Heretik Oluşturma zamanı: Eylül 23, 2015 Paylaş Oluşturma zamanı: Eylül 23, 2015 (düzenlendi) Tarih boyunca insanlığın başına bela olan tek, temel zorbalık figürü baba figürüdür. Bütün otoriter faşizm uygulamaları bu babalık güdüsü ve onun yansımalarından oluşur ki bunlar özelden genele üç tanedir: Ailenin reisi baba, devlet baba ve tanrı baba. Özelden başlarsak yeni doğan bireyin maruz kaldığı ilk maddi-manevi şiddet ailenin reisi babadan gelir. Baba, reis sıfatıyla ailenin karnını doyurmaktan ve fiziksel gücünün verdiği ikili dayanaktan aldığı destekle ailenin diğer bireylerinin hareketleri üzerinde söz sahibi olduğu sanrısıyla hareket eder. Günlük yaşayış onun istekleri doğrultusunda ilerlemelidir, herkes onun sözlerini emir gibi kabul edip biat etmelidir ve aksi yönde hareket edenler maddi yaptırımlarla kısıtlanıp gerekirse şiddetle terbiye edilecektir. Antik çağlardaki maskülen otoriter-faşistliğin modern(!) çağdaki devamı olan ailenin reisi baba, pek bilgili(!) atalarımızın "Ağaç yaşken eğilir." sözüne yaraşır bir totaliterlikle genç bireyin tüm bireysellik ve özgürlük istemlerini kesip budamakta, onları hayatı boyunca otorite figürlerinden icazet almadan kendi başına iş yapamayacak duruma getirmektedir. Baba figürünün daha büyük sürü kitlelerine hitap eden ikinci aşaması ise devlettir. Devlet, zaten var olması bile başlı başına onur kırıcı bir utanç kaynağı olan devasa bir baba kurumudur. Devlet insanların her seçimde "Ben kendi kendimi aracısız şekilde yönetmekten acizim, o yüzden sen benim yerime o rahat koltuklardan tasmamı tutacaksın ve karşılığında her ay cebini dolduracaksın, yeter ki beni yönet!" şeklindeki aşağılıkça isteğinin bir sonucu olarak totaliter faşistliğini zevkle isteklilere sunan kanserli dokudur. İktidar fetişinin insanlık boyunca açığa çıkan büyük maskaralığıdır. Devletin yeni doğan bir çocuğa birer kimlik ve seri numarası vermesi - ben ona kimlik numarası değil üretilen mallara verilen seri numaraları diyorum- sınırları içerisindeki tüm bireyleri nasıl da basit bir veri haline getirip kontrol etmek istediğini gösterir. Devlet baba diye boşuna demez sürü insanları, ailedeki babadan icazet alamadan nasıl da kendi eylemini yapamıyorsa bu kocaman bir ülke çapında da aynı basiretsizliğin kanserli yayılımını gösteren bir söylemdir bu. Devleti yönetmesi adına her hangi bir siyasi parti, kişi ya da kuruma oy vermek insanın zaten kendi bireysellikten uzak tasmalanma arzusunun göstergesidir. İnsanları bankalar, kimlik kartları, parmak izleriyle ve tüm kurumlardaki kayıtlı imzasıyla her yönden takip edip gözlem altına alan ve isyana yeltendiğinde adeta şefkatli (!) bir baba edasıyla vatandaşı üzerine tüm kolluk kuvvetlerini salan devlet babanın herhangi bir kurumunu istemek, yönetilme arzusu da maalesef bu faşizmin kurumsallaşmış figürünün devamını sağlamaktadır. Üçüncü ve son baba figürü, artık 7 milyarlık et yığınlarındaki yönetilme ve güdülme arzusunun korkunç bir kangrenleşmiş halini ortaya çıkarır: Tanrı baba. Burada artık her şey tek, mutlak hakimiyetli ve planı kesintisiz bir başarıyla sonuçlanacak olan kozmik bir ilahın isteğine bağlıdır. Bütün yaratılanları koruyup kollaması ise şefkat arayan tasmalıların sığındığı biricik peri masalıdır. Bu uğurda gördükleri tüm eziyetlere, maruz kaldıkları maddi-manevi tecavüzlere Tanrı'nın kusursuz planına bağlı kalmak ve onun sevgisini kazanmak uğruna sessiz kalan bu yitik kitle, arzuladığı tek bir devasa yöneticinin altında korunma güdüsüyle her türlü aşağılıkça güdülenmeye boyun eğmektedir. Semavi dinler kadar çok tanrılı - paganizm - dinlerin mensupları da her ne kadar kendi kendilerini tatmin ettikleri sevgi, pozitif enerji masallarına rağmen en az semavilerinki kadar eşit büyüklükte bir zorbalığa tabidirler. Hiçbirinin diğerinden farkı yoktur, hatta bu paganların "Biz semavilerden farklıyız!" sözü ise sevgi maskesiyle yönetme güdüsünün altında gizledikleri, bir bataklık haline gelmiş olan spiritüel egolarının altından taşan zorba bilinçaltının açığa çıkmış halidir. Sonuç olarak bu üç temel zorbalık figürü olan baba, devlet ve tanrı- ve tanrılar- yok edilmedikçe özgürlük ancak ütopik bir masal olarak kalacaktır. - Heretik Eylül 23, 2015 Heretik tarafından düzenlendi Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
imam Yanıtlama zamanı: Eylül 23, 2015 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 23, 2015 Leviathan konusundan bahsediyorsun sanırım yani insanların kendi güçlerinden feragat edip gücü tek bir kişide toplamaları , bu tek kişideki yönetim hakkı adeletsizliğe yol açar ve güç yozlaşır. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
reincarnated Yanıtlama zamanı: Eylül 23, 2015 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 23, 2015 Sonuç olarak bu üç temel zorbalık figürü olan baba, devlet ve tanrı- ve tanrılar- yok edilmedikçe özgürlük ancak ütopik bir masal olarak kalacaktır. - Heretik İnsanın kozmik evrimi ancak bu tür kısıtlayıcı sıfatların yok olmasıyla birlikte gerçekleşecektir... Güzel bir yazı olmuş. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Heretik Yanıtlama zamanı: Eylül 23, 2015 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 23, 2015 Leviathan konusundan bahsediyorsun sanırım yani insanların kendi güçlerinden feragat edip gücü tek bir kişide toplamaları , bu tek kişideki yönetim hakkı adeletsizliğe yol açar ve güç yozlaşır. Evet zaten bence güç her kimde olursa olsun eninde sonunda yozlaşmayı getirecektir hiçbir insanın bundan kaçamayacağı fikrindeyim. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Heretik Yanıtlama zamanı: Eylül 23, 2015 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 23, 2015 İnsanın kozmik evrimi ancak bu tür kısıtlayıcı sıfatların yok olmasıyla birlikte gerçekleşecektir... Güzel bir yazı olmuş. Bu tür sıfatların yok olması da ancak insanlığın yönetilme arzusunu sona erdirmesiyle mümkün olabilir, teşekkür ederim. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.