-Gnoxis Diyarı-

BÖLÜM XXI-GECE KERVANI III

Karakterler:

Sirius

Holborn-Palyacho

Hanne-Eda

Hayalet-Lethal

Cubido-Sidar

George-PiaA

Hayalet, nihayet durabilecekleri bir açıklık kestirdi gözüne ve kervan başına havadaki yumruğunu gösterip durmasını istedi. Gecenin zifiri karanlığının içinde kervanın fenerleri kesik kesik aydınlatıyordu etrafı. Ağaçların gizemi fener ışıklarıyla gölgelerini toprağa salıyor ve kervana dönük yanları alevin turuncusuna bürünüyordu.

İblisler, taşıdıkları cehennemi, ışığın ulaşamadığı kısımlarda saklıyordu ve kervanın üzerine bir karabasan gibi çökmek için fırsat kolluyorlardı..Ağızlarından salyalar akıyordu ve burun delikleri taze etin kokusuyla genişlemişti.

Kervan ahalisi ağır ağır yükleri hayvanlardan indirdi ve inzivaya çekildiler. Büyük bir ateş yakılmıştı. Hayalet oturmayıp etrafı gözlerken, George, Cubido ve Hanne ateş başına oturup laflamaya başlamışlardı. Holborn kılıcını kınıyla birlikte kucağına almış dikkatle karanlığı süzüyordu.

Gün doğumuna neredeyse 1 saat kalmıştı. Hayalet sonunda etrafta dolanıp nöbet tutmaktan yorgun düşmüştü ve ateşin başına oturup Cubido nun şarkılarını dinlemeye koyulmuştu. Hanne ateşe küçük dal parçaları fırlatıp arada bir gülümsüyor ve bazende derin derin düşünüyordu. Holborn da yorgunluğa yenik düşmüştü ve ateşe yakın bir yerde kılıcı hala ellerinde yere uzanmış, gökyüzünü seyretmeye koyulmuştu.

Zaman olağan sürecinde orta halli akıp gidiyordu. Kervan ahalisi bilmem kaçıncı rüyalarının tadını çıkartıyordu. İblislerin beklediği an gelmişti... İçlerinden biri uzun, kemikli ve yapış yapış ellerini ağacın arkasından uzattı ve sivri tırnaklarıyla uyuyan genç bir kervancının tek hamlede gırtlağını söktü.Akan kan hala atan kalbinin her çarpışıyla toprağa fışkırdı ve debelenen bacakları savaşın ilk düdüğünü haykırdı sessizliğin kulağına. Aynı anda onlarca iblis hızla ağaçların arasından fırlayıp önlerine gelen herkese saldırmaya başladı. Herkes uyanıp kılıcına sarılmış, iblislerle mücadele ediyordu. İlk hamleyi yapan Holborn oldu, ay ışığı gibi parlayan kılıcını çekti ve üzerine doğru koşan iblisin tam kalbine sapladı, kılıcını sapladığı yerden çıkarıp arkasından yaklaşan iblise yerden salladı ve iblisin bacaklarını kopardı ve yere düşen iblisin tam gözüne tüm gücüyle sapladı kılıcını, kafasını kaldırdı ve gözlerinin önüne düşmüş saçları arasından etrafa bakıp bir sonraki hamlesi için harekete geçti.

Cubido yayını ustaca gerdi ve kervancı bir kadının karnını deşmekle meşgul olan bir iblisi tam ensesinden vurup büyüsüyle bedenini küle çevirdi.. İblisler her yerdeydi ve yayını hiç durmadan gerip oklarını farklı hedeflere gönderiyordu. Oklarının az kaldığını fark edince kılıcını çekti ve George a doğru ilerleyip bir duvar oluşturmaya karar verdi. George baltalarının ikisini de dans eder gibi havada sallıyor ve bir yandan arkasında duran Hanneyi koruyor bir yandan da silahlarını iblis kanına buluyordu. Hayalet ise hiç silah kullanmıyordu bazen çıplak elleriyle bir iblisin boynunu kırıyor bazen de yüksek sesle bağırdığı büyüleriyle ateşten devasa kuşlar yaratıyor ve sönene kadar önüne gelen tüm iblisleri kül ediyordu.. Kervan da bulunan diğer insanların da savaş eğitimleri vardı lakin bu normal bir düşman değildi korkuyorlardı ve korkuları son nefeslerine dönüşüyordu.. İblislerin sonu gelmeyecek gibiydi sürekli ağaçlardan atlayıp hayvanları telef ediyor ve bir kişinin üzerine onlarcası çullanıyordu.. Keskin dişleriyle insanların etlerini parçalıyor ve uzuvlarını koparıp atıyorlardı. Holborn insanları bir araya toplayıp bir çember oluşturmayı başardı ve güçlü olanlar çemberi korumaya başladı, Hayaletin ateşten kuşu da çemberin etrafında dönüyor ve iblisleri uzak tutuyordu, Cubido kalan son oklarını da iblislere gönderdi..

George un içinde ki öfke git gide katlanıyordu, öldürdüğü her iblisin ardından annesini hatırlıyordu ve sonunda çemberi terk edip iblislerin arasına daldı, baltasını deli gibi sallıyor ve adeta karanlığı alev rengine dönmüş baltalarıyla biçiyordu. Onlarca iblis aynı anda George un üzerine çullandılar ve sonunda George yere yıkıldı, ne Hayalet ne de Cubido çemberi terk edemiyordu ama Hanne hemen fırladı ve elindeki hançeri kaldırıp George un yanına koştu ve hançerini iblislere sallayarak yarattığı bir anlık boşlukla George u ayağa kaldırdı. Daha fazla dayanacak güçleri kalmamıştı iblisler çok fazlaydı.. Kervan ahalisinden bir kadının çığlığı diğer sesleri bastırdı:

Gerçekten de güneşin parlak ışıkları ufuk çizgisini aşıp onlara ulaşmaya başlamıştı. İblisler ilk ışıklarla birlikte afallamaya başladı, bu iş sandıklarından uzun sürmüştü, direniş çok güçlüydü.. Güçlerini ve karanlıkta saklanma yetileri kaybolmaya başlayınca, Hayalet çemberi bozdu ve herkes iblislerin üzerinde baskı kurmaya başladı.. Zararlı otlar gibi kesiyorlardı iblisleri... Ortalık durulduğunda ortaya çıkan manzara en kötü kabuslardan bile daha beterdi. Cubido kılıcını toprağa sapladı ve kan içindeki yüzünü elinin tersiyle iyice beter hale getirip kan gölünün içinde yere çöktü ve gözlerini sımsıkı kapatıp nefes almaya çalıştı..

Ortalık iyice aydınlandığında, etrafa saçılmış kollar ve bacaklar, iblislerin kül olmuş iğrenç bedenleri gözler önüne serildi... George Hanne nin iyi olduğuna emin oldu ilk önce ve sonra geride kalan insanları saydı...15 kişiyi kaybetmişlerdi,atların yarısı telef olmuştu.. Tüm bunlara karşılık olarak yüzden fazla iblisi yok etmişlerdi ve artık iblislerin kervanlara saldırmayacağından emindi.. Görevi başarmışlardı lakin ölenlerin acısı ete kemiğe bürünmüş ağıtlar yakıp dolaşıyordu aralarında..

Hızla ölenleri bir araya toparladılar ve Hayalet onlar için bir konuşma yapıp cansız bedenlerini ateşe verdi. Toparlanmaya ve yükleri kalan hayvanlara taşımaya başladıklarında tüyleri griye çalan bir kuzgun Hayalet in omzuna kondu. Bacağına bir not bağlanmıştı. Notu kuzgunun bacağından koparıp açtı ve okurken kana bulanmış suratı daha da kırmızılaştı.

Hayalet arkasını dönüp gittikleri yönün tersine yürümeye başladı ve ağaçların arasında kayboldu.. Onun gidişini izlerken Hanne George a sarıldı ve sessizce ağlamaya, korku içinde hıçkırmaya başladı.. Cubido ve Holborn kervan hazırlıklarına yardımcı olurken George Hanne nin saçlarını gözlerinin önünden çekip alnına bir öpücük kondurdu...