Jump to content

Ölüm, Bir İyilik midir?


paranormalfikir

Önerilen Mesajlar

"...Bir başka açıdan düşünürsek, ölümün bir iyilik olduğunu umduracak nedenler olduğunu da görürüz. Ölüm iki şeyden biridir: Ya hiçlik yani büsbütün bilinçsizlik durumudur veya herkesin dediği gibi, ruhun bu dünyadan ayrılarak başka bir dünyaya geçmesidir. Ölüm bir bilinçsizlik, deliksiz ve rüyasız uyuyan bir kimsenin uykusu gibi bir durum ise, o ne kusursuz, ne tam bir kazançtır! Bir kimse, uykusunda, hiç rüya görmediği bir gecesini düşünerek, bunu hayatının öteki günleri ve geceleriyle karşılaştırsaydı, bütün hayatında bundan daha iyi ve daha hoş kaç gün ve kaç gece geçirmiş olduğunu da bize söyleseydi, sanırım ki herkes, değil yalnız sıradan kimseler hatta Büyük Hükümdar (yeryüzündeki zenginliğin sembolü olarak kabul edilen Pers kralı) bile, hayatında böyle pek az gündüz ve gece bulurdu. Ölüm bu çeşit bir uyku ise, büyük bir kazançtır, çünkü öyle olunca, zamanın bütün akışı, tek bir gece gibi gözükecektir. Ama ölüm bizi bu dünyadan başka bir dünyaya götüren bir yolculuk ise ve herkesin dediği gibi, bütün ölenler başka dünyada yaşıyorlarsa, yargıçlarım, bizim için bundan daha büyük nasıl bir iyilik olabilir ki!

 

Gerçekten öteki dünyaya vardığımızda, bu dünyada adaletli olduğunu iddia eden kimselerden kurtularak, denildiği gibi asıl adaleti veren gerçek yargıçları, Minos'u, Rahadamanthos'u, Aiakos'u, Triptolemos'u veya doğrulukla yaşamış olan yarı Tanrıları bulacaksak, bu yolculuk hiçbir zaman bir ceza olamaz. Bir kimse orada, Orpheus'a, Musaios'a, Homeros'a, Hesiodos'a kavuşacaksa, bunun için neler vermez ki? Hayır, bu doğru ise, bırakınız bir daha, bir daha öleyim. Hele Palamedes ile, Telamon oğlu Aias ile haksız bir hüküm yüzünden ölen eski kahramanlarla buluşmak bizim için ne yüce bir şey olacaktır! Kendi sonumu onların sonu ile karşılaştırmak benim için ne büyük bir zevk! Hepsinden önemlisi, burada olduğu gibi öteki dünyada da gerçek ve sahte bilgeliği ilerletebileceğim; kimin bilgiç, kimin cahil olduğunu anlayabileceğim..."

 

Sokrates'in Savunması - Platon

Sayfalar: 51, 52 ve 53

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Şuan ki zaman dilimindeysen mükafattır ama insanlar kör oldukları için bu dünyaya bağlanmayı tercih ediyorlar.Haklılar da diyecek laf yok onlara sonuçta herkesin günahı kendi boynuna.Neden mükafattır konusuna gelelim çünkü zaten ölmüşsündür ve kafana takacak ne derdin ne tasan vardır, yarın işe ne giysem, ne yesem derdi vardır.. Hal böyle iken ben biraz çaprazda kalıyorum.Açıkçası bende günahım çok olsun da yeter ki kirlenen ruhum olsun diyenlerdenim.Ölümün soğuk dokunuşunu bir kere tattın mı tenin hep soğuk kalıyor..

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Ama bir soru var... Mesele gittiğin yerde neyle karşılaşacağın; Dünya hayatının sonunda başlayacağın diğer hayatının içeriği nasıl olacak? Bu açıdan sorulmuş bir soru...

 

Şuan ki zaman dilimindeysen mükafattır ama insanlar kör oldukları için bu dünyaya bağlanmayı tercih ediyorlar.Haklılar da diyecek laf yok onlara sonuçta herkesin günahı kendi boynuna.Neden mükafattır konusuna gelelim çünkü zaten ölmüşsündür ve kafana takacak ne derdin ne tasan vardır, yarın işe ne giysem, ne yesem derdi vardır.. Hal böyle iken ben biraz çaprazda kalıyorum.Açıkçası bende günahım çok olsun da yeter ki kirlenen ruhum olsun diyenlerdenim.Ölümün soğuk dokunuşunu bir kere tattın mı tenin hep soğuk kalıyor..
Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sokrates de Platon da abartmış biraz. Herşeyi devlet meselesi yapmaya hayattaki her inciğin cinciğin üzerine yorum yapmaya gerek yok bence. Ölüm ölümdür işte. Ne iyidir ne de kötü. Hele ki iyilik ve kötülük bu denli göreceli kavramlarken. Ben böyle her konunun pireden büyüyüp deve olmasını sevmiyorum bu hayatta. -_-

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Kesinlikle iyiliktir. Hep bunu savunuyorum. Öte alem kurgularını bir kenara bırakın, zaten bu dünyanın maddesel ızdıraplarından kurtulma yoludur, ister öte alem olsun ister olmasın, bu kaba titreşimlerinden ve onun işkencesinden sıyrılabilmek bence iyilik adı altında düşünülebilecek neredeyse tek olaydır.

 

Ha eğer gittikten sonra daha kötü bir yerle karşılaşacaksın diyorsan, zaten bu da dünya ve dünyalılar adı altındaki ilkel inançlıların yeni kaba alemidir, ki bu da başka bir dünyadır, dünyalıların ortak bilinç alanıyla yarattığı bir süptil-vicdani dikta alanıdır. yani her şekilde bu da başka bir dünyadır, konuyu tüm dünya ve türevleri olarak alırsak, öte dünyadan kurtulmakta bu fiziksel olandan kurtulmak kadar eşit derecede büyük bir yenilik, hatta devrimdir.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Yok ben olsam öldürmezdim düşünen düşünebilir yazmak isteyen yazabilir tabiki de ben şahsi fikrimce gereksiz buluyorum bu tarz sorgulamaları sadece. Kar neden beyaz ay neden yuvarlak cekirdek neden tuzlu. Bi yaşayamadık şu 3 gunluk dunyada rahat rahat. -_-

Witch Of Rain tarafından düzenlendi
Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Ama bir soru var... Mesele gittiğin yerde neyle karşılaşacağın; Dünya hayatının sonunda başlayacağın diğer hayatının içeriği nasıl olacak? Bu açıdan sorulmuş bir soru...

 

Ölünce ne olacak kısaca söyleyeyim o zaman.Öldüğün zaman hayat devam ediyor sanıyorsun yani aslında cidden bir şekilde kurtulduğunu falan sanıyorsun.Ama öteki insanlar seni ele veriyor cesedinin başında toplanarak.Sen konuşuyorsun ama normal olarak seni duymuyorlar.Kısacası ölüm normal hayatta değerimizin anlanmayıp cansızken 2-3 dakikalıkta olsa değer bulmuş hali..

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Peki talep edilmeksizin yapılan var edilme nedir?

 

Önemsiz, şahsi düşüncem hiçbir zaman var edilmediğimiz yönünde. İnsan bilinci nedensellik arıyor bunun etkisiyle lineer zaman inancıyla düşünüyoruz diye düşünüyorum. Yani bir alışkanlıktan ötürü başlangıç ve son arıyoruz. Mantıksal ilişkiler kurguluyoruz. Bir söz vardı şöyle diyordu, "insanın yaptığı en büyük yanlış tanrıya evreni yarattırmasıydı." Özetle zamansızca vardık, yaşsızız, edebiyiz ve yaratılmadık diye düşünüyorum. İzninizle belirteyim bu tamamen kişisel düşüncem. Bir kanıtım veya bu savı savunmak için bir argümanım yok.

 

Shakespeare'in o şiiri de ölümden bahsediyor; paylaşmak istedim:

Olmak ya da olmamak, işte bütün mesele bu!

Düşüncemizin katlanması mı güzel

Zalim kaderin yumruklarına, oklarına

Yoksa diretip bela denizlerine karşı

Dur, yeter demesi mi?

Ölmek, uyumak sadece!

Düşünün ki uyumakla yalnız

Bitebilir bütün acıları yüreğin,

Çektiği bütün kahırlar insanoğlunun.

Yoksa kim dayanabilir zamanın kırbacına?

Zorbanın kahrına, gururunun çiğnenmesine

Sevgisinin kepaze edilmesine

Kanunların bu kadar yavaş

Yüzsüzlüğün bu kadar çabuk yürümesine

Kötülere kul olmasına iyi insanın

Bir bıçak saplayıp göğsüne kurtulmak varken?

Kim ister bütün bunlara katlanmak

Ağır bir hayatın altında inleyip terlemek

Ölümden sonraki bir şeyden korkmasa

O kimsenin gidip de dönmediği bilinmez dünya

Ürkütmese yüreğini?

Bilmediğimiz belalara atılmaktansa

Çektiklerine razı etmese insanları?

Bilinç böyle korkak ediyor hepimizi:

Düşüncenin soluk ışığı bulandırıyor

Yürekten gelenin doğal rengini.

 

 

 

Bu güzel konu dağılmasın. Sokrates'in böyle parça parça pasajlarına denk geliyorum bazen. Günümüzde yaşasa, herhalde onunla içmek güzel olurdu.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sokrates felsefeyi ölüme hazırlık olarak tanımlamıştı . Adalet nedir ? , Erdem nedir ? , Mutluluk nedir ? gibisinden sorular sordu . Geliştirdiği eristik diyalektik ile dönemin ileri gelen insanlarının ve gençlerin aklını çelmeyi başardı . lakin bir toplumsal devrimcinin keskin bilgiçliğinden , sağduyusundan ve özgüveninden yoksundu . Görünüş olarak pek karizmatik de sayılmazdı , herkes onun ne kadar itici bir görünüşe sahip olduğunu bilirdi . İmaja ve maddi değerlere verdiği az önemden dolayı kendisine pek yandaş ve takipçi de toplayamadı . Günümüzün orta sınıf gazetecileri gibi hapse atıldı .

 

Hapishanede flüt çalmaya başlamıştı. İdamının gelişinden de haberdardı ki , varoluş muammasını sadece estetik fenomen ile anlayabileceğini idrak etmişti artık . Yok edilmekte olan bir fenomen , yok olmanın kendisinin de fenomenliğinin farkındalığı ile beraber bu idraki güdüyü iki şekilde dışavurur ; Ya kendisini feda eder , yada ölüm şeklini son derece tiyatral hale getirir . Sokrates de o savunmasında son oyununu en iyi bir şekilde oynadı . Kendi benliğine olan ümitsiz bir girdaptan dolayı birşeylerde yazamamıştı , Öğrencisi platon olmasaydı eğer kendilerini de tanımıyor olacaktık ..

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...