paranormalfikir Oluşturma zamanı: Şubat 24, 2016 Paylaş Oluşturma zamanı: Şubat 24, 2016 Alıntılar... "...Belki ikimizin de iyi ve çok güzel bir şey bildiğimiz yok; ama yine ben ondan daha bilgiliyim; çünkü o hiçbir şey bilmediği hâlde bildiğini zannediyor. Ben bilmiyorum fakat bildiğimi sanmıyorum. Demek ben ondan biraz bilgiliyim, çünkü bilmediklerimi bildiğimi sanmıyorum. Daha sonra başka birine gittim. O da kendini her şeyi biliyor zannedenlerden biri idi. Yine aynı sonuçla karşı karşıya kaldım. Ve böylece bütün bu insanların düşmanlığından başka bir şey kazanmadım. Bu düşmanların sayısı artıyor, bu sayı arttıkça birinden diğerine geçiyor, geçtikçe daha da ümitsizleniyorum. Bu bende büyük bir üzüntüye de neden oluyordu..." "...İnsanların, korkularından dolayı en büyük kötülük saydıkları ölümün en büyük iyilik olmadığını kim söyleyebilir? Bilmediğimiz bir şeyi bildiğimizi saymak gerçekten utanılacak bir bilgisizlik değil midir? İşte yargıçlar, ancak bu noktada başkalarından ayrı olduğuma inanıyorum. Belki de onlardan daha bilge olduğumu bile iddia edebilirim: Ben, öteki dünyada olup bitenler hakkında çok az bir şey bildiğim hâlde, bir şey bildiğime inanmıyorum, ama Tanrı olsun, insan olsun, belki kendinden daha iyi olanlara haksızlık etmenin ve boyun eğmemenin bir kötülük, bir namussuzluk olduğunu biliyorum. Ben, kötülük olduğunu iyice bildiğim şeylerden korkarım, ama iyi mi yoksa kötü mü olduğunu kestiremediğim şeylerden ne korkar, ne de kaçarım..." "...Paraya, şerefe, üne bu kadar önem verdiğin hâlde bilgeliğe, akla, hiç durmadan yükseltilmesi gereken ruha bu kadar az önem vermekten sıkılmaz mısın?" "...Değeri büyük olana az; değeri küçük olana ise çok değer verdiğinden dolayı utandıracağım..." "Öyleyse Atinalılar, siz Tanrı'nın size armağanı olan beni mahkûm etmekle ona karşı bir günah işlemeyin dediğim zaman, sandığınız gibi kendimi değil, sizi düşünüyorum. Komik bir benzetme yapmama izin verin lütfen: Eğer beni öldürürseniz, hem büyük, hem cins, ama büyüklüğünden dolayı ağır ve rahatsız edilmek isteyen bir ata benzeyen devleti yerinden oynatmak için, Tanrı'nın başınıza sardığı benim gibi bir at sineğini kolayca bulamazsınız. Ben kendimi, Tanrı'nın devletin başına bela olarak yarattığı bir at sineği olarak görüyorum. Her gün her yerde sizi dürtüyor, sıkıştırıyor, azarlıyorum; peşinizi bırakmıyorum. Benim gibi birini kolay kolay bulamayacaksınız. O yüzden, size kendinizi benden mahrum bırakmamanızı öneririm. Belki de, ansızın uykusundan uyandırılan biri gibi, canınız sıkılarak, Anytos'un öğüdüne uyar, beni kolayca vurup öldürebileceğinizi sanır ve Tanrı size acıyıp başka bir at sineği gönderinceye kadar, hayatınızın geri kalanında gene uykuya dalarsınız." "...Hüküm giydikleri zaman birtakım garip davranışlarda bulunan öyle tanınmış adam gördüm ki; bunlar, sanki öldürülürlerse korkunç acılar çekeceklerini, sanki sadece yaşamalarına izin verilmekle ölmez olacaklarını sanıyorlar..." "Bunun dışında başka, yargıcı aydınlatmak ve ikna etmek yerine, ona yalvarıp yakararak beraat etmek de doğru bir şey değildir. Çünkü yargıcın görevi, doğruluğu bağışlamak değil, herkesin hakkını ölçerek yargılamak; kendi keyfine göre değil, kanunlara göre yargıya varmaktır. Yalan yere yemin etmeye alışarak sizi etki altında bırakmamalıyız, siz de buna göz yummamalısınız. Bu, dine bile uymaz bir davranış değil midir?" "Yargıçlarım, yalnız şuna bütün kalbinizle inanınız, asıl mesele, ölümden sakınmak değil, haksızlıktan sakınmaktır. Çünkü kötülük ölümden daha hızlı koşar. Ben, yaşlı ve ağır olduğumdan yavaş koşan bana yetişmiştir, oysa beni suçlayanlar güçlü ve çabuk olduklarından, çabuk koşan kötülük, onlara yetişmiştir. Şimdi ben, tarafınızdan ölüm cezasına, onlar da gerçekler tarafından kötülüğün ve haksızlığın cezasına mahkûm edilerek birbirimizden ayrılıyoruz. Ben cezama boyun eğerim, onlar da cezalarına boyun eğsinler. Herhâlde böyle olması bir alın yazısıymış; belki de en yerinde davranış ve beklenti böyle olur." "Şimdi siz, ey beni mahkûm edenler! Size bir kehanetimi söylemek isterim: Şu anda hayatın öyle bir anında bulunuyorum ki, burada insanlar ölmeden önce kehanet gücüne erişirler. O hâlde benim katillerim olan sizlere haber vereyim ki, ölümümden çok geçmeden bana verdiğiniz cezadan daha ağır bir ceza ile cezalandırılacaksınız. Beni öldürmekle hayatınızın hesabını vermekten kurtulacağınızı sanıyorsanız aldanıyorsunuz. Ama bana inanın, sandığınızın tam tersi olacaktır. Evet, hiç kuşku duymayın ki, şimdiye kadar öne atılmalarına engel olduğum birçok kimse, karşınıza çıkacak, sizi şiddetle suçlayacak, bunlar daha genç oldukları için daha çok incitecekler, sizinle daha çok uğraşacaklar." Platon'un Düşünceleri... "Toplumlar, filozofların kral, ya da kralların filozof olduğu güne kadar, rahat huzur yüzü görmeyeceklerdir." sözü, toplumu bilgelerin, filozofların yönetmesi gerektiği yolundaki aristokratik, eşitsizlikçi oligarşik görüşlerine evrensel temel oluşturabilmek için, aklın üstünlüğünü ve yönetimin akla ait olduğunu, felsefî düzeyde kanıtlama girişiminden başka bir şey değildir. "...Kişilerin, kralların bile, zenginlikleri ne denli geniş ve ölçüsüz olursa, zenginlerin zararlı ve insanı alçaltan zevklerini paylaşmaya hazır, o denli çok dalkavuk, o denli çok korkunç karaçalmacı türer, zenginliğin ve erkin başka nimetlerinin doğurduğu en büyük kötülük de işte budur..." "Ruhun ölümsüz olduğunu, bedenden kurtulunca sorguya çekileceğini; büyük cezalara çarpılacağını bildiren o eski kutsal geleneklere gerçekten inanmalıyız..." Sokrates'in Savunması - Platon 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
123ahmet Yanıtlama zamanı: Şubat 25, 2016 Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 25, 2016 At sineği olmak kulağa hiç bu kadar havalı gelmemişti, çevirmeninde ellerine sağlık. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.