NizaL Oluşturma zamanı: Haziran 25, 2018 Paylaş Oluşturma zamanı: Haziran 25, 2018 Şırınga ile idam yoluyla geçmişteki birçok dehşetli yönteme son verilmiş oldu. Ancak iğnenin yol açtığı bazı sorunlu vakalar bu yöntemin de sorgulanmasına neden oluyor. Son sözleri "Seni seviyorum" oldu; sonra Kuran'dan dua okudu. Cinayet suçundan ölüm cezasına çarptırılan Charles Brooks, ölüm bedenine girerken bakışlarını sevgilisinden uzaklaştırdı. Burası Texas cezaevi, yıl 1982'ydi ve ABD'de bir suçlunun idamı için ilk kez şırınga kullanılıyordu. Bundan önce idamlar elektrikli sandalyede yapılıyordu. Bugün bu yöntem işkence olarak görülüyor. Gerçekten de sandalyede oturanlara elektrik verildiğinde bazen gözleri yuvalarından fırlıyor, saçları tutuşabiliyordu. Yanlarında sürekli yangın söndürme tüpüyle gardiyanların olması bundandı. Şırıngayla ölüm daha ileri teknolojili, kansız ve acısız bir ölüm olarak olumlu karşılandı. Brook'un idamında bir görgü tanığı, onun önce esnediğini, sonra iç geçirdiğini ve birkaç dakika sonra doktor muayenesiyle ölümünün ilan edildiğini anlatıyordu. Bugün Amerika'da ölüm cezasının uygulandığı tüm eyaletlerde şırıngayla ölüm ilk tercih durumunda. Ancak bu konuda herhangi bir araştırma yapılmadığı için belki de bu yöntem de göründüğü kadar sorunsuz değildir. 2005'e gelindiğinde şırıngayla idam binden fazla hükümlüye uygulanmıştı. Bilim insanları bu konuda bir araştırma yapmaya karar verdi. Texas ve Virgina'daki kayıtlar incelendiğinde, şırınga uygulanan mahkumların yüzde 44'ünün ölümleri sırasında olayın farkında olma ve acı çekme ihtimallerinin yüksek olduğu sonucuna varıldı. Şırıngadaki zehirler kasları felce uğrattığı için bağırma veya çırpınma şansları olmuyordu. Daha sonra yapılan bir araştırmada ise kalbi durdurması için şırıngadaki ölümcül kokteyle eklenen zehrin işe yaramadığı görüldü. Bu araştırmayı da yürüten cerrah Leonidas Koniaris, "Veriler incelendiğinde ölümün nefes alamamaktan kaynaklı boğulma nedeniyle gerçekleştiği gibi ürkütücü bir sonuca işaret ediyor," diyor. "Bu bir kabus. Sonuçta insanları öldürürken sadece görünürde zalim olmayan bir yöntem uyguluyormuşuz." Amerikalıların çoğu ölüm cezasına onay verse de bunun acısız olması gerektiğini düşünüyor. http://i.hizliresim.com/8z2pd7.jpg İdamlar binlerce yıldır kamuya açık bir halde yapılıyor. İdam için zehirli şırıngada kullanılan bazı ilaçların tedarikinde yaşanan sıkıntı nedeniyle yeni alternatifler deneniyor. Bu nedenle birçok idamda sorunlar yaşandı. Öyle ki bunlardan birinde mahkumun ölümü iki saati bulmuş ve bu sırada 640 kez nefes alma mücadelesi vermişti. Kısacası şırıngayla idamın kriz halinde olduğu söylenebilir. Peki daha insani başka yöntemler var mı? İdamlar binlerce yıl boyunca kamuya açık seyirlik olaylar oldu. İnsanları hayvanlarla birlikte çuvala koyup boğmaktan, akciğerlerini sökmeye kadar birçok yöntem uygulandı. İran'da insanlar başları ve uzuvları dışarıda kalacak şekilde iki kayık arasına konur, sonra üzerine bal ve süt dökülerek fareler yesin diye bırakılırmış. Delhi'de ise 14. yüzyılda idam mahkumları, dişlerine kesici alet bağlanan fillerin önüne atılırmış. Giyotin İdam cezasının daha insani bir yöntemle uygulanması arayışı yüzyıllardır var. 1789'da bu amaçla giyotin kullanılmaya başlandı. Fransız Devrimi yeni başlıyor, çok sayıda soylunun kafası uçuruluyordu. Bu işin baltayla yapılması çok etkili olmuyordu. İdamların daha insani yöntemlerle yapılması konusunda kafa yoran doktor Joseph Ignace Guillotin, mucidi kendisi olmasa da kendi adını alan giyotini geliştirdi. Yukarıdan düşmesi ve bıçağının keskin olması nedeniyle iple asmaktan çok daha etkili bir yöntemdi bu. Laboratuvarda kullanılan fareler deneylerin ardından minik giyotinlerle öldürüldüğü için onlar üzerinde yapılan araştırmalar insan hakkında da bir fikir verebilir. 1975'te yapılan bir araştırmada giyotinden sonra farelerde bilinç halinin 9-18 saniye devam ettiği görüldü. Diğer hayvanlarda da aynı şey söz konusuydu. Asmak Kafa kesmek bugün hala kullanılsa da (Suudi Arabistan'da 2017'de 146 kişiye uygulandı) iple asmak günümüzün en yaygın yöntemi. Bunun için 'kısa düşme' ve 'uzun düşme' diye iki ayrı yöntem kullanılıyor. Kısa düşmede ölüm boğulma yoluyla olduğu için oldukça acı verdiği biliniyor. Uzun düşmede ise kurbanın boyun kemiği kırılıp omuriliği parçalanıyor ve bir saniye içinde tansiyon sıfıra düşüyor. Kurban derhal bilincini kaybettiği için bu yöntem daha insani bulunuyor. Ancak kalp atışları idamdan sonra 20 dakikaya kadar devam edebiliyor. Düşme mesafesinin çok iyi ayarlanması gerekiyor. Mesafe uzun olduğunda kafanın kopma tehlikesi olabilirken, kısa olması halinde de boğulma süreci uzun sürebiliyor. Bu tür uygulama sorunları yüzünden ABD'de 1996'dan beri kimse asılarak idam edilmedi. Kurşuna dizmek Genellikle savaşta ve askeri suçlarda başvurulan bir yöntem olduğu sanılsa da kurşuna dizmek bir süre önce Utah eyaletinde yedek idam yöntemi olarak kabul edildi. Kuzey Kore'de de bu yöntem kullanılıyor. İdam mahkumu gözleri bağlı halde bir sandalyeye bağlanıyor. Karşısında silahlı beş görevli göğsüne ateş ediyor. Silahlardan biri boş mermi içeriyor. 1938'de kurşuna dizildiği sırada kalbine EKG bağlanan bir mahkumun kalbinin kurşunlar isabet ettikten 15 saniye sonra durduğu tespit edilmişti. Kalp durduktan sonra ise beyinde 30 saniye kadar süren bir yüksek aktivite yaşandığı ve sonra her şeyin durduğu tahmin ediliyor. Elektrikli sandalye Elektrikli sandalye asma yoluyla idama daha insani bir alternatif olarak geliştirilmişti. Giyotin ve şırınga gibi onun da medeni ve bilimsel olduğu düşünülüyordu. Ancak sonra bu yöntemin de sorunlar çıkardığı ve acıya neden olduğu görüldü. Tartışmalı duruma rağmen ABD'nin dokuz eyaletinde elektrikli sandalye hala yedek yöntem olarak kullanılabiliyor. Nitrojen hipoksi Alternatif olarak sunulan son yöntem bu. Hava yerine nitrojen veya helyum gibi bir gaz solutuluyor. Havada da zaten yüzde 78 oranında nitrojen bulunuyor. 1960'larda gönüllü deneklerle yapılan bir deneyde saf nitrojen solumaya başladıktan 17-20 saniye sonra bilinç yitimi olduğu, bundan üç saniye sonra da nefes almanın tümüyle durduğu görüldü. Ayrıca vücut oksijen eksikliği yaşadığını tespit edemediği için herhangi bir acı da yaşanmıyor. Sadece, karbondioksit artması nedeniyle eğersiz sonrası bacaklarda oluşan ağrı gibi bir ağrı hissediliyor. Ama diğer yöntemlerdeki boğulma hissi yaşanmıyor. "Ölüm cezası insani bir eylem değildir." Peki ne hissediliyor? Uçakla belli bir yüksekliğe çıktığında atmosfer inceldiği için pilotların oksijen takviyesi alması gerekiyor. Aksi halde 30 saniye kadar sonra acı çekilmese de tuhaf bir hissin vücuda yayıldığı belirtiliyor. Bunun farkına varıp tedbir almayan bir pilot Meksika Körfezi üzerinde kaybolup hayatını kaybetmişti. Bugün üç ABD eyaletinde hipoksi yöntemi yedek yöntem olarak kabul edilmiş durumda. Ancak Ölüm Cezası Bilgi Merkezi yöneticisi Robert Dunham bu konuda şunları söylüyor: "Amerikan Veterinerler Derneği ile Dünya Hayvan Koruma Derneği, nitrojen hipoksinin hayvanlara ötenazi için uygun olmadığını söylüyor. İddia edildiği gibi bu hızlı bir yöntem değil. Kedi ve köpekler bilincini yitirmeden önce öldüklerinin farkına varıyor ve bir domuzun ölmesi en az yedi dakikayı buluyor." Hipoksi uygulanan mahkumun nasıl davrandığı önem taşıyor. Örneğin nefesini tutuyor veya derin nefes almıyorsa ölüm çok daha uzun sürebiliyor. Yani teorinin idam odasına uygulanmasında sorunlar çıkabiliyor. Dunham'a göre her halükarda kurbana önce anestezi uygulanması gerekir. Bu ise şırınga ile ölümde karşılaşılan sorunları ortaya çıkarıyor yine: Hiçbir ilaç şirketi ilaçlarının insanları öldürmek için kullanılmasını istemiyor. "İdam konusunda insanların şunu anlaması lazım: Ölüm cezası insani bir eylem değildir." Zaria Gorvett BBC Future Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.