adEda Oluşturma zamanı: Mayıs 8, 2016 Paylaş Oluşturma zamanı: Mayıs 8, 2016 NİLGÜN ARIT İLE ŞAMAN’IN KOZMİK DÜNYASI Büyük bir firmanın yöneticiliğinden Maya medeniyetin kadim sırlarına ve şamanizmin mistik dünyasına giden yolculuk ve yaklaşık 10 yılı kapsayan şaman inisiyasyonu… Hep alışageldiğimiz bir hikâyenin çok dışında bir yaşam öyküsüne sahip Ayşe Nilgün Arıt. Ayşe Nilgün Arıt 1980-2002 yılları arasında yabancı sermayeli iki ilaç şirketinin Genel Müdürlüklerini yaptıktan sonra, Orta Amerika’ya yaptığı yolculukta Hocası olacak Don Miguel Angel Vergara Calleros ile tanışmasını takiben, iş hayatını geride bırakma kararı aldığını dile getiriyor. İspanyolca öğreniyor; o coğrafyaya göç ederek kendisini kadim Maya inancını anlamaya ve Maya şaman geleneğini ve sırlarını öğrenmeye adıyor. 10 yıllık bir inisiyasyondan sonra ise “şaman kemerini” takıyor. 2011 yılında Don Miguel Angel Vergara’nın elyazmalarından bazı bölümleri ekleyerek “Kutsal Maya İnancı” adlı eseri ve 2013 yılında, Maya şamanizminin temel bilgilerini, ritüellerini ve Şamanizm pratiklerini içeren “Şamanın Kozmik Dünyası” isimli kitabı yayınlanıyor. Kendisiyle 2013 Ağustos ayından beridir şamanik pratikleri çalışma şansına eriştim. Her ne kadar fiziksel düzeyde iki kere görüşmüş olsak da, şamanik inanç zaman ve mekândan bağımsız olduğu için onun rehberliğinden her an faydalanabildim. Bu süre zarfında sadece şamanik pratiklerin görünür yüzlerini öğretmedi; “şaman yüreğinin” nasıl olduğundan ve şamanik pratikleri ile kadim inançları günlük hayatta nasıl uygulayacağımıza dair, yaşam deneyimleriyle birlikte rehberlik etti. Birçok farklı inancı (kabala, hermetizm, tasavvuf vs.) görmüş ve uygulamış biri olarak, bu kadim inanç ve pratiklere bir Şaman hocanın rehberliğinde tanık olmak beni derinden etkiledi ve değiştirdi. Ayşe Nilgün Arıt’la şamanizmin doğasına dair sohbet edip paylaşma fikri böylelikle yüreğime düştü. Aslında “Şamanın Kozmik Dünyası” isimli kitabınızda çok detaylı anlatılmasına rağmen, en baştan başlamak gerekirse çok kısaca Şamanizm nedir, şamanın kozmik dünyası nasıldır? Bu Şamanik dünyada bizleri neler bekliyor? Bana sorduklarında açıkçası artık tarif edemiyorum… Şaman öğretisi, kutsal değerleri hayata dâhil ederek yaşamaktır ama doğaya tapınmak, rehber hayvanlardan medet ummak ve ağaçlara sarılmaktan ibaret değildir. Pek çok kişinin kişisel bir huzur ve mutluluk arayışında olduğu çağımızda hedef, kendi gücümüzün farkına varmak, dünyaya bakarken neleri gördüğümüzün farkında olmaktır. Sezgilerimizi güçlendirmek, doğal bir farkındalık kazanmaktır. Bu anlamda çağdaş Şamanizm buyurgan “kültüre” meydan okuyan bir bilinçlilik olarak hayatlarımızda doğru bir yer bulabilir. Doğanın, insanın ve tüm varlıkların ortak paylaşımlı bir yaşam alanı oluşturmasına hizmet edebilir. Günümüzde pek çok kişinin kadim öğretilere geri dönme ilgisi, enerji alanlarımıza sızan, fiziksel, duygusal, zihinsel ve ruhsal hallerimizi baskılayan sistemin bunalımından kurtuluş çabasındandır. Şaman inancına göre içinde yaşanan fiziksel dünyanın berisinde, gözle göremediğimiz, ancak “şamanik yolculuk”la ulaşılabilen, sıra dışı bir alem vardır. Her şeyin canlı ve tüm yaşamın ortak bir enerji alanında birlikte var olduğu bu inançta, her şeyi birbirine bağlayan bu “ağ”a katılmak önce niyet ile ve sonra bilinçli enerji yönetimiyle mümkün hale gelir. Aslında tüm insanlar içlerinde arkaik olarak kayıtlı şamanik vasıflar taşır. İstem ve inanç ile bu vasıflara ulaşmak kolay ve Şaman’ın gizemli dünyasındaki bilgileri günlük hayatta kullanılabilir şekle getirmek mümkündür. Bu bilgeliğine ilgi duyan herkes, Şamanın gizemli dünyasındaki bilgileri günlük hayatta kullanılabilir şekle getirir. Şamanik teknikler, ormanda, çölde ya da modern kent yaşamında aynı biçimde işler; yeter ki enerjinin ne olduğunu ve nasıl çalıştığını iyi anlayabilelim. Şamanik pratiklerin modern hayatta da aynı şekilde işlediğini söylüyorsunuz. Peki bu kadar kadim bir geleneğe bunca doğadan kopuşa rağmen temas etmemiz nasıl mümkün oluyor, herkes bunları uygulayabilir mi? Maya şamanik çalışmalarının, yoga, meditasyon, dua, hatta hatıra defteri tutmak, blog yazmak gibi temelde ruhsal içerikli çalışmalardan farkı yoktur ve herhangi bir dine ya da inanca bağlı olunması şamanik çalışmayı engellemez. Kitabı okuyanlar, bana ulaşarak ihtiyaç duydukları davul kayıtlarını istediklerinde e-posta eki olarak gönderiyorum ve başlangıç yapıyorlar. Dileyenler atölye çalışmalarıma katılıyor ve daha yüksek bir farkındalık geliştirerek yine tek başlarına devam ediyorlar. Bir üçüncü grup ise yerinde çalışmalara katılma kararı alıyor ve onlar için konunun devamı daha derin bir bilinç ile oluyor. http://cdn1.derki.com/images/stories/konuresim/2209608570013833179508591.JPG Peki Şamanizm ne kadar eski? Şamanizm, insanlık tarihinin bilinen ilkruhsal inancıdır. Şaman kelimesi, şifacılar için ilk kez Sibirya’da kullanılmış bir ifadeyse de, tarih boyunca Asya’nın, Avrupa’nın, Afrika’nın, Avustralya’nın, Grönland’ın, Kuzey ve Güney Amerika’nın bütün yerleşimlerinde şamanik uygulamalar varoluştur. On binlerce yıldır hiç kaybolmamış olması bu çalışmaların gücünün göstergesi olarak kabul edilebilir. Antropolojik tanımlamada “avcı/toplayıcı” olarak adlandırılan bu ilk toplumlarda şamanın en önemli rolü yiyecek kaynaklarını tespitteki öngörüleriydi. Eğer şaman, avlanacak hayvanların yerini ya da bitkisel besin ve su kaynaklarını bulamazsa o toplumun yaşam şansı kalmazdı. Şaman inancında ritüeller ve seremoniler, ruhlar dünyasına saygı sunmak ve oradan güç almak amacıyla yapılır; bunlar, tüm antik topluluklarda uygulanmış adetlerdir. Şamanlar, ritüeller vasıtasıyla ruhlar dünyası ve güncel gerçeklikler dünyası arasında köprü kurarlar. Şaman, kalıplaşmış dogmalar ya da katı dinsel kurallar içermeyen ve evrenin tümünü sarmalayarak tüm hayatın özünü oluşturan bir güç ağının bilincine sahiptir. Algılamalarında doğadaki tüm elementler canlıdır ve tümü ortak bir iletişimle birbirine bağlıdır. Taşlar, hayvanlar, bulutlar, rüzgâr, yaşam enerjisiyle doludur ve dünya üzerinde uyum ve sağlık içerisinde yaşamak bütün bu canlılığın bilincinde olmakla mümkündür. Şamanizmin ilksel bir inanç olması aslında neden hepimizin bu şamanik vasıfları içerdiğini açıklıyor. Bir de Maya şamanizmi var. Sizi tanıyana kadar Maya medeniyetindeki şamanizmin, kendisine özel ayrıcalıkları olduğunu bilmiyordum. Maya şamanizminin diğer kültürlerin Şamanik geleneklerinden farkı nedir? Maya şamanizmi, yaradılış efsanelerinde kendilerinin Atlantis halkının devamı olduğunu anlatan, ezoterik bir dinin egemen olduğu bir halkın uyguladığı şamanizmdir. Maya dini ve Maya Şamanizmi felsefesinde ilişkili, uygulamaları kendisine özel olarak farklılaşmış bir halktır. Kısaca değinmek gerekirse, Maya dini, Mısır, Sümer, Hint, İnka medeniyetleriyle ortak hususlar barındıran, Kabala, Budizm ve spiritüel temelleri olan daha pek çok inanç sistemiyle örtüşen, benzer yaradılış öyküleri olan ve aynı zamanda semavi dinlerin ortaçağ itibariyle önem kazanmış tasavvuf özelliklerini taşıyan bir inanç sistemidir. Maya şamanizmi ise aynı dinî kozmik bilgileri içerir ama dünyaya aittir. Maya Şamanları, Maya Dinî Lideri ve en usta Şaman olan kralın itaatinde, Maya dini, felsefesi ve inanç sistemi dâhilinde, Maya kent ve köylerinde toplumsal dinî görevler yerine getirir. Şaman olarak dünyadaki tüm canlıların ruhlarıyla ilişki kurma becerisi kazanmıştır. Özel ruhani güçleri olan bir medyum olarak insanlarla ruhlar arasında iletişim kurabilir. Ve Maya Rahipleri de Şaman’dır ama her Şaman, Maya Rahibi olamaz ve tapınak görevi alamaz. Rahiplik yapmayan Maya Şamanları Maya köyü halkındandır, tapınaklarda değil toplum içerisinde yaşarlar. Mineraller, bitkiler ve hayvanlar âleminin, yeryüzünün bu varlıklarının ruhlarıyla ilişki kurar. Özetlemek gerekirse, Maya Şamanizmi, tüm kadim halklarla ortak olarak, öte dünyanın güçlerini bu dünyada kullanabilen ve halkına bunu hizmet olarak sunan özel kişiyi kabul eder. Maya Şamanları, tüm şaman toplumlarında olduğu gibi, mineraller, bitkiler ve hayvanlar âleminin, yeryüzünün bu varlıklarının ruhlarıyla ilişki kuran, dünyanın sıradan yaşamının ötesine geçebilen, ölümün ötesine yolculuk yapan, göksel tanrılarla, atalarla ve ruhlar âleminin tüm varlıklarıyla iletişime geçebilen kişilerdir. Ancak temel eğitimleri yüksek bir din öğretisi içerir. Kitabınızda çok önemli bir nokta var; “Şamanik çalışmalar yapmakla şaman olunmaz ama bu bilgeliği ve anlamı hayatına katmak isteyenler şamanik çalışmalarla bunu yakalayabilir” diyorsunuz. Kitabınızda ki teknikler yeterli olur mu, yoksa bir şamanın gözetimi şart mıdır? Bu sorunun cevabını anlaşılır kılmak için, “inisiyasyon” ve “şaman öğretisi” arasındaki ayrıntıya değinmek doğru olabilir… Şaman İnisiyasyonu, Şaman Hoca’nın çıraklığını yaparak yetişmek anlamında zor bir yoldur. Bir çırağın ustalaşması yıllar sürecek bir eğitim anlamına gelmektedir. Ayrıca kendi aile ortamından çıkarak girişeceği bu yolda fedakârlıklar yapması ve belki bir daha asla eski alıştığı hayatı yaşamaması gerekecektir. Başlangıç sürecinde öğrenci sürekli biçimde Hoca’sını izler, yaptıklarını tekrar eder. Seremoni adabı gelişir. Şaman inisiyasyonu mutlaka Hoca’yla tamamlanır. Maya büyükleri tarafından onaylanması şarttır ve sonrasında Şaman vasfını koruması, içinde yaşadığı toplumun vereceği karardır. Şaman halkın beklentilerini karşılayamıyorsa gözden düşer ve bir daha ona başvurulmaz. Günümüzde bu teknikleri öğrenmek ve geliştirmek için artık şamanik geleneklerin sürdürüldüğü uzak diyarlara gitmek gerekmemektedir. Geleneksel bir şamanın öğrenciliğine kabul edilmek koşulu yerine kendi bulunduğu mekânda öğrenme, çalışma ve geliştirme olanağı da artık mümkündür. Bir benzetme yapmak için batı dünyasında Zen Budizmin tarihine göz atabiliriz. Bundan yüz elli yıl önce herhangi bir Budizm ekolünü anlamak, öğrenmek isteyenlerin mutlaka Uzakdoğu’ya gitmesi, orada bir manastıra kabul edilmesi, bir Budist rahibin yanında yıllar sürecek bir eğitimi takiben kendisinin de rahip olması gerekiyordu. Yirminci yüzyılda ise D.T. Suzuki ve benzeri kişilerin çabalarıyla manastırlarda yaşamayan Amerikalı Zen Budistler yetişti. Aynı şekilde, 1970’lerde Michael Harner, Amerikan toplumunu şamanik bilgilerle tanıştırmak için şamanik eğitimlerine başladı. Sonuçlar şaşırtıcıydı ve daha ilk guruplarına katılan öğrenciler, süratle ve kolaylıkla şamanik yöntemleri anladılar ve uygulayabilir oldular. Kendilerinde var olduğunu bilmedikleri gizli yeteneklerini kolayca keşfettiler. Ben de, kendi bilgilerimi paylaşma arzusuyla kaleme aldığım kitabımda, doğayı, evreni derinlemesine algılamaya uzanacak Maya şamanizmini tanıtmaya ve dileyenlerin bunu hayatlarına dâhil edebilecekleri teknikleri anlatmayı amaçladım. Birbirini izleyen yazılarda, şamanik çalışmalarda hayati önem taşıyan ruhsal rehber motiflerini, sıradışı evrenin farklı dünyalarına yapılacak meditasyon yolculuklarının klasik öğretilerini paylaşmak istedim. Bugüne kadar gerek okurlardan ve esasen yaptığımız temel şaman öğretisi atölye çalışmalarından aldığım geri bildirimler sevinç vericidir. Maalesef son zamanlarda ne yaptığı belli olmadan kendine “şamanım” diyenler var. Siz burada şamanik inisiyasyondan, yıllar alan eğitimden bahsediyorsunuz. Şamanlığı bir etiket olarak kullanmak bu kadar kolay mıdır? Sıradışı âlemde gezinebilen Şaman’ı antropologlar “tüm canların, ruhların ve tanrıların dünyasını kayrayabilen ve ekstatik bir trans haline geçerek onların arasında dolaşabilen, doğaüstü evrene dair bilgiler edinebilen kişi” olarak tanımlamıştır. Şaman aynı zamanda yaşadığı kavimsel toplumda çok önemsenen törenleriyle sosyal görevler yerine getirir; sadece şifacı değil, aynı zamanda rahip, psikoterapist, mistik ve öykücü olarak kabul edilir. Seremoniler vasıtasıyla Şaman, bu enerjileri topluluğun hayrına olacak biçimde selamlar ve yardıma çağırır. Antropologlar Şaman’ı, “zaman ve mekânın dışına çıkan, ‘paralel bir dünya’nın derinliklerine dalan, kişiye verilen ad” olarak tanımlar. Ancak bu geleneği sürdüren topluluklarda bile kendi kendisini Şaman ilan etmiş bir kimse yoktur. Maya toplumunda Şaman, ya doğuşundan itibaren ailesi tarafından yönlendirilmiş olarak, ya da hayatının bir döneminde sıradışı gerçekliğe yakınlık hissederek, bunu kendisi fark ederek veya fark edilerek, bir hocanın öğrenciliğine giren, sonrasında ise yaşadığı topluluğun kendisini sınayarak kabul ettiği kişidir. Hatta bazı Maya köylerinde kendisine Şaman demesinin kişiye uğursuzluk getireceğine inanılır. Bunun sebebi, pek çok toplumda her konuyu bir “güç sahibi olma” biçiminde algılama şeklindeki tehlikeli alışkanlığın bilincinde olmak yatar. Oysa antik, kadim kültürler alçak gönüllüğü yüceltir; herhangi bir güç iddiasını böbürlenme olarak algılar. Maya inancında kibir, insana sahip olduğu her türlü gücü kaybettirecek bir hatadır. Şaman inisiyasyonunun mutlaka Hoca’yla tamamlanması, öncelikle Hoca ve diğer toplum büyükleri tarafından onaylanması şarttır ama sonrasında, o kişinin Şaman vasfını koruması, içinde yaşadığı toplumun vereceği karardır. Bu kararı topluluk, o kişiyi çokça defa denedikten sonra verir. Kibir gösterisi ilk elemedir. http://cdn1.derki.com/images/stories/konuresim/15315876.jpg Peki hayal etmenin öneminden ve bir şamanik vasıf olduğundan bahsetmişsiniz kitabınızda. Hâlbuki içinde bulunduğumuz çağda oldukça gereksiz ve önemsiz görülür. Bir şaman için hayal nedir? Hayal kurmayı “unutmuş” büyüklere neler tavsiye edersiniz? Bu konuya özellikle değinmek istedim çünkü modern diye gördüğümüz zaman diliminde “boş hayallere kapılma” “hayal kurma” gibi cümlelerle hayal etmenin kötü olduğuna değinilir hep ve hayalci olmanın kötü bir vasıf olduğu düşünülür. Belgeye dayalı bilgilerin tek gerçeklik gibi algılandığı çağımızda pek çok insan hayal etmenin çocuklukta kalmış bir zihin oyunu olduğunu düşünüyor. Hayallerin yerini arzu edilen şeylere dair beklentiler almış durumda. Hayal etmeyi mantıksız, anlamsız, hatta tehlikeli bulan zihinler, en çarpıcı keşiflerin, en muhteşem eserlerin bir hayal ile başladığını idrakte zorlanıyor olmalı. Günümüz teknolojisinin en bilimsel ürünleri bile bir insanın hayal dünyasının enginliğinden doğmuşken, hayallerin, ayakların altındaki sağlam zemini kaydıracağından, kontrolün kaybedileceğinden ürkülüyor. Öte yandan, başkalarının hayallerine gıpta edebildiğimize göre, değişebilmek için hala bir umut olabilir. Şaman yolculukları için hayal gücümüze ihtiyacımız var. Şaman için hayal, sadece beynin farklı bir çalışma şekli değildir. Yaşamsal öneme sahiptir. Gözleri kapatarak fiziksel çevreden yavaşça uzaklaşmayı sağlayan hayal becerisiyle herkes zamanla uzaklaşmış olduğu kozmik enerji ağıyla yeniden birleşebilir. Hayal, insanı var olan her şeyin özü olan ruhsal ortak dünyayla buluşmaya yönlendiren araçtır. Şamanik lisanda hayali Michael Harner “Bizi sıradan bir dünyadan sıradışı bir dünyaya nakleden koridorun ta kendisidir” diye tanımlamıştır. Hayal etmenin önemi dediğiniz gibi yaşamsal. İlham vermesi açısından okuyucularla “Şamanın Kozmik Dünyası” kitabınızda geçen ve beni etkileyen şu cümleyi paylaşabiliriz sanırım; “ Hayal kurabilme becerisini canlandıran herkes şamanik çalışmalar yaparak yaşamak istediği dünyayı yaratacak enerjilere ulaşabilir. Bizler gördüğümüze inanan insanlar haline gelmişken, şamanlar inandıklarını görmektedirler.” Bunu bizzat yaşadım. Sizin rehberliğinizde bir yıldır birlikte yol aldığım arkadaşım Şehime Gül Gözen ile bir farkındalık atölyesini kurmak sadece bir “hayaldi” ama sizin rehberliğinizle Ankhamaya doğdu. Her şey hayalle başlıyor aslında… Konuyu uzatmadan benim dikkatimi çeken başka bir noktaya değinmek isterim. Şamanizm son dönemlerde oldukça yükselişte, Dünya’nın çeşitli yerlerinde şamanlar toplanıyor, bunu neye bağlıyorsunuz? Son elli yıl içerisinde kadim öğretileri arayanlar birbirlerini ve bilgeliklerinden faydalanacakları hocaları bulmaya başladılar. Kadim inanç ve gelenekleri sürdüren toplulukların hocaları bu yeni öğrenciler için antik bilgelikleri güncel yaşamla birleştirebilecekleri ruhsal öğreti yöntemleri geliştirdiler. Bir anlamda modern bir şamanizm gelişti. Bu arayışların artışı ve modern yaşamda çeşitli metafizik öğretilere duyulan ilginin artmasıyla birlikte, yazılmaya ve yayınlanmaya başlanan kadim öğretiler, tepkilerden arındıkça, yüzyıllar içerisinde baskı ve korkuyla sessizliğe gömülmüş öğreti sahipleri ortaya çıkmaya cesaret eder oldular. Özellikle Sibirya’da daha az zulüm görmüş ve kendi kimliklerini daha açıkta yaşamış olan şaman inancı sahipleri, araştırmacıları ve ilgi duyanları daha rahat kabul ederek bu ortamın gelişmesine yardımcı oldular. Sorunuzdaki “Dünya’nın çeşitli yerlerinde şamanlar toplanıyor” ifadesini takip ettiğimizde, daha ziyade Sibirya merkezli ve kavim olarak Türk kökenli şamanizmin haber olduğuna dikkat edebiliriz. Maya şamanları genel ziyaretçilere hala kapalıdır. İki kitap gerçekten harika. Kutsal Maya İnancı bize maya medeniyetinin kadim sırlarını sunuyor. Şamanın Kozmik Dünyası ise dürüstçe ifade etmek istersem okuduğum en güzel pratiklere ve temel bilgilere dayalı Şamanizm ile ilgili kitap. İçinde üç dünyanın da bilgisi, temel duyu çalışmaları ve elementlere kadar bütün güzel bilgiler var. Peki üçüncü bir kitap hazırlığı var mıdır? Evet, üçüncü kitabım üzerinde çalışıyorum. Yeni yılda yayınlamayı düşünüyoruz. Merakla bekliyoruz yeni yıl süprizinizi. Workshoplar düzenlediğinizi ben biliyorum ama merak edenler için yine de sormak isterim. Eğitimler veya seminerler veriyor musunuz? Önceki sorunuzun nihayetinde, “Maya şamanları genel ziyaretçilere hala kapalıdır” demiştim. Belki bunu biraz açmak doğru olacaktır. Son 15 yıldır, özellikle Kuzey Amerika ülkelerinde enerji ve şifa çalışmaları yapan, bu alanda özgün ve samimi olan bazı kişiler Meksika ve Guatemala’da öğretileri yakından tanımaya ve özellikle de şamanik şifa ve maya astrolojisi konularında ders almaya hevesli kararlılık göstermeye başladılar. Bir inisiyasyon olmasa da, temel bazı bilgileri almaya hazır oldukları gözlemlenen bu talipler doğru kişilerle temas kurabildiği takdirde, öğretileri hakkıyla nakledebileceklerine güvenildiği takdirde kabul gördüler. Bu tür eğitimler, he yıl devamı getirilen uzun süreli “workshop” tarzı doğa çalışmaları şeklinde sürdürülebilir oldu. Doğrusu da aslında uzun süreliliği ve biraz da lisanı öğrenmekten geçiyor. Bana gelince, Şamanın Kozmik Dünyası’nın yayınlanmasını takiben bazı okurlardan ve bir facebook’taki “Maya Şaman İnancı” sayfamın takipçilerinden oluşan küçük ama samimi bazı kişilerin taleplerini geri çevirmemek için ve çok uzun bir düşünme, planlama ve kendimi ikna etme sürecinden sonra bu yıl başında böyle bir atölye çalışması yaptım. Bu atölyenin katılımcılarının dostları ve derken dostlarının dostları ve yeni okurlardan oluşan bir düzine daha atölye yaptık. Ben çok mutlu oldum ve her grupla özel çalışmalarımızı internet ortamında sürdürüyor ve ilerlemeye devam ediyoruz. Bence bu yaratım, Nobel alabilir. O yaratıma şahit olmuş ve içinde bulunmuş biri olarak Nobel’i hak ettiğini gönül rahatlığıyla söyleyebilirim. Okuyucular için bir ek bilgi verebilirim bu noktada sevgili Nilgün Arıt, eğitimcilerin çoğundan farklı olarak, Temel Şaman Eğitimi isimli workshop sonrasında en az 6 ay boyunca internet ortamı üzerinden çalışmaları ve paylaşımları devam ettiriyor. Bu da şamanik çalışmaları sindirmenize ve ilerlemenize olanak veriyor. Tüm cevaplarınız için gönülden teşekkür ediyoruz. Biyografi:Ayşe Nilgun Arıt İstanbul’da doğdu. Üsküdar Amerikan Lisesini ve İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesini bitirdikten sonra Farmasötik Kimya üst lisans çalışması yapmak üzere Almanya’daki Bonn Üniversitesi’ne gitti. Eğitimine Köln Üniversitesinde devam ederek, Tiyatro, Sinema ve Televizyon Bilimleri Fakültesinden mezun oldu. Türkiye’de ve Almanya’da yüksek öğrenim yılları boyunca İngilizce ve Almancadan Türkçeye çok sayıda roman çevirisi yaptı. Yurda döndüğünde 1980’li yılların toplumsal ortamında, kültürel çalışmaları meslek olarak seçmek ve bunun üzerinden hayatını kazanmak olanaksız hale gelmişti. Bu nedenle, ilaç sektöründen gelen bir teklifi kabul etti. 1980-2003 yılları arasında yabancı sermayeli üç ilaç şirketinin Genel Müdürlüklerini yaptı. 2003 yılında Orta Amerika’ya yaptığı ilk yolculuğunu takiben iş hayatını geride bırakmaya ve Maya kültürünü derinlemesine araştırmaya, bunedenle de İspanyolca öğrenmeye karar verdi. Don Miguel Angel ile tanışması kendisine bu kadim uygarlığın daha derinlerine uzanan bir yolu açtı. Uzun bir inisiyasyon sürecini takiben, Türk okuyucuları için bir kitap yazmaya karar verdi. Bir kız çocuk annesidir. --- Yazar: Efe Elmas derKi.com'dan alıntıdır. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.