Jump to content

Mesleğiniz veya Okuduğunuz Bölüm nedir? Memnun musunuz?


Ninque

Önerilen Mesajlar

Yapmakta olduğunuz meslek veya okumakta olduğunuz bölüm ile ilgili "İşte bu tam benim yaşam tarzımı yansıtan meslek, bir daha dünyaya gelsem yine onu seçerdim!" mi diyorsunuz?

Yoksa "Paramı kazanıyorum, idare ediyorum, ilgi alanlarıma hobi olarak hayatımda yer veriyorum." mu?

 

Günlerdir düşünüyorum, kimseyle oturup tartışamadım. Fırsatım olmadı, tartışmak istesem de zaten negatif tavsiyelerden korkuyorum. Yüreğinin götürdüğü yere git diyorum kendi kendime ama fena halde bir gelecek kaygısı sardı ister istemez.

Üniversite sıvavından bahsediyorum tabi. Bakmayın burada oturup yazdığıma elimden geldiğince çalışıyorum ders. Şöyle 250-300 arası, taş çatlasa 320 civarı alırım herhalde. Türkçe matematik. Daha çok sosyal bilgilerle iyi aram. Lisede hangi kafayla sayısalı seçtiysem artık, zaten o yüzden mezun olamadım. Lise son olarak gireceğim sınava(açık lise).

 

Bu konuda ilk tartışmamı sizlerle yapayım, fikirlerinizi alayım meslek konusunda. Yani sizin sevilen mesleği yapma/para kazandıran(idareten de olsa) mesleği yapma konusundaki fikirleriniz nelerdir?

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sevebileceğin para kazandıran bir meslek daha doğru olur diye düşünüyorum sonuçta çok istediğın bir meslek olsun maddi açıdan seni geçindiremezse yaptığın iş bir yere kadar mutluluk sağlar o yüzden meslek seçerken bir çok durumu değerlendirmek gerekiyor

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Arkeoloji istiyorum desem sana :S

Ya da şöyle diyeyim; güzel sanatlar fakültesi resim bölümüne hazırlanıyordum. Bilen bilir, GSF biraz şans işidir. Yani çok çalışayım iyi bir puan alayım çok rahat girerim diyemez kimse. Yetenek bile bir yere kadar. Ben de bu saatten sonra işimi şansa bırakamayacağım için vazgeçtim. Masraflı oluşu da cabası. Benim yaparsam ancak bunu yapabilirim diyebildiğim bir tek arkeoloji var. Bilmiyorum yine de karışık kafam. Kalp-mantık çelişkisi :ermm:

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

35 milyona yakın abonesi olan bir gsm firmasının mail-internet takım lideri asistanıyım, hergün yüzlerce insanın mail'ine cevap vermek, laftan anlamayan insanlara birşeyleri anlatmaya çalışmak ve hergün aynı şeyleri tekrarlamak çok sıkıcı fakat güzel yönü insan psikolojisi üzerine deney yapmak için bulunmaz bir fırsat. Abonenin önüne bir bilgi aktarıyorsun ve tepkisini ölçüyorsun hergün yüzlerce kişiye, hiç tanımadığım 2 milyona yakın insanla mail yolu ile yazıştım :) anlayacağınız toz pembe bakınca biraz daha çekilir hale geliyor :D

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Dışadönük bir insan mısınız yoksa içedönük mü? Araştırmayı sever misiniz? Yönetici konumunda mı olmak istersiniz? Yaratıcılığınızı mı kullanmak istersiniz? Araştırmaya dayalı bir işte mi çalışmak istersiniz? Rutin işlerde mi çalışmak istiyorsunuz? Önce bunları düşünmeniz lazım bence. O zaman kafanızdaki mesleği daha netleştirmiş olursunuz.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Ne istiyorsan onu yap bence. Birilerinin veya bir şeyin baskısı ile gitme bir yerlere. Ben geçen yıl üçüncü sınıfta makine mühendisliğini bıraktım. Matematik fizik her neyse hiç birini sevmiyordum,nefret ediyordum,gidince severim sanırım demiştim ama olmadı. Arkadaşlarım bu yıl son sınıf ve mezun olacaklar fakat benim umrumda değil çünkü şu an istediğim bölümdeyim ve kendimi daha hissediyorum. Paranın canı cehenneme mühendis olup boşta kalan insanlar da var sonuçta. Şu an İngilizce-Fransızca mütercim tercümanlık okuyorum. (^_^)

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Işi şansa bırakmamak gerekiyor haklısın ama şans faktörü ne kadar etkili o ayrı bir tartışma konusu resim bölümü arkeolojiden daha fazla rahatlatır gibime geliyor bir de mesleğine karar vermeden tercih yapma kafanda tek bir meslek olması varacağın yere daha rahat götürür tek bir noktaya odaklanmaya çalış yoksa ne arkeoloji için tam çalışabilirsin ne de resim bölümü yetenek sınavlarına o sınavların da nasıl olduğunu biliyorum :D

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

35 milyona yakın abonesi olan bir gsm firmasının mail-internet takım lideri asistanıyım, hergün yüzlerce insanın mail'ine cevap vermek, laftan anlamayan insanlara birşeyleri anlatmaya çalışmak ve hergün aynı şeyleri tekrarlamak çok sıkıcı fakat güzel yönü insan psikolojisi üzerine deney yapmak için bulunmaz bir fırsat. Abonenin önüne bir bilgi aktarıyorsun ve tepkisini ölçüyorsun hergün yüzlerce kişiye, hiç tanımadığım 2 milyona yakın insanla mail yolu ile yazıştım :) anlayacağınız toz pembe bakınca biraz daha çekilir hale geliyor :D

 

Sanırım benim asla yapamayacağım bir şey :S Helal olsun sana :)

 

Dışadönük bir insan mısınız yoksa içedönük mü? Araştırmayı sever misiniz? Yönetici konumunda mı olmak istersiniz? Yaratıcılığınızı mı kullanmak istersiniz? Araştırmaya dayalı bir işte mi çalışmak istersiniz? Rutin işlerde mi çalışmak istiyorsunuz? Önce bunları düşünmeniz lazım bence. O zaman kafanızdaki mesleği daha netleştirmiş olursunuz.

 

Olabildiğince içe dönüğüm ama gerekli durumlarda dışadönük davranabiliyorum. Yine de tercihim elimden geldiğince insanlarla muhattap olmamak oluyor. Şöyle de diyebilirim aslında; insanlara güler yüzlü kibar görünmeyi sevmiyorum. O yüzden hizmet sektöründen olabildiğince uzak durmaya çalışıyorum (doktorluk, hemşirelik, öğretmenlik, satıcılık, aklınıza ne gelirse...) Araştırmak ve öğrenebileceğim her şeyi öğrenmek tabi ki de :) Bu konuda doyumsuzum. Bir de kendimi bildim bileli aynı şehirde olduğum için Türkiye içi de olsa bol bol gezmek isterim. Yani rutin bana göre değil. Aslında cevabı belli ama kaygı yiyip bitiriyor beynimi.

 

Ne istiyorsan onu yap bence. Birilerinin veya bir şeyin baskısı ile gitme bir yerlere. Ben geçen yıl üçüncü sınıfta makine mühendisliğini bıraktım. Matematik fizik her neyse hiç birini sevmiyordum,nefret ediyordum,gidince severim sanırım demiştim ama olmadı. Arkadaşlarım bu yıl son sınıf ve mezun olacaklar fakat benim umrumda değil çünkü şu an istediğim bölümdeyim ve kendimi daha hissediyorum. Paranın canı cehenneme mühendis olup boşta kalan insanlar da var sonuçta. Şu an İngilizce-Fransızca mütercim tercümanlık okuyorum. (^_^)

 

İşte sen de sevmediğin şeyi de asla yapamayanlardansın, benim gibi. En güzelini yapmışsın, benim de tercihim tamamen kendi ilgim isteğim yönünde olacak ama buradaki fikirleri de merak ettim.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Işi şansa bırakmamak gerekiyor haklısın ama şans faktörü ne kadar etkili o ayrı bir tartışma konusu resim bölümü arkeolojiden daha fazla rahatlatır gibime geliyor bir de mesleğine karar vermeden tercih yapma kafanda tek bir meslek olması varacağın yere daha rahat götürür tek bir noktaya odaklanmaya çalış yoksa ne arkeoloji için tam çalışabilirsin ne de resim bölümü yetenek sınavlarına o sınavların da nasıl olduğunu biliyorum :D

 

Ben de çok duyum aldım o sınavlarla ilgili :S O yüzden onu tercih etsem bile "bi ihtimal" diyerek tercih eder, asıl istediğim mesleği de seçerim. Onda birazcık ilkokul ve lisedeki ayrıca ailedeki fikir verenlerin de etkisi var. Kendimi bildim bile resmimin çok güzel olduğu kesinlikle gsfye gitmem gerektiği söylendi bana. Ama ben, ne bileyim ben, pek istemiyorum sanki :)

 

İç Mimarlık okuyorum bölüm çok eğlenceli olmasının yanında çok zor maalesef :ermm: Mesela proje 201 dersinden kalıcam muhtemelen

 

Ben oturup ders çalışabiliyorsam eğer sen çok rahat verirsin o dersi :D

 

Ben gsf öğrecisiyim dediğin gibi bazı okullarda torpil olayı fazla döndüğünden işin şansa kalıyo,ama gerçekten seviyosan ve yetenekliysen bidene derim zararı olmaz sınava girmenin bence,ben severek okuyorum inşallah sende sevdigin bölümü kazanırsın :)

 

Yukarıda yazdığım gibi, belki denerim. Sağol :)

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

arazide ölçüm yapıyorum gezmedigim şehir az kaldı yani akşamakadar arazideyimm...

 

Mesleğin nedir?

 

Kimse pek inanmaz ve tercih etmez ama hedefimde ; Seksolog olmak var . Seks terapisyenliği , psikoloji ve fizyoloji bu konuda bütün dersleri alıyorum . :)

 

Vay sen benden de cesur çıktın :D "Mezar kazıcısı" olmaya benim kadar heveslisi yoktur herhalde derken, Türkiye gibi bir yerde senden cesaretlisi yoktur herhalde :D

Şaka bir yana merak ettim de okuyor musun şu an. Yani okuduğun bir okul var da kariyer olarak mı düşünüyorsun o alanı? Ders alıyorum demişsin çünkü.

 

Bu arada "mezar kazıcısı" tabirini hiç sevmem ve asla kullanmam arkeologlar için. Toplum bu şekilde gördüğü için kullandım.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Meslek seçerken söylenilen 'sevdiğin mesleği yap' yalanına kapılmamalısınız. Zewkli iş diye bir şey yoktur. Eğer bir şey iş işe ve düzenli ise eninde sonunda sıkıcı bir rutine dönüşür. Hiçbir mesleği içine girmeden, o konuda uzunca bir süre uzmanlaşmadan idrak edemezsiniz. Geçen yıllar herkesi değiştirir. Zevkleriniz ,algınız birçok şeyiniz zamanla değişecek. Bundan on yıl önceki zevkleriniz ve isteklerinizle şimdikiler bir mi? Bu döngü sürekli değişir. Zaman önceliklerinizi sürekli değiştirir. İlk olarak bunu kabullenin :)

 

Ben doğa aşığı birisi olarak bulunmayı en çok sevdiğim yerin doğa olduğuna karar vermiştim. Uzun süre yaptığım dağcılık faliyetleri sonucu buna karar verdim. Okumakta olduğum işletme fakültesini 3. yılımda bırakıp , hayalimde ki meslek olan sanayi dalgıçlığı okuluna başladım. Farklı , heycanlı ve iyi kazanacağım bu meslek benim aynı zamanda değişik memleketler görmemi de olanak sağlayacaktı . Öylede oldu . İlk şokumu doğanın mükemmel dengesini ve güzelliğini bozan yegane şeyin bizim inşa ettiğimiz platformlar ve yapılar olduğunu görünce yaşadım. Bu benim için sindirmesi zor bir lokmaydı . Neyse fazla uzatıp kafa açmıyım :) En sonunda huzurlu bir aile yaşantısının daha önemli olduğuna. Yanlız yaşlanmak istemediğime karar verip denizlerden uzaklaştım. Şu an sıkıcı bir şehirde ticaretle (sıkıcı bir işle) geçiniyorum. Orta düzeyin altında bir gelirim . Bıraktığım üniversiteyi bırakmasaydım ve bitirseydim su an ki birçok işim daha kolay ve iyi olurdu ama yaşadıklarımın bana kattıklarını seviyorum pişman değilim yani :)

 

Yanii :) arkeolok olucam derken hayatı kazılarda geçen, çoluğunu çocuğunu göremeyen, düşük gelirli, dönem siyasetcilerinin yalakası olduğu için atanmış geri zekalı insanların emrinde çalışmak zorunda kalan bir profesör olabilme ihtimalini göz ardı etmeyin derim.

 

Her yaşın kafası ,hisleri farklıdır ve de yaşlılar her zaman saçmalamazlar ;)

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Benim nacizhane tavsiyem, kariyer konusunda çok da romantik düşünmemeniz gerektiği yönünde. Edebiyat fakültesi çıkışlıyım. Öss'de (benim zamanımda öss deniyordu sınava) çok yüksek bir puan almama rağmen, meslek sağlayacak alanlar yerine gönlümün olduğu edebiyat alanını seçtim. Uyduruk yayınevlerinde karın tokluğuna editörlük yaptım. Şimdi dönüp bakınca babannem ne haklıymış diyorum! Diyordu ki "öğretmen ol kızım, haftasonların olur, 3 aylık tatilin olur" Ah keşke dinleseydim! Yeşil pasaportum da olurdu, bol bol tatillerim de! :)

 

Elbette sevdiğim bölümü okumak bana çok şey kattı ama maddi açıdan güvende olmak da çok çok önemli. İnsan gençken farketmiyor bunu. Hem sevdiğin işi yapıp hem de para kazanmak ise gerçekten bir şans bu sistemde. Bence sevdiğiniz bölümü okuyacaksanız, en azından o bölümde işi sıkı tutun, çok çalışın, mezun olmadan önce iş fırsatlarını iyi değerlendirin de orta yolu bulun bari :)

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Elbette sevdiğim bölümü okumak bana çok şey kattı ama maddi açıdan güvende olmak da çok çok önemli. İnsan gençken farketmiyor bunu. Hem sevdiğin işi yapıp hem de para kazanmak ise gerçekten bir şans bu sistemde. Bence sevdiğiniz bölümü okuyacaksanız, en azından o bölümde işi sıkı tutun, çok çalışın, mezun olmadan önce iş fırsatlarını iyi değerlendirin de orta yolu bulun bari :)

İnsanın sevmediği bir işte yıllarını harcaması da bana pek mantıklı gelmiyor. Ama dediğiniz gibi sıkı çalışmak ve fırsatları değerlendirmek maddi açıdan daha rahat bir hayat sürmeyi sağlayabilir.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Meslek seçerken söylenilen 'sevdiğin mesleği yap' yalanına kapılmamalısınız. Zewkli iş diye bir şey yoktur. Eğer bir şey iş işe ve düzenli ise eninde sonunda sıkıcı bir rutine dönüşür. Hiçbir mesleği içine girmeden, o konuda uzunca bir süre uzmanlaşmadan idrak edemezsiniz. Geçen yıllar herkesi değiştirir. Zevkleriniz ,algınız birçok şeyiniz zamanla değişecek. Bundan on yıl önceki zevkleriniz ve isteklerinizle şimdikiler bir mi? Bu döngü sürekli değişir. Zaman önceliklerinizi sürekli değiştirir. İlk olarak bunu kabullenin :)

 

Ben doğa aşığı birisi olarak bulunmayı en çok sevdiğim yerin doğa olduğuna karar vermiştim. Uzun süre yaptığım dağcılık faliyetleri sonucu buna karar verdim. Okumakta olduğum işletme fakültesini 3. yılımda bırakıp , hayalimde ki meslek olan sanayi dalgıçlığı okuluna başladım. Farklı , heycanlı ve iyi kazanacağım bu meslek benim aynı zamanda değişik memleketler görmemi de olanak sağlayacaktı . Öylede oldu . İlk şokumu doğanın mükemmel dengesini ve güzelliğini bozan yegane şeyin bizim inşa ettiğimiz platformlar ve yapılar olduğunu görünce yaşadım. Bu benim için sindirmesi zor bir lokmaydı . Neyse fazla uzatıp kafa açmıyım :) En sonunda huzurlu bir aile yaşantısının daha önemli olduğuna. Yanlız yaşlanmak istemediğime karar verip denizlerden uzaklaştım. Şu an sıkıcı bir şehirde ticaretle (sıkıcı bir işle) geçiniyorum. Orta düzeyin altında bir gelirim . Bıraktığım üniversiteyi bırakmasaydım ve bitirseydim su an ki birçok işim daha kolay ve iyi olurdu ama yaşadıklarımın bana kattıklarını seviyorum pişman değilim yani :)

 

Yanii :) arkeolok olucam derken hayatı kazılarda geçen, çoluğunu çocuğunu göremeyen, düşük gelirli, dönem siyasetcilerinin yalakası olduğu için atanmış geri zekalı insanların emrinde çalışmak zorunda kalan bir profesör olabilme ihtimalini göz ardı etmeyin derim.

 

Her yaşın kafası ,hisleri farklıdır ve de yaşlılar her zaman saçmalamazlar ;)

Aslına bakarsanız benim sorunum da bu. Yaşım 24 ve bir 6 sene önceki ben ile şu anki ben arasında uçurum fark var. O anki seçimlerimle şu an mutlu olamazdım asla. Ya hatta abartmıyorum, ben bu saatten sonra istemediğim bölümde okuyamam herhalde, yapamam, beceremem, ayaklarım geri gider. Zevkli iş yok belki ama sevilmeyecek bunaltacak iş var her birimiz için. Ve pişman değilim demişsiniz; işte olay bu. :)

 

 

Mesela siz aile hayatı demişsiniz, benim şu anki durumum ve bunun bana getirdiği tecrübe nedeniyle kafa yapım diğer insanlarınkinden epey farklı. Bir oğlum var, evli değilim ve evlilik deyince -abartmıyorum- midem bulanıyor.

 

Bazı şeyleri erken yaşadım, erken bitirdim. Yani ne 18 yaşındayım ne de 24. Olgunum ben, hepinizden büyüğüm tribi olarak anlamasın kimse. Olaya tamamen heyecanlı ve duygusal yaklaştığımı düşünmeyin diye diyorum.

 

 

 

Bu arada şunu da belirteyim hiç bir şekilde aç açıkta kalmam (çok ekstrem bir durum olmadığı sürece) Maddi olarak bir iki desteğim var. Yani mezun olduğum bölümün mesleğini yapamasam bile bir iş bulurum kendimi ve oğlumu yaşatacak kadar kazanırım. (yapmadığım bir şey değil)

 

 

 

Benim nacizhane tavsiyem, kariyer konusunda çok da romantik düşünmemeniz gerektiği yönünde. Edebiyat fakültesi çıkışlıyım. Öss'de (benim zamanımda öss deniyordu sınava) çok yüksek bir puan almama rağmen, meslek sağlayacak alanlar yerine gönlümün olduğu edebiyat alanını seçtim. Uyduruk yayınevlerinde karın tokluğuna editörlük yaptım. Şimdi dönüp bakınca babannem ne haklıymış diyorum! Diyordu ki "öğretmen ol kızım, haftasonların olur, 3 aylık tatilin olur" Ah keşke dinleseydim! Yeşil pasaportum da olurdu, bol bol tatillerim de! :)

 

Elbette sevdiğim bölümü okumak bana çok şey kattı ama maddi açıdan güvende olmak da çok çok önemli. İnsan gençken farketmiyor bunu. Hem sevdiğin işi yapıp hem de para kazanmak ise gerçekten bir şans bu sistemde. Bence sevdiğiniz bölümü okuyacaksanız, en azından o bölümde işi sıkı tutun, çok çalışın, mezun olmadan önce iş fırsatlarını iyi değerlendirin de orta yolu bulun bari :)

Öyle düşünmüyorum tabi ki de yukarıda da dediğim gibi. Ama şöyle bir bakınca ömür boyu ilgi alanım olmayan bir mesleği yapamam gibime geliyor. Tıpkı bir öğrencinin kafası bassa dahi sevmediği için matematik yapamaması gibi.

 

Ben size sorayım; tam tersi olsaydı, yani öğretmen olsaydınız pişman olmayacak mıydınız?

 

Bence daha bile çok...

Ninque tarafından düzenlendi
imla
Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Merak ediyorum acaba arkeolog var mı sitede? Facebook hesabım da kapalı, olsaydı oradan bulurdum birilerini. Kafama koydum gibi. Bu seçimi yapmazsan büyük pişmanlık duyarım. Bunca zaman istediklerimi yapamadım, hatta gençliğimi yaşayamadım desem yeridir. Hep o aptal çekingenlik ve özgüvensizlik yüzünden. Eve kapattım kendimi, insanlardan ve en büyük aşkım olan doğadan soyutladım. İçimde öyle büyük bir gezme aşkı var ki bunu yapabilen insanları gördükçe oturup ağlıyorum ciddi ciddi. Kıskançlıktan değil kesinlikle, elim kolum ayağım olduğu halde yapamadığım için. Bir kerecik yaşayacağım şu hayatta sırf maddi kaygılar yüzünden istediğim şeyi yapamayacaksam yaşlanınca pişmanlıktan gözüm açık gideceğime şimdiden öleyim daha iyi. Şu an kendimi yaşlanmış ama içinde hala yapmak isteyip de yapamadığı şeylerin pişmanlığı olan bu nedenle yaşına başına bakmadan tekrar geri saran ve dilediğini yapan biri gibi hissediyorum. Elbette öyle birinin tecrübesiyle kıyaslayamam kendi tecrübelerimi ama çok iyi empati kurabiliyorum o kişiyle. Şu hayatı sadece bir kerecik yaşıyoruz, reenkarnasyonu falan katmayın araya sakın :) ben 'an'ı kastediyorum. Sadece bir kere! Yok yok o en değerli anımı ben kendi kişiliğimle alakasız bir şeye harcayamam, gerçekten yapamam.

 

Anne olmak bana bu konuda çok şey kattı. Yeri geldi öyle bir bağladı ki elimi kolumu, ev temizliği yapmak lüks oldu onu bile keyifle yapabilmeye hasret kaldım. Anne olmasaydım şunu kesin yapardım, şuraya giderdim, şu konuyu bol bol araştırırdım vs o kadar çok dedim ki sanki anne olmadığım zamanlar kendini boş yere kısıtlayan ben değildim.

Yani bazı şeyleri kaybedince anladım. Tabi ki annelik demek kaybetmek değil ama şuna kesinlikle eminim; en az bir 5 sene robotlaşmak, adanmak, özgürlükten tek başınalıktan feragat etmek demek. Tüm bunlara rağmen çok büyük bir şansım var; annem.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Lefu ve goz e katılıyorum. Eğitim hayatım boyunca sisteme ve rutinlerine sinir oldum . Pazartesi mutsuzluğu ve cuma neşesi rutini bile beni öldüresiye boğdu. Denizlerde geçen on sene sonra ewimin sürekli değişmesine, hayatımın sadece bir valizin içine sığmasına bıktım. Artık aynı mekanlarda aynı yüzleri görmek istediğime karar verdim ve normalleştim :) İki sene boyunca sadece pazar tatili ile çalışınca son taşta yerine oturdu :) hafta da iki gün tatil mükemmel bir şeymiş .En başa dönmüş ve mutlu olmuş oldum geçen 20 sene sonra :) Şu an öğretmenleri düşündükçe gıptayla bakıyorum bayram tatil, vırt tatil ,zırt tatil. Tüm bu tatil günleri benim olsa eşimle gideceğim o kadar yer var ki..

Ningue tabi sen bir annesin düşünmen gereken bir çoçuğun var tanıdığım tüm arkeoloji mezunları çok mezun olduğu ve az araştırma olduğu için mesleklerini istedikleri gibi yapamamaktan şikayetçi. Türkiye de yaşadığımızı unutmamak gerekiyor. Kazıların çoğunu yurtdışından gelen ekipler yapıyormuş. Araştırmaların bütçeleri çok kısıtlıymış falan filan.

Öğretmen olucam derken de atanamamak var gerçi :) (bknz: atanamayan 350bin öğretmen adayı)

Şimdi ben tüm yorgunluğumu okuyarak atıyorum ama bir yayıncıda çalışsaydım ve okumak zorunda olduğum için okusaydım bu beni bayardı kesin. Tüm yıl 15 gün uzak bir yerleri gidip gezeyim, dağlara ormanlara gidiyim diye hayal kuruyorum ama üniversitede tırmanış rehberliği yaptım bir grubu niğde aladağlara götürdüm ( ki grup tırmanıycı) adamlara bişey olur diye stresten kurdeşen döktüm. Her şey zevkle yapıldığında hoş. İşin içine para ve mecburiyet girdiğinde duygu ve zevk kalmazz.

Kendine ve çocuğun vakit ayıra bileceğin (kalabilecek) bir iş mükemmeldir :) gerisi boş ve fakat çok anlamsız..

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Her meslek hayal kırıklığı yaşatıyor insana çünkü özünde sistem hatalı. Ne iş yaparsanız yapın, sürekli daha ileri gitmeye çalışma ve arzularınızı tatmin etme, daha iyi koşullarda yaşama vb saçmalıklar girdabına dahil olursanız bir gün "oh" diyeceğinizi düşünmeyin. En sevdiğiniz iş de insana dar eder hayatı.

 

Her meslek için sizin yapacağınız işi yapacak binlerce, yüzbinlerce başka adaylar var ve her geçen gün daha da çoğalıyor bu durum. Hepsindeki hırs sizinkiyle aynı. Tutunmak, sahip olmak, ileri gitmek, mümkünse isim yapmak, kısaca başarılı olmak. Bu hırslı koşturmaca içinde ayağınızın tökezlemesine, insani koşullarda kendinize vakit ayırma isteğinize ya da azıcık işleri yavaşlatmanıza izin yok. Kendinizi anında kapının önünde bulma telaşı ile hamster gibi tekerleğin içinde koştururken buluyorsunuz kendinizi...

 

Sistem tarafından "tükürüldüğümden" beri yaklaşık 1 sene geçti. Beni dışarı atan şey, "ne yapıyorum ben burada?" sorusu oldu. Daha marka kıyafetler, daha bakımlı olmak, daha çok insan tarafından tanınıp daha çok saygı görmek, daha daha daha... Bunlar için hayatımın büyük bir bölümünü 9-6 çalışırken heba ettiğimi ve -dibi gelmeyen- isteklerimin de tatmin edilmediğini fark ettiğimde, yüzüme bir tokat indi resmen. Bu arada 9-18 çalışmak diyorum ama... İstanbul'da o 7-20 oluyor trafiği de ekleyince... Haftasonu tatil hakkınız varsa ya da eve döndüğünüzde aranıp sormuyor, araştırma ya da dilekçe vs yetiştirmek zorunda kalmıyorsanız ne ala. Öpüp de başınıza koyar hale geliyorsunuz.

 

Sonra bir düşünce alıyor insanı... Bu kadar dert ne için? Mesleğim nedeniyle daha iyi görünmek zorunda olduğumdan sürekli üstüme başıma bakmam gerekiyor. Alacağım herhangi bir kıyafet ortalama 15 günlük çalışmamı gerektiriyor. Bunun yanı sıra kira, elektrik, su ve en beteri kredi kartları derken... İşte size sadece aylık gelir gider dengenizi sağlayarak yaşamınıza devam edebilmeniz ve geri kalan her şey için sadece hayal kurabileceğiniz küçücük bir hapishane penceresi.

 

İnsanlar gözlerini kapatıp sütçü beygiri gibi çalışma hayatlarına devam ederken -ki bunu da biliyorum uzun yıllar bu şekilde tutunabildim- kendilerini yaptıkları işle özdeşleştirip onunla hayatlarına anlam kattıklarını varsayıyorlar. Eğer bu noktadaysanız, aman başınızı hiç kaldırmayın. Çok tehlikeli :)

 

Şu anda... Kendime başka çıkar yollar arıyorum. Planlar yapıyorum, yazıyorum - çiziyorum... Türlü türlü olasılık hesapları. Zengin olayım, şu marka arabam olsun hayalleri geçti gitti çoktan benden. Çünkü karşılığında ömrümden vermek mantıksız geliyor. Her türlü ömrümüzden veriyorsak; en azından zevk aldığımız şeyler olsun. Çok yükseklere bakmaya gerek yok... Hepimizin multimilyarder olma hayalleri kurmasına gerek yok. Önemli olan beni bana bırakan işler yapmam. Eve geldiğimde beynimin herkesle mücadele ya da rekabet etmekten ya da kendimi patronlara daha prezentabl, daha çalışkan, daha daha göstermeye çalışmaktan püreye dönmediği, huzurla bir "oh" çekebileceğim bir iş. Az para kazansak da olur.

 

Neyse biraz karamsar oldu ama siz bana bakmayın. Belki de mesleğinizle özdeşleşir, onunla anlam bulursunuz... Bu da sizi yeterince tatmin eder.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Açıktan uluslararası ilişkiler okuyordum, ders calısamadığımı ve zevk de alamadıgımı farkedip devam etmedim dondurdum .Şimdi boştayım ne doğru düzgün çalışıyorum ne okuyorum zaten hayattan da zevk aldığım yok günü gününe yaşıyorum:D Ama bu durum düzelecek hep böyle gidecek değil ya. Herkesin bir amacı olması saçma geliyo gerçi,günü gününe yaşayıp zevk aldığımız okul yada mesleği okumak ,her gün ayrı bir zevk almak gerek.Ben de bunu başaramayanlardanım.Biliyorum biraz çelişkili konuştum ama bende böyle zevk alıyorum.Esasen herkesin zevk aldığı şeyi yapması gerek.Şimdilik evde bilgisayar başında majiye sarmaktan zevk alıyorum.Sırf evde aylaklık yaptığım için kişisel ataleti yenmek diye bir kitap hediye eden oldu ..Oysa tembel olmadığımı ,işin ruhani boyutuyla ilgilendiğimi bi bilseler, :Dneyse demem o ki herkes zevk aldığı şeyi yapsın belki benim haddime değil ama ,Aurora sana da yüzde yüz katılıyorum:)

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Eğer amacınız para kazanmak için çalışmaksa boşverin çalışmayın zaten. Bugün çocuklara işte kalkınmanın yolu üretmektir falan diye zırvalasam da yine de dayanamayıp yıllık enerji ithalatığımız 170 milyar türk lirası olduğunu ve bir milyon tane evin fiyatına eşit olduğunu da söylemiş oldum tabi. Ya da bankaların yıllık bilanço karı en büyük şirketleri geçiyor. Çalışıp üreterek para kazanılan devir rönasans döneminden önce falandı. Gerçi onda da mal gaspı vardı. Aileden gelen bir mal varlığı yoksa ne yapılsa boş. Zevk alacağınız işi yapmaya bakın sadece. Karnınızı doyursun yeter. O çok kıymetli görünen işler de sadece fazladan daha iyi bir ev ve araba sahibi olmanızı sağlar ki bu da kısmen iyi malum bir reno olmuş 75 bin tl sıfır olanı. Bir reno almak için hayatı ıskalamaya değmez. Yani bilgi sahibi de olsanız yetmez. Elinizdeki para üç kuruşsa %100 kazansanız da pek bir halta benzemiyor zaten. Ben kendi işimden memnun sayılırım. En azından dünyanın biraz daha sömürülmesinde rol alan kapital düzenin safında değilim. Bu nedenle bu işi seçmiştim zaten.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Kreste calisiyordun bir zamanlar. İlk basta herkesin zihninde cocuklar cekilirmi düsüncesi olussada,

Orada öğrendiğim en önemli seyin yaşta olmadığıydı.

5 yasındaydi cogunluğu . ama emin olabilirsiniz ki, suana kadar hayatima girip cıkmıs bütün arkadslarimdan daha iyi arkadslardi.

Onlarin sizi anlamasi hem farkli hemde eğlenceli :D

Cocukları sevmeyenlere , sevebilecekleri harika bir ortam. Yıllarca calışabilirdim .

Ama ne yazık ki hayat istediğimiz gibi ilerlemiyor :)

Simdi evde calısıyorum :D by patron baba ve yardimcisi bayan anne.... :D :D

Sabah kahvalti , bulasik, ev isleri , yemek derken cok yogun calısıyorum. :confused:

İsler yetismedigi zamanlar ise mesai yapiyorum...:rofl:

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...