kukla34 Oluşturma zamanı: Nisan 23, 2018 Paylaş Oluşturma zamanı: Nisan 23, 2018 Kaside Arapça kökenli bir kelimedir. Anlamı yaklaşmak ve niyet etmek demektir. Edebi anlamına bakıldığında ise, kişiyi övmek ve belli bir amaç için yazılmış şiirleri ifade etmektedir. Yazımızda genellikle din ve devlet büyüklerini övmek için yazılan, gazelden daha uzun olan kaside hakkında bilgilere yer verilmiştir. Kasidenin özellikleri, bölümleri, ünlü kaside şairleri anlatılmıştır. Edebiyatın en çok yer kaplayan bölümlerinden birisi olan divan şiirleri, kendi içerisinde farklı isimlerle sınıflandırılmışlardır. Bunlardan bir tanesi de divan şiirlerinin en önemlilerinden olan kasidedir. Kaside Arapça kökenli bir kelimedir ve niyet etmek, yaklaşmak anlamlarına gelmektedir. Edebiyatta ise belli bir amaç uğruna yazılmış şiir veya bir kişiyi övmek karşılığında ondan yardım isteme durumudur. Kasideler tarih araştırmacıları tarafından son derece önemli bir yere sahiptir. Çünkü yazıldığı dönemin sosyal ve kültürel tarihinden haber veren bir belge ve bilgi kaynağı olarak görülmektedir. Kasideler siyasal ve kültürel tarihin pek çok döneminde yazılmış edebi eserlerdir. Döneminin devlet adamları, tarihi kişilerin biyografik bilgileri, sosyal hayatta yaşananlar, ekonomik ve siyasi durum gibi daha birçok konuda bilgi kaynağı olan kasideler, bu zengin içeriği nedeniyle tarihi araştırmalara büyük katkı sağlamıştır. Kaside Nedir? Kaside; din ya da devlet büyüklerinin uzun uzun övüldüğü, çeşitli bölümlere ayrılan ve tamamen olumlu duygular içeren bir divan şiiri türüdür. Kendi içerisinde birçok özelliği ve bölümleri bulunan kaside, divan edebiyatının en önemli türlerinden biridir. Kasidenin Özellikleri Nelerdir? Kelime anlamı olarak kast etmek, niyet etmek olan kasidenin birçok özelliği vardır. Yani ben kaside yazdım demek yeterli değil. Öncelikle nazım biçiminin beyit olması ilk şarttır. Kasidelerin başlıca özellikleri şunlardır; Kaside beyitler halinde yazılır. Genelde 2 satırlık yazılan şiirlerde her 2 satır bir beyiti ifade etmektedir.Kasidenin belirli bir şekli vardır. Bu şekle bağlı olarak bütün kasideler 15 beyit ile 99 beyit arasında yazılır.Kasidenin kafiye düzeni, yine divan edebiyatının bir şiiri olan gazeldeki gibidir: aa, bb, cc, dd, ee….Kasidenin ilk ve son beyitlerinin belirli isimleri vardır: İlk beyite matla, son beyite makta denir.Kasidede bulun en güzel beyit beytül kasid olarak anılırken, şairin adının bulunduğu beyit de taç beyit olarak adlandırılır.Divan edebiyatında kasideleriyle ünlü olan bazı şairler: Nefi, Fuzuli, Ahmet Paşa… Kasideler isimlendirilirken bazı özelliklerinden yararlanılır.Türü, giriş bölümünde işlenen konu ve redif kasidelerin isimlendirilmesinde rol oynarlar.Tevhit, münacat, naat ve methiye olarak konusuna göre isimlendirilebilirler. Kasidenin Bölümleri Nelerdir? Kasideler 6 bölümden oluşmaktadır. Bir şiirin kaside olabilmesi için aşağıda saydığımız bölümlerin sırasıyla tamamlanması gerekmektedir. İşte kasidenin bölümleri ve içeriğinin nasıl olması gerektiği; Nesib: Teşbib olarak da adlandırılan bu bölüm kasidenin giriş bölümüdür. Şair bu bölümde ya tasvir yapar, ya da sevgiliyi bazı özelliklerini abartarak över. Bu bölümde genelde olumlu duygular yansıtabilecek beyitler bulunur ve konusu da genelde güzellikler, doğa, at, sevgili, çiçek gibi şeylerdir. Kasideler isimlendirilirken giriş bölümü göz önünde tutulacaktır.Girizgah: Bu bölüm çok kısa tutulur ve genel olarak 2 beyittir. Bu bölümde asıl konuya girilmeden önce son sözler söylenir. Okuyucu konuya hazırlanır.Methiye: Bu bölüm kasidenin can damarıdır. Bölümde kasidenin asıl amacı işlenmektedir. Kaside kime sunulacaksa ki bu her zaman ya bir devlet büyüğü, ya bir din adamı ya da padişahtır; bu bölümde ona övgüler yağdırılır. Özellikleri çok fazla abartılarak anlatılır, olmayan iyi özellikler kasidenin sunulacağı kişiye yüklenir. Çok ağır ve sanatlı bir dil kullanılmasıyla dikkat çeker.Tegazzül: Her kasidede bulunmayan bir bölümdür. Burada şair, kasideyi sunduğu kişiyi övdükten sonra araya bir gazel ekleyecektir.Fahriye: Şair kasidenin sonuna yaklaşırken fahriye adı verilen bu bölümde kendini över. Şairin kendini kasideyi sunduğu kişiden daha az övmesi, sunulan kişinin kasideyi beğenmesinde önemlidir. Yine bu bölümde de dil çok sanatlıdır.Dua: Kasidenin son bölümüdür. Şair burada kendisi için, ülkesi için, övdüğü kişi için Allah’tan güzellikler diler. Duanın kasideye eklendiği bölüm olarak da bilinir. Divan Edebiyatında Ünlü Kaside Şairleri https://bilgihanem.com/wp-content/uploads/2015/01/divan-edebiyatinda-unlu-kaside-sairleri-696x298.jpg Konularına göre çeşitlilik arz eden kaside şiirleri günümüzde neredeyse yok olmaya yüz tutmuştur. Tarihimize baktığımızda her şairin, kendi tarzında kaside yazdığını görmekteyiz. Türk edebiyatındaki en ünlü kaside şairleri şunlardır; Fuzuli: 16. yüzyıl şairi olan Fuzuli divan edebiyatında bir ilke önderlik etmiştir. Hem Arapça, hem Farsça, hem de Türkçe divanı olan şair bu özelliği ile divan edebiyatında çok fazla tanınır. Ayrıca Fuzuli’nin kalemi de oldukça kuvvetlidir. Şiirlerini Azeri Türkçesi ile yazar ve kaside alanında Su Kasidesi ile ünlüdür.Nefi: Edebiyatın en ünlü kaside şairi sayılan Nefi, 17.yüzyılda yaşamıştır. Nefi, her eserinde çok abartılı bir anlatıma sahiptir. Kasidenin yanı sıra hiciv de yazan Nefi, abartılı eleştirisi yüzünden boğdurularak öldürülmüştür.Baki: 16. yüzyıl şairi olan Baki, bu dönemde şairler sultanı olarak bilinir. Yaşamını da hep saraylarda geçirmiştir. Sarayın olanaklarının tamamına sahip olan Baki, bu yüzden de sık sık kaside yazmıştır. Baki’nin bir de divanı vardır. Kaside Örnekleri https://bilgihanem.com/wp-content/uploads/2015/01/kaside-ornekleri-696x298.png Ünlü divan şairi Fuzuli’nin “ Su Kasidesi” ismini verdiği kaside, en güzel kaside örneklerinden biridir; Saçma ey göz eşkden gönlümdeki odlara su Kim bu denlü dutuşan odlara kılmaz çâre su (Ey göz! Gönlümdeki (içimdeki) ateşlere gözyaşımdan su saçma ki, bu kadar (çok) tutuşan ateşlere su fayda vermez.) Âb-gûndur günbed-i devvâr rengi bilmezem Yâ muhît olmış gözümden günbed-i devvâra su (Şu dönen gök kubbenin rengi su rengi midir; yoksa gözümden akan sular, gözyaşları mı şu dönen gök kubbeyi kaplamıştır, bilemem.) Zevk-ı tîğundan aceb yoh olsa gönlüm çâk çâk Kim mürûr ilen bırağur rahneler dîvâra su (Senin kılıca benzeyen keskin bakışlarının zevkinden benim gönlüm parça parça olsa buna şaşılmaz. Nitekim akarsu da zamanla duvarda, yarlarda yarıklar meydana getirir.) Su Kasidesi, fâ’ilâtün / fâ’ilâtün / fâ’ilâtün / fâ’ilün vezniyle yazılmıştır. Şair bu kasidesinde, Hz. Muhammed (SAV)’e duyduğu sevgiyi ve saygıyı dile getirmektedir. O’na duyduğu sevgiyle birlikte, suya duyulan hasret ve aşk da bu satırlarda yer bulmuştur. https://youtu.be/x7fAvkvdTX0 Kaynak: https://bilgihanem.com Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.