paranormalfikir Oluşturma zamanı: Nisan 23, 2018 Paylaş Oluşturma zamanı: Nisan 23, 2018 Bazı sorularım olacak, fikirler almak istiyorum... Sıfır ya da ikinci el kitap aldığınızda, okumadan veyahut rafa kaldırmadan önce kitaplarınızı silip temizliyor musunuz? Temizlik malzemesi olarak ne kullanıyorsunuz? Islak mendil + peçete ikilisi mi yoksa lcd ekran temizleyicisi + microfiber bez mi? Bazı kitapların kapakları aşırı tozlu, kirli oluyor, ıslak mendil yerine doğal içerikli ekran temizleyicisi kullanmaya başladım. Hem antistatik özellikte olduğu için, tozlanma süresini epey geciktiriyor. Ve daha da ekonomik... Kapaklı kitaplık mı yoksa açık görünür rafları mı tercih edersiniz? Raflı sistemden kapaklıya geçmeyi düşünüyorum, zira bunca toz başıma bela oldu... Son olarak; kalemle çizer misiniz ilginizi çeken satırların altını? Çizen, neden çizer? Bazılarıysa hiç hoşlanmazlar kitaba izler bırakılmasından... (Olası içsel yargılamalara karşı, bir küçük de otosavunma yapmak isterim... Aslında henüz delirmedim, bunca sıkıntım varken, keşke tek derdim bu olsa, fakat şu toz meselesinden gerçekten çok sıkıldım.) 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
AurorA Yanıtlama zamanı: Nisan 23, 2018 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 23, 2018 Az nemli bez kullanıyorum ben toz almak için. Cam kapaklı kütüphane fikri çok hoşuma gitmişti, ancak fiyatlarını görünce, kapaksız olanına yönlenmiştim. Kitap okurken altını çizmeyi, kitabın sevdiğim bölümlerini kıvırmayı sevenlerdenim. Elbette çok değerli bir hazinedir ancak, bana göre kitaplar okunmak içindir, tapılmak için değil. Aynı şekilde sahaftan aldığım kitapların içinde küçük notlar, çizilmiş yerler, resimler vb şeyler bulduğumda mutlu olurum. Bu güzel bir şeydir, kitaba can katar. Benden önce o kitabı okuyan insanın izlerini görmek keyif verir. Ama tabi çay - kahve lekesi ve yiyecek kırıntısı çıkarsa sinir olabilirim 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Cronos Yanıtlama zamanı: Nisan 23, 2018 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 23, 2018 Bazı sorularım olacak, fikirler almak istiyorum... Sıfır ya da ikinci el kitap aldığınızda, okumadan veyahut rafa kaldırmadan önce kitaplarınızı silip temizliyor musunuz? Temizlik malzemesi olarak ne kullanıyorsunuz? Islak mendil + peçete ikilisi mi yoksa lcd ekran temizleyicisi + microfiber bez mi? Bazı kitapların kapakları aşırı tozlu, kirli oluyor, ıslak mendil yerine doğal içerikli ekran temizleyicisi kullanmaya başladım. Hem antistatik özellikte olduğu için, tozlanma süresini epey geciktiriyor. Ve daha da ekonomik... Kapaklı kitaplık mı yoksa açık görünür rafları mı tercih edersiniz? Raflı sistemden kapaklıya geçmeyi düşünüyorum, zira bunca toz başıma bela oldu... Son olarak; kalemle çizer misiniz ilginizi çeken satırların altını? Çizen, neden çizer? Bazılarıysa hiç hoşlanmazlar kitaba izler bırakılmasından... (Olası içsel yargılamalara karşı, bir küçük de otosavunma yapmak isterim... Aslında henüz delirmedim, bunca sıkıntım varken, keşke tek derdim bu olsa, fakat şu toz meselesinden gerçekten çok sıkıldım.) Kitaplar ile yatıp kalkan biri olarak memnuniyetle cevap vermek isterim bunlara kendimce; İl Halk kütüphanelerinde (hepsinde var mı bilmiyorum) arındırma temizleme cihazı oluyor. İkinci el türü kitaplarını bu cihaza koyarak bir 15 20 saniye tutman mikrobunu kırar. Ben kitapların okur üzerinde level etkisi taşıdığına inanırım. Her kitabı bir tutmaz bence okur. O yüzden daha değerli, nadir bulunan kitapları koyacağın yer konusunda özellikle dikkatli olmanı öneririm. Çünkü onları bir yere koyduğunda o yerden yıllar boyunca kıpırdatmayacağından emin olmalısın. Onun dışında cam kaplı yahut açık olmasının çok etkisi olmayacaktır. Çünkü kitaplar bulunduğu ortamın havasına adapte olur ve uzun bir süre orada kalan kitabı başka bir atmosferde, ortamda okumaya kalktığında sayfaların buruşup, büzüşmeye başladığını göreceksin. ve toz bu kadar sıktıysa cam kaplı kullanman o tozu engeller biraz önce bahsettiğimi engellemese de. Fakat kapaklı hiç olmaz veya ne bileyim olmamalı ya. Yine de tavsiyem açık olmasıdır ki o kokuyu odanın her yerinde daha iyi algılayabilesin.. Kalemle çizme konusuna gelince bu bana ders çalışıyormuş hissi veriyor doğrudan ve kitabı kaçırıyorum. Ders çalışma hissini hiç sevmeyen biri olarak ve kitaplara gözü gibi bakan biri olarak dokunmuyorum kitaplara. Ayrıca ek olarak bir şey içerken asla kitap okuyamam, okuyorsam sadece okumalıyım:D Çizebilenleri ise bazen kıskanıyorum ve saygı duyuyorum.. 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
DenizFeneri Yanıtlama zamanı: Nisan 23, 2018 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 23, 2018 Kitabımı asla çizmem hele özellikle kurşun kalemle çünkü bir kazayla okunabilirliği mahvolabilir.Ama belki daha önemsiz yerlere küçük notlar bırakabilirim bilemiyorum... Bu bana kütüphanede gördüğüm bir kitabın anısını hatırlattı.Bir gün kütüphanede türk yazarlara ayrılmış bölümün içinde gezinirken Aşk-ı Memnunun farklı bir baskısını buldum-kütüphanede kapağı biraz değişik olmak üzere iki tane vardı- kitabın içine bakayım bir de ne göreyim?Kitapta hani o ilk sayfalar olur ya pek bir şey yazmaz, orada boş bir köşeye bırakılmış bir kırmızı öpücük işareti,altında da numara Böyle ilginç şeylere rastlayabiliyorsunuz kullanılmış kitap alınca 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
paranormalfikir Yanıtlama zamanı: Nisan 24, 2018 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 24, 2018 Az nemli bez kullanıyorum ben toz almak için. Cam kapaklı kütüphane fikri çok hoşuma gitmişti, ancak fiyatlarını görünce, kapaksız olanına yönlenmiştim. Kitap okurken altını çizmeyi, kitabın sevdiğim bölümlerini kıvırmayı sevenlerdenim. Elbette çok değerli bir hazinedir ancak, bana göre kitaplar okunmak içindir, tapılmak için değil. Aynı şekilde sahaftan aldığım kitapların içinde küçük notlar, çizilmiş yerler, resimler vb şeyler bulduğumda mutlu olurum. Bu güzel bir şeydir, kitaba can katar. Benden önce o kitabı okuyan insanın izlerini görmek keyif verir. Ama tabi çay - kahve lekesi ve yiyecek kırıntısı çıkarsa sinir olabilirim Hımm cam kapaklı kütüphane hiç aklıma gelmemişti, bunu bi araştırıp ileride büyük ihtimal uygulayabilirim. Ben de altını çizen, notlar alanlardanım. Fakat bi süre sonra takıntı hâline gelmeye başladı bende. İkinci ellerin içinden eski para, takvim yaprağı vs. çıktığı olmuştu. Yani burada önemli olan, kitabın yemek yenilmiş masa gibi kırıntılarla dolu olup olmaması. Kitaplar ile yatıp kalkan biri olarak memnuniyetle cevap vermek isterim bunlara kendimce; İl Halk kütüphanelerinde (hepsinde var mı bilmiyorum) arındırma temizleme cihazı oluyor. İkinci el türü kitaplarını bu cihaza koyarak bir 15 20 saniye tutman mikrobunu kırar. Ben kitapların okur üzerinde level etkisi taşıdığına inanırım. Her kitabı bir tutmaz bence okur. O yüzden daha değerli, nadir bulunan kitapları koyacağın yer konusunda özellikle dikkatli olmanı öneririm. Çünkü onları bir yere koyduğunda o yerden yıllar boyunca kıpırdatmayacağından emin olmalısın. Onun dışında cam kaplı yahut açık olmasının çok etkisi olmayacaktır. Çünkü kitaplar bulunduğu ortamın havasına adapte olur ve uzun bir süre orada kalan kitabı başka bir atmosferde, ortamda okumaya kalktığında sayfaların buruşup, büzüşmeye başladığını göreceksin. ve toz bu kadar sıktıysa cam kaplı kullanman o tozu engeller biraz önce bahsettiğimi engellemese de. Fakat kapaklı hiç olmaz veya ne bileyim olmamalı ya. Yine de tavsiyem açık olmasıdır ki o kokuyu odanın her yerinde daha iyi algılayabilesin.. Kalemle çizme konusuna gelince bu bana ders çalışıyormuş hissi veriyor doğrudan ve kitabı kaçırıyorum. Ders çalışma hissini hiç sevmeyen biri olarak ve kitaplara gözü gibi bakan biri olarak dokunmuyorum kitaplara. Ayrıca ek olarak bir şey içerken asla kitap okuyamam, okuyorsam sadece okumalıyım:D Çizebilenleri ise bazen kıskanıyorum ve saygı duyuyorum.. Çizerken konsantrasyonum dağılıyor, çizmesem de aklım geride kalıyor, onun için çizmeye devam. Çay, kahve, yiyecek falan bana da uymuyor. O işi daha çok, instagram'da 'puslu kız modunda' takılanlar başarabiliyor sanırım. Kahve, yamurlu hava, cam kenarı,uzun kollu kazak ve kitap. Birde güneşe de dikkat etmek lazım, oda fazla güneş alınca kapaklarda solma olabiliyor. Kitabımı asla çizmem hele özellikle kurşun kalemle çünkü bir kazayla okunabilirliği mahvolabilir.Ama belki daha önemsiz yerlere küçük notlar bırakabilirim bilemiyorum... Bu bana kütüphanede gördüğüm bir kitabın anısını hatırlattı.Bir gün kütüphanede türk yazarlara ayrılmış bölümün içinde gezinirken Aşk-ı Memnunun farklı bir baskısını buldum-kütüphanede kapağı biraz değişik olmak üzere iki tane vardı- kitabın içine bakayım bir de ne göreyim?Kitapta hani o ilk sayfalar olur ya pek bir şey yazmaz, orada boş bir köşeye bırakılmış bir kırmızı öpücük işareti,altında da numara Böyle ilginç şeylere rastlayabiliyorsunuz kullanılmış kitap alınca Eskiden kurşun kalem dışında başka çeşit kalemler de kullanırdım, şimdi yalnızca kurşun kalem... Dikkat edince pek sorun olmuyor. Daha nostaljik ve daha doğal geliyor. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
MrFaziL Yanıtlama zamanı: Nisan 24, 2018 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 24, 2018 Bu konu sayesinde tüm kitaplığımı temizledim, arasından okuyup unuttuğum kitapları ayıkladım tekrar okuyacağım. Beni kitap masrafından kurtardın sevgili dostum, çok güzel bir şeye vesile oldun teşekkürler. 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
paranormalfikir Yanıtlama zamanı: Nisan 25, 2018 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 25, 2018 Az önce denk geldim siteye, güzel bilgiler verilmiş. Kitap bakımı: yaptığımız çok hata varmış! - Zimlicious Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
adEda Yanıtlama zamanı: Nisan 25, 2018 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 25, 2018 Bazı sorularım olacak, fikirler almak istiyorum... Sıfır ya da ikinci el kitap aldığınızda, okumadan veyahut rafa kaldırmadan önce kitaplarınızı silip temizliyor musunuz? Temizlik malzemesi olarak ne kullanıyorsunuz? Islak mendil + peçete ikilisi mi yoksa lcd ekran temizleyicisi + microfiber bez mi? Bazı kitapların kapakları aşırı tozlu, kirli oluyor, ıslak mendil yerine doğal içerikli ekran temizleyicisi kullanmaya başladım. Hem antistatik özellikte olduğu için, tozlanma süresini epey geciktiriyor. Ve daha da ekonomik... Kapaklı kitaplık mı yoksa açık görünür rafları mı tercih edersiniz? Raflı sistemden kapaklıya geçmeyi düşünüyorum, zira bunca toz başıma bela oldu... Son olarak; kalemle çizer misiniz ilginizi çeken satırların altını? Çizen, neden çizer? Bazılarıysa hiç hoşlanmazlar kitaba izler bırakılmasından... (Olası içsel yargılamalara karşı, bir küçük de otosavunma yapmak isterim... Aslında henüz delirmedim, bunca sıkıntım varken, keşke tek derdim bu olsa, fakat şu toz meselesinden gerçekten çok sıkıldım.) Pek bilinçli olmadığımı öncesinde belirteyim. Biraz da anket tadında bi konu olduğundan ben de ne yaptığımı paylaşayım. Çok sıkıntılı bi hareketim varsa onlara karşı gözünüzü seveyim uyarın. Yeni aldığım kitapları ikinci el olmadığı sürece pek temizleme ihtiyacı duymuyorum ben aşırı tozlu vs olmadığı takdirde. İkinci el aldıklarımıysa kitabın sağlamlık derecesi müsade ettiği ölçüde siliyorum çünkü kapakları kirlenmiş oluyor genelde. Temizlemek için ıslak mendil kullanıyorum ben. ıslak mendille temizleyip ardından hızlıca kuru mendille siliyorum nemlenmemesi için. Ki muhtemelen daha sağlıklı bi yolu vardır bunun. Açık renk, özellikle beyaz kitapların kapakları kurşun kalemden vs çok leke olduğundan onlara sık sık silgiyle dalmak gibi bir huyum var ayrıca. Bence kapaklı kitaplık hoş bir tercih değil. Sanki kitabın el altında oluşunu kısıtlıyor gibi geliyor bana çok da etkili olmasa da. Lakin toz sorunuyla baş etmek çok zor geliyorsa, cam kapaklı daha iyi bir tercih olabilir. Ben kitabın satırlarının altını çizen, işaretler koyan, gerekirse sağını solunu katlayan, üzerine notlar alan okuyuculardanım. Sebebi o kitabı tekrar elime aldığımda bana hızlı bir turla kitabı tekrar yaşatacak, bilgileri özetleyecek halde bulmak istemem veya sevdiğim bölümlere tekrar denk gelmek istemem. Bence kitapların içeriği sonuna kadar sömürülmeli ve bu da yardımcı oluyor. Ha şöyle bir şey de var, bazen bu "aman şunu kaçırmayayım/çizeyim/işaretleyeyim" takıntısı akıcılığın önünde engel oluyor. Hatta bazen kitabı nitelikli bi şekilde çizemediğim için rahatsız oluyorum. Kimileri vardır hiç çizmeden, işaretlemeden hakim olur kitaba. Öylesi ne ala. Ben şahsen o kabiliyete sahip olduğumu düşünmüyorum. Eskiden daha farklı yaklaşırdım. Yine çizerdim ederdim lakin bunu çok dikkatli yapardım. Ayrıca kitabın fiziksel yapısını bozmamaya, lekelenmemesine çok dikkat ederdim. Kitapların kapaklarının kartonu köşelerden ayrılmaya başladığı için (sanırım en kolay hasar gören kısım da oraası zaten) köşelerini çapraz bir biçimde kalın bantlarla bantlamışlığım falan var, işe yarıyor. Artık daha çok 'yaşanmışlık' arıyorum kitaplarda. Yine kibar ve saygılı davranmak şartıyla; katlanmış, kıvrılmış, kırılmış, yazılmış, çizilmiş... rahatsız etmiyor beni. Aksine hoşuma gitmeye başladı. Hatta kitaplarımı ödünç verdiklerime de isterlerse üzerinde bir şeyler bırakabileceklerini söylüyorum (ki bu noktada kişiye verdiğim değer önemli tabi). Böylesi rafta mükemmel halleriyle durmalarından daha çok hoşuma gidiyormuş meğer. En son ödünç verdiğim kitabı öyle doğal ve güzel eskimiş bir şekilde geri aldım ki bu beni mutlu etti. Şu an iki kitaplık var evde. Birisi odada duruyor ve eski, okunmuş, sabit duran kitaplar orada. İkincisi salonda duruyor ve yeni aldıklarımı, okumadıklarımı veya yakın zamanda okuduklarımı kapsıyor. İkincisine elimi atıp, önünde oturup vakit geçiriyorum sık sık ve temiz kalıyor böylece. Eski kitaplığın toz sorununu kitapların arasında boşluk bırakmayarak tıkış pıkış dizerek, dikine sıraların üstüne yatay sıralar da geçerek azalttım sanırım. Tabii pek sağlıklı bi yöntem değil. Ancak, zaten kalabalık ve dolayısıyla dağınık olduğundan pek de başka şansım yok sanırım. Herkesin bi kitaplığını temizleyesi geliyordur mutlaka bu başlıktan sonra. Vakit bulduğumda yine girişeyim. Zaten düzenlemem gerekiyordu. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
AurorA Yanıtlama zamanı: Nisan 26, 2018 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 26, 2018 adeda'nın mesajını okuyunca aklıma geldi... Bir de kitaplığın boşluk yerlerine doldurulan ıvır zıvırların temizlenmesi sorunu var... Kitapları temizlemekten daha sıkıntı verici bir süreç oraları temizlemek... Benim kütüphanem de salonda duruyor ve elimize geçeni oraya tıkıştırıyoruz. Son taşınma sırasında kitapları oldukça düzensiz yerleştirmiştim bir de... Sanırım ilk fırsatta kitapları tarzlarına göre bir ayrıma tabi tutup bölümlere ayırmak, bir şekilde kütüphanenin kenarına yerleşmiş ve orayı evi haline getirmiş ıvır zıvırlara başka yerler bulmam gerekecek Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.