AurorA Oluşturma zamanı: Mart 21, 2017 Paylaş Oluşturma zamanı: Mart 21, 2017 Yeni bir çalışma insan kültürlerinin yarısında romantik dudak dudağa öpüşmenin olmadığını gösterdi. Hayvanlar ise bunu yapma zahmetine bile girmiyorlar. Peki, nasıl oldu da böyle evrildik? Düşünüldüğünde öpme eylemi garip ve biraz da iğrenç gelebiliyor. Bazen uzun aralıklarla salyanızı birileriyle paylaşırsınız. Bir öpücükte 80 milyon bakteri sizin vücudunuza geçebilir ve bunların hepsi iyi niyetli bakteriler değildir. Herkes ilk öpücüğünü utanç verici veya tatlı bir şekilde hatırlar ve öpüşme romantizmde büyük rol oynamaya devam etmektedir. En azından bazı toplumlarda bu böyledir. Batılı toplumlarda bu tarz öpüşmenin evrensel bir davranış olduğu varsayılıyordu. Ancak yeni bir çalışma aslında bunun tüm kültürlerde daha az olduğunu gösterdi. Ayrıca öpüşme diğer hayvanlarda da oldukça nadir görülen bir davranıştır. Peki, bu ‘garip’ davranışın arkasında gerçekten ne var? Eğer öpüşmek faydalı ise neden tüm hayvanlar bunu yapmıyor veya insanların hepsi öpüşmeden kaçınıyor? Hayvanların öpüşmemesi bunu bize açıklıyor olabilir. Yeni bir araştırma öpüşme tercihlerinin seçilen 168 kültürün sadece %46’sında romantik bir anlam taşıdığını ortaya koymuştur. Önceki çalışmaları bu oranın yüzde 90 olduğunu söylüyordu. Bu yeni çalışma ailelerin çocuklarını öpmesini hesaba katmayarak sadece romantik dudak dudağa öpüşmeler üzerinde yapılmış. Hiçbir avcı-toplayıcı gruplarda öpüşmeye veya bunu arzulamaya dair kanıt bulunmamıştır. Hatta bazılarının öpüşmeyi iğrenç gördükleri düşünülmektedir. Brezilya’dan Mehinaku kabilesi öpüşmenin “müstehcen, çirkin” olduğunu söylüyorlar. Modern insanlara en yakın olan avcı toplayıcı grupların atasal yaşam tarzının verilerini göz önüne alınıp bakıldığında atalarımız da öpüşmemiş olabilirler. Bu çalışma romantik bir öpüşmenin evrensel bir insan davranışını olduğu fikrini alt üst ettiğini söylüyor Nevada Üniversitesi’nden William Jankowiak. Ayrıca Jankowiak şunu dile getiriyor “ Bunun yerine batı toplumlarının nesilden nesile aktarılan bir ürünü gibi görünüyor” Bu fikri destekleyen bazı tarihsel kanıtlar bulunmaktadır. Oxford Üniversitesi’nden Rafael Wlodarski öpüşmenin oldukça yeni bir buluş olduğunu düşünüyor. Rafael Wlodarski öpüşmenin nasıl değiştiğini öğrenmek için eldeki kayıtları karıştırarak kanıtlar aradı. En eski öpüşme davranışının kanıtı 3.500 yıl önceye dayanan Hindu Vedic Sanskritçe metinlerinde yer alıyor. Bu metinlerde öpüşmek iki kişinin ruhlarının birbirlerine teneffüs etmesi olarak nitelendirilmiş. Buna karşılık Mısır hiyerogliflerindeki resimlerde dudaklarını birbirine bastırmış birbirine yakın insan motifleri bulunmaktadır. Peki, neler oluyor? Öpüşmek doğal bir şey olarak mı yapıyoruz ancak bazı kültürler de bu bastırılmış mıdır? Yoksa bu öpüşmeyi modern insanlar mı keşfetti? Hayvanların davranışlarına bakarak bir şeyler bulabiliriz Bizim yakın akrabalarımız şempanzeler ve bonomolar da öpüşür. Atlanta Emory Üniversitesi‘nden primatolog Frans de Waal şempanzelerin öpüştüklerini ve kavgalardan sonra da sarıldıklarını gözlemlemiştir. Şempanzeler için öpüşme uzlaşma biçimidir. Bu erkeklerde kadınlara göre daha fazladır. Bir başka deyişle bu romantik bir davranış değildir. Onların kuzenleri olan bonobolar ise daha sık öpüşürler ve dillerini kullanmayı da ihmal etmezler. Bu şaşırtıcı bir durum değil çünkü bonoboların cinsel hayatları oldukça aktiftir. İki insan buluşunca tokalaşabilir fakat bonobo için bu tanışma ritüeli seks ile olur. Yani onların tokalaşma biçimi sekstir. Ayrıca onlar seksi bir bağlanma çeşidi olarak kullanılırlar. Yani öpüşmek onlar için romantik bir davranış değildir. Bu iki kuyruksuz büyük maymun istisnalar. Bildiğimiz kadarıyla diğer hayvanlar hiç öpüşmez. Onlar birbirlerinin yüzlerine burunlarını sürter veya dokunurlar. Ancak bu şekilde bile salyalarını paylaşmazlar veya dudaklarını şaplatmazlar. Onların bunlara ihtiyacı yoktur . Yaban domuzlarınızı ele alalım; erkek yaban domuzları dişileri etkileyici buldukları zaman etrafa keskin bir koku bırakırlar. Bu anahtar kimyasal dişilerin çiftleşme isteğini tetikleyen “androstenone” isimli bir feromondur. Bu dişinin bakış açısından iyi bir şeydir çünkü erkekler bulunan en verimli kimyasal androstenone feromonudur. Erkeğin kokusu o kadar ağırdır ki, dişinin erkeğe yeterince yakın olması bile gerekmez. Bu durum birçok memeli içinde geçerlidir. Örneğin dişi hamsterler erkekleri heyecanlandıran bir feromon salgılarlar. Fareler benzer kimyasallar aracılığıyla kendilerine eşler bulurlar. Bu yöntem kazara ensest riskini en aza indirir. Hayvanlar genellikle idrarları ile bu tarz feromonlar bırakılar. Rafael Wlodarski idrarların çok keskin kimyasallar yaydığını söylüyor ve şunu ekliyor “Eğer mevcut ortama idrar bırakılmışa hayvanlar bu yolla uyumlu olup olmadıklarını değerlendirirler. Gelişmiş koku duyusu sadece memeliler de yoktur. Eğer karadul erkek örümceği dişisi son zamanlarda bir şey yemiş ise bunun kokusunu alabilir. Bu şekilde eğer dişinin karnının tok olduğunu anlarsa onunla çiftleşebilecek ve sonunda ona yem olmayacaktır. (Bu örümcekler erkeklerini çiftleşme sonrası yerler.) Konunun ana noktası ise hayvanların kendilerine eş bulabilmek için bizler kadar birbirlerine yakınlaşmasına gerek olmadığıdır. Diğer yandan insanların vahşi/cezbedici kokuları insanları birbirine yakınlaştırmak için kullanılır. Kokular, birbirimize uygunluğumuzu değerlendirmek için kullandıkları tek fikir değildir, ancak çalışmalar kokunun eş seçiminde önemli rolü olduğunu göstermiştir. 1995 yılında yayımlanan bir çalışmada kadınlarında fareler gibi genetik farklılıkları olan erkek bireyleri seçtiğini göstermiştir. Farklı genlere sahip bireylerin daha sağlıklı yavrular üretmesi için mantıklı bir davranış olacaktır. (Çevirmen notu; ayrıca farklı genlerin olması veya melez olmak hayatta kalma açısından daha avantaj teşkil eder.) Öpüşme bu yüzden eşinizin genlerini “koklayarak “daha yakından hissetmeniz için harika bir yoldur. Rafael Wlodarski 2013 yılında öpüşme tercihlerini daha detaylı incelemiştir. Birkaç yüz kişiye öpüşme esnasında neyin en önemli olduğunu sordu. Kadınlar doğurganlık dönemlerinde kokunun öneminin arttığını tespit etti. Erkek yaban domuzları da dişilerini çekici yapan bir feromon sayesinde buluyorlar. Erkek ter içerisindeki mevcut anında ve kadınlarında buna maruz kaldığında uyarılma düzeyleri hafifçe artacaktır. Rafael Wlodarski’ye göre feromon memeliler de eş seçiminde çok önemli bir nokta da yer alıyor. “Biz memelilerin biyolojisi büyük oranda miras fakat yine de evrimsel süreçte ekstra özellikler ekleyebiliyoruz” diyor Wlodarski. Buna göre öpüşme bir başkasına yeterince yakın olabilmek için feromonları tespit etmede kullanılan kültürel bir yöntemdir. Bazı kültürler de bu koklama davranışı fiziksel dudak temasına dönüştü. Bunun olup olmadığını saptamak zor fakat ikisi de aynı amaca eşlik ettiğini söylüyor Wlodarski. Eğer mükemmel bir eşleşme istiyorsak insanları öpmekten vazgeçebilir ve sadece koklayabiliriz. Böylelikle iyi bir eş bulup mikropların büyük bir kısmını da almamış olacaksınız. Ancak bunun biraz komik olduğunu da göz önüne getirmeyi unutmayın… Ana Sayfa - Evrimsel Antropoloji Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Anafiel girl Yanıtlama zamanı: Mart 21, 2017 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 21, 2017 tamamiyle kendi yorumumu söylüyorum. Bilim, bir konu üzerinde ne kadar geriye gidebilir? Bundan 6 bin yıl öncesin de öpüşme var ise? Şahsen bilimin her söylediğine inanmayan bir insanım ki, bir insanı hayvan davranışlarıyla eş tutması da (bu konuda) bana pek doğru gelmedi. Hayvanlar üreme meyilli hayvanlar ve hayvanların her biri yılın farklı günlerinde çiftleşme ile ürüyorlar. Onların doğası bunu gerektiriyor. Sanmıyorum hayvanlar için bir zevk söz konusu değil. En basit örnek kediler, hamile kalmadıkları sürece çiftleşmeye gereksinim duyuyorlar bu da onları insanlardan ayırıyor. Cinsellik bir insan için de yine üremeyi teşkil etse de aynı zamanda bir zevk konusu. Bir uzman şöyle der: "cinsel davranış yelpazesinin bir ucunda duygusal ya da fiziksel bir dokunmayla başlayan uyarılma, diğer ucunda ise sevişme ile sağlayan ruhsal ve fiziksel bir doyum bulunmaktadır. cinsel davranış yelpazesi ne kadar geniş, ne kadar zenginse, cinsellikten alınacak hazda o kadar fazla ve değişik olacaktır. cinsel hazların daha yoğun yaşanabilmesi için ise; kadın ve erkeğin ön sevişme ile birbirlerini sekse hazırlamaları önemlidir. dokunma, okşama, öpüşme, sürtünme, masaj ve diğer tensel aktivitelerin yer aldığı cinsel isteği artırıcı ve daha zevkli hale getirici tüm iletişimler ön sevişmeyi oluşturur. ön sevişme partnerlerin cinsel birleşmeye fizyolojik ve psikolojik olarak hazırlama sürecidir. ön sevişme sağlıklı bir cinsel ilişki de kesinlikle olmalıdır. - vücudun her hangi bir yeri öpüldüğünde beyin cinsel uyarılarda bulunur. dudaktan öpüşme ise beyin beyinde daha fazla istek ve arzu yaratır. dudaktan başlanan öpüşmeler kişilere güven ve zevk verir. bazı araştırmacılara göre bebekler annelerinin dudaklarından beslendikleri için öpüşme doğuştan gelen bir bağ ve bu nedenle çağlar öncesinden olduğu görüşünü savunurlar. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
PiaA Yanıtlama zamanı: Mart 21, 2017 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 21, 2017 Aslında, "Ee bir yerden başlamak lazım..." demek isterdim ama tepkileri üzerime çekmemek için bu konuyu içselleştiriyorum şu an... 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
arecrateria Yanıtlama zamanı: Mart 21, 2017 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 21, 2017 @Anafiel girl: Hayvanlar üremeye meyilli demişsin. Hayvanlar ve insanların temel gereksinimleri aynıdır. Yemek, barınmak ve üremek. Hayvanlar bunu zevk için yapmıyor demişsin; bakınız yunus balıkları. Hamile kalmadıkları sürece seks yapmaya ihtiyaç duyarlar demişsin, yine hayvanlar için; Hamilelik süresinin bazı süreçlerinde insanlar için de seks yapmak sakıncalı bir hal alıyor. Dolayısıyla insanlar bu süreçlerde bu tarz birliktelikler yaşamıyorlar. Sonra ne mi oluyor, kaldıkları yerden devam ediyorlar. O uzmana da benden selam söyle 'vücudun öpülen herhangi bir yeri beynin cinsel uyarılarda bulunmasından' falan bahsetmiş. Herhalde sapıkmış biraz. Büyüklerin ellerinden, küçüklerin gözlerinden öpmek gibi bir toplu saygı, sevgi mesajı iletmek tadında anlamlar taşıyan tanımlamalar vardır bizde. Karşılaşılınca da aynen uygulanır. Senin uzman ne der buna acaba? İnsanların hayvanlardan daha üstün olabileceklerini sanmıyorum hiç bir konuda. İç güdülerine göre hareket eden canlıların hata yapma olanakları yoktur. Yani insanın düşünebiliyor olması aslında kendisi için doğru kararlar verebildiği anlamına gelmez. Öpüşmek ve koklaşmak şahsım adına farklı anlamlar içeriyor. Örneğin bir çok hayvan gibi gidip yüzünüzü sevgilinizin yüzüne sürebilirsiniz. Bence bu çok daha anlamlı. Hayvanlar sahiden bu işi biliyorlar. Koklaşmak konusuna gelince; koku benim için büyük önem teşkil ediyor, hassasımdır bu konuda. Bahsettiğim şey herhangi bir parfüm, deodorant vs. olarak algılanmasın bu arada. Kişilerin kendi öz kokuları bahsettiğim. Ağız veya beden kokusundan hoşlanmadığım kimseyle öpüşmüyor ve birlikte olmuyorum. Çok nadiren kullandığım toplu taşıma araçlarından bile indiğim oluyor bu sebepten. O yüzden siz siz olun kötü kokmamaya bakın. Ayrıca savaşmak yerine, sevişin. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
sidar Yanıtlama zamanı: Mart 24, 2017 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 24, 2017 Sinir uçlarının hassas olduğu bir bölgede dudaklardır çünkü . Neden diz kapaklarını birbirlerine sürtmüyor iseler aynı sebepten dolayı . Yazar arkadaş niye bu kadar kasmış yahu ? . Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.