Jump to content

Güncel Olayların Tekamüle Etkisi


Heretik

Önerilen Mesajlar

Bu başlık altında dünyada son gelişmelerin insanlar üzerinde ilahi planın istediği ne gibi spiritüel evrim basamaklarına yol açacağını tartışabiliriz . Örneğin özellikle son derece ısınan Türkiye ve Ortadoğu coğrafyasında ardı ardına yaşanan yıkımlar ve acılar neye işaret ediyor olabilir gibi bir soru ile başlanabilir. Tabi sadece buralar ile sınırlı değil, tüm dünyada artan bir huzursuzluk ve gerginlik, en son Rusya 'nın Norveç'i bile tehdit etmesi, ki İskandinav ülkelerinin normalde bilinen en huzurlu işleri yolunda giden ülkeler olması etiketinin de kolaylıkla bozulabileceğini - ve bozulması gerektiğini- gösteriyor. Bu durum dünyanın bir yerinde insanlar acıyla kırılırken başka yerlerin bundan etkilenmeden duramayacağını , evrendeki Birlik prensibinin öyle ya da böyle bir şekilde bütün bilinçleri etkisi altına alacağının sinyallerini şiddetli bir şekilde veriyor. Tabi özellikle hatırlatmakta fayda var lütfen ama lütfen işin içine benliğin sahiplenmeci kibiri girip de olayları siyasi tartışmalara dönüştürmeden konuşalım, ki buna bende dahilim aynı şekilde. Gittikçe artan çığrından çıkmış baskılar ve kurumsal şiddet insanlarda umutsuzluğu tetiklerken aynı zamanda direnme güdüsünü ve farklı bir geleceğin mümkün olabileceğini bilinçlere ekemez mi ? Gittikçe arttırılmaya çalışılan nefret ve kutuplaşma tohumlarıyla aslında en şiddetli değişime direniş savaşı veren eskimiş üç boyutlu enerjiler nasıl en iyi şekilde dönüştürülebilir ?

 

Ben bunun cevabının en önce nefesten geçtiğini düşünüyorum. Nefes, her bir bilinçli nefes, dört bir yandan veri fazlalılığıyla negatif tortularla kaplanmış zihinlerin tozunu alabilmek, pasını alıp parlatabilmek için düzenli derin ve bilinçli nefeslerin bütün politik/fiziksel hamlelerden önce geldiği fikrindeyim. Buna göre tv lerden her gün aktarılan ya da bizzat tanık olduğumuz şiddeti görüp de şiddet uygulayanlardan nefret etmemeyi becerebilmek belki de atılması gereken ilk adım olmalıdır. Nefret nefretle karşılık verilmeye çalışılıyor yüzyıllardır ve sonuç ortada. Öyleyse en önce zihnin içindeki şiddeti bitirmeliyiz ki dışarıdaki şiddet de yerini sevgi ve anlayışa bıraksın. Tabi bunlar ha dedi mi olacak şeyler değil çok ütopik gibi görünebilir ama bin yıl önce köleliğin kaldırılması da ütopya görülüyordu. Şimdiki modern teknoloji distopyası da parmaklığı görünmeyen kölelik değil mi diye sorulacak olursa cevabım evet olur, fakat işte burada sürekli gelişen özgürlük isteği ve ona karşı koymak için daha sert tedbirler almak zorunda olan Tahakküm Sistemi'nin zorlanmasının gittikçe artmasından bahsediyorum.

 

Buna göre öyle bir gidişat var ki sıkıştıkça sıkışan bilinçler en basit fizik kuralları gereği etki-tepki prensibince patlama yapmaktan başka bir çıkış göremeyecek. Korkuyla büzülen bütün iradelerde aslında eşit şiddette bir tepki istenci de hızla artmakta. Tabi tahakküm sistemi tüm dünyada son sürat nihai köleliğin gelmesi için çabalarken işte tam bu aşırı çatışmalar aracılığıyla sürekli çözüm yolları arayan bilinç mecburi şekilde gelişiyor.

 

Konudan fazla sapmadan esas amaca gelirsek, Suriye'deki ve Türkiye'deki ve dünya devletlerine sıçrayan tüm gerek fiziksel gerek zihinsel savaşta insanlar nasıl gelişip tekamül planına uyum sağlayabilir ? En basitinden bir kolluk kuvveti müdahalesinde birbirilerini diğerinden farklı gören insanlar aynı yerde kapana kısılınca aslında şiddet ve korku karşısında tüm canlıların eşit derecede tepkili olduğunu ve herkesin güvenlik, huzur ve sevgi istediğini anlayabilir mi ? Ortadoğu halkları son Suriye olaylarıyla iyice beli kırılırken artık birbirleriyle savaşmayı bırakıp birleşmekten başka çareleri olmadığını anlayabilir mi? Üyelerin de yorumlarını merak ediyorum sevgiler saygılar.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Insanlar sisteme uyum sağladıkça dünyada dahada kötüleşiyor dünya öyle bir yer haline geldiki inandığı dine sadece inanmak için inanıyor örnek vermek gerekirse Türkiye'de müslümanların geneli namaz kılmaz zorla din dayatır kutsal kitabın yüzünü bile açmamıştır müslümanım diye gezer... Insanlar maddi şeylerle uğraştığı kadar manevi şeylerle uğraşsa böyle birşey söz konusu olamazdı...

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Insanlar sisteme uyum sağladıkça dünyada dahada kötüleşiyor dünya öyle bir yer haline geldiki inandığı dine sadece inanmak için inanıyor örnek vermek gerekirse Türkiye'de müslümanların geneli namaz kılmaz zorla din dayatır kutsal kitabın yüzünü bile açmamıştır müslümanım diye gezer... Insanlar maddi şeylerle uğraştığı kadar manevi şeylerle uğraşsa böyle birşey söz konusu olamazdı...
işte bu kötüleşme acaba hep böyle mi gidecek bu artan negatiflikle eşit şekilde zıt bir tepki oluşma ihtimali hiç yok mu bilincin gelişme yolları nasıl açılabilir ?
Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Yeni nesile bağlı biraz bu eski kişiler gitmedikçe bi düzelme olacağını sanmıyorum daha kendi inandığı Allah'a saygı göstermeyen bir toplumdan ne beklenirki? Insanların düşünceye saygısı olması lazım ve eleştirileri dinlemeleri her insan hata yapar egoist bencil toplum yüzünden bu hallere geliyor dünya kısa bir örnek vereyim öğrenciye herkes ne der? Doktor ol... Sanki ülkede doktor bitmişcesine o insanlarda diyorki kendini düşün ülkeyi falan boşver insanların gözünde tanrı yok inanç yok dürüstlük yok... Sadece yalan ve bir sürü para... Insanlara sorarsın hayalin ne diye parayla ilgili birşey söyler %70 (en az) benim ise hayalim öğrenmek elimden geldiğince dünyayı değiştirebilmek bir kişiyi bile değiştirebilirsem ölmeden ne mutlu bana... Benim yegane hayalimdir adımı yazdırmak tarihe altın harflerle tabi dediğim gibi insana bağlı gelecek...

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Bu durumda yeni nesilin öncekine göre bir şeyleri görme kapasitesinin daha yüksek olduğunu farkındalıklarının daha açık olduğunu söyleyebiliriz. Demek ki bu birbirini yiyen kaba düşük seviyeli bilinçlerin dünyadan çekilme vakti geliyor. Ha tabi ki hükümdarlıklarını baskı ve gözyaşıyla daima devam ettirmek için beton blokları kurmaya devam ediyorlar. Fakat yine de farkındalığın her şeye rağmen gelen her yeni nesille kademe kademe yavaş da olsa arttığını söyleyebiliriz

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Ortadoğu halklarının bir çoğunun üst nesli onlara asırlık kan davalarından ve sömürge bir devletten başka birşey bırakmadı bunu sağlıyan aslında her zamanki gibi klişedir ama materyalistler, eskiden işgal ettikleri yeri kan gölüne çevirip, halkını köleleştirip ucuz işgücü için taşırlardı zenginliklerini de sömürürlerdi şimdi ülkemizi kan gölüne çevirende biziz sonra ucuz işgücü olmak için ölümü göze alıp şişme botlara atlayıp ölümü arıyanda biziz banka ve petrol şirketleriyle gönüllü olarak sömürülende biziz bunun çözümü de bence üst neslimizin bize bıraktıklarını sorgulamaktan geçer

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Ortadoğu halklarının bir çoğunun üst nesli onlara asırlık kan davalarından ve sömürge bir devletten başka birşey bırakmadı bunu sağlıyan aslında her zamanki gibi klişedir ama materyalistler, eskiden işgal ettikleri yeri kan gölüne çevirip, halkını köleleştirip ucuz işgücü için taşırlardı zenginliklerini de sömürürlerdi şimdi ülkemizi kan gölüne çevirende biziz sonra ucuz işgücü olmak için ölümü göze alıp şişme botlara atlayıp ölümü arıyanda biziz banka ve petrol şirketleriyle gönüllü olarak sömürülende biziz bunun çözümü de bence üst neslimizin bize bıraktıklarını sorgulamaktan geçer
hah işte aslında bütün olayların sorumlusu yine biziz. evet büyük şirket devletlerinin sömürge hareketleri çok etkili ama son noktayı onların propagandalarına ve zihinsel zehirlerine inanıp inanmamayı seçen yine biz koyarız. Onların enjekte ettiği fikirlerle birbirimize girmekten esas aşılması gerekeni göremiyoruz. Ortadoğu Türkiye Irak vb. daima önce zihinlerinden işgal edildiler, korku nefret güvenlik endişesiyle. Sonra fiziksel kısımları geldi. Bunların aşılması için acaba daha çok ve daha çok kazanın kaynaması mı gerekiyor ?
Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Wilhelm Reich in naziler hakkında bi lafı vardı "kitleler aldatılmadılar faşizmi arzuladılar" diye öyleydi de zaten tarihin her sayfasında halkın istekleri hep yönetildi almanların Berlin düşene kadar çıkamadığı o devletin hipnoz etkisinden bizim çıkmamız öyle kolay olmaz sorgulamak lazım :ermm: birinin çıkıp Polonya'yla neden savaşıyoruz demesi lazım

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

İnsanlık bilinçlenirse insanlarda neyin kendilerine hizmet edip neyin etmediğine; oluşan olayların tanrının,allahın bir isteği değilde kendilerinin yaptığı veya yapmadığı seçimlerin bir sonucu olduğunu gördüklerinde yani insanoğlunun farkındalığı arttığında bu insanoğlunun bütün yaşayış tarzını değiştirebilir.

İnsanlık ancak farkında olarak yanlışlarını değiştirebilir.

İnsanlar şu anda birlik anlayışını değil ayrılık inancını benimsemiştir ve bu inanç sistemi bütün hayatlarına yansımıştır.

İnsanlar kendilerini ayırmaktan hoşlanırlar ilkönce kendilerine ait olmayan dünyayı sahiplenme dürtüsüyle sahiplenirler.

Sonra bu koskoca dünyada herkeze yeterli yer yokmuş gibi kendilerince sınırlar çizerler.

Bunlara da ülke derler. Bu dünyadaki ülkeleri şehirlere ayırırlar. Şehirleri kasabalara kasabalar evlere evler ailelere ayrılır.

Sonunda herşeyi en küçük parçasına kadar ayırırlar.

Bu ayrımın sebebi neden biz bu ayrılık bilincinde bu şekilde yaşıyoruz bunlar gereklimi diye sorabilecek insanları en baştan elimine edebilmektir.

Çünkü bu bir modern kölelik düzenidir. En başta paraya hükmeden elit tabaka bütün insanlığı yönetebilecek bir sistem bulmuştur artık. Artık elit tabakanın modern köleleleri vardır fakat başka büyük bir sorun ortaya çıkar bu köleleri nasıl yönetirim nasıl yönlendirebilirim.

Elit tabaka ilkönce bir yol haritası çizmelidir sisteme göre bir kazanan ve bir kaybeden olmalıdır.Bir çocuğu doğduğundan itibaren kazanmak için yetiştirirler.Kazanmak iyi kaybetmek ise kötü kavramları ile ifade edilir.

Her insana belirli kavramları kodlamaları gerekmektedir.Nasıl yaşamaları neye inanmaları gerektiğini kodlamaları fazla zamanlarını almaz çünkü medya bunu onlar için yapmaktadır.

Medya bir şey daha yapar insanları düşünmemeleri için oyalar gerçek olmayan şeyleri bir kutudan gerçekmiş gibi yansıtır.

Çünkü elit tabakaya düşünen insan gerekli değildir düşünenler yani bu yazıyı yazan sizin gibi farkındalık sahibi insanlar yani uyanmış insanlar elit tabaka için kabus gibidir.

Sonuç olarak insanlar fakındalık kazanmadıkça soru sormadıkça ben halimden memnunum ben buyum dedikleri sürece bu olmaya devam edicekler.

Hangi soruyu sorarsak soralım cevapsız kalacak çünkü bu bir sorun değil bu bir seçimin sonucu.

Ne ekersen onu biçersin yani böyle bilinçsiz bir insanlığın sonunun çok iyi olmayacağı bellidir.

Konuya ruhsal anlamda bakarsak hiçbirşeyin bir önemi kalmaz çünkü ruh için bunların hiçbirinin bir önemi yoktur.

Yani ruhsal tekamül anlamında.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Genelden özele gittikçe tüm insanlığın oradan da her coğrafyanın bazı kalıpları ve farklı düşünceleri mevcuttur.Görünürde farklı da olsa bilinçaltında biryerlerde bu görüşler hep vardır.Devletler, örgütler vs. kendi amaç ve ideolojileri doğrultusunda biz toplumu çok güzel yönetirler.Aklı açık, farkında ve görüş sahibi bireyler yalnızca bilgi edindikten ve doğru sorgulayabildikten, resme başka bir açıdan bakabildikten sonra yaşanılan her olay doğrultusunda tekamülüne pozitif yönde devam edecektir.

Biraz güçlenen her örgüt ve yapı halkı işlediği için ister istemez hepimiz bu algılara maruz kalmaktayız.Bazımız dayatılan algıya zıt giderek bazılarımız destekleyerek şaşırmaktayız ama bilgi ile bu şaşırmayı minimuma indirebiliriz.Sevgili Drizzt güzel bir örnek vermiş.NSDAP'ın desteklenişi, medya üstünden sesini duyurması ve alanında büyük üstad Joseph Goebbels'in propagandaları o coğrafya insanını çok güzel tetiklemiş ve anti semit Thule Cemiyeti'nin kendi isteğini tüm halkta tetikleyerek muazzam bir pagan hükümdarlık fırtınası estirmişti.

Şartlara göre hareket etmek işin ayrı bir boyutu.Ortak amaç ve mücadele durumu oluşturmak bu güçler için vazgeçilmezdir.Fakat toplumun bu amaçlara katılması onların tekamülüne pozitif yönde yansır mı tartışılır.Ama eldeki şartlara göre değerlendirmek gerekirse karnı aç bir insandan güzel arkadaşlıklar kurup topluma yararlı bir birey olmasını bekleyemezsiniz.Günümüz şartlarında önceliğimiz karın doyurmak olduğu için tekamüle de bakışımızı bu ihtiyaçlarımıza göre şekillendirmeliyiz.Eğer bu sağlanabilirse insan kendi zihnini de çılgın düşüncelerden ve karmaşadan uzak tutacak daha aklı selim düşünmesine yarayacaktır.Bu durumda da içsel dinginliğini koruyarak kirletilen değerlerin doğru ve berrak halini algılayabilmeye devam edecektir.Bu berrak görüş algı sürdükçe alınan her nefes tekamüle olumlu bir etki bırakacaktır.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Dediklerinize göre aslında karnı aç olan birinden doğru tabi aklını toparlamasını beklemek saçma olabilir, bu durumda belki de proxynin de dediği gibi aslında dünyanın iyiye gidip gitmemesi ruhun umrunda değil , belki de hakikaten daimi kölelik sistemi gelip elit tabakanın istediği gibi at koşturacağı distopik bir dünyanın içinde robotlara dönüşeceğiz, ancak belki bir kaç hasat edilmeye uygun bilinç kırıntısı bundan kurtulabilecek, ve belki de tüm ilahi planın beklentisi de çok çok azdır ve sadece bu sonuç için bile bu sistemin işleyişine izin veriliyor olabilir bizler ve Üst Benliklerimiz tarafından.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...