Wahsi Oluşturma zamanı: Ağustos 27, 2007 Paylaş Oluşturma zamanı: Ağustos 27, 2007 İNKALAR And Dağları’nın yüksek kesimlerindeki vadilerde yaşamış ve 12.-16. yüzyıllarda büyük bir imparatorluk kurmuş olan Güney Amerika yerli halkıdır.16. yüzyıldaki İspanyol istilasından önce,ortalama 5-10 milyon nüfuslu çok iyi örgütlü bu imparatorluk,14. ve 15. yüzyıllarda güçlenerek topraklarını bu günkü Bolivya, Peru,Ekvador ile Arjantin ve Şili’nin bazı bölimlerini içine alacak kadar genişletti. İnkalar’dan önce Güney Amerika’da başka uygarlıklar vardı.Bunlar Bolivya’nın yüksek dağlık bölgelerinde ,Titicaca Gölü yakınında yaşayan Tiahuanacolar,And Dağları’nın Ekvador’dan Bolivya’ya kadar uzanan yüksek yaylarında yaşayan Keçuvalar,Peru’nun kuzeyindeki dağlarda yaşayan Çavinler,Peru’nun güney kıyısındaki Nazkalar ve kuzeyde kıyıda yaşayan çimulardır.Bu eski uygarlıkların doğuşu yaklaşık İÖ 200 tarihlerine kadar uzanır.Bu insanların nereden geldikleri bilinmemektedir,ama ağır kayaları biçimlendirmedeki başarıları ve yapı tekniklerindeki ustalıkları düşünülürse, ne kadar yetenekli oldukları anlaşılır.Tiahuanaco’da birbirine kenetlenecek biçimde dikkatle oyulmuş dev bloklardan yapılma büyük taş yapılar vardır.Çimu ve Nazka halkının ise yapı ve piramitlerinde kayadan çok kerpiçi yeğledikleri görünmektedir. Varlığı Roma İmparatorluğu ile aynı döneme rastlayan bu eski uygarlıklar Roma İmparatorluğu gibi İS 200-400 yılları arasında çökmeye başladı ve İS 800’de çoğunun yerinde yalnızca yıkıntılar kaldı.Bundan ortalama 300 yıl sonra İnka Peru’nun ortalarındaki Cuzco vadisinden indi ve kendilerinden önce başka halkların yaşamış olduğu bu bölgeye yerleşti. İnkalar dağlardan kıyılara doğru yayıldılar.15.yüzyılda çevrelerindeki güçlü kabilelere boyun eğdirdiler.Ele geçirdikleri topraklardaki insanların bir bölümünü başka bölgelere sürerek başkaldırmalarının önüne geçerken,bir bölümünü de tarım ve bayındırlık işlerinde zorla çalıştırdılar. Cuzco vadisinde yer alan ve İnka İmparatorluğu’nun başkenti olan Cuzco ‘’Güneşin Kutsal Kenti’’olarak bilinirdi.İmparatora Tanrı gözüyle bakılır ve Güneş’in soyundan geldiğine inanılırdı.İmparatorun,yaşam ve ölüm konusunda tartışılmaz bir otoritesi vardı. İnka’larda 10 ailelik gruplar kendilerine bir önder seçer,önderler bir şefin sorumluluğunda olurdu.Her şefin buyruğunda 5 önder vardı ve bu düzen hepsinin önderi ve yöneticisi olan İmparatora kadar uzanırdı. Halk belirli bir yaşama ve çalışma düzenine uymak zorundaydı.Her şey devletindi.Çocuklar ve yaşlılar dışında herkesten çalışması beklenirdi.Tembellik ve insan onuruna aykırı davranışlar ağır biçimde cezalandırılırdı.Halk yoksul değildi;ama malı mülkü de yoktu,özgürlükleriyse sınırlıydı.Ürettiklerinin belirli bir kısmını İmparatora ve rahiplere vermek zorundaydı. İnkalar,çatıları tahta kirişler üzerine saman örtülü,altın süslemeli büyük taş kaleler ve tapınaklar yaptılar.Cuzcu Kalesi’nin duvarları tonlarca ağırlıkta taşlardan yapılmıştı ve yüksekliği 6 metreyi buluyordu.İspanyollar Cuzco’daki büyük güneş tapınağını bastıklarında olağan üstü güzellikte altın ve değerli taşlarla süslü eşyaların yanı sıra üzerinde Güneş tanrısının resminin bulunduğu kocaman bir altın tabak buldular.Ay tapınağında ise her şey som gümüştendi.Başkentte yapılan büyük şenliklerde yağmur tanrısına lamalar ve insanlar kurban edilirdi. İnkaların evleri kendilerinden önceki uygarlıklar oranla daha küçüktü.Köylülerin evleri kerpiçten ve saman damlıydı.Eski Mısırlılar gibi İnkalarda ölülerini mumyalar yada başka yöntemlerle korurlardı. İnka İmparatorluğu’nun kıyı halkı bakırı döverek kaplar yapar yada eritilmiş metali,kalıplara dökerek biçimlendirirdi.Kıyının kuzey kesiminde yaşayan halk,değişik anlatımlı insan başı biçiminde çanak çömlek yapıyordu.İnkalar basit tezgahlarda çok güzel duvar halıları ve yaygılarda dokurlardı.Pamuklu dokumaları o kadar inceydi ki,İspanyollar bunları ipek sanmıştı.Kemik ve bambudan flüt,toprak ve deniz kabuklarından borazan ve tunçtan çanlar yaptılar. İnkalar düzgün ve geniş yollarını taşlarla döşediler.Kayaları oyarak kısa tüneller,tahtadan köprüler yaptılar.Gelişkin bir haberleşme sistemleri vardı.Belli aralıklarda kurulu posta istasyonlarına ulaklar haber taşırdı.Yollarda ayrıca dinlenme evleri de yapılmıştı.Tekerlek bilinmediğinden yükleri lama sürüleri taşırdı. Taş yontuculuğundaki üstün becerilerine karşın İnkalar’ın Mayalar gibi gelişkin araç gereçleri yoktu.Ne bir yazı sistemleri ne de paraları vardı.İplere düğüm atarak hesap yaparlardı. Dünyada ilk patates üreticileri İnka çiftçileridir.Öbür ürünleri mısır,tatlı patates ve manyoktu. Domuz,ördek,köpek ve lama yetiştirirler,lama tüyünden dokumalar yaparlardı. 16.yüzyılda iki kardeş arasında çıkan taht kavgası imparatorluğu zayıflattı.Tahtın varisi Huascar’ı üvey kardeşi Atahualpa hapse attırdı.Francisci Pizarro yönetimindeki İspanyollar altın aramak için Peru’ya ayak bastıklarında tahtta Atahualpa vardı. İspanyol komutan Francisci Pizarro,Atahualpa’yı tuzağa düşürerek tutsak aldı.Atahualpa hapisteyken Huascar’ın öldürülmesi için emir verdi.Emir yerine getirildi;ne var ki,bunu gerekçe gösteren Pizarro,Atahualpa’yı idam ettirdi.Başsız kalan ülkeye İspanyollar egemen oldular ve İnka İmpratorluğu’nun topraklarının tümünü ele geçirdiler. Günümüzde yaşayan İnka nüfusu 3 milyondan daha azdır. Bugün And Dağları’nın Keçuva dili konuşan köylüleri İnkalar’ın soyundan gelir.Bunlar Peru’nun yüzde 45’ini oluştururlar. İnkalar'ın kayboluş efsanesi İnkalar ileri bir uygarlık olmakla birlikte, Mayalar kadar astronomiye önem vermedikleri söylenmektedir. Denildiğine göre onlar için Ay, Güneş ve yıldızlar kutsaldı. Bu güçler daima onların hayatında önemli rol oynar ve rahiplerin her biri aynı zamanda birer müneccimdi. Rahipler gelecekte olacakları bugün bilmediğimiz gizli bir yöntemle saptamaktaydılar. İşte İnkalar'ın yokoluşunu anlatan efsane, bu ‘önceden bilmek’e son derece ilginç bir örnek . Altın kitaplar yayınevinin ‘‘Kayıp uygarlıklar’’ adlı yayınladığı kitapta Rupert Furneux, bu efsaneyi şöyle anlatıyor; İmparator, Ay'ın etrafındaki üç halkayı görünce rahiplerle birlikte başrahip Ilaica'yı çağırıp bunun anlamını sormuş. Rahipler, İmparatordan izin isteyip çekilmişler ve bu halkaların ne anlama geldiğini çözmek için çalışmaya koyulmuşlar. Kısa bir süre sonra da İmparatorun karşısına çıkıp durumu anladıklarını söylemişler. Eski bir belgede bu olay şöyle anlatılmaktadır. ‘‘Başrahip, 'Ah efendim!’’ diye bağırır. ‘‘Söyleyeceğim sözler için beni bağışlayın. Annemiz Ay, ileride başımıza büyük felaketler geleceğini haber veriyor. Ay'ın etrafındaki ilk halka kan kırmızısı renginde. Bu bizim çok kanlı bir savaşa girişeceğimizi açıklıyor. Siyah daireyse, bu savaşı kaybedeceğimizi belirtiyor. Üçüncü halkaysa, duman rengi ve hafif. Bu da dinimizin, imparatorluğumuzun, yasalarımızın tıpkı rüzgarda bir duman gibi dünya üzerinden kaybolacağını gösteriyor.' İmparator, başrahiple diğer rahiplerin bu yorumuna çok kızdı. Daha sonra haber salarak bütün kabilelerdeki ünlü büyücü ve müneccimleri getirtti. Ancak, gelenlerin hepsi de aynı sözleri tekrarladılar. İnka İmparatorluğunun sonu yaklaşıyordu. İmparator geceleri endişeden uyuyamıyor, Ay'ın etrafındaki halkalara bakıyordu. Ama bir gece bu halkalar birden kayboldu. Parlak, yeşil renkli bir kuyruklu yıldız gökte parladı ve topraklar korkunç bir gürültüyle sallanmaya başladı. İnkalar'ın başkenti Cuzco'da arka arkaya bir kaç deprem oldu. Bir iki hafta sonra da başlarında kana susamış, cahil ve açgözlü Pizarro'nun bulunduğu İspanyollar, Peru'ya ayak bastılar. İnka İmparatorluğu bundan kısa süre sonra ortadan kalktı.’’ Bu anlatılanlar bir efsane olmakla birlikte bir takım gerçeklere dayanmaktadır, diyor, Furneux. Ay'ın etrafındaki halkaları başka topraklarda yaşayanlar da o zamanlar görmüşler. Ve efsanede anlatılan kuyruklu yıldızı da ilgiyle izlemişler. Onlar'ın bıraktıkları belgeler efsanede anlatılan doğa olaylarını doğrulamaktadır Güneşin kapısındaki kent http://img245.imageshack.us/img245/2212/05gh4.jpg http://img245.imageshack.us/img245/4705/06bq2.jpg İnka kültürünün ayakta kalan en önemli ürünlerinden olan Machu Picchu kaleleri, yıkılma tehdidi ile karşı karşıya. Bilimciler, kaleleri tehdit eden toprak kayması ihtimaline dikkat çekiyorlar. İnkalar, kaleleri 16. yüzyılda işgalci İspanyol işgalinden korunmak amacıyla kullanmışlardı. Saklı kent adıyla da bilinen yapı, İnkalar tarafınan işgale direnmenin bir sembolü olarak kabul ediliyor. 1911’de Yale Üniversitesi tarihçisi Profesör Hiram Bingham tarafından bulunan kaleler, 1983’te UNESCO tarafından “Dünya Mirası” kapsamına alınmıştı. Profesör Bingham, İnkaların İspanyollara karşı son savaşlarını verdikleri Vilcabamba kentini ararken Machu Picchu’yu tesadüfen bulmuş. http://img245.imageshack.us/img245/1225/07jp1.jpg 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Slaad Yanıtlama zamanı: Ağustos 27, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 27, 2007 An itibariyle,pek okumak için halim olmasa da(malum insani ihtiyaçlar bknz uyku:)) gerçekten güzel bir paylaşım.Teşekkürler... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
boogee Yanıtlama zamanı: Ağustos 27, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 27, 2007 guzel paylasım inka uygarlıgına uzun zamandır ilgim vardır..ama yazı renginden dolayı bir paragraf okuyabildim:) deistirebilirmisin rengi..bide paylasım icin saolllll:thumbsup: Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Wahsi Yanıtlama zamanı: Ağustos 27, 2007 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 27, 2007 guzel paylasım inka uygarlıgına uzun zamandır ilgim vardır..ama yazı renginden dolayı bir paragraf okuyabildim:) deistirebilirmisin rengi..bide paylasım icin saolllll:thumbsup: kusura bakma beyazı severim ben rahat okuyorum die değiştirdim:) Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
boogee Yanıtlama zamanı: Ağustos 27, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 27, 2007 yok yaw ne kusuru:) bu arada saol deistirdigin icin sonuna kadar okuyorum:) Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Guest FERASET6666 Yanıtlama zamanı: Ağustos 27, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 27, 2007 cok güzeldi özelliklede resimler bir harika tsk Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
someone Yanıtlama zamanı: Ağustos 27, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 27, 2007 Güzel paylaşım. Resimli olması daha da güzel. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
karahulk Yanıtlama zamanı: Ağustos 27, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 27, 2007 gayet başarılı bir çalışmaaa..... umarızzzz diğer kaybolmuş uygarlıklarla ilgili çalışmalar da yaparsın.... bu güzel araştırma olayının inkalarla sınırlı kalmaması dileğiyle... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Kinyas Yanıtlama zamanı: Ağustos 27, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 27, 2007 Çok güzel ve kapsamlı bir araştırma olmuş..Emeğine sağlık.. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
penelope Yanıtlama zamanı: Ağustos 28, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 28, 2007 Resimlerle beraber okumak çok keyifliydi teşekkürler. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Elesis Yanıtlama zamanı: Ağustos 28, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 28, 2007 Teşekkürler paylaşım için,bahsedilen kitabı alıcam mutlaka... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Logii Yanıtlama zamanı: Kasım 5, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 5, 2009 Machu Picchu : İnkaların Kayıp Kenti Machu Picchu 90 yıl önce keşfedilen ve hala bir muamma olarak karşımıza çıkan bu şehrin hikayesinin üstünü zaman örtmüştür. ? http://akhenaton.blogsayfasi.com/files/2009/04/peru3972434-md.jpg Peru And dağlarında, iki tepe arasında etrafı yüksek kayalarla çevrili , terkedilmiş bir kale vardır.Bu kale 90 yıldan beri insanları cezp etmektedir.Amerika kıtasının en göz kamaştırıcı arkeolojik bilmesinin yattığı bu yer hala tüm esrarını korumaktadır. Kentin gerçek adını kimse bilmemektedir.Kent sakinleriyle birlikte toprağa gömülmüştür. Burası Machu Picchu veya iki tarafındaki koruyucu dağlardan dolayı Old Peak (eski zirve) , veya İknaların Kaybolmuş Kenti olarak bilinmektedir. 1911 ‘de Hiram Bingham adlı bir Tarihçi tarafından keşfedilen , dahiane granit tapınaklar , su yolu kemeri ,çeşmeleri, mezarları, tersaneleri ve sonsuz uzayan merdivenleri ile bu kent ormanlar , yabani bağlar ve enkaz tarafından yüzyıllarca gizlenmiştir. http://akhenaton.blogsayfasi.com/files/2009/04/machu-picchu-2-0611.jpg Machu Picchunun kurulumuyla ilgili bazı araştırmacılar ; İspanyol fethinden 100 yıl önce kurulmuş olduğunu ileri sürerler, diğer yandan Bingham bu tarihten yüzyıllarca önce kurulmuş bulunduğunu ve İknaların ilk şehri olduğunu düşünmektedir.Sanat bakımından zenginliği , sakinlerinin kral ailelerinden olduğu izlenimi verir.Ancak mezarlıkları Machu Picchu için önemli ip uçları verir.Son dönemlerinde machu Picchu bir kadınlar kenti olmuştur.Topraktan çıkan 173 iskeletten 150’si kadın iskeletidir.Dağılmış olan İnka imparatorluğunda seçilmiş kadınlar diye anılan bir grubun , İspanyol istilacılarından kurtulmak için bu eski inziva köşesine kaçarak burada hayatlarının sonuna kadar parlak bir hayat sürdükleri ve bu sırrın orman tarafından örtüldüğü düşünülmektedir. Machu Picchu ‘nun bir muamma olarak kalmasının bir sebebi iknaların yazılı dilleri olmayışıdır.Onlar hakkındaki bilgilerin çogu İspanyolların Peruyu fethettikleri sıradaki kayıtlarından alınmıştır. http://akhenaton.blogsayfasi.com/files/2009/04/machu-picchu-per726-300x225.jpg İnka imparatorlu 1450 yılı civarinda eriştiği en yüksek seviyesine şimdiki peru’yu ekvator’un büyük kısmını , bolivya’yı ve şili’nin kuzey kısımlarını ve arjantini içine almaktadır.Bingham’ın ifadesiyle ” kimsenin aç kalmasına ve üşümesine müsaade etmeyen ” otokratik idare sahip bir devlettir.İnka (imparator) karlı dağları, çıplak çölleri ve sık ormanları , birbirine benzemeyen nitelikler gösteren topraklarını sayısız yollarla birbirine bağlamıştır. Çok iyi teşkilatlandırılmış ve eğitilmiş koşucular vasıtasıyla Pasifik okyanusundan Hükümdarın sarayına taze balık getirildiği söylenmektedir. http://akhenaton.blogsayfasi.com/files/2009/04/photo_lg_peru.jpg On yıl öncesine kadar Machu Picchu’yu görmek için katır sırtında tehlikeli uçurumları aşmak gerekiyordu.Bugün bir uçakla deniz seviyesindeki Lima’dan 3500 metre yükseklikteki eski inka başkenti, güzel manzaralı Cuzco’ya gidilebilmektedir.Buradan kara araçları ile Urubamba nehrinin büyülü vadisine ulaşılabilmektedir.Buradan Pizarro’nun silahşörlerini kaçırtan o vahşi ve derin vadiye girilir.Bu noktada bir zamanlar İnka savaşcıları yabancıları püskürttükleri yerdir. http://akhenaton.blogsayfasi.com/files/2009/04/peru2.jpg Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.