paranormalfikir Oluşturma zamanı: Ağustos 23, 2018 Paylaş Oluşturma zamanı: Ağustos 23, 2018 Eylül 1996 da Güney Peru'nun Hayu Marca dağlık bölgesinde kayalar üzerine kazınmış gizemli dev bir kapı figürü keşfedildi. Kapının 1996 yılının başlarında keşfedilmesinden hemen sonra, Mamani, Puno, La Paz ve Lima gibi arkeoloji otoriteleri ile temasa geçilmesiyle kısa bir süre içinde arkeologlar ve İnka tarihçileri ile bölge kuşatıldı. Yapılan araştırma ve incelemeler ilerledikçe yerli, halkta bu konu ile ilgili efsanelerini, bilgilerini bölgeye akın eden araştırmacılar ile paylaşmaya başladılar. Bu bölgenin yerlileri ile konuştukça bu yapının "Tanrıların toprakları için bir ağ geçidi" olduğu ifadeleri ortaya çıkmaktaydı. Efsanelerden birinde “Çok uzun bir zaman önce büyük kahramanların, yeni görkemli bir yaşam ve ölümsüzlük kazanmak, tanrılara katılmak için bu kapıdan geçip gittikleri” anlatılmaktaydı. Bir başka Peru efsanesine göre de; “İspanyol gezginlerin Peru’ya ilk adım attıkları zaman altın ve değerli taşları İnka kabilelerinden zorla yağmalayarak aldıkları sırada, Yedi ışın tapınağında Aramu Maru isimli bir rahip bir şafak vakti tapınakça kutsal sayılan bir altın diski "yedi ışınları - Tanrıların anahtarı" İspanyollardan kaçırarak Hayu Marca dağlarına sakladı. Onu izleyen rahiplerde yanına geldiklerinde Aramu Maru onlara tanrıların anahtarını gösterdi. Yapılan ufak bir ritüel sonrasında bir ışık portalı açıldı. Altın bir disk tarafından açılan bu büyülü mavi ışık tüneli önünde duran şaman rahipleri olayı şaşkınlık içinde izlerken efsaneye göre; Rahip Aramu Maru elindeki bu altın diski diğer rahiplere verdikten sonra bu ışığın içine girerek bir daha hiç görünmemek üzere ortadan kayboldu” Arkeologlar kapı üzerinde hemen sağ tarafında bulunan bir yumruk büyüklüğündeki daire biçimli oyuğun içine yine aynı daire biçimli bir disk yerleştirildiğinde böyle bir düzeneğin harekete geçirilmiş olabileceğini düşünmekteler. Yıldız Vizyonları ve Enerji alanları Bu sıra dışı antik yapıyı ziyarete gelip ona dokunanların neredeyse tamamı bu dokunuşları anında enteresan şeyler hissedip, garip deneyimler yaşadıklarını ifade etmiştirler. Kimileri o an gözlerinin önüne gelen yıldız ve uzay vizyonlarından bahsederken kimileri ise vücutlarına akan büyük bir enerji ve duygu yoğunluğu olduğundan kimileri ise alışılmadık ritmik müzik sesleri işittiklerinden bahsetmekteler. Bazı bilim çevreleri, bu olayların tamamen hayal ürünü olduğunu söyleseler de, diğer bir çok bilim adamı sonik tarayıcılarla yaptıkları incelemelerde gördüler ki kapının hemen arkasında iç içe geçmiş yapıların olduğu izlenimi veren bir oluşum bulunduğunu saptadılar. Benzer yapılara daha önce Tiahuanaco ve Titicaca, yaylası ve gölü civarında da rastlanmıştı. Bu ilginç yapılar inkar edilemez birer geçiş noktası özellikleri göstermekteydiler. Yalnız gökyüzünden görülen uzun geometrik çizgiler, Güneş kapısı anıtı, piramitler, yazıtlar, enerji merkezleri ve tür yıldız geçitleri buralarda sandığımız ve bildiğimizden çok öte gizemlerin sırların olduğunu bizlere işaret etmektedir. Özellikle son 20 yıl içinde Peru ve Titicaca Gölü civarından gelen haberlerde oldukça büyük bir UFO faaliyeti olduğunu göstermiştir. Rapor edilen ihbarların çoğu mavi küre biçimli ve parlak disklerin bu bölge üzerinde sıklıkla gözlemlendiği yönündedir. -- GALAKTİK İNSAN WEB TEAM: PERU’DA BULUNAN YILDIZ GEÇİDİ 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
boynuzsuzgeyikler Yanıtlama zamanı: Ağustos 23, 2018 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 23, 2018 Bence bunu bilim adamlarından ziyade antropologların incelemesi lazım. Çok değişik bir ritüele benziyor. Kim bilir nasıl bir inanış vardır olayın arkasında. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
paranormalfikir Yanıtlama zamanı: Ağustos 24, 2018 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 24, 2018 Aslında Dünya'nın farklı yerlerinde benzer kapı örnekleri mevcut. Tuhaf olan İnkaların devasa heykellerinde farklı insan ırklarını da işlemeleri. Bir kaya kütlesine bir tarafı İnka'lı diğer tarafı Ortadoğulu simasına sahip bir motif de işlemişler. Bu kapıların dünya sınırları dahilinde ışınlama portalı vazifesi gördüğünü iddia edenler de var. Türkiye - Eskişehir [Midas Anıtı] ...Midas Anıtı da Friglerin en önemli sanat eserleri verdiği bu dönemde, ana tanrıça olarak gördükleri Kibele için yapılmıştır. Bu yapıt 400 m2’lik bir alanda 17 metre yüksekliğindedir. Uygarlığın kendi sanat anlayışını yansıtan bu abide tüf üstüne oyulmuştur. Şu an üzerindeki bir çatlaktan başka kusuru bulunmayan yapıtın üzerinde hala çözümlenemeyen üç tane yazıt bulunmaktadır. Bu yazıtların birincisinde tanrıları olan “Ateş” ve “Kral” Midas’ın koruyucusu olarak bilinen “Midai” sözcükleri okunabilmektedir. Üçüncü yazıtta ise “baba” sözcüğü çözümlenebilmiştir. Bu bilgiler haricinde yazıtlar hala gizemini korumaktadır... -- https://gezipgordum.com/midas-aniti/ Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
boynuzsuzgeyikler Yanıtlama zamanı: Ağustos 24, 2018 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 24, 2018 Farklı isimlerde benzer kültürler olabilir. Ben hala bunun bir ışınlanma olduğunu sanmıyorum ve evet bu kadar benzer kültürler. Mesela ilk bölgede kapının arkasında bir yapı olduğu söyleniyor. Gerçekten olsa hologramları çoktan çıkarılırdı. Zira teknoloji gereğinden hızlı gelişiyor. Bunu saptayabilecek cihazlar mevcut. Sadece anlam veremediğimiz her şeye uzaylılar ya da Tanrının işi denmesini sevmiyorum. Bilimin tarafını o yüzden tutuyorum bu tür konularda ama şiddetle de iyice araştırılması gerektiğini düşünüyorum zira aşırı ilgimi çekti. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Cronos Yanıtlama zamanı: Ağustos 25, 2018 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 25, 2018 Açıkçası sembolizm ile ifade edilenin gerçek anlamıyla örtüşmediğine çok fazla şahit oldum. Kapıların sembolik anlamı ve gerçek anlamı epey farklı. Yıldız geçidi diye bahsedilen kapıların mevcut olduğunu biliyoruz ve bunlar mühürlenmiş durumdalar. Bu hatta bir geleneğe dönüşmüş zamanla. Bu mühürleri ve mühürlerin anahtarlarını taşıyan bir nevi sır katipleri mevcut durumda. Öğrenebildiğim kadarıyla da bu mühürler bilinen sistemler ile örtüşmüyor.(Örtüşüyorsa da benim bilgimin, idrağımın dışında olan ezoterik, okült sistemler) Hepsinden öte, en azından İstanbul'da bulunan geçidin bir kapı figürü olmadığından eminim, hatta 3 boyutlu gerçekliğin somut algısı dışında bir işleyişi olduğundan eminim.. Lakin gerekli çalışma ve kazıların sonuçları asla gün yüzüne çıkmayacak gibi duruyor. Kazılar devlet ve istihbarat örgütlerinin adeta birer hassas noktası konumunda. hele ki günümüzde.. Bir noktada çoğu insan için rivayet olarak kalacak. Diyebilirim ki İstanbul'un sırları ve yeraltı sistemi dünyanın en büyük ütopik gerçekliğidir:) Bu antik bulunan yapılara gelirsem, benim düşünceme göre onların gerçekliğinde idrak ettikleri soyut kavramların büyüsünde kalmaları çok olası. Bu büyü onlarda bir coşkuya ve şükran duygusuna dönüşerek bu hazzı kalıcı hale getirmek için bunları yapı haline getirmişler. Böylesine büyük bir ilham barındıran topluluklarda sanatsal gelişim olmaması zaten düşünülemez. Yakın zamanlarda farklı kültürlerde görülmesi de dünyamızın o zamanki gerçekliğinde Instagram yerine manevi, ruhsal sistemlerin görünür ve normal olması, algılanmasıdır bana göre... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
BayParadoks Yanıtlama zamanı: Ağustos 26, 2018 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 26, 2018 Açıkçası sembolizm ile ifade edilenin gerçek anlamıyla örtüşmediğine çok fazla şahit oldum. Kapıların sembolik anlamı ve gerçek anlamı epey farklı. Yıldız geçidi diye bahsedilen kapıların mevcut olduğunu biliyoruz ve bunlar mühürlenmiş durumdalar. Bu hatta bir geleneğe dönüşmüş zamanla. Bu mühürleri ve mühürlerin anahtarlarını taşıyan bir nevi sır katipleri mevcut durumda. Öğrenebildiğim kadarıyla da bu mühürler bilinen sistemler ile örtüşmüyor.(Örtüşüyorsa da benim bilgimin, idrağımın dışında olan ezoterik, okült sistemler) Hepsinden öte, en azından İstanbul'da bulunan geçidin bir kapı figürü olmadığından eminim, hatta 3 boyutlu gerçekliğin somut algısı dışında bir işleyişi olduğundan eminim.. Lakin gerekli çalışma ve kazıların sonuçları asla gün yüzüne çıkmayacak gibi duruyor. Kazılar devlet ve istihbarat örgütlerinin adeta birer hassas noktası konumunda. hele ki günümüzde.. Bir noktada çoğu insan için rivayet olarak kalacak. Diyebilirim ki İstanbul'un sırları ve yeraltı sistemi dünyanın en büyük ütopik gerçekliğidir:) Bu antik bulunan yapılara gelirsem, benim düşünceme göre onların gerçekliğinde idrak ettikleri soyut kavramların büyüsünde kalmaları çok olası. Bu büyü onlarda bir coşkuya ve şükran duygusuna dönüşerek bu hazzı kalıcı hale getirmek için bunları yapı haline getirmişler. Böylesine büyük bir ilham barındıran topluluklarda sanatsal gelişim olmaması zaten düşünülemez. Yakın zamanlarda farklı kültürlerde görülmesi de dünyamızın o zamanki gerçekliğinde Instagram yerine manevi, ruhsal sistemlerin görünür ve normal olması, algılanmasıdır bana göre... Bana da sembolik geliyor , 'Çok uzun bir zaman önce büyük kahramanların, yeni görkemli bir yaşam ve ölümsüzlük kazanmak, tanrılara katılmak için bu kapıdan geçip gittikleri' hikayesini ezoterik öğretilere girişi sembolize eden bir kapı olarak düşünüyorum kapıda bulunan yazının çevrilememesinin sebebi ritüeli dolaylı yada şifreli içeren bir kısım olduğu için olabilir o zamanki tarih ve inanç sistemi hakkında pek bilgim olmadığı için yazdıklarım keyfi bir tahmin. 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
serhanaksak Yanıtlama zamanı: Ağustos 28, 2018 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 28, 2018 Şahsi ve amatör tahminime göre sembolik bana göre. Bilim adamlarının incelemesinden pek bir şey çıkmayabilir Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.