-Gnoxis Diyarı-

BÖLÜM XV- KAN VE RÜZGAR

Karakterler:

Sirius

Aurora

Soil-Arec

Zayin-Ilith

Ailopin-Witch of Rein

Black-DenizFeneri

Sirius ve Aurora hiç konuşmadan yarım günlük mesafe katettiler. Sadece yüzlerini kırbaçlayan rüzgarın tiz çığlığında cesaretlerini bilediler. Fırtınadan önce sığınacakları güvenli bölgeye daha yarım günlük mesafeleri vardı.

Sirius, Auroranın bir kaç metre yukarısında uçuyordu. Aniden aşağıya pike yaptı ve tamamen paralel uçmaya başladılar. Aurora uçmaktan yorulmuş olsa da yüzüne çarpan rüzgardan aldığı zevk bunu telafi ediyordu. Delilik Dağları ndan yayılan enerji alanı kuvvetlendiğinden, Sirius ve Aurora nın ölümsüzlükleri bir süreliğine terk ediyordu vücutlarını ve bu yüzden üşümeye başlamışlardı hatta zaman zaman titremeye...Sirius garip bir şekilde endişeli görünüyordu, içini garip bir his kaplamıştı, sanki her an bir şey onlara saldıracak ya da başka bir tehlikeyle karşı karşıya kalacaklarmış gibi. Aurora sesini yükseltip abisiyle konuşmaya çalıştı ama bağırıyor da olsa sesi çok az duyuluyordu.

Bulutların arasından başka bir Kasırgakıran fırlamıştı, ama bu onların bindikleri gibi değildi, tüyleri katı, simsiyah birer pula dönüşmüştü, pençeleri hançer kadar uzun ve simsiyahtı ve neredeyse normal kasırgakıranların üç katı daha büyüktü. İlk bakışta bir ejderhayı andırsa da değildi. Bulutların arasından bir şimşek gibi fırladı ve Sirius un üzerine ani bir dalışa geçti. Sirius son anda eğildi lakin buna rağmen yaratığın pençelerinden birisi Siriusun sırtını boydan boya kesti. Sirius dayanmaya çalışıyordu ama gözleri kararmaya başladı ve Aide nin tüylerini tutan elleri gevşedi, ağırlığı sola kaydı ve vurulmuş bir kuzgun gibi düşmeye başladı. Aide hemen Sirius u yakalamak için pikeye daldı ve yere çok yakın bir mesafe de gagasıyla yakalayıp yavaşça aşağıda ki ağaçların arasına indirdi. Aurora hala peşinde ki korkunç yaratıktan kurtaramamıştı kendini, Aurora nın bineği çok cesur ve çevik olduğu için şanslıydı çünkü ani pikeler, yükselmeler ve manevralarla yaratığın her hamlesinden kurtarıyordu onları. Aurora nın korkudan kanı çekilmişti ve ani manevralar midesini bulandırıyordu, omzunda bir vızıltı duydu ve baktığında Peri Prens i Black i ve diğer perileri arkasında uçuşurken gördü.Periler yaratığın suratına ölümleri pahasına çarpıyorlardı kendilerini ve ortaya çıkan ışık patlamaları yaratığı kör ediyordu. Nihayet bu devasa yaratık dayanamayıp yükseldi ve bulutların arasında kayboldu.

http://g01.a.alicdn.com/kf/HTB1FJWCLXXXXXavXXXXq6xXFXXXQ/Sladar-Dota-2-Yap%C4%B1t-canavar-yarat%C4%B1k-HD-4-Boyutlar%C4%B1-Ev-Dekorasyon-Tuval-Poster-Bask%C4%B1.jpg

Aurora son hızla alçaldı ağaçların arasına ve hemen Sirius un hareketsiz yatan bedeninin yanına inip çılgınca ona doğru koştu. Sirius un tüm vücuda kanla kaplanmıştı ve açılmış sırtından parçalanmış omurga kemikleri görünüyordu.Buna rağmen Sirius hala nefes alıyordu, onu terk eden ölümsüzlüğünün son kırıntıları hayatta tutuyordu onu. Aurora nın yüzü göz yaşlarıyla sırılsıklam olmuştu ve alt dudağı titriyordu.

Sirius hırıltılı ve kesik kesik cevap verdi, menekşe rengi gözleri yerini son bahar buğusuna bırakırken.