarındadır. Bu çift yıldız birbirlerine doğru yay şeklinde bir eksen çizerler ve her 49,9 yılda bir birbirlerine yaklaşarak adeta sarkarlar. Sarkma olgusu, bir presesyon hareketi olarak, gökteki konumunda kaymayı belirtir. Ayetlerin sayıları olan 49 ve 9 yan yana geldiğinde bu yıldızların dolanım süreleri olan 49.9 yıl ortaya çıkar. Bazen Köpek yıldızı olarak da bilinen bu yıldızlar için 50.09 yıllık periyot da geçerli kabul edilmekte. Üçüncü bir bileşen olarak Sirius C nin varlığı doğrulanmamakla birlikte, Sirius-A’ya çok yakın bir yıldızın var olma olasılığı bulunuyor. Halen Tel- Aviv Üniversitesinde görevli olan Dr. Noah Brosch ‘’Sirius Matters’’ adlı kitabında, 1893’de bir güneş tutulmasını izlemek üzere Mali’ye giden bir Fransız bilginin, Dogon’ların bu önemli kültürel sırrını ilk olarak öğrenen kişi olduğunu bildirir. 1930’larda ise, etnolog Marcel Griaule sonraki yıllarda doğrulanacak olan Dogon tradisyonlarını saptamış ve açığa çıkarmıştır. Dogonların; Satürn’ün halkalarını, Jüpiter’in uydularını bildirmelerinin yanısıra, sözlü gelenek olarak ağızdan ilettikleri bilgi şudur: ‘’Alem, Sirius-B yıldızının sayesinde dönmektedir. Sirius Sistemi Güneş sistemi ile evlenmiş bulunmaktadır. Dünya’ya Sirius-B yıldızından gemi ile aktarılan tohumlar yalnızca Dünya üzerinde değil, yaratılan tüm “üst üste konulmuş alemler” de çimlenip çoğaldılar’’ Tabi, varlığı hala gözle görülemeyen Sirius C adını verebileceğimiz 3. bir yıldızın sisteme dahil olduğunu da iddia etmeleri de ayrı bir konudur. Sirius sistemi, kızıl, sıcak, alevli ve yanarak oluşmaya devam eden, yaşam bulunmayan bir bölge. Acaba Dünya’yı Sirius etrafındaki uzaya bağlayan bir kurt deliği mevcut mudur? DİĞER OLASILIKLAR Dogon rahipleri, Sirius sisteminden gelen Nommoların kendilerine aktardığı bilgileri kuşaktan kuşağa aktarmıştı. Carl Sagan’a göre, Sirius yıldızı hakkındaki bilgileri, Dogon halkına bir şekilde, bir insan anlatmış olabilir. Dogonların Jupiter'in dört tane uydusunu bilmeleri, bilginin Dünya kökenli olduğunu gösterir, eğer gizemli bir gemi ile gelmiş ve gemiye tohum halinde koyulmuş oğullar varsa, Jüpiter'in 16 uydusu bulunduğunu bilmiyorlar mıydı diye düşünmek mümkün. O halde; ''bir başka boyutla kesişen koordinatlar'' mı sözkonusudur? Çünkü, çift yıldız Sirius sisteminde; Sirius A, Güneş'ten çok daha sıcak ve genç, Sirius B de beyaz cücedir ve asla yaşam olasılığı taşımazlar. Hem yüce mistik bir gerçek olarak, hem de insanın akılla ilerleyişinin önemine işaret etmiş olması bakımından Hermes şöyle der; ‘’Aklım hem benle oldu ve ruhum da Kelam’ı doğurdu, Kelam Akıl’dır ve Akıl beni kurtardı’’ ALINTIDIR Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.