Spiritüel Obsesyon

Kozmoz planına göre tekamülün en üst basamaklarına ulaşan ve tam Birliği yakalayan ruhlar, artık varoluşunun ulaştığı seviye gereği yalnızca tek bir yönde ilerleyebilir. En üst seviyeye (11.boyut,tanrı katı vb ne denirse densin) ulaşan bir ruh parçacığının artık tüm eylemler, olaylar, uzay zaman içinde veya dışındaki tüm olgular için yalnızca tek bir seçimi ve tek bir hareket yönü vardır. O da ilahi olanla Bir olan yoldur. Kendi nefsi veya iradesi doğrultusunda hiçbir seçim yapamaz. Ya da başka bir deyişle etkisi altında olduğu bütünleşik ilahi obsesyonun dikte ettiğinin dışında yapabileceği hiçbir eylem yoktur.

Bu en üst düzey kamil insan derecesiyle obsesyon vakalarının semptomlarının birebir benzerlik göstermesi, hatta özdeş olması, tekamülün yukarı giden yolunun tek yönlü aşılamaz kozmik bir saplantıdan ibaret olduğunu gösterir.

Spiritüel evrimin bir de terse doğru olan yani negatif, aşağıya, toprağa, ilkel psişeye ve sürüngenliğe doğru dimdik inen karanlık yolunun sonunu da düşünelim. Bilincin yakıcı ve rahatsız edici ışığından kurtulmak için kendini sürüngenlik duvarıyla kapatan birey, eğer zihnini yeteri kadar derine kazabilir ve eylemlerini karanlık bir ID (Freud'un teorisindeki ID) diktesi altına sokmayı başarabilirse evet, bu kozmik maskaralıktan kurtulmak için başarılı bir yol olarak görülebilir. Bu durumda kişi bilincin kırbaçlarından kurtulup sadece maddi ve nefsani hazlar doğrultusunda ilerleyen, empatinin yüklerinden kurtulmuş birisi olacaktır. Fakat bu durumda yine sadece en derin ID arzularının patavatsız, sorgulamadan maddi hazların ve hırsların zincirlerinde körleşmiş bir ID kölesi olarak gittikçe derinlere gidecektir.

Dikkat edilirse iki en uç nokta da zıt kutuplu iki obsesyondur. Yani ne spiritüel evrimin en üst ve sözde en ışıklı (!) katında, ne de en derindeki toprağın ve maddenin kaba maddesine bulanmış anti-tekamülcü ID diktasında bilinçli seçimlerden veya analiz edilmiş hareketlerden bahsedilemez.

Tanrıcılık kadar sorgulamasız madde tabanlı anti-tanrıcılık da eşit derecede büyük bir obsesyondur.

- Heretik

İnanç her daim sorgulanmalı . İnanç ; devingen , uzamsal ve dinamik olmalı . Düşünsel çabana ilgim yüksek , Çoğu kişinin aydınlatmaktan kaçındığı temel spiritüel problemlere ışık tutuyorsun . Lakin çözüm sunmak konusunda gerçekci değilsin , Ortaya koyduğun probleme olan bakış açın ne kadar aydınlatıcı ise ; Ortaya çıkabilecek olan metafizik boşluğu da o derece kapatabilmen gerekir . Bunu ümitsiz\Kronik bir varoluş biçimine dönüşmüş kaba dejenerasyon veyahut mutlak nihilizm ile falan da kapatamazsın . Böyle bir ideal uğruna kalabalıkları arkana sürükleyemezsin . Sen kendin Nekrofilyan veyahut Ölü sevici bir psikolojiye sahipsen ise ancak genel okur kitleni ve yakınlarını bu duruma sürükleyebilirsin ancak ( Bu forumdaki aktiviten gibi ). Bu bile oldukça zor bir iş . Çileci ülküyü de ; çileciliği ve saçmalığı gerekli gören ( Kendi kendine olan bir hoşnutsuzluğun yansımasıdır bu düşünce formu ) . ve çileci olmasına hayatın imkan vermediği insanlar yüceltir ancak . Hayat \Evren de bu tür bir dejenerasyonun organik çöplüğe dönüşmesine izin vermez zaten . Hayatla vermekten kaçındığın savaşı ve yaşamı , kendinle vermek durumunda kalırsın . Ya intihar edersin . Ya da hücrelerin katabolizmayı etkin hale getirerek , seni hasta eder ve bu dünyadan yollar ..

11.boyut gibi spiritüel düşüncelerin işleyişine hiç girmedim . Başka bir konuda girecem ona ..

İnanç her daim sorgulanmalı . İnanç ; devingen , uzamsal ve dinamik olmalı . Düşünsel çabana ilgim yüksek , Çoğu kişinin aydınlatmaktan kaçındığı temel spiritüel problemlere ışık tutuyorsun . Lakin çözüm sunmak konusunda gerçekci değilsin , Ortaya koyduğun probleme olan bakış açın ne kadar aydınlatıcı ise ; Ortaya çıkabilecek olan metafizik boşluğu da o derece kapatabilmen gerekir . Bunu ümitsiz\Kronik bir varoluş biçimine dönüşmüş kaba dejenerasyon veyahut mutlak nihilizm ile falan da kapatamazsın . Böyle bir ideal uğruna kalabalıkları arkana sürükleyemezsin . Sen kendin Nekrofilyan veyahut Ölü sevici bir psikolojiye sahipsen ise ancak genel okur kitleni ve yakınlarını bu duruma sürükleyebilirsin ancak ( Bu forumdaki aktiviten gibi ). Bu bile oldukça zor bir iş . Çileci ülküyü de ; çileciliği ve saçmalığı gerekli gören ( Kendi kendine olan bir hoşnutsuzluğun yansımasıdır bu düşünce formu ) . ve çileci olmasına hayatın imkan vermediği insanlar yüceltir ancak . Hayat \Evren de bu tür bir dejenerasyonun organik çöplüğe dönüşmesine izin vermez zaten . Hayatla vermekten kaçındığın savaşı ve yaşamı , kendinle vermek durumunda kalırsın . Ya intihar edersin . Ya da hücrelerin katabolizmayı etkin hale getirerek , seni hasta eder ve bu dünyadan yollar ..

 

11.boyut gibi spiritüel düşüncelerin işleyişine hiç girmedim . Başka bir konuda girecem ona ..

Şurada yanılıyorsun, hiçbir çözüm sunmuyorum, tam tersine ortada mutlak bir çözümsüzlüğün olduğunu söylüyorum. Senin ve benim varoluşa dair yaklaşımlarımız iki farklı kutubun çatışmasından ibaret, ki ikisi de yanlış. Gerçeklik kaotik bir değişkenlikten ibaret ve kim mutlak bir yaklaşımda bulunursa devingenliğin içinde yanılmaya mahkum.

Şurada yanılıyorsun, hiçbir çözüm sunmuyorum, tam tersine ortada mutlak bir çözümsüzlüğün olduğunu söylüyorum. Senin ve benim varoluşa dair yaklaşımlarımız iki farklı kutubun çatışmasından ibaret, ki ikisi de yanlış. Gerçeklik kaotik bir değişkenlikten ibaret ve kim mutlak bir yaklaşımda bulunursa devingenliğin içinde yanılmaya mahkum.

Kısaca dejenerasyonu felsefi düzlemde meşrulaştırmaktan başka bir şey yaptığın yok . Çözümsüzlük , Bundan hangi insan tatmin olur ? . Gerçek Din ; Gerçek hayattır dostum , Sahip olduğun realitedir . Yeteneklerin , arzuların , duyguların ve enerjisel tabiatın , sahip olduğun her şey realiteni oluşturur ve bu realiteyi mutlak bir çözümsüzlüğe kanalize edemezsin . Evrenin tabiatında böyle bir paradigma ve boşluk olabileceğini varsayıyorsan yanılıyorsun . Düzensizliğin bile kendi içinde bir mükemmelliği vardır . Entropi denir buna . Düzensizlikten daha tinsel bir çözümsüzlük sunabilirmisin bana ?