Jump to content

rebelgoth

Önerilen Mesajlar

devremülk satışı üzerine bi yerde işe girdim.. iş gereği insanlarla sürekli içli dışlı olmak zorundasınız ve insanların hal hareketlerine göre davranmanız gerekiyor özgüven isteyen bi iş aslında birazda..

bende de tabi bu özgüvenn yok sosyal fobisi olan bi insanım nasıl olsun ki :)

iş gereği birazda insanları kandırmak yalan söylemek gerekiyo açıkcası

6 ay bu işte çalıştım insanlar baskı yaptı bağırarak anlat tesisi .. yada en önde sen yürü gibisinden

ben ilk başta beni sevmediklerinden yaptıklarını düşündüm ama dediklerini yaptıkça her anlamda

hem kendime özgüvenim hemde sosyal fobimi yenmeye başladım normalde insanların içinde boynum eğik gezerken şimdi gayet dik ve kendime özgüvenim yüksek bişekilde gezebiliyorum

eğer sosyal fobisi olan arkadaşlar varsa benim gibi .. hiç doktora filan gitmenize gerek yok tabi doktorun yazdığı ilaçlar bi şekilde sizi etkiliyor ama önemli olan sizin bir adım atmanız mümkün olduğunca insanlarla içli dışlı olabileceğiniz bi işe girin ve korkmayın

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Basım her zaman diktir. Yolda yürürken bir yayladan ziyade insanlığa meydan okur gibi yürürüm. Karışımdaki kişiye gülmem... Dıştan özgüven tavan yapmış gibi...

Ama bazı psikolojik sorunların yaninda sosyal fobisi olan biriyim... Ne kadar basım dik yürüsem de içten içe can çekisiyorum.. Dışarıya çıkıp hava almak bana tamamen eziyet haline dönüşüyor.

Bende çalıştım.. Kreslerde, mağazalarda... Hep insan içindeydim. Ve sorunlarımı çözmek için oradaydim. Ama hic bir ise yaramadı...

Doktorum bir çok tavsiye verdi... Sunu yap bunu yap...

Aslında iyi doktora giderseniz ilaç yazıp yollamıyor... Bende ise yaramadı çünkü ilaçları kullanmadim...

Ve fark ettim ki bazı insanlar, kendi içlerinde halledemiyorlar...

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Ben deli cesaretimle yenmiştim bu sıkıntıyı zor oluyor ama kurtulabilir bir durum. Herkesin yaşam tarzı aynı olmuyor elbette. Çalışma hayatımız ve sorumluluklarımız gerektirmese aslında çok da kötü bir durum değil ne gerek var sosyal olmaya ama hayat işte..İğrenç dialoglara ve arkadaşlıklara mecbur bırakıyor insanı.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Ben deli cesaretimle yenmiştim bu sıkıntıyı zor oluyor ama kurtulabilir bir durum. Herkesin yaşam tarzı aynı olmuyor elbette. Çalışma hayatımız ve sorumluluklarımız gerektirmese aslında çok da kötü bir durum değil ne gerek var sosyal olmaya ama hayat işte..İğrenç dialoglara ve arkadaşlıklara mecbur bırakıyor insanı.

 

Ay ne diyorsun... Zor sabrediyordum... Güzel isan geldi de biz mi kovduk...

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Silik olmanın iyi yanlarına odaklanın. En azından kimse sizi hatırlamıyor, yani kimse dedikodunuzu yapmıyor :D . Bak kimbilir benim arkamdan neler diyorlar. Bir diziden replik " İnsanlara yukarıdan bakmak elbette yanlış. Sen yüksek bir yerde duracaksın onlar sana aşağıdan bakacak"

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sosyal fobi sanıldığı gibi utangaçlık hastalığı ya da özgüven eksikliğinden kaynaklanan bir durum değil. Bir sosyal fobi hastasının özgüveni tam olsa bile, genel ahlak kurallarıyla bir problemi olmasa bile içinde onu kemiren bir kaygı oluyor hep, tıpkı Anafiel'in dediği gibi. Hatta bazen çok iyi bir konumda olmak, insanlardan saygı görmek, örnek alınan biri olmak bir sosyal fobiliyi içten içe rahatsız edebiliyor. İltifat alınca bunu kabul edemeyen, gereksiz yere sıkıntıya giren bir insan gördünüz mü siz hiç? Sosyal fobi tam da budur işte. :)

 

Konu sahibinin yazısı üzerine ben de bir örnek yazayım;

 

Diyelim ki konu sahibi gibi büyük satışlar yaptığınız bir işiniz var. Size bir müşteri geliyor, ilgilendiği bir yer var. Gayet özgüveni yerinde bir insan olarak rahatça anlatıyorsunuz, çok güzel reklamını yapıyorsunuz biraz içine abartı katarak, esprili ve samimi bir şekilde müşteriyle iletişim kuruyorsunuz. Bu şekilde satıyorsunuz o yeri müşteriye. Patronunuz ve diğer çalışanlar çok memnun kalıyor, "bravo çok iyi iş başardın" diye gururlandırıyorlar falan derken akşam oluyor kafayı yastığa koyduğunuz an bir kaygı sarıyor sizi.

 

"Hay allah çok mu yılışık davrandım müşteriye?"

 

"O lafı söylemese miydim acaba?"

 

"Ya çok laubali bir insan olduğumu düşündüyse?"

 

"Pot kırdım mı acaba patronla ilgili"

 

Vs vs böyle uzar bu kaygı listesi. Sosyal fobinin asıl kendini gösterdiği noktadır bu; kendinle başbaşa kalmak. O yüzden bir sosyal fobi hastası sosyalleşince, insan içine karışınca kendini iyileşmiş sanabilir, yalnız kaldığı an kafasına üşüşür kaygılar. Bende bu durum sabahları gösteriyordu kendini. Hareketli ama gayet sıradan geçirdiğim günün ertesinde, sabah kalktığımda kocaman bir "h..tir" çekip gözlerimi kocaman açıp dünü düşünürüm "naptım ben ya" diye. Geçirdiğim gün gayet sıradanken yaşadığım his çırılçıplak koşmayla eş değer. Bu durum böyle sürdükçe kendi kabuğuma çekilmeye, gerek duymadıkça evden çıkmamaya başladım. Doktora gittim direk teşhisi koydu, zaten anlatmama gerek yoktu titrek sesimden, aşırı terlememden belliydi.

 

İlaç kullanıyorum şuan, yan etkilerinden dolayı yarıya indirdi dr fakat bazı sıkıntılarımı hala aşamadım. Bunun için psikologa gitmeliyim sanırım. Sosyal fobiyi yenmek için sadece ilaç yeterli değil, terapi görmek gerekiyor. Ayrıca kişisel gelişim, bol bol okumak, yeni şeyler öğrenmek, hobi edinmek, spor yapmak yani insanın kendine katabileceği tüm faydalı aktiviteler sosyal fobiyi yenmede etki sağlar.

Onun dışında bir sosyal fobiliye "git kendini ortamlara at, önüne gelenle tanış, konuş, dikkat çekici hareketlerde bulun" gibi önerilerde bulunmak hastalığını yenmesinde fayda değil, aksine daha da azmasına sebep olabilir.

 

Bazen hiç ummadığınız, konuşkan, sosyal dediğiniz insanlar sosyal fobili olabilir. Sosyal fobi hastaları toplum içinde özellikle topluluğa karşı konuşmakta sıkıntı çeker. Hasta olmayan insanlarda sıkıntı çeker fakat sosyal fobili abartılı yaşayabilir bu sıkıntıyı. Ama ikili konuşmalarda bu birey çok konuşkan olabilir, hatta gereksiz konuştuğunu düşünebilirsiniz. Çünkü çok garip, çoğu insanın düşünemeyeceği bir ikilemde kalır o insan.

 

"Konuşursam çok konuştuğumu, konuşmazsam sıkıcı biri olduğumu düşünebilir" ikilemi bu insanı yer bitirir. Her sessizlik anında gereksiz bir konuyla o sessizliği bozmaya çalışır. Of bunu en iyi ben bilirim herhalde. O yüzden özellikle lisede otobüsle gidip geldiğim için çok da samimi olmadığım bir arkadaşla otobüse binmek eziyet olurdu bana. Durağa giderken öyle birini durakta gördüğümde bilerek uzatırdım yolumu ya da benden önce binmesini beklerdim, durakta beklerken geldiğini görürsem duraktan uzaklaşırdım falan, böyle saçma sapan triplere girerdim. Halbuki ne gerek var tak kulaklığını keyfine bak dimi yani :D

 

İlaç kullanmadan önce zaman zaman aştığımı sansam da hep bir yerlerden hortladı bu hastalık. Bazen sosyal fobi olarak bazen depresyon olarak. Depresif yanını hamilelik ve lohusalıkta hissettim, ilacı aniden bırakmam da etkili oldu bunda. Öf öf öf ne buhranlar, ne tripler, ne kaygılar... Sanki herkes oturdu benim hamileliğimi konuşuyor, komşu bile diyor sanki bu kızın kocası nerde, bekar bu ha ha ha.. İşin kötüsü "aman hepsi beş para etmez insanlar" mantığındasınız fakat o psikoloji öyle bir yapışmış ki üzerinize kendi kişiliğinizi unutuyorsunuz.

 

Bazen diyorum sadece bir hastalık mı yoksa kişiliğimin bir parçası mı? İçedönük olmamla bir bağlantısı var mı? Bugün pazar var ve taze meyve sebzeye ihtiyacım olduğu halde gitmek ölüm gibi geliyor. Üşenmiyorum, sorun üşenmek değil. Ama orada bir saat geçirmem evde saatlerce süren temizlikten daha çok yoruyor beni. Sırf bu yüzden ülkemi sevmiyorum, sevemiyorum. Çok gürültülü, çok hareketli, insanlar başkasının hayatıyla çok ilgili, insanlara bir şeyleri açıklamak zorunda bırakılıyoruz hep. Beni yoran, bıktıran, insanlardan soğutan budur belki de..

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Silik olmanın iyi yanlarına odaklanın. En azından kimse sizi hatırlamıyor, yani kimse dedikodunuzu yapmıyor :D . Bak kimbilir benim arkamdan neler diyorlar. Bir diziden replik " İnsanlara yukarıdan bakmak elbette yanlış. Sen yüksek bir yerde duracaksın onlar sana aşağıdan bakacak"

 

Hiçte değil.Mutlaka takan oluyor.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Değerli(!) yeni nesil psikoloji dalında akademik kariyerini sürdüren hocalarımızın yeni mottosu olan insan sosyal bir hayvandır lafına göre düşünürsek silik olmak felaket bir durumdur lakin kişi kendini kandırmayan ve kendiyle öz benliğiyle az da olsa uyum içinde olan biriyse dışa bakıp içi görür bir konuma ulaşmaya başlamış ise insanların düsüncelerinin ve davranışlarının önemi epey azalacaktır.İnsanlar dünya görüşleri ile gerçekliğini şekillendirdiğinden karşısındaki insanlara biçtiği değer çekeceği acıyı belirler diye düşünüyorum.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Değerli(!) yeni nesil psikoloji dalında akademik kariyerini sürdüren hocalarımızın yeni mottosu olan insan sosyal bir hayvandır lafına göre düşünürsek silik olmak felaket bir durumdur lakin kişi kendini kandırmayan ve kendiyle öz benliğiyle az da olsa uyum içinde olan biriyse dışa bakıp içi görür bir konuma ulaşmaya başlamış ise insanların düsüncelerinin ve davranışlarının önemi epey azalacaktır.İnsanlar dünya görüşleri ile gerçekliğini şekillendirdiğinden karşısındaki insanlara biçtiği değer çekeceği acıyı belirler diye düşünüyorum.

 

Özellikle son cümleye şiddetle katılıyorum çok doğru bir anlatım...

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Paradoksal bir çok yapısı var bu fobinin . Fobilerin genelde çoğu ekseriyetle açıklanamaz , işte ne bileyim fare korkusu , karşıcins korkusu ( Cinsel fobiler ) falan . Renkarnasyon teorisi ile bu olguya yaklaşan birçok ruh-düşünsel model var günümüzde artık . Kuantum terapi , astrolojik danışmanlık gibi . İşte sosyal fobisi olan kişilerin geçmişte birçok kez köle veyahut toplumun alt tabakasında dışlanmış bir hayat deneyimlerine sahip olduğu falan vesayre .. Karmik özsaygıyı bağlayan bir durum . Günümüzdeki patoloji.

 

Tabi kişinin şuanki kişiliğinde ve yaşantısında da geliştirebildiği narsistik bir savunma mekanizması halini alabiliyor bu . Genelde bununla beraber bir adanma durumu söz konusu olabiliyor , Kişi kendisini sanata , tanrıya veyahut bilime falan adayabiliyor , yetenekleri ölçüsünde de hayatın salt libidosal yönünden tatminini feragat edip bir tatmin elde edebiliyor . .. Ama üstün bir özellik değil bu tabiki . Burada açıklamak istemediğim birçok içsel huzursuzluk durumları var .

 

Bazı kişilerde de huylaşmış ve karakterize olmuştur artık bu durum . Herhangi bir içsel mücadele veyahut duygusal ızdırap durumları söz konusu olmaz bu kişiler için bu olgu . Nietzche ve tesla gibi çok üstün zekalı , sinir ve ruh sistemleri çok duyarlı ve hassas olan aynı zamanda bunlarla beraber çelik gibi bir iradeye sahip olan kişiler için ..

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

yani öncelikle insanın kendisini sevmesi kendisine saygı duyması gerek diyorsunuz değil mi :)

 

Tabi ki de.. Herhangi bir psikolojik rahatsızlığı olsun olmasın herkesin kendini sevmesi gerekir ama sosyal fobide kendini sevmek de yeterli olmuyor. Beyinde serotonin salgısını düzene sokmak ve bunun yanında psikolojik tedavi görmek gerekli.

 

Paradoksal bir çok yapısı var bu fobinin . Fobilerin genelde çoğu ekseriyetle açıklanamaz , işte ne bileyim fare korkusu , karşıcins korkusu ( Cinsel fobiler ) falan . Renkarnasyon teorisi ile bu olguya yaklaşan birçok ruh-düşünsel model var günümüzde artık . Kuantum terapi , astrolojik danışmanlık gibi . İşte sosyal fobisi olan kişilerin geçmişte birçok kez köle veyahut toplumun alt tabakasında dışlanmış bir hayat deneyimlerine sahip olduğu falan vesayre .. Karmik özsaygıyı bağlayan bir durum . Günümüzdeki patoloji.

 

Tabi kişinin şuanki kişiliğinde ve yaşantısında da geliştirebildiği narsistik bir savunma mekanizması halini alabiliyor bu . Genelde bununla beraber bir adanma durumu söz konusu olabiliyor , Kişi kendisini sanata , tanrıya veyahut bilime falan adayabiliyor , yetenekleri ölçüsünde de hayatın salt libidosal yönünden tatminini feragat edip bir tatmin elde edebiliyor . .. Ama üstün bir özellik değil bu tabiki . Burada açıklamak istemediğim birçok içsel huzursuzluk durumları var .

 

Bazı kişilerde de huylaşmış ve karakterize olmuştur artık bu durum . Herhangi bir içsel mücadele veyahut duygusal ızdırap durumları söz konusu olmaz bu kişiler için bu olgu . Nietzche ve tesla gibi çok üstün zekalı , sinir ve ruh sistemleri çok duyarlı ve hassas olan aynı zamanda bunlarla beraber çelik gibi bir iradeye sahip olan kişiler için ..

 

Açıklayabildiğin kadarını açıklar mısın rica etsem?

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

devremülk satışı üzerine bi yerde işe girdim.. iş gereği insanlarla sürekli içli dışlı olmak zorundasınız ve insanların hal hareketlerine göre davranmanız gerekiyor özgüven isteyen bi iş aslında birazda..

bende de tabi bu özgüvenn yok sosyal fobisi olan bi insanım nasıl olsun ki :)

iş gereği birazda insanları kandırmak yalan söylemek gerekiyo açıkcası

6 ay bu işte çalıştım insanlar baskı yaptı bağırarak anlat tesisi .. yada en önde sen yürü gibisinden

ben ilk başta beni sevmediklerinden yaptıklarını düşündüm ama dediklerini yaptıkça her anlamda

hem kendime özgüvenim hemde sosyal fobimi yenmeye başladım normalde insanların içinde boynum eğik gezerken şimdi gayet dik ve kendime özgüvenim yüksek bişekilde gezebiliyorum

eğer sosyal fobisi olan arkadaşlar varsa benim gibi .. hiç doktora filan gitmenize gerek yok tabi doktorun yazdığı ilaçlar bi şekilde sizi etkiliyor ama önemli olan sizin bir adım atmanız mümkün olduğunca insanlarla içli dışlı olabileceğiniz bi işe girin ve korkmayın

 

Yani kısaca diyorsun ki: kolaylıkla yalan söyleyip, sesini yükseltebildiğin oranda eziklikten kurtuluyorsun. Demek ki o yüzden kimi toplumlarda yetki ve mevki sahibi olmanın önemi büyük. Yalan söylemekten korkmayıp, sesini yükseltebileceğin bir iş bütün karakterini ve dolayısıyla da hayatını değiştiriyor.

 

Şu anda Amerikalıların neden bu kadar kendilerini beğendiklerini anladım. Hem sürekli yalan söylüyorlar hem de bağıra bağıra (hatta mekanik bir ses tonuyla) konuşuyorlar.

 

Benim için sonuç: istemem, çekingenliğimde mutluyum...

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Yani kısaca diyorsun ki: kolaylıkla yalan söyleyip, sesini yükseltebildiğin oranda eziklikten kurtuluyorsun. Demek ki o yüzden kimi toplumlarda yetki ve mevki sahibi olmanın önemi büyük. Yalan söylemekten korkmayıp, sesini yükseltebileceğin bir iş bütün karakterini ve dolayısıyla da hayatını değiştiriyor.

 

Şu anda Amerikalıların neden bu kadar kendilerini beğendiklerini anladım. Hem sürekli yalan söylüyorlar hem de bağıra bağıra (hatta mekanik bir ses tonuyla) konuşuyorlar.

 

Benim için sonuç: istemem, çekingenliğimde mutluyum...

tabiii dediğin gibi yalan söylemek cesaret ve özgüven isteyen bi iş

çünkü ses tonunda dahi ifadelerinde bile yalanı söylerken doğruymuş hissi vermek gerekiyo

iyi ki sigortalı çalışmadım ama :D tam 6 ay çalıştım 6 ay bu tarz bi sektörde çalışan insanların mahkemede şahitlik yapamıyorlarmış öyle bi duyum aldım :D

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

tabiii dediğin gibi yalan söylemek cesaret ve özgüven isteyen bi iş

çünkü ses tonunda dahi ifadelerinde bile yalanı söylerken doğruymuş hissi vermek gerekiyo

iyi ki sigortalı çalışmadım ama :D tam 6 ay çalıştım 6 ay bu tarz bi sektörde çalışan insanların mahkemede şahitlik yapamıyorlarmış öyle bi duyum aldım :D

 

İşin en kötüsü ne biliyormusun? Aslında her söylenen yalan, (ki iyi niyetle bile olsun) insan ruhundan bir parça söküp, kişinin kendinden kopmasına sebep olur. İnsan, ne kadar kendi olursa o kadar yücelir. Ve batı toplumları, insanlığın en dibinde debelenip duruyorlar.

Düşün ki günümüz dünyasını, kozmetik sanayisi ile yalana boyuyorlar. Kadınlar hiç bu kadar yalanın kölesi olup, görüntü çılgınlığıyla ruhlarını kaybetmemişlerdi. Artık tek tanrı var: O da Moda tanrısı.

 

Ve devre-mülk satış saçmalığı da hem satan hem de alanlar için normallerini aşan, insanların dengelerini gıdıklayan bir sistem. Çok hayal et, aza ve hayal kırıklığına razı ol. Sistem bu...

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

İşin en kötüsü ne biliyormusun? Aslında her söylenen yalan, (ki iyi niyetle bile olsun) insan ruhundan bir parça söküp, kişinin kendinden kopmasına sebep olur. İnsan, ne kadar kendi olursa o kadar yücelir. Ve batı toplumları, insanlığın en dibinde debelenip duruyorlar.

Düşün ki günümüz dünyasını, kozmetik sanayisi ile yalana boyuyorlar. Kadınlar hiç bu kadar yalanın kölesi olup, görüntü çılgınlığıyla ruhlarını kaybetmemişlerdi. Artık tek tanrı var: O da Moda tanrısı.

 

Ve devre-mülk satış saçmalığı da hem satan hem de alanlar için normallerini aşan, insanların dengelerini gıdıklayan bir sistem. Çok hayal et, aza ve hayal kırıklığına razı ol. Sistem bu...

 

kesinlikle doğru dedin.. insanın ruhunu berrak bir su olarak düşünürsek sanki oraya siyah bi mürekkep damlatıyorlarmış hissi oluşuyor :)

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...