Evcil Hayvan Yardımlaşması

Forumdaki birçok kişinin evcil hayvan sahibi olabileceğini ve evcil hayvan konusunda her türlü yardımlaşma için bu başlığın gerekli olduğunu düşünerek başlığı açıyorum.

En azından benim için gerekli oldu.

Muhabbet kuşu almayı düşünüyorum. Çok küçükken (5-10 yaşlarındayken) evimizde beslemiştik. Ama tüm sorumluluğu ben alıp beslemedim. Şu zamana kadar 3-4 ay kadar tekir kedi besledim, 6-7 ay kadar da kırmızı yanaklı su kaplumbağası besledim, 1 ay kadar tavşan besledim (tavşan sevimli olsa da evde hiç beslenemeyeceğini anladım). Üçünü de gönüllü kişilere verdim.

Muhabbet kuşu tek yaşayan biri için doğru bir seçim olur mu? Muhabbet kuşu alma da X kuşunu al diyen var mı? Her türlü önerilerinizi beklerim.

Ekleme: Birkaç gün veya bir hafta on gün kadar evden ayrılmamın gerekmesi halinde nasıl bir çözüm öneriyorsunuz? Yani söz gelimi muhabbet kuşu aldığımda yanımda mı götürmeliyim (bu çok zor olur) ya da teknoloji gelişti aletler var kalıyorlar tek başına mı diyorsunuz (aletler konusunda bilgim yok)?

Ekleme 2: Kuş, hamster, balık, vs öneriler alalım. Kedi köpek gibi büyük canlılardan istemiyorum. Kaplumbağaya artık bakmam, tavşanı getirin seveyim ama ben bir daha asla beslemem

Sürüngen grubu istemem. Amfibik istemem (suda yaşıyorsa suda, karada yaşıyorsa karada yaşasın, karar versin yaşama ortamına!).

Ekleme 3: Tavşanın pislemesine bir çözüm varsa bilgilendirirseniz sevinirim.

Not: Hayvanları severim, canlı olararak görürüm (elbette canlı, evet canlı), süs olsun diye beslemem.

Başlık çok iyi olmuş.

Ben kuş alma derim, başka bir hayvan besle.

Bir kuşu kafese kapatmak hiç içime sinmiyor çünkü benim.

Başka hayvan alınca da eve kapatmış oluyoruz

Hem kafes olur ama evde uçururum, olmaz mı? Çok mu tüy pislik vs olur?

Orası da doğru lakin kuş olunca durum biraz daha farklı geliyor bana. Örneğin bir balık akvaryumda dolaşırken hareketleri öyle çok kısıtlanmıyor. Veya kaplumbağalar, zaten pek hareket etmiyorlar. Bir kedi evde beslenebilir. Ama kuşları izlereken kafeste hareketlerinin çok kısıtlandığını hissediyorum.

Evde uçurma imkanın varsa çok daha iyi olur tabi. Tüy çok sorun olmaz herhalde ama kuş pisliği sıkıntı yaratabilir.

Ekleme yapmışsın bir de, onunla ilgili olarak

Bildiğim kadarıyla bakımları için sürekli yanlarında olman gerekmez muhabbet kuşlarının. yemini ve suyunu kafesine koyduktan sonra başka bir şeye gerek kalmıyor, dört beş gün idare ediyor. Ama yine de ara sıra kontrol edilse çok iyi olur tabi. Bir de kafes temizliği var, o da basit bir işlem zaten.

Yanılmıyorumdur umarım. Ben de beslemiştim lakin çok çok küçüktüm, pek hatırladığım söylenemez.

Bizim evde Tavşanlar var çok tatlılar ilk başta iki tane idi sonra cogaldilar çok Şirin oluyor Küçükleri bazen yanıma alıp gece uyuyorum Tavşanla

Bizim evde Tavşanlar var çok tatlılar ilk başta iki tane idi sonra cogaldilar çok Şirin oluyor Küçükleri bazen yanıma alıp gece uyuyorum Tavşanla

Tavşan da beslemiştim kısa bir süre, nasıl da unutmuşum

Ama her yere pisliğini yapıyorlardı nasıl önüne geçiyorsunuz bunun?

Bizim alt kat boş işte orda onlara bir yer ayırdık

Orası da doğru lakin kuş olunca durum biraz daha farklı geliyor bana. Örneğin bir balık akvaryumda dolaşırken hareketleri öyle çok kısıtlanmıyor. Veya kaplumbağalar, zaten pek hareket etmiyorlar. Bir kedi evde beslenebilir. Ama kuşları izlereken kafeste hareketlerinin çok kısıtlandığını hissediyorum.

 

Evde uçurma imkanın varsa çok daha iyi olur tabi. Tüy çok sorun olmaz herhalde ama kuş pisliği sıkıntı yaratabilir.

 

Ekleme yapmışsın bir de, onunla ilgili olarak

Bildiğim kadarıyla bakımları için sürekli yanlarında olman gerekmez muhabbet kuşlarının. yemini ve suyunu kafesine koyduktan sonra başka bir şeye gerek kalmıyor, dört beş gün idare ediyor. Ama yine de ara sıra kontrol edilse çok iyi olur tabi. Bir de kafes temizliği var, o da basit bir işlem zaten.

Yanılmıyorumdur umarım. Ben de beslemiştim lakin çok çok küçüktüm, pek hatırladığım söylenemez.

Aslında bütün hayvanlar kısıtlanıyor. Balık akvaryumda rahat gibi görünse de doğası büyük bir deniz veya göl veya akarsu... Kaplumbağanın pek hareket etmemesi yanlış bilinen bir durum, öyle bir hareket ediyorlar ki inanılmazlar. Hele de su kaplumbağası, çok hızlı ve güçlü oluyor ve çok iyi yüzüyorlar. 19 lt'lik bir alan vermeme rağmen yetmiyordu. Başkasının daha büyük alanı varmış neyse ki ona verdim. Kedi köpekte de aynı şeyleri dülünüyorum, dışarıda gezdirilse bile her zamam kısıtlanıyorlar. Kuşların daha geniş alanda yaşayabilmeleri evde onların daha da kısıtlandığı anlamına da geliyor haklısın. Sonuç olarak bütün hayvanlar için evde besleme durumu kısıtlayıcı bir durum oluşturuyor. Artık burada hayvana etik bakış nedir o devreye giriyor. Benim bakışım gereği evde hayvan beslememeliyiz, çünkü dediğim gibi hepsi kısıtlanıyor. Ama insan beslemek istiyor. Buradan da sistem eleştirisine geçiyim. Böyle kat kat apartmanlarda taş binalarda bir kutu içinde yaşamak zorunda kalmasak, müstakil (yani istiklal, yani tekil, yani tek, yani tek katlı bağımsız, bahçeli, geniş arazili) bir ev olsa orada her türlü hayvan beslenebilir. Ne yazık ki bizler de aslında doğamıza aykırı olarak hapsedilmiş olduğumuzdan besleyeceğimiz hayvanları da hapsetmek zorunda kalıyoruz.

Bizim alt kat boş işte orda onlara bir yer ayırdık

Ben sırf tavşanlara ayrılmış bir oda hatta bir kat da gördüm, inanılmaz kötü kokuyordu ve her yer pislikti

Tavşan çok sevimli ama kedi gibi kuma pislemiyorsa çekilir bir hayvan değil. En azından evin içinde beslenemez, bahçe falan olması lazım

Evet öyle ama çok tatlılar her renk var siyah beyaz kahverengi..

Aslında bütün hayvanlar kısıtlanıyor. Balık akvaryumda rahat gibi görünse de doğası büyük bir deniz veya göl veya akarsu... Kaplumbağanın pek hareket etmemesi yanlış bilinen bir durum, öyle bir hareket ediyorlar ki inanılmazlar. Hele de su kaplumbağası, çok hızlı ve güçlü oluyor ve çok iyi yüzüyorlar. 19 lt'lik bir alan vermeme rağmen yetmiyordu. Başkasının daha büyük alanı varmış neyse ki ona verdim. Kedi köpekte de aynı şeyleri dülünüyorum, dışarıda gezdirilse bile her zamam kısıtlanıyorlar. Kuşların daha geniş alanda yaşayabilmeleri evde onların daha da kısıtlandığı anlamına da geliyor haklısın. Sonuç olarak bütün hayvanlar için evde besleme durumu kısıtlayıcı bir durum oluşturuyor. Artık burada hayvana etik bakış nedir o devreye giriyor. Benim bakışım gereği evde hayvan beslememeliyiz, çünkü dediğim gibi hepsi kısıtlanıyor. Ama insan beslemek istiyor. Buradan da sistem eleştirisine geçiyim. Böyle kat kat apartmanlarda taş binalarda bir kutu içinde yaşamak zorunda kalmasak, müstakil (yani istiklal, yani tekil, yani tek, yani tek katlı bağımsız, bahçeli, geniş arazili) bir ev olsa orada her türlü hayvan beslenebilir. Ne yazık ki bizler de aslında doğamıza aykırı olarak hapsedilmiş olduğumuzdan besleyeceğimiz hayvanları da hapsetmek zorunda kalıyoruz.

Haklısın. Ben de oraya değinecektim. Bu şekilde doğadan kopmasaydık, (özgür ve doğal ortamda) ihtiyaç duyduğumuz iletişime geçebilseydik hayvanlara, böyle bir arzu duymazdık bile. Ama ne yazık ki böyle bir imkanımız yok.

Beslemediğim hayvan kalmadı neredeyse; kaplumbağa, balık, kuş, köpek, civciv, tavşan... solucan bile beslemişliğim var.

Hepsiyle iletişim kurmak istedim çünkü. Bu da bencil tarafımız sanırım.

Ne yazık ki böyle.

Haklısın. Ben de oraya değinecektim. Bu şekilde doğadan kopmasaydık, (özgür ve doğal ortamda) ihtiyaç duyduğumuz iletişime geçebilseydik hayvanlara, böyle bir arzu duymazdık bile. Ama ne yazık ki böyle bir imkanımız yok.

 

Beslemediğim hayvan kalmadı neredeyse; kaplumbağa, balık, kuş, köpek, civciv, tavşan... solucan bile beslemişliğim var.

 

Hepsiyle iletişim kurmak istedim çünkü. Bu da bencil tarafımız sanırım.

Ne yazık ki böyle.

Bencil değil, doğal tarafımız. Her canlıyla doğru iletişimi kurup yaşamak en doğrusudur (istisnalar hariç).

Madem çok besledin seni en mutlu eden hangisiydi? Bir de en zahmetsizi hangisiydi?

Muhabbet kuşu deme sebebim bu hayvanın bayağı iletişime geçtiğüni düşünmemden kaynaklanıyor. Küçükken bile parmağımı kaldırdığımda odanın bir ucundan diğerine parmağıma gelirdi, yakın davranırdı. Kedide köpekte zaten var bu ama onların sorumluluğu daha fazla geliyor bana. Daha küçük bir canlı olsun istiyorum.

Hayvanı ele alıp sevebilmeliyim diye düşünüyorum, mesela balık alsam seviyim desem cam var aramızda elime alsam ölür

Ha bir de tavşanın pisliğine çözüm varsa aslında çok sevimli hayvanlar, bilen varsa yazsın

Sanmıyorum bir çözümü olacağını ama

bende çok önceleri beslemiştim. hatırladığım kadarıyla kuşun kafes temizliğine özen göstermek gerekiyor çünkü değiştirilmesi 2günü aşarsa hem fazlaca koku yapar, hemde hayvan içinde sağlıklı olmaz. ben hemen her gün mümkün olduğunca kafesin dışında uçmasına izin veriyordum. ilk başlarda kuşun size alışması zor olsa da büyük ihtimal ile tek olarak sahiplenileceğinden az biraz zamanla aşılabilir. benim muhabbet kuşum ilgi delisiydi desem yalan olmaz sanırım. ayrıca konuşması için ben çok denemiştim ama dişi muhabbet kuşları pek buna yatkın değilmiş sonradan öğrendim. bir de aynalı salıncağı pek tavsiye edilmediğini duymuştum. kuş yansımasını başka bir kuş olarak algıladığından daha sessiz ve ona odaklı oluyormuş sanırım. yinede kuş bile olsa o da bir canlı ve en az kedi, köpek kadar ilgi istiyorlar. 1 hafta bile olsa yakınınızda ona bakacak olan birine emanet etmeniz daha iyi olur onunda yalnız kalmaması açısından.

Bencil değil, doğal tarafımız. Her canlıyla doğru iletişimi kurup yaşamak en doğrusudur (istisnalar hariç).

 

Madem çok besledin seni en mutlu eden hangisiydi? Bir de en zahmetsizi hangisiydi?

 

Muhabbet kuşu deme sebebim bu hayvanın bayağı iletişime geçtiğüni düşünmemden kaynaklanıyor. Küçükken bile parmağımı kaldırdığımda odanın bir ucundan diğerine parmağıma gelirdi, yakın davranırdı. Kedide köpekte zaten var bu ama onların sorumluluğu daha fazla geliyor bana. Daha küçük bir canlı olsun istiyorum.

 

Hayvanı ele alıp sevebilmeliyim diye düşünüyorum, mesela balık alsam seviyim desem cam var aramızda elime alsam ölür

 

Ha bir de tavşanın pisliğine çözüm varsa aslında çok sevimli hayvanlar, bilen varsa yazsın

Sanmıyorum bir çözümü olacağını ama

Ben de hep bunu söylerim, hayvan dediğini eline alıp sevebileceksin, sıcaklığını hissedebileceksin.

Aslında bana sorarsan beslemesi en keyifli hayvan köpek.

Bahçede (iki tane) köpeklerimiz var ( ne yazık ki babamın av köpekleri) lakin onların sorumluluğunu almak benim şimdiye kadar yapabileceğim iş değildi. Çünkü yürüyüşe falan çıkartmaya çalışsam onlar beni yürütür. Ayrıca çok uysal olmalarına rağmen doğal olarak benden çok babama itaat ediyorlar. Bu yüzden yalnızca köpeklerden biri yavruyken babam çalıştığı için ben ilgilenmiştim sabahları. Onun dışında bakımlarını hiç tamamen üstlenmedim. Ama zahmetli olduğunu biliyorum. Zaten köpekler evde besenmek için hiç uygun hayvanlar değil, bahçeli bir evde yaşamak gerek. Bizim de apartmanın bahçesinde duruyorlar.

Kedinin bakımı ve evde beslenmesi biraz daha kolay. Lakin hiç kedi beslemedim, evdekiler eve sokmama izin vermezler.

Yukarıda yazmayı nasıl unuttum acaba. Beni en mutlu eden hayvan hamster olsa gerek. Sever misin bilmem? Bazı insanlar iğreniyor, fare bu diyerekten. Benim için önemli değil doğrusu. Fareler temiz olsa onları da severdim.

Uzun süre besledim. İlk aldığım hamsterımı i veterinerin camından gördüm ve ablama dedim ki "bunu, bunu alıyoruz!" Çünkü kollarıyla kafesin tavanına tutunup takla falan atıyordu. İçeri girdik, sağlık durumu iyimiş. Aldık. Beyaz çok komik bir hayvandı, yele gibi tüyleri vardı ensesinde. Onunla anlaşmak biraz zordu. elimi kaç lez ısırdı sevmeye çalışırken...

O öldükten bi süre sonra ablam iki tane daha aldı. Bunları rahatlıkla sevebiliyordum. Hamsterların da cinsleri var. Bu saldırganlık farkı da ondan kaynaklanıyordu biraz da. Ikinci aldıklarımız yanılmıyorsam gonzalesti. Almayı düşünürsen mutlaka cinslerini araştır.

İkisini ayrı kafeslerde besliyorduk. Biz uzaktayken hamsterları da dedeme bıraktık. Döndüğümde ikisi aynı kafesteydi. Birisi kaçmış(zaten sürekli kaçıyorlardı bi şekilde, arar arar iki gün sonra bulurduk O_o sürekli hamster kaçmış ezmeyin uyarısı yapılırdı evde ) dedem de yanlışlıkla diğerinin kafesine koymuş. Ben onları ayırdım günler sonra bi gün dişi olanın kesefine yem attım, sonra hamster yerinden kalktı ve altından 8 tane parmak gibi hareket eden şeyler çıktı. : O şok oldum tabi...

Ama yavruların büyüme süreci harikaydı.

Büyüdüklerinde dağıttım yavruları biri sakattı, onu da kendime ayırdım.

Bu yüzden bakımı en keyifli hayvan hamsterdı benim için.

Kuşlar çok narin hayvanlar olduğu için böyle yakın bir iletişime geçilebileceği pek gelmedi aklıma. Belki de çok uzun süre beslemediğimden.

Balıkları da pek sevmem aslında. Annem için almıştım. Tabi insan alışıyor az çok.

Tavşanlar gerçekten çok kötü kokuyor ve bir çözüm yolu bilmiyorum ne yazık ki.

Kuşları böyle apartmanın terası olur o tür yerlerde beslemek lazım.Zaten yön duyguları bizim gibi değil.Eğr eğitmek mümkünse bence en iyisi teras gibi bir yerde yaşaması ve istediği gibi uçup eve dönmeyi bilmesi.Mümkün mü bilmem.Ama daha insancıl olduğu kesin.

Harry Potter gibi baykuş beslemeye özenmdim desem yalan olur

Muhabbet kuşu beslemek çok güzel fakat ömürleri kısa oluyor ve çabuk bağlanan biriyseniz beslemeyin derim, ben çok üzülmüştüm kuşum öldüğünde. Papağan alabilirsiniz ama 60yıl kadar yaşıyorlar. Size alıştıktan sonra da asla kaçmaz. Kafesin kapısını açık bırakırsınız hayvan istediğini yapar. Arkadaşımın papağanı var mesela, evde ne pişerse pişsin yiyor kokoreç falan yiyormuş paşa. Arada omzuna alıp dışarıda da gezdirebiliyor arkadaşım. Bir araştırın derim ben

Muhabbet kuşu beslemek çok güzel fakat ömürleri kısa oluyor ve çabuk bağlanan biriyseniz beslemeyin derim, ben çok üzülmüştüm kuşum öldüğünde. Papağan alabilirsiniz ama 60yıl kadar yaşıyorlar. Size alıştıktan sonra da asla kaçmaz. Kafesin kapısını açık bırakırsınız hayvan istediğini yapar. Arkadaşımın papağanı var mesela, evde ne pişerse pişsin yiyor ������ kokoreç falan yiyormuş paşa. Arada omzuna alıp dışarıda da gezdirebiliyor arkadaşım. Bir araştırın derim ben

Bir ara ben de düşünmüştüm. Ama papağanların çok fazla ilgi istediklerini duymuştum.

Eğitildiğinde harika olacaktır, ama yalnız yaşayan ve vakti olmayan biri için zor olur diye düşünüyorum.

Hangi hayvanın sahibi olacaksan ol, evde yalnız bırakmamalısın, onlarda bir canlı ve ilgiye olan ihtiyaçları daha fazla. Mesela muhabbet kuşları bir süre ilgi görmezse hayata küsüp intihar ediyormuş .. Şahsen evde kedi, köpek ve balık dışında bir canlı beslenmemeli diye düşünüyorum. Bunlardan birini besleyeceksen de seyahatlerin de evde yalnız bırakmamalısın ayrıca kedi ve köpekler sosyal canlılar oldukları için monoton bir şekilde evde tutamazsın. Sonradan birine vermek yerine iyice düşün ve gereklileri sorumlulukları alamıyorsan bu işe bulaşma derim ..

Ben de hep bunu söylerim, hayvan dediğini eline alıp sevebileceksin, sıcaklığını hissedebileceksin.

Aslında bana sorarsan beslemesi en keyifli hayvan köpek.

Bahçede (iki tane) köpeklerimiz var ( ne yazık ki babamın av köpekleri) lakin onların sorumluluğunu almak benim şimdiye kadar yapabileceğim iş değildi. Çünkü yürüyüşe falan çıkartmaya çalışsam onlar beni yürütür. Ayrıca çok uysal olmalarına rağmen doğal olarak benden çok babama itaat ediyorlar. Bu yüzden yalnızca köpeklerden biri yavruyken babam çalıştığı için ben ilgilenmiştim sabahları. Onun dışında bakımlarını hiç tamamen üstlenmedim. Ama zahmetli olduğunu biliyorum. Zaten köpekler evde besenmek için hiç uygun hayvanlar değil, bahçeli bir evde yaşamak gerek. Bizim de apartmanın bahçesinde duruyorlar.

 

Kedinin bakımı ve evde beslenmesi biraz daha kolay. Lakin hiç kedi beslemedim, evdekiler eve sokmama izin vermezler.

 

Yukarıda yazmayı nasıl unuttum acaba. Beni en mutlu eden hayvan hamster olsa gerek. Sever misin bilmem? Bazı insanlar iğreniyor, fare bu diyerekten. Benim için önemli değil doğrusu. Fareler temiz olsa onları da severdim.

Uzun süre besledim. İlk aldığım hamsterımı i veterinerin camından gördüm ve ablama dedim ki "bunu, bunu alıyoruz!" Çünkü kollarıyla kafesin tavanına tutunup takla falan atıyordu. İçeri girdik, sağlık durumu iyimiş. Aldık. Beyaz çok komik bir hayvandı, yele gibi tüyleri vardı ensesinde. Onunla anlaşmak biraz zordu. elimi kaç lez ısırdı sevmeye çalışırken...

O öldükten bi süre sonra ablam iki tane daha aldı. Bunları rahatlıkla sevebiliyordum. Hamsterların da cinsleri var. Bu saldırganlık farkı da ondan kaynaklanıyordu biraz da. Ikinci aldıklarımız yanılmıyorsam gonzalesti. Almayı düşünürsen mutlaka cinslerini araştır.

İkisini ayrı kafeslerde besliyorduk. Biz uzaktayken hamsterları da dedeme bıraktık. Döndüğümde ikisi aynı kafesteydi. Birisi kaçmış(zaten sürekli kaçıyorlardı bi şekilde, arar arar iki gün sonra bulurduk O_o sürekli hamster kaçmış ezmeyin uyarısı yapılırdı evde ) dedem de yanlışlıkla diğerinin kafesine koymuş. Ben onları ayırdım günler sonra bi gün dişi olanın kesefine yem attım, sonra hamster yerinden kalktı ve altından 8 tane parmak gibi hareket eden şeyler çıktı. : O şok oldum tabi...

Ama yavruların büyüme süreci harikaydı.

Büyüdüklerinde dağıttım yavruları biri sakattı, onu da kendime ayırdım.

 

Bu yüzden bakımı en keyifli hayvan hamsterdı benim için.

 

Kuşlar çok narin hayvanlar olduğu için böyle yakın bir iletişime geçilebileceği pek gelmedi aklıma. Belki de çok uzun süre beslemediğimden.

 

Balıkları da pek sevmem aslında. Annem için almıştım. Tabi insan alışıyor az çok.

 

Tavşanlar gerçekten çok kötü kokuyor ve bir çözüm yolu bilmiyorum ne yazık ki.

Bu gidişle bir şey beslemeyemeyeceğim gibi )

Yazan herkese teşekkür ederim. 1 aydan önce alamayacağım için düşüneyim ben bir süre. Fikri olan başkaları da varsa yazmasını beklerim