sidar Oluşturma zamanı: Ekim 5, 2015 Paylaş Oluşturma zamanı: Ekim 5, 2015 TANRIÇA SEMBOLÜNÜN EZOTERİK ANLAMI HATHOR KÜLTÜRÜ İLE ANA TANRIÇA KÜLTÜ ARASINDAKİ BAĞLANTI . Ana Tanrıça Kültüne Geri Dönüş Doğa Ana’ya Dönüştür! Gezenimizi ve doğayı binlerce yıldan beri yıpratıyoruz, oysa burada yaşamak için Doğa Ana’ya uygun, onun yasalarıyla uyumlu bir yaşamımız olmalı, tıpkı Kızılderililer, aborjin yerlileri, aztek, inka, maya ve şaman kültürlerinde olduğu gibi… Karanlık ve aydınlık güçlerin karşılaştığı şimdilerde siz, kendiniz ve insanlık adına hangi tarafta olmayı tayin edeceksiniz? Bu soruyu sormanın tam da zamanı…Aydınlıktayım diyorsaniz, Doğa anaya ve İlahi Düzen’in Doğa Yasalar’ına dönüş yani “Yuvaya Dönüş” başlamış demektir…Bir süreci sağlıklı değerlendirirken “geçmiş, şimdi ve gelecek ”ten kopmadan baktığımızdan emin olmak önemlidir. O nedenle konulara tek tek bakmak bizi ayrıntıda boğarken, ilişkilendirerek bakmak kavrayışımızı ve bağlantıları kurmadaki kavrama gücümüzü arttırır. Sümer metinlerine göre, insanı yaratmak isteyen suların efendisi tanrı Enki, taşıyıcı anne olarak bizzat karısı Ninti’yi görevlendirir. Bebeğin dünyaya gelmesini gerçekleştirecek görevli ise, Enki’nin ablası Başhemşire Tanrıça Ninhursag’tır. Ninhursag’ın rütbe sayısı “beş” tir. Beş sembol dilinde kendini Tanrı’ya ve İlahi İrade Yasalar’ına teslim eden KİŞİ anlamına gelir. Beş sayısı, eril ve aktif prensibi temsil eden üç ile dişil ve pasif prensibi temsil eden iki sayısının toplamıdır. Beş aynı zamanda meditasyonun, dinin, faaliyetin, çok yönlülüğün ve doğu ezoterizmi dışındaki ekollerde beş duyunun sembolüdür. Beş sayısı insanla ilişkilendirilir, insanın iyi ve kötünün bir karışımı olması gibi, bir tek ve bir çift sayıdan oluşmuştur. Ayrıca hieros gamos’un (Kutsal evlilik olarak da adlandırılan ve bazı ritüellerde yeri olan bir tanrı ile tanrıçanın evliliği sembolizminin ifadesidir. Metinde de belirtildiği gibi Pisagor Ekolü’nde yeryüzü ile gökyüzünün evliliği olarak tanımlanır.)da temsilidir. Dişil olan, iki rakamının; eril olan, üç rakamı ile birleşmesi evlilik sayısıdır ve bu haliyle erkek ve kadının birliğini de ifade eden bir sayıdır. Tezahür etmiş olanı, ilahi iradeyi, şuurlanmış insanı, maddeye bağımlılıktan kurtulmayı, ayrıca yer ile göğün evliliğini temsil eder. Sayı dizisinde ilk çift ve tek sayının toplamından oluştuğu için beş sayısında varolan bu birleştiricilik ve merkezilik özellliği onun madde ve biçimde, denge ve uyumu sağladığı görüşünü ortaya koyar. Tam merkezilik sembolüdür. İki sayısı dişi dünyevi ve dünyaya ait olanı üç ise erkek ve semavi göksel olanı simgelediğinden beş ikiliğin “Bir”e dönüşmesini, ruhsal özü ve Tanrı’ya dönüşü ifade eder. Her türlü ikiliğin aşılması, insanın düalitenin üzerine çıkmasını ve her şeye daha tekil ve bütünsel bir anlayışla bakmasını anlatmak ister. Bu aynı zamanda günümüz kuantum fiziği ile kadim bilgeliği birleştiren köprünün bir işareti; bu çağın gereği olarak birleşen bütüncül ve holistik anlayışın da bir yansımasıdır. Yani sembol olarak beşle ifade edilen kişilerde gökyüzü ile yeryüzünü birleştirme potansiyeli vardır. İyi birer aracı olma niteliği taşırlar ve evrensel enerjiler onlardan çok rahat akar. Ruh ve madde dengesini çok iyi kurabilirler, Mevlevilikteki semazenler gibi bir elleri gökte, bir elleri yerdedir yani gökten aldıklarını yere verme kapasiteleri hayli yüksektir. Beş Tanrı'nın insan aracığıyla kendini maddede tezahür ettirmesi anlamına da gelir. En kısa tanımıyla kutsal evliliği simgeler. Bu özel ve önemli sayı Tanrı'ya birliktelik ve bütünleşme arzusunu simgelediği gibi o kişiye ait bazı temel bilgileri de ifade etmesi açısından da hayli önemlidir. Ezoterik öğretilerdeki ‘Mistik Düğün’ sembolünün İslam tasavvufundaki karşılığı Mevlana'nın Şebi-'Aruz'unda en iyi ifade şeklini bulur. İnsanın Tanrı'ya kendini vakfetmesi, varlığının sebebi hikmetini Tanrı’da bulması, Tanrı’nın Işığını, yeryüzünde yaşarken en uygun şekilde yansıtarak başkalarına örnek olması ve Tanrı’ya yönelmek için diğerleri üzerinde de cazibe yaratması anlatılmak istenir… Bu gün gerek Yahudi özellikle Kabala geleneğinde, gerek Anadolu kültünde kadına “hemşire” diye hitap edilmesi ta o dönemlere, Başhemşire Ninhursag”a dayanmaktadır. Ninhursag yalnızca “beşer”in doğumuna aracılık eden bir başhemşire değil, aynı zamanda genetik bilimci ve zihinleri dölleyen bilge bir kadındır. İnsanın bedensel ve ruhsal gelişimine aracılık eden yüksek şuurlu bir Tanrıça figürüdür.Olması gereker kadın prototipidir. Bir başka sembolü “Koca İnek”tir. “Koca inek” bol süt vermesiyle, bereket, şifa, huzur, sağlık ve verimliliğin kaynağını temsil etmektedir. O beslemek için beslenir, vermek için alır. Üreyen değil üretendir.Kur’an’daki “Bakara” (Bakara; inek, dişi sığır anlamına gelir) suresinin de bunu işaret etmesi ilginçtir. Mısır Kültü onu “PTAH” ya da “HATHOR” ile sembolleştirmiştir. Aynı zamanda “Altın Buzağı” bu bereket sembollerden biridir. Yunan’daki adı Demeter’dir. Tanrıça kültünün geri dönüşünü, insanın içindeki gölge yönle yani içindeki negatifle dengelenmesi olarak ele almak daha doğrudur her insanın içinde negatif ve pozitif enerjiler vardır ve sürekli dengelenmeleri gerekir. Ne aşırı dünya tutkusu ne de yalnızca yüksek şuura ulaşma çabası bir işe yaramaz bu iki karşıt gibi tanrıça figürlerini barıştırmak ve uzlaştırmak zamanıdır….İşte genetik kod hafızamıza işlemiş bu farklı iki kadın tanrıça bilincini, istesek de istemesek de göz ardı edemeyiz. Anaerkil bir bilinçten ataerkil bir bilince geçişi ve Golden Age’de de, Anaerkil bilincin doğa yasaları olarak tekrar karşımıza çıkacağını haber veren Tanrıça Sembolünü çeşitli sapmalardan ve dişil enerjinin öne çıkışı gibi feminist bir şekilde ele almaktan sakınmak gerekir. Evet dişil enerji öne çıkacaktır ama bu aynı zamanda Evrensel Sevgi ve Evrensel Sevme yeteneğinin artışı, merhamet, hoşgörü, anlayış, birleştiricilik, ayrımlardan kurtulmaz ve Birliğe Dönüş sentezleridir yani diğer deyişiyle Yuvaya Dönüş… Unutmamak gerekir ki, dünya da çekim cazibesi yüksek dişil bir enerjiyle de bizi sürekli kendine çağırmakta ve cazibe alanı yaratmaktır, yaşamak ve üremek için gerekli olan cazibe alanı belli bir aşamaya gelen insana hitap etmemeye başlar. Fazla dünya cazibesi insanın evrensel bilgelikten alıkoyar sadece dünya ile ilgilenir hale getirir, içimizdeki tanrıça ise her ikisine de gerekli olan enerjiyi dengeli şekilde verdiğimizde canlanacak ve çevresine ışık saçacaktır… Bu gezegende yaşamak bir amaç değil araçtır, bedende amaç değil araçtır. Aracı doğru kullanmak gerekir.Eğer amacımızı unutursak, başkalarının amaçlarına hizmet edebiliriz, hem de kendi rızamız ve farkındasızlığımızla… İşte, anaerkil bilinçten ataerkil bilince geçişimiz de bu boşlukların sonucunda ortaya çıkmıştır. Burada önemli olan husus yaratıcı yeteneğimizi, dünyasal güce yönelik değil tam tersine, ruhların arınarak yükselişine yönelik değerlendirebilmektir. Nasıl ki Tanrıça Ninhursag, sahip olduğu bilgelik bilincini insanlığa aktardıysa, biz kadınların da bu bilince sahip çıkarak öncelikli olarak doğurganlık yeteneğimizle hayata verdiğimiz hizmetin, doğurduklarımızın ve doğurmadıklarımızın da bilinçlenmesine aracılık etmesine olanak tanımasını ön plana almalı ve öyle yol almalıyız… Bu dişil prensibin gerçek anlamda Evrensel Rolüdür… Güzellik düşüncesi “Güzellik ve Cazibe” tanrıçası olmak herkesi etki altına almaya çalışmak demek asla değildir. Gerçek güzellik özde olanı yansıtabilmektir. Kadın özünde yaratıcı bir varlıktır, ama kullandığı yaratıcı enerjinin gücü nedeniyle, aynı zamanda bir o kadar yıkıcı olabileceği gerçeğini de unutmamalıdır. Bu onu hep uyanık, dikkatli ve farkındalıklı kılacaktır. Ve bu sayede aydınlığın temsilcisi olan “Işığın Bilgeliği”bilgeleri karanlıkları yeniden aydınlatmış olacaktır. Bir ailede de unutmayalım ki, herşey kadında başlar kadınlar biter… Özellikle Anadolu’muz özel misyonu gereği, inanılmaz fekadar kadın ve ana öyküleri ile doludur ki, hepimiz biliyoruz, Kurtuluş Savaşımızda sırtında mermi taşıyan, askerimize inanılmaz destek veren güç yine kadın gücüdür… F.A Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.