Jump to content

Can Kazaz


adEda

Önerilen Mesajlar

İstanbul doğumlu müzisyen Can Kazaz, 2009 yılında üniversitede Fizik öğrenimini bırakarak İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde müzik eğitimi almaya başladı. Lisans eğitimi sırasında Erasmus değişim programına katılarak Litvanya Müzik ve Tiyatro Akademisi’nde müzik kompozisyon çalışmalarında bulundu.

Kompozisyon ve orkestrasyon üzerine Tolga Zafer Özdemir, Rytis Mažulis, Tolga Tüzün, Marius Baranauskas, Selen Gülün, Turgut Pöğün ile çalıştı. Ayrıca İlhan Usmanbaş, Richard Boulanger, Kim Cascone, Stephen Hartke, Kamran İnce ve Onur Türkmen gibi bir çok önemli bestecinin ustalık sınıflarına ve çalıştaylarına katıldı.

Akustik ve elektronik eserleri Türkiye ve Litvanya’nın çeşitli şehirlerinde seslendirildi. Bilgi Üniversitesi Müzik Bölümü’nden bölüm birinciliği ve yüksek onur derecesiyle mezun oldu. İsviçre’de düzenlenen Pre-Art uluslararası bestecilik yarışmasında, geliştirmekte olduğu kompozisyon yönteminin ilk eseri olan “Ada”, mansiyon ödülüne layık görüldü.

Ayrıca özgür doğaçlama, şarkı yazarlığı ve medyaya müzik alanlarında da aktif çalışmalarını sürdürüyor.

 

 

 

http://tix.blob.core.windows.net/site/images/events/splashimages/can-kazaz-gorkem-han-jr-space-cast-dj-set.jpg

 

 

 

 

 

Yollar ve Su

 

Ben Giderim

 

Madem Hiçbir savaş kazanılmaz

benden size asker olmaz

ben giderim

yerim yurdum da bulunmaz

 

sizden bir şey isteyen yok

zaten sizin karnınız tok

ben giderim

yerim yurdum da bulunmaz

 

doğum günü tebrikleri

yalandan sarılmalar

ben sevmezdim

sebeplerim anlaşılmaz

 

sevdiğim bir kadın var

o da zaten çok uzakta

ben sevmezdim

sebeplerim anlatılmaz

 

nasıl yaşar insan

bu kadar sahte bir yerde

nasıl bulur insan

huzur denen şeyi

 

Böyle bir yaşantıda

özgürlük bir yalandır

ben giderim,

yerim yurdum da bulunmaz

 

söylenen her şey yalan

şarkılar bile yalan

ben giderim

yerim yurdum da bulunmaz

 

 

Yollar ve Su

 

 

 

 

bugün erkenden yola çıktım

ardımda kalanları ağlattım

 

oysa ki hislerim kanatlandı

sonunda istemeden uçup kaçtım

 

tuhaf, tuhaf değil mi bu?

Yollar ve su, aşık gibi akıyorlar

tuhaf, tuhaf değil mi bu?

Yollar ve su, sen ve ben

 

malum, huysuz bir çocuktum ben

ve sen halimden anlamazdın

 

eskiden istediğinden de fazla vardım

artık istemediğin kadar yokum

 

tuhaf, tuhaf değil mi bu?

Yollar ve su, aşık gibi akıyorlar

tuhaf, tuhaf değil mi bu?

Yollar ve su, sen ve ben

 

bugün, saatlere bakmıyorum

sana geri dönmek bütün korkum

 

oysa ki kaybedecek bir şeyim yok

sonuçta sarıldığım bir avuç toprak

 

tuhaf, tuhaf değil mi bu?

Yollar ve su, aşık gibi akıyorlar

tuhaf, tuhaf değil mi bu?

Yollar ve su, sen ve ben

 

 

Kırlangıçlar Gibi

 

Yollar uzun dönme diyor

beni insanlar yoruyor

göçmen kuşlar haber veriyor

ufukta nehirler akıyor

ah, durmayalım

ah,kırlangıçlar gibi

ah, yolumuz uzun

ah, kırlangıçlar gibi

bir göl kıyısına varıyoruz

orda martılar uçuyor

zeytin dalları haber veriyor

ufukta dargınlar barışıyor

ah, durmayalım

ah,kırlangıçlar gibi

ah, yolumuz uzun

ah, kırlangıçlar gibi

Bir dağın eteğine konuyoruz

orda çiçekler açıyor

yıldızlar bize haber veriyor

ufukta aşıklar buluşuyor

ah, durmayalım

ah,kırlangıçlar gibi

ah, yolumuz uzun

ah, kırlangıçlar gibi

 

 

 

 

Aydan Gelen Fil

 

 

 

 

Aydan gelen fil

Pudra şekeri gibidir, dökülür üzerime

Aydan gelen fil

Gözlerini de kapatıp uzanır dolunaya

 

Tam da yolun ortasında

Hayallerinden vazgeçip kalır burda

 

aydan gelen fil

kimseye sarılamayıp, yenilir düzenine

aydan gelen fil

sözlerinize inanıp tırmanır dağlara

 

Tam da yolun ortasında

Hayallerinden vazgeçip kalır burda

 

Yolda filden bir masal öğrendim. Masala göre bütün yıldızlar sırayla evreni aydınlatırmış. Gündüzleri bu işi güneş yaparmış ama gece olunca sıra Ay'a gelmiş. Ay, kabul etmemiş, sıra annemde demiş. Annesi, kardeşlerini besleyebilmek için hamur yoğuruyormuş. “kızım” demiş “ellerim hamurlu, benim yerime sen aydınlat bu gece” ama Ay yine direnince annesi, sinirli elleriyle sıkıştırmış ayın yüzünü. Ay hamura bulanmış. Yüzünü ne kadar yıkarsa yıkasın SU, Ay'ın annesinden korktuğu için lekeleri temizlememiş. Ayın yüzündeki lekeler bundanmış. İşte o gün Ay, suya küsmüş...

 

Sudan gelen kedi

Fille hiç barışamamış, vatanı Aydır diye.

Sudan gelen kedi

af dilemiş... af dilemiş...

 

tam da yolun ortasında

hayallerinden bir umut doğar ona...

 

 

Şarkının Hikayesi

 

"Yollar ve Su" isimli albümümde yer alan ve sözlerindeki anlamın üzeri örtülü olan bir parçayı anlatmak istiyorum ki o örtüyü de kaldırmış olayım artık. "Ay'dan Gelen Fil", direkt bir anlatıma sahip olmadığı için diğer şarkıların arasına gizlendi zannedersem. Ne anlatmak istediğime dair bir muğlaklık olduğunun da farkındayım ve oldukça sembolik bir dil de kullandım. Fabl oldu aslında bir bakıma ve bu durumdan özel olarak hoşnutum diyebilirim.

 

Albümü bir yolculuk gibi tasarladım. Bu bahsettiğim yolculuk günlük anlamında olabileceği gibi soyut olarak da düşünülebilir. Biz bu yolculuğun bir noktasında aydan gelen Fil'le karşılaşıyoruz. Bu imgeyi, diyaloglarımızdaki ay ve uzay romantizminin de bir uzantısı olarak Diyarbakır'lı bir arkadaşımdan esinlenerek kullandım. Öte yandan filler, bende çok zarif ve deneyimli oldukları gibi bir izlenim yaratıyor. Şarkıda bir de bir İstanbul insanı olduğum için özel olarak sevdiğim "Su'dan gelen Kedi" diye bir imge var. Kendime de benzettiğim bu siyah meraklı kedi, Fil'le aralarında yaşadıkları sorunu aşamıyor. Şarkının ortasında anlattığım masaldan da anlaşılabileceği gibi bunun tek sebebi, ülkelerinin birbirine düşman edilmiş olması. Daha önce de bahsettiğim arkadaşım, saatin tiktak seslerini askerlerin rap rap yürüme seslerine benzettiğini ve saat olan odada uyuyamadığını söylerdi. O imgeyi de kompozisyonun bir öğesi olarak kullanmak istedim.

 

Artık bu sembollerin ne anlama geldiğini açıklayayım. Ay'dan gelen Fil, bir Kürt kadınını, Su'dan gelen Kedi ise bir Türk erkeğini sembolize ediyor. Sırf vatanları farklı olduğu için barışamayışlarını konu alıyor aslında bu şarkı. Bu politik konuyu daha sevimli, çocuksu ve pozitif sembollere yüklemeyi tercih ettim. Dinleyen herkesin kafasında şarkının anlattığı sahneleri canlandırmasını çok isterim.

 

İnsanlar beni "naif" olarak nitelendirmeyi oldukça seviyor, bu iyi bir şey mi kötü bir şey mi bilmiyorum. Hatta bu kelimenin anlamını bildiğinden şüphe ediyorum bir çok kişinin. Bana yüklenen sıfatların pek bir önemi yok. Önemli olan farkındalıklarımız bence. Neticede boşuna kırıyoruz birbirimizi diye düşünüyorum. Su ve Ay barışsın, Fil ve Kedi barışsın istiyorum. Hem tarihimizi hem mitolojik ortaklıklarımızı hem de sosyal yapımızı beraberce güzele doğru değiştirebilecek kadar kuvvetli bizim bağlarımız. Ortak hayallerimiz umudu doğuracaktır diyor ve herkesi şarkıyı bir de bu gözle dinlemeye davet ediyorum.

 

Kaynak: http://turkiyedenalternatifsesler.blogspot.com. tr/2014/09/sarklarn-hikayeleri.html

 

 

 

Dansa Sığmadım

 

İnsan denen şu bedene

Hayat denen şu sandığa

Hayallere, kalıplara, erkekliğe, kadınlığa

Sığmadım dayanamadım

 

Orman kesen kahpeliğe

Servet denen hırsızlığa

Şirketlere, devletlere, reklamlara, yolsuzluğa

Sığmadım dayanamadım

 

Kardeş vuran davanıza

Gerçek diyen yalanlara

Savaşlara, devrimlere, katillere, silahlara

Sığmadım dayanamadım

 

Şu dünyanın düzenine

Pislik dolu şehirlere

Ülkenize, gölgenize, kalbinize, kitaplara

Sığmadım dayanamadım

 

 

 

 

Yok

 

 

 

süresi yok, sonu da yok, sebebi mebebi yok gidişimin,

dönüşü yok, niyeti yok, gerisi berisi yok, varışımın

 

Kaçışı yok, yola çıkınca, öteki möteki yok, hepsi sensin

molası yok,yola çıkınca, vatanı matanı yok, hepsi sensin

 

yolun sonunda, bir olmasaydık, anlamsızlaşırdı bütün bu macera

aynalardan uzaklaşınca sanki gerçek oldum, bir kuşun kanadında

 

bir yolu yok, sorusu çok, adamı kadını yok gezginlerin,

kuralı yok, kumarı çok, siyahı beyazı yok sezgilerin,

 

 

 

 

kaçışı yok, yola çıkınca, öteki möteki yok, hepsi sensin

molası yok,yola çıkınca, vatanı matanı yok, hepsi sensin

 

yolun sonunda, bir olmasaydık, anlamsızlaşırdı bütün bu macera

aynalardan uzaklaşınca sanki gerçek oldum, bir kuşun kanadında

 

 

 

 

Durum Bu

 

[video=youtube_share;DleqmcG-vos]

Taklit yaptım mutlu adamdım

Yürekte ateş anlatamazdım

Fark varmış cinslerden cinslere bu gerçek

Beni yordu ama durum bu şekildedir

Seni sevdim ama durum bu şekildedir

Yarın yeni bir yaprak eklenecek

Belli de olmaz gün ne gösterecek

Yağmurlu havalardan sonra güzelken

Güleyim mi ağlayayım mı belli değil

Beni yordu ama gidiş bu şekildedir

Evine mektup yollayayım mı

Bir çıkarını çabucak bulayım mı

Gezmeye çıktım pek geç kaldım bilirken

Dönücem mi dönmeyecem mi belli değil

Seni sevdim ama durum bu şekildedir

 

 

Doldur

 

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Bir Albüm

 

Nereye gidiyoruz

 

 

Ahşap gibi kokuyor anılar

Yağmur yağıyor ve çürüyorlar.

Minik parmaklarıyla dokununca her bir tarafa dağılıyorlar.

Yıldızlardan ev yaptığım çocukluğum nerde?

Karanlıkta yalnızken hala korkuyor musun?

Kahve aroması dolu hayallerim nerde?

Hala istediğin yöne gidiyor musun?

Kibrit çöpü gibiydi tüm anılar.

Söndüğünde simsiyah ve cılızlar.

Köpükten gemiler yaptığın günler, terk edilmiş şekilde seni bekler.

Her şeyle dostluk kurduğun çocukluğun nerde?

Gökgürültüsünden de hala korkuyor musun?

Resimlerle süslediğin hayallerin nerde?

Hala istediğin yönü biliyor musun?

Biraz

 

 

Ben bir soğuğa düştüm

İçinde üşümek yok

Yolumu kendime çizdim

Karda kalmış ayak iziydim

Ben bir sokağa döndüm

Başı da yok sonu da yok

Olduğum yerde bekledim

Dilek tutup seni istedim

-Nakarat:

Biraz seni özledim

Biraz sohbetini biraz sesini

Biraz seni özledim

Biraz da kendimi ve nehirleri

Biraz seni özledim

Biraz sohbetini biraz sesini

Biraz seni özledim

Biraz değişmeyi ve nehirleri

-

Ben bir kelebek gördüm

Konacak çiçeği yok

Kanatlarını ben aldım

Günsüz kalmış kelebek gibiydim

Ben bir denize düştüm

Ucu yok bucağı yok

Seni o deniz farzettim

Dalga dalga boğulup gittim

 

 

Gibi

 

[video=youtube_share;VASEj5-mFc8]

 

Adam ya da Kadın, Sonuçta bir Masal

 

 

 

 

Çiçeklerin En Güzeli (Adam ya da Kadın pt. 2)

 

Hayallerin Peşinde

 

 

Renklerin içindeyim

Tarifsiz hislerdeyim

Hayaller peşindeyim

Seni hiç görmedim

Masallardan birinde

En güzel prensessin

Uzanıp dokunamam

Çünkü sen sihirlisin

Sen minik bir perisin

Göremem sihrini

Sıradan birisiyim

Yok olur giderim

Ben delinin biriyim

Seni çok bekledim

Ah benim aptal kafam

Ne saf biriymişim

En sonunda terk edip

Giderim bir yerlere

Mistik ülkerele

Kocaman şehirlere

Şatolardan birinde

Görürüm belki seni

Ya da güz geldiğinde

Toplarken çiçekleri

Sen güzel bir hayalsin

Rüyalarda beklersin

Minik bir öpücükle

Belki uyandırabilirim

Ben delinin biriyim

Seni gerçek zannettim

Hep beni kandırıyor

Çocukluk hayallerim

 

Ekinezya

 

 

Affedin

 

 

Kaçalım (Veda)

 

[video=youtube_share;6RI-DU7zQOA]

Biraz sevgi varsa

Biraz sakinlik

O şehirlerde buluşalım

 

Biraz biriktim ben

Biraz sabırla

İstanbul'da buluşalım

 

Adımız vapurlara verilsin

Peşimizde martılarla

 

Kaçalım, kaçalım

Biraz olsun ısınmak için

Kaçalım, kaçalım

Denizleri özlemek için

Kaçalım, kaçalım

Biraz olsun ısınmak için

Kaçalım, kaçalım

Denizleri özlemek için

 

Biraz umut varsa

Biraz anlayış

O deniz kıyısında buluşalım

Biraz geciktim ben

Biraz umurumda değil

İstanbul'da buluşalım mı?

 

Adımız vapurlara verilsin

Peşimizde martılarla

 

Kaçalım, kaçalım

Biraz olsun ısınmak için

Kaçalım, kaçalım

Denizleri özlemek için

Kaçalım, kaçalım

Biraz olsun ısınmak için

Kaçalım, kaçalım

Denizleri özlemek için

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Kendi Halimde

 

 

 

Hiç birinize değil kırgınlığım, dargınlığım

Hiç bir kadına değil yorgunluğum, yalnızlığım

 

Kendi halimde bir derdim var

Nasıl anlatsam kibar kibar

 

Duymaz sağır, uydur bağır

 

Kendi başıma değil sarhoşluğum, baygınlığım

Hiç bir duruma değil gerginliğim, hoyratlığım

 

Kendi halimde bir derdim var

Nasıl anlatsam kibar kibar

 

Duymaz sağır, uydur bağır

 

 

Hayat Böyle Demek ki

 

 

Geçen yaz babam ölmüş

Bir yılda büyümüşüm

Ne söz, ne teselli

Hayat böyle demek ki

 

Ardından yola düştüm

Aşk gördüm deli oldum

Ne şen, ne kederli

Hayat böyle demek ki

 

Küçük bir evim oldu

Dost sevdim eve aldım

Ne kar, ne güneşli

Hayat böyle demek ki

 

İçmeden kafam olmuş

Kalbim taşları yormuş

Ne su, ne de rüzgar

Hayat böyle demek ki

 

Belki bir kızım olur

Ah beni benden alır

Ne saf, ne de asi

Hayat böyle demek ki

 

Geçen yaz babam ölmüş

Bir yılda büyümüşüm

Ne zor şey bu böyle

Hayat böyle demek ki

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...