Guest KING OF ERGENEKON Oluşturma zamanı: Ağustos 23, 2007 Paylaş Oluşturma zamanı: Ağustos 23, 2007 ŞAMANİZM VE TÜRKLER http://www.bedavaresimler.info/albums/userpics/normal_wolf_1.jpghttp://upload.wikimedia.org/wikipedia/tr/9/90/Ergenekonresim.jpg Bozkır Türkleri'nin yani Eski Türkler'in din inançları üç noktada toplanır: Yir-Sub'lar (Yer-Su'lar; doğa güçleri). Atalar kültü. Gök Tanrı inancı. Öncelikle konu abartılmış bir durumdadır. Türkoloji ile ilgili araştırmalar Altay Türkleri arasında başlamıştır. Türkoloji araştırmaları başladığında, Altay Türkleri şamanlık inancına bağlı bulunuyorlardı. Bu nedenle sanki Altay Türkleri, saf Eski Türk kültürünün biricik yaşayan temsilcileri gibi kabul edilerek, Eski Türkler'in milli dininin şamanlık olduğu görüşü zihinlerde egemen olmağa başlamıştır. Fakat konu derinlemesine incelendiğinde işin doğrusunun bu olmadığı anlaşılır. Bir kere Altay Türkleri, Eski Türk kültürünün bozulmamış temsilcileri falan değillerdir. Altay Türkleri'nin Yaratılış Efsanesi incelendiğinde durum gözler önüne serilir. Altay Türkleri'nin dünyanın ve insanın yaratılışı ile ilgili rivayetlerinin hiçbiri Türkler'in kendi öz düşüncelerinin ürünü olmayıp, türlü dinlerin etkilerinin karışmasından ortaya çıkmış bir tasavvurlar örgüsüdür. Örnek olarak, Altay Türkleri'nin yaratılış efsanelerinde geçen özel adların birkaçı dışında hepsi yabancı kökenlidir: Kuday, Kurbustan, Matmas, Mangdaşire, Maytere...vb. Altay Türkleri'nin din gelenekleri başta Budacılık olmak üzere Hint, İran, Yunan ve Yahudi efsaneleri ile Moğol döneminde ortaya çıkan kimi öykülerin içiçe girmesinden oluşmuştur; bunlara Eski Türk inançlarından da bazı kırıntılar katılmış olabilir. Benzer bir durum, Yakut Türkleri'nin dini inanç ve efsaneleri için de söz konusudur. Yani Altay ve Yakut Türkleri'nin inançlarını ve efsanelerini, Eski Türkler'in inanç ve geleneklerinin günümüzde yaşayan bozulmamış örnekleri olarak düşünmek son derece yanlış olup, böyle bir davranış Türk kültürünü dar bir çerçeve içine hapsetme çabasından ibarettir. Ne yazık ki günümüzde Türkler arasında bile Altay ve Yakut mitolojilerinin, Türkler'in has gelenekleri olduğu düşüncesi egemendir. Fakat Eski Hun ve Gök-Türk toplumu incelendiğinde durumun böyle olmadığı anlaşılmaktadır. Altay ve Yakut mitolojisinin ürünlerinin köklerine Hun ve Gök-Türk geleneklerinde rastlanmaz. Eğer Altay ve Yakut mitolojisi saf Türk kültürünü temsil etse idi, bu mitolojilerin motiflerinin Hun ve Gök-Türk inançlarından kaynaklanmaları ve bu kaynaklanmanın da birtakım kanıtlarının olması gerekirdi ki böyle bir şey söz konusu değildir. Bütün bunlara bağlı olarak Altay ve Yakut şamanizmi eski milli Türk kültürünün temel direği değildir ve Eski Türkler'in milli dinleri de şamanizm falan değildir. Türk olsun olmasın, Orta Asya halklarında şamanın din törenindeki görevi yalnızca icracılıktır. Şaman birçok dini törene de (mesela Tanrı'ya kurban sunma törenine) katılmaz. Geç devirlerde Türkler arasında yayılan şamanlık, Türkler'in Gök Tanrı inancına dokunamamıştır. Şamanizm üzerine çeşitli araştırmaları ve incelemeleri bulunan M.Eliade, Ulu Tanrı söz konusu olduğunda şamanlığın adeta sırıttığını söyler. Yakut Türkleri'nde Gök Tanrı kavramının karşılığı olan Tangara Kayra Han ile de şaman pek meşgul olmaz. Aslında şamanizm, bir din değildir; yalnızca bir uygulamadır ve hemen hemen her dinin içinde yaşar. Şaman; ruh, cin, şeytan, peri ve ölülerle uğraşan, hastalara şifa vermeğe çalışan, ölülerin yaşayanlara zarar vermemesini sağlayan, insanların dert ve dileklerini gök ve yer altındaki ruhlara ileten kişidir. Görüldüğü gibi şamanlığın nitelikleri din ile değil büyücülük ile bağdaşır. Şaman asla ruha aracısız olarak müdahale edemez, hastalık ve talihsizlik söz konusu olmadığında şamana iş düşmez ve Tanrı ile ilgili uygulama ve ibadetlerde şaman rol almaz. Şamanlar tarihin her döneminde ve her dinde yer almışlardır. Mesela bugünkü Türkiye'de yaşayan ve cinlerle irtibat kurduklarını söyleyip kendilerine medyum sanını yakıştıran kişiler de aslında birer şamandırlar. Onlar da aynen şamanlar gibi cinleri/kötü ruhları insanlardan uzaklaştırdıklarını ya da insanlara musallat ettiklerini söylemektedirler. Bir örnek olarak Medyum Memiş gösterilebilir. Yani eski şaman tabirinin yerine medyum, ruhçu gibi adlar konmuş ama uygulamanın özü aynı kalmış durumdadır. Anlaşılacağı üzere, dinden çok büyü niteliği taşıyan ve esasta bir Bozkır-Türk inanç sistemi olmayan şamanlığın Eski Türkler'in Atalar Kültü, Yir-Sub inançları ve Gök Tanrı kavramı ile ilgisi yoktur. Kimi araştırmacılar, Eski Türkçe'de bulunan ve din adamı anlamına gelen kam sözcüğü ile şaman sözcüğünün aynı kavramı ifade ettiklerini öne sürseler de, şaman kelimesinin Türkçe bir kelime olmamasının kanıtlanmasından sonra bu görüş geçerliliğini yitirmiştir. Şaman kelimesi bir Hint dili olan sanskritçedeki sramana sözcüğünden kaynaklanmaktadır; sramana'nın anlamı ''dilenci rahip''tir. Bazı araştırmacılar şaman sözcüğünün Mançu dillerinden kaynaklandığını ileri sürmektedirler. Ama, bu sözcüğün kaynağı hangi dil ve kültür olursa olsun kesinlikle öz Türkçe değildir ve Eski Türkçe'deki kam kelimesi ve kam kelimesinin ifade ettiği kavram ile de bir ilgisi yoktur. Eski Türkçe'deki kam sözcüğü din adamı anlamına gelmekte olup büyücü şamanlarla herhangi bir ilgisi yoktur. Şamanlığın en büyük özelliği, nüfüz ettiği bölge halkının ruh âlemine bürünme yeteneğidir. Bu yüzden şamanlık, bütün kültür ve dinlere bulaşmıştır. Ama şamanlık, kendini gizler ve içinde yaşadığı dinin gelenekleri içinde saklanır. Şamanlığın bu müthiş uyum ve kendini gizleme yeteneği sonucunda, dinlerin içinde yeni oluşumlar ortaya çıkar. Fakat bu yeni oluşumlar artık o dinin öz nitelikleri gibi düşünülür. Sonuçta adlar değişir ama uygulamalar devam eder ve şamanizm de kamuflaj ve uyum yeteneği sayesinde varlığını sürdürür. ERGENEKON TÜRK DESTANI Ergenekon Destan'ı, Türkler'in yüzyıllarca çift sürerek, av avlayarak, maden işleyerek yaşayıp çoğaldıkları etrafı aşılmaz dağlarla çevrili kutsal toprakların öyküsüdür. Ergenekon Destanı'nın önemli bir çizgisi, Türkler'in demircilik geleneğidir. Maden işlemek, demirden ve en iyi çelikten silahlar yapmak, Eski Türkler'in doğal sanatı ve övüncü idi. Ergenekon Destanı'nda Türkler, demirden bir dağı eritmiş ve bunu yapan kahramanlarını da ölümsüzleştirmişlerdir. Ergenekon Destanı ilk kez, Cengiz Han'ın kurmuş olduğu Türk-Moğol Devleti'nin tarihçisi Reşideddin tarafından saptanmıştır. Reşideddin, ''Câmi üt-Tevârih'' adlı eserinde Ergenekon Destanı ile ilgili geniş bilgiler vermektedir. Fakat Reşideddin, -yukarıda da değinildiği gibi- bir Türk destanı olan Ergenekon Destanı'nı moğollaştırmıştır (Ergenekon Destanı'nın nasıl moğollaştırıldığı hakkında Prof.Dr.Bahaeddin Ögel'in, Türk Mitolojisi [1.cilt, 59-71. sayfalar] adlı yapıtında geniş bilgiler vardır). Türk illerinde Türk oku ötmeyen, Türk kolu yetmeyen, Türk'e boyun eğmeyen bir yer yoktu. Bu durum yabancı kavimleri kıskandırıyordu. Yabancı kavimler birleştiler, Türkler'in üzerine yürüdüler. Bunun üzerine Türkler çadırlarını, sürülerini bir araya topladılar; çevresine hendek kazıp beklediler. Düşman gelince vuruşma da başladı. On gün savaştılar. Sonuçta Türkler üstün geldi. Bu yenilgileri üzerine düşman kavimlerin hanları, beğleri av yerinde toplanıp konuştular. Dediler ki: ''Türkler'e hile yapmazsak halimiz yaman olur !'' Tan ağaranda, baskına uğramış gibi, ağırlıklarını bırakıp kaçtılar. Türkler, ''Bunların gücü tükendi, kaçıyorlar'' deyip artlarına düştüler. Düşman, Türkler'i görünce birden döndü. Vuruşma başladı. Türkler yenildi. Düşman, Türkler'i öldüre öldüre çadırlarına geldi. Çadırlarını, mallarını öyle bir yağmaladılar ki tek kara kıl çadır bile kalmadı. Büyüklerin hepsini kılıçtan geçirdiler, küçükleri tutsak ettiler. O çağda Türkler'in başında İl Kağan vardı. İl Kağan'ın da birçok oğlu vardı. Ancak, bu savaşta biri dışında tüm çocukları öldü. Kayı (Kayan) adlı bu oğlunu o yıl evlendirmişti. İl Kağan'ın bir de Tokuz Oguz (Dokuz Oğuz) adlı bir yeğeni vardı; o da sağ kalmıştı. Kayı ile Tokuz Oguz tutsak olmuşlardı. On gün sonra ikisi de karılarını aldılar, atlarına atlayarak kaçtılar. Türk yurduna döndüler. Burada düşmandan kaçıp gelen develer, atlar, öküzler, koyunlar buldular. Oturup düşündüler: ''Dörtbir yan düşman dolu. Dağların içinde kişi yolu düşmez bir yer izleyip yurt tutalım, oturalım.'' Sürülerini alıp dağa doğru göç ettiler. Geldikleri yoldan başka yolu olmayan bir yere vardılar. Bu tek yol da öylesine sarp bir yoldu ki deve olsun, at olsun güçlükle yürürdü; ayağını yanlış yere bassa, yuvarlanıp paramparça olurdu. Türkler'in vardıkları ülkede akarsular, kaynaklar, türlü bitkiler, yemişler, avlar vardı. Böyle bir yeri görünce, ulu Tanrı'ya şükrettiler. Kışın hayvanlarının etini yediler, yazın sütünü içtiler. Derisini giydiler. Bu ülkeye ''Ergenekon'' dediler. Zaman geçti, çağlar aktı; Kayı ile Tokuz Oguz'un birçok çocukları oldu. Kayı'nın çok çocuğu oldu, Tokuz Oguz'un daha az oldu. Kayı'dan olma çocuklara Kayat dediler. Tokuz'dan olma çocukların bir bölümüne Tokuzlar dediler, bir bölümüne de Türülken. Yıllar yılı bu iki yiğidin çocukları Ergenekon'da kaldılar; çoğaldılar, çoğaldılar, çoğaldılar. Aradan dört yüz yıl geçti. Dört yüz yıl sonra kendileri ve süreleri o denli çoğaldı ki Ergenekon'a sığamaz oldular. Çare bulmak için kurultay topladılar. Dediler ki: ''Atalarımızdan işittik; Ergenekon dışında geniş ülkeler, güzel yurtla varmış. Bizim yurdumuz da eskiden o yerlerde imiş. Dağların arasını araştırıp yol bulalım. Göçüp Ergenekon'dan çıkalım. Ergenekon dışında kim bize dost olursa biz de onunla dost olalım, kim bize düşman olursa biz de onunla düşman olalım.'' Türkler, kurultayın bu kararı üzerine, Ergenekon'dan çıkmak için yol aradılar; bulamadılar. O zaman bir demirci dedi ki: ''Bu dağda bir demir madeni var. Yalın kat demire benzer. Demirini eritsek, belki dağ bize geçit verir. Gidip demir madenini gördüler. Dağın geniş yerine bir kat odun, bir kat kömür dizdiler. Dağın altını, üstünü, yanını, yönünü odun-kömürle doldurdular. Yetmiş deriden yetmiş büyük körük yapıp, yetmiş yere koydular. Odun kömürü ateşleyip körüklediler. Tanrı'nın yardımıyla demir dağ kızdı, eridi, akıverdi. Bir yüklü deve çıkacak denli yol oldu. Sonra gök yeleli bir Bozkurt çıktı ortaya; nereden geldiği bilinmeyen. Bozkurt geldi, Türk'ün önünde dikildi, durdu. Herkes anladı ki yolu o gösterecek. Bozkurt yürüdü; ardından da Türk milleti. Ve Türkler, Bozkurt'un önderliğinde, o kutsal yılın, kutsal ayının, kutsal gününde Ergenekon'dan çıktılar. Türkler o günü, o saati iyi bellediler. Bu kutsal gün, Türkler'in bayramı oldu. Her yıl o gün büyük törenler yapılır. Bir parça demir ateşte kızdırılır. Bu demiri önce Türk kaganı kıskaçla tutup örse koyar, çekiçle döver. Sonra öteki Türk beğleri de aynı işi yaparak bayramı kutlarlar. Ergenekon'dan çıktıklarında Türkler'in kaganı, Kayı Han soyundan gelen Börteçine (Bozkurt) idi. Börteçine bütün illere elçiler gönderdi; Türkler'in Ergenekon'dan çıktıklarını bildirdi. Ta ki, eskisi gibi, bütün iller Türkler'in buyruğu altına gire. Bunu kimi iyi karşıladı, Börteçine'yi kagan bildi; kimi iyi karşılamadı, karşı çıktı. Karşı çıkanlarla savaşıldı ve Türkler hepsini yendiler. Türk Devleti'ni dört bir yana egemen kıldılar. Ergenekon'dan çıkış ile aynı güne denk geldiği için kutlanan Nevruz Bayramı, bugün pek çok Türk topluluğunda çeşitli adlarla kutlanmaktadır. Nevruza; Saha Türkleri Isıah, Başkurtlar ve Kazan Tatarları Saban Toy, Kazaklar,Özbekler, Azerbaycan Türkleri ve Türkmenler Nevruz Toy adını vermektedirler. Türk Cumhuriyetlerinin, S.S.C.B'nin yıkılmasıyla birer birer bağımsızlıklarına kavuşmalarıyla, Nevruz Bayramı Türk Dünyasında ortak bir bayram olarak kutlanmaya başlamıştır. Böylelikle yaklaşık 1000 yıldır ayrılmış olan Türkler, bu bayramla birleşmektedirler. Selçuklular ve Osmanlı Devleti dönemlerinde de her yıl kutlanan Nevruz Bayramı, Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşunda ve sonrasında da TÜRK IRKININ EBEDİ VE SON BAŞBUĞU GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK tarafından da, Başkent Ankara'da kutlanmıştır. Ancak Yüce Başbuğumuz ebedi istiratgahına çekilmesiyle bu kutlamalar unutulmaya yüz tutmuştu. Ancak Türk Cumhuriyetlerinin bağımsızlıklarını ilan ederek Türkiye Cumhuriyeti Devletiyle diplomatik ilişkiler kurmaya başlamalarıyla yeniden parlamış ve süreklilik kazanmıştır. Ancak Türkiye'deki, Gayr-ı Türk unsurlar(başta kürtler) bu güzel bayramı her yıl sabote etmektedirler. Basın kesinlikle bu kutlamalara geniş yer ayırmamakta hatta bu güzel Türk Geleneğini hor görmeye kalkarak, siyasi manalar yüklemektedir. Bölücü terör örgütü pkk ve diğer Türk düşmanı unsurlar, Nevruz Bayramı süresince çeşitli provokasyonlarla Türk Devletine ve Milletine karşı isyan provaları yapmaktadırlar. Asıl amaçları Türk Devletini ve Milletini yok etmek olduğunu saklamakta sakınca dahi görmeyen bu ayrılıkçı teröristlerin ve sempatizanlarının cezalandırılmaması, Uluslararası kamuoyunda ülkemizin nizamı ve iç güvenliğine yönelik bir zaaf olarak algılanmaktadır. Yüce Türk Milletine ait olan bu bayramı, kendilerine mal etmeye kalkarak, kürtçülük propagandasına dönüştürmekten çekinmeyen terörist başı bozuk sürüler; sözde ele başları abdullah öcalan lehinde sloganlar atarak, Türk Devletinin güvenlik güçlerine saldırmak için, her yıl bu bayramı beklemektedirler. Nevruz Bayramı, Dünya uygarlığına ve literatürüne hiç bir katkısı olmayan bir sürüye ait olamaz. Hain emellerine ulaşmak için bu kutlu bayramı kullanarak kendilerini dünya kamuoyunda haksızlığa uğramış gibi göstermek pişkinliğinde bulunanlar, Türk Milleti'nin öfkesini çekeceğini bilmelidirler!!! http://www.image-upload.net/files/5808/bozkurt011gif8ec%5B1%5D.jpg ILK VE SON LEJION http://turansavascisi.sitemynet.com/mynet_resimlerim/kimlik_bozkurt_turk.gif DUYURU: Degerli Kardeslerimizin daha iyi okuyabilmesi icin yazilar büyütülmüstür.Ayrica verilen mesaj daim itibariyle Kardesligi ve Halklar arasi Dostlugu savunan yönde olmustur.Insanlar pek cok cesite kendilerini ifade edebilirler.Suna du ayrica belirtmek isterim ki Terröre pozitif tutum sergiliyen ,destekleyen veya tek yol olarak kabul eden Sahslara karsiyiz.Her türlü Mücadele cesaret gerektirir.Eger kendine güvenmiyorsan kolay kolay birsey icin düzgün bir mucadele veremesin.Ayni zamanda Milletin Kurtulusunu ve yükselmesini engeliyen bazi anarsist ve teslimici Siyaset ve Tutum sergilyenlere de karsiyiz.Degerli Arkadaslarim,lütfen degerlerimize sahip cikalim.Tesekür ederim! http://www.bisikletdunyasi.com/haber/ataturk1.jpg Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
maybe Yanıtlama zamanı: Ağustos 23, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 23, 2007 Emeğine sağlık.Merak ettiğin özel bir şey olursa Şamanizim ve Türkler hakkında elimdeki süper kaynaklardan bilgi veririm. Süper olmuş Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Şaman Yanıtlama zamanı: Ağustos 25, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 25, 2007 Şimdi arkadaşlar konuyu lütfen saptırmadan makale üzerinde tartışsak Öncelikle yazı için emeğine sağlık diyorum yalnız şunu söylemek isterim ki türklerin dini şamanizm değildi.Şamanizm ve Gök-tengri inancının karması olan bir inanıştı. 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
maybe Yanıtlama zamanı: Ağustos 27, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 27, 2007 Arkadaşlar; Şamanizimi bir din olarak algılamayınız.Türklerin eski dini gök tengri diniydi. 3 temel husustan oluşurdu.. 1-Gök tengri 2-Atalar kültü 3-Ocak(ateş) Şamanizm farklı bir olgudur.Dünyada bir çok yerde görülmekte ve temeli Mu uygarlığına dayanmaktadır. Şaman bugün ki anlamıyla sadece büyücü değildir.O bir takım ruhlarla irtibata geöebilen ve onlardan gizli sırları öğrenebilendir.Belirli bir amacı vardır.Ancak asla şahsi çıkar değildir. Akşaman Gök tanrının rularından bilgi alır. Kara Şamansa Yer tanrısı Erlik in ruhlarından bilgi alır. Kısaca özetlediğim gibi Şamanizim aslında bir din değildir. Türklerin Eski dini GÖK tanrı dinidir.Tıpkı Mu lardaki Göksel Baba gibi... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Guest samo Yanıtlama zamanı: Ağustos 27, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 27, 2007 Konu kapanmıştır... Teşekkürler.... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Guest Ulumil Yanıtlama zamanı: Ağustos 28, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 28, 2007 Arkadaşlar; Şamanizimi bir din olarak algılamayınız.Türklerin eski dini gök tengri diniydi. 3 temel husustan oluşurdu.. 1-Gök tengri 2-Atalar kültü 3-Ocak(ateş) Şamanizm farklı bir olgudur.Dünyada bir çok yerde görülmekte ve temeli Mu uygarlığına dayanmaktadır. Şaman bugün ki anlamıyla sadece büyücü değildir.O bir takım ruhlarla irtibata geöebilen ve onlardan gizli sırları öğrenebilendir.Belirli bir amacı vardır.Ancak asla şahsi çıkar değildir. Akşaman Gök tanrının rularından bilgi alır. Kara Şamansa Yer tanrısı Erlik in ruhlarından bilgi alır. Kısaca özetlediğim gibi Şamanizim aslında bir din değildir. Türklerin Eski dini GÖK tanrı dinidir.Tıpkı Mu lardaki Göksel Baba gibi... Dogru soyluyorsun biz Turklerin eski dini Gok Tengri diniydi . Ama Uygurlardan sonra Samanizmle Gok Tengri dini buyuk olcude etkilesime gecmistir .Ilaveten sunu soyliyeyim ornegin Alevi Turkmenlerinin semahi Samanizmin Semahiyla bircok benzerlik gostermektedir. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
belfalas Yanıtlama zamanı: Ağustos 28, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 28, 2007 ergenekon yazılarında çok kırmızı kullanmazsan kendi adıma sevinirim..okurken çok zorlanıyorum yazılar karışıyo gibi oluyo. paylaşım için teşekkürler Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
maybe Yanıtlama zamanı: Ağustos 29, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 29, 2007 Göktanrı dini ve Şamanizmin etkileri hala çoktur.Ve bence çok güzel,çok özeldir.Ağaca bez bağlamak,nazar için boncuk,kurşun dökmek bunlarda en çok yaygın olanları.Ayrıca İSlamiyette mezar taşı yoktur.Bizdeki mezar taşı olgusu eski dinimizden kalmadır. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Şaman Yanıtlama zamanı: Eylül 1, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 1, 2007 Şimdi türklerin dini karma bir dindir gök tanrı dinindeki gibi semavi tanrılar ve yeraltında yaayan başka bir tanrı vardı ama aynı zamanda atalarının ruhları olsun doğa ruhları olsun bunlara da inanır ve DUA ederlerdi samo konunun kapandığını nerden çıkardın anlayamadım birde sevgili king of ergenekon nickinle söylediklerin çelişmiyor mu sence milliyetçiliğine saygı duyuyorum ama ingilizce isim sana ters gelmez mi? Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Guest Ulumil Yanıtlama zamanı: Eylül 1, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 1, 2007 Samanizm , Gok Tengricilik benim oz kulturumdur . Ataturk te benim BASBUGUM ONDERIMDIR . Tipki Cengizhan gibi METEHAN gibi ATILLA gibi Kahraman TurkSad gibi. Turki Cumhiretlerdeki irkdaslarimiz bile bizim colde bedeviler gibi dolastigimizi saniyor.Neden ?Iste asil yanlis ,Turk kulturumuzu kaybedip arap kulturunu benimsedigimizden dolayi Turk Milleti olarak son 300 yildir geriledik. Matbaayi bile icat edildikten 200 yil sonra ancak ulkemize getirdik. Zaten bu ulkede Arap ismi alarak Arap kulturunu benimseyerek onlar gibi carsafla sarikla dolasarak en iyi Musluman olacagini zanneden bir topluluk var.Burdan da haykiriyoruz BIZ ATATURKCU TURK OGLU TURKLERIZ .Kimse bize Muslumanlik adi altinda Arap kulturunu ve yasamini benimsetmeye kalkmasin . Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
REALSATAN Yanıtlama zamanı: Eylül 1, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 1, 2007 Saolun Ya Bende Merak Ederdim Hep şamanlari ögernmiş Oldum.ama Türklerle Ilişkisini Hiç Bilmiyordum;) Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
maybe Yanıtlama zamanı: Eylül 1, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 1, 2007 - samanizm o zamanin türk krali oguzhan veya cengizhanin yaptigi ve uyguladigi kararlari, ve yasalari bir kitap haline getirmesidir.. binevi anayasa kitabidir.. bu kitabida halen bu zamanin insani o kadar kutsallastirirlarki, sanki bir inancli din haline getirmistir.. büyük yanliiiiiiiiissssss.. sen bugününe bakacaksin.. - zaten biz türkler bunu seviyoruz: simdide mustafa kemal atatürkün yaptigi yasalari, bazi insanlar inanc, kültür, hatta ve hatta bazilari kamalizm gibi dini sembol görmektedirler.. yanlis ya arkadaslar.. atatürk bile o kadar calisti, bizler böyle gevezelik yapalim diyemi, hani calisma, hani okul diplomalari alma, hani okuma.. alinda diplomat olun, ecdadimiz birseyi basarmis, vermis bize.. biz halen 30lu yillarda sürünüp duralim.. niye öne götürmiyelim.. dis devletlerin bazilari bize tamamiyle düsman, calisin arkadaslar calisin... türkün türkten baska dostu yoktur.. ================================= abartmayin lütfen, o zaman cegizhan veya oguzhan geregeni yapmistir. basarili olmustur,, kararlarinda dogruluk varsa kutlayin derim.. atatürk.de 1910li-40li yillarda kararlar almistir, basarili olmustur.. ama simdi atatürk yasamis olsaydi: ayni 30lu-40li yillarin kararinimi alacakti. ben derimki simdiki cagimiz ne gerektirirse ona göre önlem alirdi, ve ona göre anayasa düzenlerdiler.. ayni sekilde oguzhan.da simdi yasamis olsaydi, bu zamanda semanizm denilen kavrami bile düsünmezdi.. BU ZAMANIN KITABI VE ISMI FARKLI OLURDU... adam bile internetten milyonlarca dolar calip keyfini sürüyor. esnafin bile devletten vergi kacirma yöntemleri birsürü.. iste devlet gelir bunlari önler.. bu devlet basindakilerde basarili oldumu "dinliyceksin arkadas" denilir.. ama dinmis veya inancmis gibi yanlisliklara yönlendirmeyelim.. lütfen bu kararlari alanlari iyi görün ,,ama asirisina giderek onlari tanriymis gibi din sembol anlamina getirmeyin.. BIZLER zaten baskasini övdük övdük, devletide milletide sömürdüler durdular.. atatürk calisti durdu. adam yorgunluktan catladi yaaa,, arkadasi bile yoktu adamin, anlayani uzayda ancak bulunur.. ama öldükten sonra arkasindan gelen, yani atatürk vefat ettikten sonra bizler sömürdük durduk, yanlis üstüne yanlis.. CHP gibi 30 yil boyunca insanlara hizmet vermiyen.. 40 yil boyunca Sapkasini gösteren DEMIREL, susurluk yolsuzlugunu yapan SHP, veya bosna icin para toplayip cebe atan REFAH, vesaire gibi inanclar insallah ileride bizim türk inancimizdir denilmez.. (asala, pkk, mafya cabasi..) biraz o insanlarin programmlarina, projelerine bakinki, ne yaptiklarini anlarsiniz. cok iyi yapmis diyene kadar sizde ilerisine götürmeye calisin.. - bir diplomat geldimi, onun laflarina degil icraatina bakin,, biraktigi an onun icraatini daha daha öne götürün, calisin. ama politika yapmayin.. ama biz daha daha önüne gidip onlarin düsüncesini akla hayale gelmiycek cahil kafalarimizla inanc ve din meselesi gibi ele aliyoruz.. en ilkinde semanizm nedir degil,, semanizm o zamanin insanlarina ne katki verdi onu düsünün.. - Sema farklı Şamanizm FARKLI.Önce araştır.Sen belliki habire birilerinin sana anlattıklarına inanıp duruyorsun.Al sana gerçekler. 1-ŞAMANİZM ANAYASA KİTABİ FİLAN DEĞİLDİR.BÖYLE BİR SAÇMALIK ANCAK 3-5 GERİZEKALININ UYDURMASIDIR. 2-Türklerin Dini GÖK Tanrı Dinidir.Kökenleri MU daki Göksel BABA dinine kadar uzanır. 3-Şamanizm bir takım gizli bilgilerle görülmeyen güçlerle irtibata geçerek bazı bilgileri öğrenmektir.Ki bir din değildir. 4-Şamanizim sadece TÜRKlerde değildir.Hala Güney Amerikada Pasifik okyanusundaki bir çok adada ,Avusturlayada Şamanlar vardır.Yaşıyorlar ve TÜRK değiller. 5-Biz bu Atatürkü putlaştırmayın yok abartmayın laflarını yemeyiz.ATAMA saygısızlık edenin boynunu kopartırız.Ne Türklüğümüze Ne ATAMIZA sakın laf etme onların yeri ayrıdır.Dinimizin yeri Farklı. 6-Senin o çok dindar gördüğün bir takım adamlar varya hani onlara uyup diğerlerine dil uzattığın işte o adamların müslümanlıkla alakası yok.O adamların Yahudi olduğu Sabetay olduğu Osmanlı arşivleriyle delilli Ispatlı.Bak Ergun Poyraz yazdı .Aksini ıspat edemediler.Adamı tutuklamak için başka oyunlar ettiler.Madem yalan söyledikleri yiyorsa aksini ıspat edip toplatsın kitapları.Benden sana tavsiye al bir tanesini sadece 3-4 sayfa oku .Anlarsın adamların ne olduğunu .Ha dersen ki bende aslında onlar gibiyim sizi kandıracağımı sanıyorum.Ha işte onu beceremezsin Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Guest Ulumil Yanıtlama zamanı: Eylül 1, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 1, 2007 Cook guzel cevabini vermissin Maybee helal olsun:) Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
doja Yanıtlama zamanı: Temmuz 29, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 29, 2008 Samanizm , Gok Tengricilik benim oz kulturumdur . Ataturk te benim BASBUGUM ONDERIMDIR . Tipki Cengizhan gibi METEHAN gibi ATILLA gibi Kahraman TurkSad gibi. Turki Cumhiretlerdeki irkdaslarimiz bile bizim colde bedeviler gibi dolastigimizi saniyor.Neden ?Iste asil yanlis ,Turk kulturumuzu kaybedip arap kulturunu benimsedigimizden dolayi Turk Milleti olarak son 300 yildir geriledik. Matbaayi bile icat edildikten 200 yil sonra ancak ulkemize getirdik. Zaten bu ulkede Arap ismi alarak Arap kulturunu benimseyerek onlar gibi carsafla sarikla dolasarak en iyi Musluman olacagini zanneden bir topluluk var.Burdan da haykiriyoruz BIZ ATATURKCU TURK OGLU TURKLERIZ .Kimse bize Muslumanlik adi altinda Arap kulturunu ve yasamini benimsetmeye kalkmasin . Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.