Jump to content

Varlk Kavramı Üzerine Denemeler


imam

Önerilen Mesajlar

0 yokluk 1 ise varlıktır , özellikle elektriksel bilimlerde böyledir , 0'ın hiçliği temsil ettiğini düşünelim zaten hiçliği düşünebilmemiz mümkün değil ancak temsil ettiğini düşünebiliriz , 1'inde varlığı temsil ettiğini düşünelim işte sorun burda başlıyor varlığıda düşünemeyiz yani bağımsız anlamda varlığı , şuan gördüğümüz her varlık var olabilmesi için mekana , zamana ve kavramsal anlamda zıtlığa ihtiyaç duyar , örnek vermem gerekirse ben şuan bir odadayım , oda kavramı aslında dört duvardan değil içindeki boşlukdan oluşuyor yani oda ve odanın içindekiler var olabilmesi için içerisinde boşlukda gerekiyor , mesela ben bir erkeğim ama dişi kavramı olmadan bu ayrımı nasıl yapabilirdik ki ? elektron ve protonundan , iyi ve kötüsüne kadar her şeyi ancak zıttıyla ayırabiliriz farkında olabiliriz , bir köre rengi anlatmak gibi bir şey olurdu , Yani ortada anlamsal anlamda zıtlığa sahip olmadan bağımsız bir varlık da en az hiçlik kadar hayal edilemez durumda.

 

Şimdi eğer biz 0 değilsek ve 1 de değilsek biz neyiz ?, neredeyiz ? bildiğimiz üzere 0 ile 1 arasında sonsuz rakam var ama 0 dan 1'e geçilir , aşil paradoksunu bilirsiniz a noktasından b noktasına gitmek için yolun yarısını almanız gerek ama ondan önce o yolunda yarısını almanız gerek ve o yolun yarısınıda , yani aslında b noktasına varamamanız gerek ama varıyoruz sonuçta işte biz de burdayız biz hareketiz , biz paradoksuz , şuan gördüğümüz monitör bile şuan var ama metaryelleri başkaydı ayrı ayrı yerlerdeydi şuan bir oldu ama ilerde burada ve bir olmuyacak.

 

Zamanda big bang ile başladığına göre big bang'e itici gücü sağlayan şey her neyse işte mutlak varlıktı ve tek o , zamandan ve mekandan bağımsız , bizim gördüğümüz her şey bizde dahil olmak üzere sadece şimdide varlar biz dünyayı şimdi ile algılıyoruz ama zamanın geneline baktığımızda algıladığımız her şey ne var nede yok sadece 0 ile 1'in arasında , geldiğimiz nokta belli , gideceğimiz nokta belli , gözümüzün gördüğü her şey şimdinin hayali yarının yanımsaması durumunda her şey sadece bu anı yaşamanız için var ama bu onları gerçek kılmıyor.Bir kez görüp uyanmamanın rüyayı gerçek kılmaması gibi.

 

Yazdıklarımı şuan yazıyorum sonra üstünden tekrar geçerim.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Fikirler anlaşılıyor fakat cümleler arası bağlam kopuk, yazdıklarını düzenledikten sonra tekrar okuyacağım... :thumbsup:

 

Üstünden geçmeye çalıştım , teşekkürler , anlatım dilini geliştirmenin ayrı bir önemi var ve ben bu noktada eksik olduğum için fazla yazmıyorum :D

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Hiçlik, algı kavramının ötesinde -belkide asla anlaşılmayacak olan- hayranlık uyandırıcı olgu. Var veya yok olma durumlarının gerçekleşmeyeceği yegane kavram. Peki hiçliğe nasıl bakmak gerekli?

Hiçlik, kavramsal olarak baktığında yokluğu temsil etmez, çünkü yokluk varlığın zıtlığına eşittir ve her hangi bir olgunun var olma yetisi kadar yok olma olasılığı da vardır. Bazen yokluk, var olan olguların bir daha asla var olmayacak olmasına da eşittir. Bilincinin süresini doldurup şekil, durum ve zaman değiştirmesi kademeli olarak yokluğa işaret eder. Çünkü bilinç algıladıklarını aktarır ve değişir. Bu da sende ki bilincin yok olma durumuna işarettir. Var olmamış, var olacak olanlar da yokluğu temsil eder. Yokluk öyle, bu gün var yarın yok gibi değil de, algısal dünyada var olma nedenlerinin zıttı şeklinde düşünülmeli.

Hiçlikte ise durum böyle değil, çünkü var olmak olası değil. Peki, hiçlikte var olmak olası değilse ve her şeyin ötesinde var olmuş olan bir olgu nasıl meydana geldi? Önce istek sonra algı diyebilirim.

 

Hiçlik, ne zifir karanlık ne de bom boş bir evren. Anlaşılamayacak olması korkutuyor beni, aslında hiçliğin ortasında doğan bilincin zıtlıklarından ibaretiz. Belki bu kadar, bu kadar boş, anlaşılmaz ve büyük olması bu yüzdendir. Tanrı diye tanımladığınız olgular, hikayeler inanma iç güdüsünden kaynaklanırken, asıl bilincin neye inandığı sorusu kafamın ücra duvarlarında yankılanıyor. Evet bilinç, algılamakla mükellef ancak şuan ki kapasitesi, veri aktarımından başka bir şey değil. Bilincin sanal ütopyaları işte. Duygu sellerinden tut, anlık duraksamalara kadar.

 

Onu bunu boş verinde Dünya, şuan ki Dünya insana hissettirdikleriyle güzel. Banliyölerden tut, gökdelenlerin tepelerine, ormanlardan tut, şehir ışıklarına kadar insana hissettirdikleriyle güzel. Baksana sevgili kaya parçasına, fütursuzca yoluna devam ediyor, herkesten uzakta, bir başına..

 

Hayat ya da dünya ne dersen de, her şeyiyle yaşamak için var. Kıvramak yerine kabullen;

 

tumblr_nv70r1YVYj1tijmqfo1_500.gif

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Benden dünyaya vergilerini verip, faturalarını ödemeye geldiğimi kabullenmemi beklemeyiniz ,

hiçlik kavramı çokda uzakta değildir , kafanın arkası hiçliktir çünkü orayı göremezsin ve bilemezsin ,

İnanma ihtiyacı tanrıyı var etseydi yani bu bir insanlık ihtiyacı olsaydı ortadaki rakamlar böyle olmazdı , duygusal ihtiyaçlarda , fiziksel ihtiyaçlar kadar ortaktır , şuan yemek yemeden yaşıyabilen kendini diğer insanlardan tamamıyla soyutlarak yalnız yaşayabilen kaç kişi var? , inanmama ihtiyacından inanmıyorsunuz dememde bir sakınca yoktur sizin mantığınızla , şimdi var demem gelecekte yok olduğunu göstermez , enerji yok olmaz , bedenimiz toprağa karışabilir ama ruhumuz sonsuz ve ölümsüzdür , bize ruhumuzu üferene aldığımız nefes gibi geri verileceğiz.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Benden dünyaya vergilerini verip, faturalarını ödemeye geldiğimi kabullenmemi beklemeyiniz ,

hiçlik kavramı çokda uzakta değildir , kafanın arkası hiçliktir çünkü orayı göremezsin ve bilemezsin ,

İnanma ihtiyacı tanrıyı var etseydi yani bu bir insanlık ihtiyacı olsaydı ortadaki rakamlar böyle olmazdı , duygusal ihtiyaçlarda , fiziksel ihtiyaçlar kadar ortaktır , şuan yemek yemeden yaşıyabilen kendini diğer insanlardan tamamıyla soyutlarak yalnız yaşayabilen kaç kişi var? , inanmama ihtiyacından inanmıyorsunuz dememde bir sakınca yoktur sizin mantığınızla , şimdi var demem gelecekte yok olduğunu göstermez , enerji yok olmaz , bedenimiz hiçlikten geldi ama ruhumuz sonsuz ve ölümsüzdür , bize ruhumuzu üferene aldığımız nefes gibi geri vereceğiz.

 

Vergileri ortaya çıkaran, dini ortaya atanda sensin sevgili imam. Hiçlik, kafanın var veya yok olmama durumudur imam. Görmediğin, bilmediğin şeyler yoktur, hiçtir diyemezsin imam! İnanma ihtiyacın olmasa 1400 evvel gönderilmiş iki kelamı yorumlayıp yorumlayıp insanların gözüne sokmazdın, 'tek gerçek bu gelin iman edin size cenneti vereyim demezsin' imam! Çıkarcılık var işin içinde sevgili imam! Artık Tanrıdan nasıl bir çıkarın varsa..

 

Duygulardan soyutlanamazsın imam, hiç bir şey hissetmiyorum derken bile hissediyorsun, üstüne üstlük en yoğunundan ve bunları benliğinde yaşıyorsun imam! Kim var içinde senden başka?!

 

Enerji, bilinç gibidir imam, şekil, durum ve zaman değiştirir. İnandığın Tanrıyla yarışa girme , ruhun onundur, senin olan hiç bir şey yok imam! Din kavgası yapmak istemem, yazdıklarıma farklı bir gözden bakmanı dilerim imam. Böylelikle bir nebzede olsa bakış açımı tutturabilirsin.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Vergileri ortaya çıkaran, dini ortaya atanda sensin sevgili imam. Hiçlik, kafanın var veya yok olmama durumudur imam. Görmediğin, bilmediğin şeyler yoktur, hiçtir diyemezsin imam! İnanma ihtiyacın olmasa 1400 evvel gönderilmiş iki kelamı yorumlayıp yorumlayıp insanların gözüne sokmazdın, 'tek gerçek bu gelin iman edin size cenneti vereyim demezsin' imam! Çıkarcılık var işin içinde sevgili imam! Artık Tanrıdan nasıl bir çıkarın varsa..

 

Duygulardan soyutlanamazsın imam, hiç bir şey hissetmiyorum derken bile hissediyorsun, üstüne üstlük en yoğunundan ve bunları benliğinde yaşıyorsun imam! Kim var içinde senden başka?!

 

Enerji, bilinç gibidir imam, şekil, durum ve zaman değiştirir. İnandığın Tanrıyla yarışa girme , ruhun onundur, senin olan hiç bir şey yok imam! Din kavgası yapmak istemem, yazdıklarıma farklı bir gözden bakmanı dilerim imam. Böylelikle bir nebzede olsa bakış açımı tutturabilirsin.

 

:D tartıştma ortamına çevirmeyelim lütfen kendi düşüncelerini felsefe açısından yazmaya devam edebilirsin varlık ve yokluk kavramıyla ilgili ise kesinlikle buraya yaz , benim inanmamın sebebi zaten 1400 evvel olması şuan çıkacak "modern" inançlar senin olsun ben burda anne - babadan gelen inançtan ziyade kendi mantığımı kullanarak yazıyorum yazarken aklımda yaratıcı kavramı yoktu düşünürken mantıklı açıklaması sonradan geldi , yazdığım her şeyi dini vurgulara bağlayan sensin din kavramı geçmemişti , nickim ve içindeki nefret yazdırdı bu nefretde içinde kendinden kabullenemedigin şüphelerin olduğunu gösterir lütfen tartışmaya sebep olarak konunun kapanmasına yardımcı olma , teşekkürler:D

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

:D tartıştma ortamına çevirmeyelim lütfen kendi düşüncelerini felsefe açısından yazmaya devam edebilirsin varlık ve yokluk kavramıyla ilgili ise kesinlikle buraya yaz , benim inanmamın sebebi zaten 1400 evvel olması şuan çıkacak "modern" inançlar senin olsun ben burda anne - babadan gelen inançtan ziyade kendi mantığımı kullanarak yazıyorum yazarken aklımda yaratıcı kavramı yoktu düşünürken mantıklı açıklaması sonradan geldi , yazdığım her şeyi dini vurgulara bağlayan sensin din kavramı geçmemişti , nickim ve içindeki nefret yazdırdı bu nefretde içinde kendinden kabullenemedigin şüphelerin olduğunu gösterir lütfen tartışmaya sebep olarak konunun kapanmasına yardımcı olma , teşekkürler:D

 

İmam, kimse kimseden üstün, alçak değil. Sadece bakış açıları farklı. İç güdülerine göre davranışlarının nasıl şekillendiği ve duygularının sana neler hissettirdiğine bağlı her şey. Tipik bir şekilde 'gerçeklik benim dediğim gibiyse' burada büyük bir sorun var demektir. Ve konuyu yorumlamaktan kaçınırım.

 

Tartışma ortamı yaratmak istemiyorum ki tartışmıyorum. Üslup yazarken değil okurken daha belirgindir. Bir sesleniş var aslında. Diyorum ya, kalıplaşmış bir fikre sahip olanlar istedikleri gibi görür karşısındakini. Kafa kesmek bu yüzden popüler.

 

Din, insanları körelttiğinden ve ahmaklaştırdığından sinirliyim biraz. Bu sadece senin dinin için geçerli değil, var olmuş ve olacak olan her din kisvesine bürünmüş düşünceler için geçerli. Bu kadar olmamalı diyorum sadece. Bu kadar da olmamalı yani. İnsansın sonuçta, saygı görmezsem görmezsin.

Beni bir çırpıda bu nebze yorumlamana gelince, tanımadıkça ve anlamadıkça hakkımda yorum yapmaya çalışma. Beceremez, güldürürsün.

 

Ve felsefi açıdan bakarsak olaya, her cümlemin altına saklanmış, yoruma açık sözler var. Felsefe yapmak istiyorsan, önce algıla. Varlık ve yokluk felsefesini yapıyorsan da en büyük sorunsalı es geçiyorsun. Bu lanet tanrının var-yok ya da hiçlik durumlarına dokunmadan Dünyaya ulaşamazsın, ulaşsan da yarattığın ütopyayı tanımlarsın. Oysa kapının ardında devam eden hayat göründüğünden oldukça farklı. Psikanalizlerden tut, sosyo-politik tanımlamalara kadar.

 

Devam etmek istiyorsan, yukarıda ki hiçlik tanımından başla, bende sana cevap vereyim. Böylece bir konu hakkında farklı düşünceleri toparlayıp ortak bir karara değilde; ''Vay be, demek böyle düşüncelerde var!'' diyebiliriz. Sonuçta hiç bir şey gerçek değil, aynı zamanda olası derecede gerçek.

 

Ve yine diyorum, bu cümleler, bu konuşmalar, felsefenin içinde, felsefe yapmadığımızı söyleme, yapıyoruz. Analiz ediyor, düşünceleri paylaşıyoruz. Eminim ki okuyan bir kaç kişide hareketlilik olur, aramıza katılırlar.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

İmam, kimse kimseden üstün, alçak değil. Sadece bakış açıları farklı. İç güdülerine göre davranışlarının nasıl şekillendiği ve duygularının sana neler hissettirdiğine bağlı her şey. Tipik bir şekilde 'gerçeklik benim dediğim gibiyse' burada büyük bir sorun var demektir. Ve konuyu yorumlamaktan kaçınırım.

 

Tartışma ortamı yaratmak istemiyorum ki tartışmıyorum. Üslup yazarken değil okurken daha belirgindir. Bir sesleniş var aslında. Diyorum ya, kalıplaşmış bir fikre sahip olanlar istedikleri gibi görür karşısındakini. Kafa kesmek bu yüzden popüler.

 

Din, insanları körelttiğinden ve ahmaklaştırdığından sinirliyim biraz. Bu sadece senin dinin için geçerli değil, var olmuş ve olacak olan her din kisvesine bürünmüş düşünceler için geçerli. Bu kadar olmamalı diyorum sadece. Bu kadar da olmamalı yani. İnsansın sonuçta, saygı görmezsem görmezsin.

Beni bir çırpıda bu nebze yorumlamana gelince, tanımadıkça ve anlamadıkça hakkımda yorum yapmaya çalışma. Beceremez, güldürürsün.

 

Ve felsefi açıdan bakarsak olaya, her cümlemin altına saklanmış, yoruma açık sözler var. Felsefe yapmak istiyorsan, önce algıla. Varlık ve yokluk felsefesini yapıyorsan da en büyük sorunsalı es geçiyorsun. Bu lanet tanrının var-yok ya da hiçlik durumlarına dokunmadan Dünyaya ulaşamazsın, ulaşsan da yarattığın ütopyayı tanımlarsın. Oysa kapının ardında devam eden hayat göründüğünden oldukça farklı. Psikanalizlerden tut, sosyo-politik tanımlamalara kadar.

 

Devam etmek istiyorsan, yukarıda ki hiçlik tanımından başla, bende sana cevap vereyim. Böylece bir konu hakkında farklı düşünceleri toparlayıp ortak bir karara değilde; ''Vay be, demek böyle düşüncelerde var!'' diyebiliriz. Sonuçta hiç bir şey gerçek değil, aynı zamanda olası derecede gerçek.

 

Ve yine diyorum, bu cümleler, bu konuşmalar, felsefenin içinde, felsefe yapmadığımızı söyleme, yapıyoruz. Analiz ediyor, düşünceleri paylaşıyoruz. Eminim ki okuyan bir kaç kişide hareketlilik olur, aramıza katılırlar.

 

Hayır şuanki uslubün iyi mesela az önce imam imam imam imam imam bir an ezan okuyasım geldi

bak felsefe yapıyorsun veya yapmıyorsun onu okuyan karar versin ,

Sen şuan yazının ortasına alakalı bir kaç şey yazıp konuyla bağdaştıramadığım düşünceler yazıyorsun yani kalıplaşmış kullanıyorsun ben alıntı falan yapmadım bu yazıda ,

Sadece şu şuan gördüğüm koltuk atomlardan oluşuyor ama atomun yüzde 90nından fazlası boşluk ama ben onu bütün görüyorum , yokluk ve varlık ayrı hiçlik ve mutlak varlık ayrı dediğin gibi , yazıya başlarken aklımda mutlak varlığın ispatı fikri yoktu hiçlikden bağımsız olmaya çalıştım sadece ,

Bu sayıyı başlatan şey ne 0 nede 1 :2 , ama bu bizim bildiğimiz iki değil 0 ' ı 1'e bağlayan 2 zor yani ama senin halin 'haha senin lanet tanrın' tavrı bir de o tanrının lanetiydi yani :D

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Yazdıklarına bir ek de zaten atomun %99 unun boşluktan oluştuğu bilgisini kattığımızda dokunduğumuz, gördüğümüz ve içinde var olduğumuz her şeyin koca bir boşluktan ibaret olduğunu ve hatta sadece bir illüzyon olduğunu anlayabiliriz. Evet belki bu bir rüya, belki bir tanrının, belki şeytanın, belki hiçliğin rüyası. Henüz uyanmamamız da bunun rüya olmadığını göstermez bu da kabul, ancak, işte öyle bir nokta var ki bir rüya için fazlasıyla gerçek şeyler yaşanabiliyor ve maddenin kaba titreşiminde işkence gören insanların çığlıklarını görmezden gelemiyorsun. Bir rüyadan öte fazlasıyla kabus oluyor.

 

Her şey zıttıyla var evet, ben, bir başkası olmadan ben böyleyim diyemem. O zaman öyle bir kavram olmaz. Fakat bu zıtlıklarla var olmanın ne gereği vardı diye sorabilirim? Hiçliğin içinde, 0'ın samimiyetinde durmak varken neden yüzde 99 u boşluk olan 1 'in içinde yalancı bir illüzyona mahkum edildik? İşte burada pek çok farklı cevap var ve bunlardan en dogmatikleri tabi ki tanrı ve din. Hadi dini de attık diyelim bir kenara, bu sefer de işte tanrı kalıyor bunların tüm sorumlusu. Tabi tanrıyı ön koşul kabul edersek, yok o da yok zaten hiçlik dersek biyolojik bir et yığınından başka bir şey değiliz, ki şahsen böyle olmasını daha çok isterim, çünkü bunca maskaralığın, rezilliğin üstüne bir de tanrının varlığı toptan kozmik bir iğrençlikten başka bir şey olmaz.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Zıtların varlığının sebebi iyilik : Ve kötülük olmadan iyilik olmaz bize kötülük yapma şansı verilmeseydi ortada iyilik ve seçim olmazdı bana kozmik iğrenclik falan dememen gerektiğini düşünüyorum dünyanın iğrenç olmasının sebebi biziz bizim seçimlerimiz , iyilerin suskunluğu , bir kaplan 10 tane ceylanda öldürür ama yetecek kadar avlanır bunda iğrençlik yok , bizim açgözlülüğümüzü seçmemiz sorun yoksa gezegenler , galaksiler , yerel kümelerde ne kozmik iğrençliği , muhteşem değil mi?

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sıfırın kendini tanımadığını düşünelim. Başlangıca işaret edecekti ve kendinden sonra süre gelen her olgu ona işaret edecekti. Sıfır, -kendisi değil, kavramından doğan-tanrısını ortaya çıkararak ortaya attığı fikri, olası senaryolara göre şekillendirdiğini var sayalım. Yani hiçlik, kavramsal algısından doğan istekle ortaya çıkardığı itici güç(bilinç) var olma durumunu gerçekleştirdi. Bu yüzden var olma sıfırdan başka her birine bahşedilmiş lanetten ibaretti.

 

Heretik, ulu birer varlık değiliz abi sadece sıfırı anlamaya çalışan her hangi bir yerde ki olası kişilik ve bilinç durumlarıyız. Bu güzel bir bilim-kurgu senaryosu olabilir.

 

İnsanların var oluşunda ki analizlerden tut da doğasında ki iç güdülere kadar elde edilen bütün veriler, iğrençlikten ibaret. Şimdi neyin havası bu yani.

Ivan tarafından düzenlendi
virgül
Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sıfırın kendini tanımadığını düşünelim. Başlangıca işaret edecekti ve kendinden sonra süre gelen her olgu ona işaret edecekti. Sıfır, -kendisi değil, kavramından doğan-tanrısını ortaya çıkararak ortaya attığı fikri olası senaryolara göre şekillendirdiğini var sayalım. Yani hiçlik, kavramsal algısından doğan istekle ortaya çıkardığı itici güç(bilinç) var olma durumunu gerçekleştirdi. Bu yüzden var olma sıfırdan başka her birine bahşedilmiş lanetten ibaretti.

 

Heretik, ulu birer varlık değiliz abi sadece sıfırı anlamaya çalışan her hangi bir yerde ki olası kişilik ve bilinç durumlarıyız. Bu güzel bir bilim-kurgu senaryosu olabilir.

 

İnsanların var oluşunda ki analizlerden tut da doğasında ki iç güdülere kadar elde edilen bütün veriler, iğrençlikten ibaret. Şimdi neyin havası bu yani.

 

İşte ben hiçbir şekilde mutlak bilgiye hakim olmadığımı bildiğimden dolayı- ki felsefe de bunu gerektirir- yine de diyoum ki ulvi bir varlık olsak dahi bu sadece olan biten mide bulandırıcılığı katlamaktan başka bir şeye yaramıyor. Varoluşa dair tüm veri paketçikleri bizi daha çok varoluş bataklığına iten zincirlerden ibaret. Şu saatten sonra iyiliğin zaferi dahi bulantıyla silinmiş var olma istemini geri getiremez diyorum.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Neden midenin bulandığını anlamıyorum varsa bile kusmaya çalışırsın bu nefret etmeye devam edip gelişim göstermeye çalışmamanın bahanesi olmazki kişisel konuşuyorum şuan senin için ama ruhun için söylüyorum dünyayı değiştirmek çok zor değil bakışını değiştir dünya değişiyor zaten

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

İşte ben hiçbir şekilde mutlak bilgiye hakim olmadığımı bildiğimden dolayı- ki felsefe de bunu gerektirir- yine de diyoum ki ulvi bir varlık olsak dahi bu sadece olan biten mide bulandırıcılığı katlamaktan başka bir şeye yaramıyor. Varoluşa dair tüm veri paketçikleri bizi daha çok varoluş bataklığına iten zincirlerden ibaret. Şu saatten sonra iyiliğin zaferi dahi bulantıyla silinmiş var olma istemini geri getiremez diyorum.

 

Boş verip, hayal dünyasına dalmak en iyisi. Çünkü düşünceler, karamsarlık ve var oluşumuzda ki manasızlığın yayvan tadını vermeye başlıyor. Oysa hayal dünyasında yaşayıp, yaratılan muazzam evrenlere hayran olmak, umutların, bataklığın dibini boylamasına engel oluyor. Bir çoğumuz 'mutlak bir amaç var.' deyip bağırıp çağırıyor. Var mı? Yok mu? Bilemiyorum. Böyle yaşamaktansa, kenara çekilip, 'seni lanet tanrı figürü' demek daha bir eğlenceli.

 

Mutlak varlık, hiçliğin ta kendisi değil. Sadece hiçliğin algısından doğan efsanevi olgu olabilir. Hiçlik, alt tarafı hiçlik işte..

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Mutlak varlık hiçliğin kendisinden doğsaydı mutlak olmazdı varlık olurdu hiçlik kendisinden bir şey doğuruyorsa bu hiçliğe ters eğer bir şey doğuyorsa bu mutlak varlığa ters çünkü o doğmamış ve doğrulmamıştır ,

 

Benim hayal dünyamda yaşayıp gerçeğe mi gelmemi istiyorsun yoksa benim düşüncelerimi bırakım hayal dünyasına girmemi mi istiyorsun çünkü ikisinide yazdın ,

Gerçeğin ne olduğunu bilemeyiz ama bırakmamalıyızda belki gerçek bir nehir gibidir her elini attığında yeni sularla yıkanırsın , ama önemli olan ne kadar bildiğimiz değil insanlık olarak birbirimiz hakkında ne kadar düşünceli davrandığımız değil mi?

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Mutlak varlık hiçliğin kendisinden doğsaydı mutlak olmazdı varlık olurdu hiçlik kendisinden bir şey doğuruyorsa bu hiçliğe ters eğer bir şey doğuyorsa bu mutlak varlığa ters çünkü o doğmamış ve doğrulmamıştır ,

 

Benim hayal dünyamda yaşayıp gerçeğe mi gelmemi istiyorsun yoksa benim düşüncelerimi bırakım hayal dünyasına girmemi mi istiyorsun çünkü ikisinide yazdın ,

Gerçeğin ne olduğunu bilemeyiz ama bırakmamalıyızda belki gerçek bir nehir gibidir her elini attığında yeni sularla yıkanırsın , ama önemli olan ne kadar bildiğimiz değil insanlık olarak birbirimiz hakkında ne kadar düşünceli davrandığımız değil mi?

 

Hiçlik var olmakla mükellef olmadığından mutlak varlık sınıfına giremez. O mutlak varlığın ötesinde daha doğrusu mutlak varlığın olmadığı bir olgu. Bu yüzden Tanrı, doğrulmuştur. Yani var edilmiştir. Aslına bakarsan hiçlik bir nevi kendi zıttını var etmiştir.

Mutlak varlıksa, diğer varlıkların üstünde ve sonunu sadece kendisi belirleyecek olan varlığa denk gelir, bu da hiçliğin ortaya çıkardığı tanrısal kavrama işaret eder. Hiçliğin ötesinde var olabilecek olan bir kavramı kabul etmiyorum. Bu sadece senin inancında var olan bir tanım.

O cümle ortaya yazılmıştı. Madem soruyorsun, hayal dünyanda yaşayıp, iyi bir insan olman dileğimdir.

Yine yukarı da bir yer de dedim, 'hiç bir şey gerçek değil, aynı zamanda olabildiğince gerçek.'

 

İnsanlara yaklaşımım biraz ironik..

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Aslında kilit olduğu nokta şu siz hiçlikten geldi diyorsunuz ben hiçlikten bir şey doğamaz çünkü hiçlik hiçliktir , hiçlikte olmayan mutlak varlığın ol demesiyle oldu diye düşünüyorum ve bunun sağından solundan girmekte ortak olmadığımız bu konuyu değiştirebilir mi? Sanmıyorum... ortak olduğumuz nokta aramalıyız farklılıklarımızdan ben öyle düşünüyorum

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Aslında kilit olduğu nokta şu siz hiçlikten geldi diyorsunuz ben hiçlikten bir şey doğamaz çünkü hiçlik hiçliktir , hiçlikte olmayan mutlak varlığın ol demesiyle oldu diye düşünüyorum ve bunun sağından solundan girmekte ortak olmadığımız bu konuyu değiştirebilir mi? Sanmıyorum... ortak olduğumuz nokta aramalıyız farklılıklarımızdan ben öyle düşünüyorum

Ortak bir noktada bir araya gelemeyiz imam. Oldukça farklı düşüncelere sahibiz. Ancak şu konu hakkında konuşabiliriz; 'Neden insanlar böyle?' Her bir farklı insan için yeni bir konu, analizle başlar, açıklamalarla devam eder ve ne kadar da saçma diyerek sonlanır.

 

Varlık ya da varlığın her hangi bir sebepten dolayı şuan bu dünyada değil. Sadece olması gerektiği için, geçmiş olasılıkların sonucu olduğun için buradasın. Varlık felsefesini açıklama da, görüşünü dile getirmede-her konuda olduğu gibi- tecrübe ve düşüncelerimizden etkileniriz. Çünkü kabul gördüğümüz gerçeklik bunlardan ibarettir. Yani ben sadece şuna kızıyorum, evrensel bir gerçeklik tanımı yokken bunu kabullendirmeye çalışmak çevrende var olan diğer olgulara yapılan saygısızlıktır.

 

Felsefe mi yapmak istiyorsun, şu dönemde yapılacak en güzel felsefe insan ırkının ne halt yediğiyle ilgili olmalı. Böylelikle kurduğumuz saçma sistemi algılayışta bir adım daha öne çıkmış oluruz.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...