KurukafaDimtis Oluşturma zamanı: Mayıs 24, 2016 Paylaş Oluşturma zamanı: Mayıs 24, 2016 Konuyu doğru yere mi açtım bilmiyorum eğer yanlış yere açtıysam kusura bakmayın uzun zamandır forumu takip ediyorum ve buradan çok şey öğrendim eğer adminlerde izin verirse kişisel blogumdan bir yazı paylaşmak istiyorum yazılardaki her şey benim kendi görüşümdür eğer karşıt olduğunuz kısımlar varsa saygı duyarım Eğer beğenirseniz devamını yazabilirim. "Aslında çok sinir bozucu bir olay iyi veya kötü diyemem.Neyse bugün aşkın ne olduğunu incelemeye çalışacağım.Bu konuda verebileceğim çok fazla bilgim yok sadece gözlemlerim üzerine kurduğum bilgilerimi anlatmaya çalışacağım. Birçoğumuz karşımızdaki şahsiyetlerin bazılarına karşı farklı hisler besleriz.Hayal kurarken kafamızda yer etmiş mükemmel tam benim kafa yapımda dediğimiz insanları düşleriz.Şimdi bu hayalimizi bir hedef tahtası olarak düşünürsek karşılaştığımız her insan ise üç adet dart atmak için orada bulunmuş profesyonel dart oyuncuları.Üç adet hedef tahtası var biri hayallerimiz,kalbimiz ve içgüdülerimiz.Aşkın tam olarak tıp ve psikolojideki karşılığını bilmiyorum ama bu güne kadar gözlemlediğim şahsiyetlerin ilişkilerini anladığımca derlemeye çalışacağım.Tabi bu yazacaklarım sadece insan ilişkileri için geçerli soyut bir kavrama veyahut bir cisime karşı duyulan sevgi değil(tabi narsisizmde bunların dışında).Evet sözü geçmişken ilahi aşkı da bunun dışında tutalım. [h=3]İLK HEDEF KALBİMİZ(Aşıklar Dünya'sı)[/h] Aslında kalbimiz demek doğru olur mu bilmiyorum bilinçaltı demek istiyorum ama diyemiyorum.Bu tam olarak karşılığı olmayan muazzam bir güç.Bir insana karşı duyduğumuz hisler için o kişinin çok güzel veya çok çekici olmasına gerek yoktur zaten birçok kişide bunun farkında.Bu dartı atan ve hedefi on ikiden vuran şahsiyet direk olarak kişiyi çaresizliğe sürükler.Genelde bir kişiye fazla bağlı kalmanın cezasıdır bu(ya da ödülü).Bazı kişiler çok çabuk bağlanırlar ve bu insanoğlunun en acımasız(ve merhametli) tablosunu gözler önüne serer.Genelde bağlanılan kişi bağlanan kişiyi elde ettiğini düşününce onu bırakır ve gider çoğu zaman bu böyledir.İllaki istisnalar vardır ama ben hiç görmedim.eğer karşınızdaki kişiyi elde etmek istiyorsanız bunu ona hissettirmelisiniz ama elde etmek istediğinizi,elde edilmek istediğinizi değil.Sorunda bu değil mi aslında çoğumuz itiraf edemesek de elde etmeyi değil boynumuza tasma takacak birini arıyoruz.Aslında en medeni olduğunu düşündüğümüz insanların içinde bile büyük bir sado-mazoşizm aşkı yaşar nedenini bende bilmiyorum ama insanlar acı çektirmekten veya çekmekten anlaşılmamış bir şekilde hoşlanıyorlar elbette bunu inkar edenler olabilir ama gözlemlerimin yanlış olduğunu düşünmüyorum.Bazı insanlar karşısındaki kişinin ona aşık olduğunu anlasalar bile yanına iyice sokulurlar ve daha fazlasını isterler karşısındaki kişinin hayatına veya durumuna önem vermezler.Bunu bile ne kadar uğraşılırsa uğraşılsın insanoğlunun medeniyet örtüsünü üzerine seremeyeceği tek gerçektir yalan aşk.Bu olay sadece bununla sınırlı değildir öyle insanlar vardır ki dart okunu bile bile kendi kalbine saplarlar.bu tablo insanın mazoşizme olan açlığıdır aşk değildir bu sadece kişinin acı çekmek istemesidir.O kişi acı çekmeyi istiyordur ama acı çeken çoğu kişi ne bunu itiraf edecek kadar dürüst ne de güçlüdür(Fuzuli hariç).Her ne olursa olsun sadizm ve mazoşizm insan için bir ilgi ihtiyacı gibidir.İnsanlar doğuşundan beri zalimler ve mazoşistler ama çoğu kişi bunu itiraf edecek kadar ya dürüst değil yada kendini keşfetmemiş.Bana göre modern hayatta aşk ne olursa olsun medeniyet üzerine kurulu bu düzende insanların nedensizce acıya duyduğu açlığı karşılamak için uydurduğu yalanlardan biri eğer öyle değil ise neden hoşlanmakla aşık olmayı ayırıyoruz ki. Aslında aşkın acı çekeni kadar acı çektiren kısmı da var.Eğer sevdiğiniz bir kişi sizi istemiyorsa sizden uzaklaşmak size yapabileceği en büyük iyiliktir.Eğer dahada yanınıza sokuluyorsa bu o kişinin acı çektirme ihtiyacını karşılamak içindir(ama sorun yok ne de olsa alan memnun veren memnun).Ama bu semboller ile dolu kapalı hayattan mutluyum her şey açık olarak yapılsaydı ne olurdu halimiz.Yinede bunları yazmak çok zoruma gidiyor şuanda kendimi insanların çarşafla gezdiği dünya isimli bir genelevde soyunmuş gibi hissediyorum." Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
SiriusAlpha Yanıtlama zamanı: Eylül 4, 2016 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 4, 2016 Yeni neslin en acımasız duygularındandır, erkeklerin erkekliğini bastıracak dişiler türemiş disilerinde boyun eğdirmesine göz yumacak erkekler olmuştur. Sado-mazoşizm örneğini beğendim ama tanrısal aşkta bu yoktur, bu sadece insanoğluna kapitalizm amacıyla gösterilmiş aşk oyunundan ibaret olduğundandır. Para kazan, güçlü ol ve evlen psikolojisiyle erkeklerin zaaflarından yararlanılır. Daha fazla açmak ve ayrıntıya girmek isterdim ama yeri değil. Yukarıdakiler kadınların, kadınlar ise erkeklerin zaaflarından yararlanıyor. Düzgün düşünen ve kendini geliştirmiş her birey bunu biraz olsun anlar. Insanlar acı çekmeyi, çektirmeyi aşk saniyorsa bunun tek sorumlusu sosyal medya ve bilinçaltını çöplüğe çeviren subliminal mesajlardır, arkasındanda beyniyle genital bölgesi yer değiştirmiş erkekler ve merhametini 3 kuruş paraya satmış dişiler gelir. - Aşk kalpte değil beyinde yaşanır... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.