Jump to content

Reenkarnasyon Döngüsünü Kırmak


Heretik

Önerilen Mesajlar

Şimdiye kadar hep reenkarnasyonun gerekli olduğu, sözde karmik borçları temizlemek için yüksek(!) varlıklar tarafından tasarlanan ilahi bir mekanizma olduğu çeşit çeşit medyumlar tarafından yazıldı çizildi.

 

Ancak bu foruma da adını veren Gnostisizm'e göre reenkarnasyon nedir ? : İnsan bedenlerine hapsedilen bilinç formları olarak bizlerin yaşadığı ızdıraplardan çıkan negatif enerjiyle beslenen yalancı tanrı Demiurge (gnostik metinlerdeki adıyla Yaldabaoth) ve onun piyonları olan Archonlar denen dikta yöneticilerin uydurduğu bir işkenceci döngü sistemi.

 

Şunun net şekilde farkına varmak gerek: Izdırap ölümle sona ermiyor olabilir. Fizik aleminde kendini her türden baskıcı materyal dikta olarak manifeste eden karanlık Matrix, öldükten sonra süptil titreşimli reenkarnasyon maskesi altında varlığını devam ettiriyor olabilir. Eğer bu olasılık gerçekse, şimdiden hazır olmak gerek. Ölünce bile türlü türlü hilelerle kırılgan organik bedenlerde acı çekmeye devam etmek ve bu parazit varlıklara besin kaynağı olmak için geri gönderilebiliriz.

 

Ancak bundan tamamen kurtulmak da mümkün olabilir!

 

Başlıca hilelerden biri, hollywood tarafından zihinlere kazınan beyaz ışık hilesidir. Öldükten sonra o ışığa GİTMEYİN. Çoğu zaman beyaz ışığın ucunda duygusal bağ kurulan anne-babalar, atalar, dini inanca sahip olan kişiler için peygamberler veya bizzat tanrının kendisi, dünyevi güçlere özenenler için servet, şehvet, saygınlık veya politik güç illüzyonları olabilir. Yani geri dön ve bu hayallerini gerçekleştireceksin vaatleri tuzaklarının temelini oluşturur. Dünyadayken ağır travmaya maruz kalanlar için tekrar dünyaya dönüp kendisine zarar verenden intikam alabileceğine dair vaatler, okült eğilimlerde sol-el yoluna eğilimi olanlar için aldatıcı Baphomet ve şehvetli Succubus figürleri, sağ-el yoluna eğilimi olanlar için de yalancı melek figürleri gözükebilir. Bunlar sadece ilk etapta akla gelen çeşit çeşit tuzak görüntüleridir sizi kendinize çağıran. Onlara kanıp yanına ulaştığınızda ise geri dönüşsüz reenkarnasyon zincirine tekrar bağlanıp dünyaya dönersiniz. Onlara GİTMEYİN.

 

Yani dünyadayken neye eğilimimiz, neye zaafımız varsa ufukta bize onu gösterip yemleyerek tuzağa çekebilirler. Bunu beyaz ışık adı altındaki çokça adını duyduğumuz ne olduğu belli olmayan sahne şovunda bize gösterip yanlarına gelmemizi isteyerek yapıyorlar. O ışığa vardığınızda ise geri dönülemeyecek reenkarnasyon sürecine tekrar girebilirsiniz. O ışığa GİTMEYİN ve bu sistemden tamamen çıkmaya odaklanın. Bütün yalancı tanrı figürlerini REDDEDİN. Başka bir çıkış yolu arayın. O çıkış yolunun bizzat kendi benliğinizin derinliklerinden gelen bir hisle kendini belli etmesi muhtemel. Kendi sezgileriniz en iyi rehberdir. Hiçbir dış otoriteye ihtiyacınız YOK.

 

Bir başka çok belirgin numara da KARMA veya TEKAMÜL safsataları. Gözümüzün önüne o meşhur manüpilatif film şeridi hilesini getirip, çoğunlukla yapmaktan pişmanlık duyduğumuz eylemleri göstererek: "Çok hata yaptın ama bir sonraki yaşamında yeni bir şans verilecek, hepsini düzelteceksin." söylemleriyle yine bize suni şekilde enjekte edilen suçluluk duygusunu kullanmaya çalışabilir. Oysa güya "hata"larınızı düzeltmek için tekrar bedenlenince ne olacağını sanıyorsunuz ? Tekrar tekrar aynı şeyler olacak çünkü bu düşük frekanslı karma yargıcı rolüne bürünen parazit varlıklar (Demiurgun yardımcıları olan Archonlar) sizin ızdırabınızdan besleniyor ve sonsuza dek bu döngünün tekrarlanmasını istiyorlar.

 

İşte numara da burada: Organik bedenlerimiz olmayacağı için bizi fiziksel olarak bağlayıp zorlayamazlar, ancak İKNA yoluyla geri göndermeye çalışabilirler. Yani burada ölüm sonrası bilinçler olarak sonuna kadar direneceğimiz mücadele, o yalancı baskıcı diktatör iğrenç varlıkların dünyaya dönmek için bizi ikna etmeye çalışacağı her türlü argümana net şekilde HAYIR demek.

 

Dünyadayken fiziksel bedenler aracılığıyla bizi açlık, hapis, fiziksel işkence gibi korkularla esir etmiş olabilirler. Ancak öldükten sonra bir şansımız olabilir. Onu da engellemek için ellerinden geleni yapacak olsalar da fiziksel dünyaya benzer şekilde tutsak etme şansları asla yok. Acizce tutunacakları tek ihtimalleri bizi dünyevi şeylere karşı oluşturduğumuz bilinçsiz duygusal bağlarımız olabilir. İşte o yüzden, şimdiden dünyaya dair en yakınımız bile olsa her türden duygusal bağı, her türlü maddi-manevi güç, intikam, servet, domine etme itkisi, aşk, ilişki ,evlilik,çocuk, akrabalık, din, inanç, millet, vatan gibi akla gelebilecek her türlü bağları gevşetmeli ve kopmaya hazır hale getirmeliyiz. İntihar edenler için de karma borçları gibi numaralarla geri dönmeye ikna etme şansları çok yükseliyor olabilir. O yüzden intihar eylemine girişilecekse bile ondan sonrası için çok iyi hazırlıklı olmak gerek çünkü okumalarıma göre intihar reenkarnasyon zincirinden kurtulmayı çok zorlaştırıyor olabilir.

 

Ama bizim kimseye bir karma borcumuz yok. Kimseyi kurtarmak için dünyaya geri dönmek zorunda değiliz. Kimseye bir minnet bağımız yok. Eğer ölüm sonrasında hiçbir metafiziksel oluşum yoksa (ki dileğim odur) tüm bu yazdıklarımın hiçbir önemi yoktur ve sorun olmadan huzura ereriz. Ama eğer varsa (ki böylesi bir mutlak kötülük sisteminde hiç de azımsanacak bir ihtimal değil) öldükten sonra hiçbir aldatmacaya kanmadan arkamıza bile bakmadan bu korkunç işkence matrixinden çıkmalıyız. Sonsuza dek.

 

- Heretik

 

Yararlanılan kaynaklar:

 

1)Gnostisizm üzerine her türlü okuma (Özellikle Nag Hammadi tabletleri ve John the Baptist'in apokrifi)

2) Anonim gnostik yazarların metinlerinin derlendiği "Archons: Hidden Rulers Through the Ages" online kitabı.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

çok güzel bir yazı olmuş, kafamda oluşan tek soru ya beyaz ışık haricinde bir yol bulamazsak , yani ölümsüzlük belki daha güzeldir

 

ben beyaz ışığın haricinde bir yolun olmayacağına inanmıyorum. bu dediğin sonsuz cehennemin tanımı olurdu. ancak sonsuz cehennem gibi bir fikir ancak kötücül enerjilerin yarattığı sahte bir düşünsel tuzak olabilir. bence mutlaka farklı, bireysel özgürlüğe giden bir yol olacaktır. gnostik metinlerde sıklıkla bu yolun dıştaki yalancı ışıklardan değil kişinin kendi içinden gerçek ışıktan geleceğini söylenir.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Yazı ilgimi çekti fakat mantıksız buldum. Öncelikle reenkarnasyon hep dünya üzerinde gerçekleşti bundan sonra da dünya üzerinde gerçekleşecek diye bir şey yok reenkarnasyon inancına göre farklı gezegenlerde, boyutlarda hatta belki evrenlerde form bulacağız. İkinci gözüme takılan karma ve tekamüle safsata demeniz. Karma dini bir öğreti veya batıl inanç değil evren yasasıdır. Havaya bıraktığınız elmanın yere düşmesi nasıl kesinse kaynaktan çıkan enerjinin kaynağa geri döneceği de o kadar kesindir. Karma kimseyi suçlamak veya kötü hissettirmek için yok, evrenin devamlılığı için var. Son olarak zamanı düz bir çizgi üzerinde ilerleyen bir şey gibi anlatmışsınız oysa zaman döngüseldir her şey tek bir anda gerçekleşir. Teorinizi ele alalım, diyelim reenkarnasyon döngüsünün dışına çıktık ne olacak? Kozmosla bir mi olacağız? Yaratıcı iradeyle bir mi olacağız? Bu iddianız anaokulu yeni bitirmiş bir çocuğu doktor koltuğuna oturtmanın mantıklı olduğu gibi bir şey. Bu anlattıklarınızı destekleyen bir doküman, öğreti vs. var mı gerçekten?

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Destekleyen şey akıl bence. Kaynak diye bir şeyden geldiysek, bu kaynağa geri dönüş yolumuzun Karma gibi bir sistem olması mantıksız değil mi? Bir çeşit enerjiden geldik sonuçta. Rastgele geldik, rastgele dönülür diye düşünüyorum. Yada arkadaşın dediği gibi ışıktan kaçarız, Kendi yolumuzu açarız.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Maalesef katılmıyorum. Oldukça paranoyak bir yaklaşım. Gnostisizmi ise farklı bir yönden, biraz paranoyakça algıladığını görüyorum. Monad kavramı olduğu gibi ayrıca birlik halini de kapsayan Pleroma kavramları da vardır. Bu iki kavram incelenmeksizin öte alemden bahsedilemez. Sadece Demiurge kavramı üzerinden ele alınmak tek taraflı ve hatalı bir bakış açısı olacaktır. Bu açıdan gnostisizmdeki dualiteyi iyice kavramak gerekir. Hepsi bir yana gnostisizmin Hristiyanlık içinden filizlendiğini de unutmamak gerek. Haliyle İncil ve Hristiyan teoloji üzerinden bir söylem geliştirirken, köklerini mezopotamyaya uzatmaya çalışma -ama aynı Hermetizm gibi- ortaya bir çorba çıkarmaktadır.

 

Benim şahsi fikirlerim ise felsefelerden ziyade öte alem deneyimleri... "Yüreğime Yolculuk" isimli kitabın yazarı, elinde bilimsel bulgularla ciddi anlamada ölümden mucizevi bir şekilde dönmüş bir hindu kadın. Öte alem tanımı, mevcut yükselen kuantum fiziğinin ortaya koyduğu kuantum dinamiklerle ve ayrıca eski inançların "zamansızlık" kavramıyla çok tutarlı. Okumanızı öneririm.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Senin varsayımlarına göre anladığım kadarıyla ya ölüm sonrası biz gerçek tanrı parçacığı olarak bir şekilde geriye dönmeyerek sahte tanrı simülasyonundan kurtulacak ya kandırılıp şuanki "karanlık" matrix'e geri dönecek yada bir varlık yok hepimiz "huzura" kavuşacağız.

 

Ölüm sonrası kader belirlenmiyor da sanki şekerle otobandan çocuk kaçırılıyor.

 

"Bu adam ufak bir taktikle bütün varoluş sorununu çözdü.Öğrenmek için tıklayın."

 

İyiye gitmiyorsun heretik.

 

Hadi dünya ve tanrılarla alakalı inandığın varsayımları doğru sayalım bir de bunun üzerine öldükten sonra bütün hafızanla ve şuanki kişiliğinle sen olduğunu bir de bunların üzerine insan bedeninden çıktıktan sonra zaman ve mekan da dahil olmak üzere anlayışında ve farkındalığında hiç bir değişim olmadığını ve öldükten sonra senin bu taktiğini hatırladığımızı varsayalım (aman tanrım bu insanlar cennet ve cehennemin var olduğuna nasıl inanıyorlar?)

 

Asıl ve güçlü tanrı bu simülasyona izin veriyorsa onada dönmek istediğimden emin değilim.

 

David Icke'nin teorilerininde büyük kısmı gnosticism'e dayanıyor ve senin fikirlerinde ortak çok yanını görüyorum.Gnosticsm'de de ondan hatırladığım kadarıyla asıl tanrı ve kurtuluş , ışık hüzmesi ile direk ilişkiliydi.

 

Hayatın acı verici olduğu ve insanoğlunu odaklanması gereken şeylerden alıkoymaya çalışan bir takım güçler olduğu konusunda hem fikirim.

Fakat bize sunulan çözümler ve karamsar görünüşün ardında hepsine değecek bir hayatı yaşamanın elimizde olduğunu düşünüyorum.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Reenkarnasyon olayını da Tanrı gibi kişiselleştiren bir yazı olmuş. Karma, tekamül öyle anlattığınız gibi basit şeyler değil. Bir daha ki sefere bunu düzelteceğin fırsatlar sana vereceğiz muhabbetini çevirecek cici bici bir sistem yok önümüzde maalesef. Ondan bundan kaçarak tekamül aşamasını da geçemezsin. Amaç ne zaten? acı çekerek (gerçek acı) deneyimleyerek, hatalardan ders çıkartarak, bütün belalardan en temiz şekilde kurtulmaya çalışarak bedenlenmek ve kamil insan derecesinde işi sonlandırmak. O zaman ışık değil başka bir şey görür ve gitmen gereken yere gidersin. Ayrıca o ışık seni direkt bedenlendiğin bir tünele sokmuyor bence. Bazı muhasebelerin yapıldığı bir boyutta belli bir zaman geçirip eksiklerini belirleyerek onların üzerine gidebileceğin bir boyut ve beden seçme aşaması. Bunlar çürütülebilir,üzerinde saatlerce tartışılabilir şeyler. Ayrıca ölüme ve acıya fazla anlam yüklüyoruz. Ölüm kötü bir şey değil acı da öyle. Hepsi yeni bir başlangıç ve bizi özgür kılan şeyler. Sadece dediğim gibi fazla anlam yüklüyoruz. Zamanın aslında bizim algıladığımız gibi değil de, ömrümüzü sadece 1 dakika olarak düşünürsek milyon kere bedenlenmek,ölmek, çektiğimiz acılar çok da problem olmasa gerek.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Reenkarnasyon olayını da Tanrı gibi kişiselleştiren bir yazı olmuş. Karma, tekamül öyle anlattığınız gibi basit şeyler değil. Bir daha ki sefere bunu düzelteceğin fırsatlar sana vereceğiz muhabbetini çevirecek cici bici bir sistem yok önümüzde maalesef. Ondan bundan kaçarak tekamül aşamasını da geçemezsin. Amaç ne zaten? acı çekerek (gerçek acı) deneyimleyerek, hatalardan ders çıkartarak, bütün belalardan en temiz şekilde kurtulmaya çalışarak bedenlenmek ve kamil insan derecesinde işi sonlandırmak. O zaman ışık değil başka bir şey görür ve gitmen gereken yere gidersin. Ayrıca o ışık seni direkt bedenlendiğin bir tünele sokmuyor bence. Bazı muhasebelerin yapıldığı bir boyutta belli bir zaman geçirip eksiklerini belirleyerek onların üzerine gidebileceğin bir boyut ve beden seçme aşaması. Bunlar çürütülebilir,üzerinde saatlerce tartışılabilir şeyler. Ayrıca ölüme ve acıya fazla anlam yüklüyoruz. Ölüm kötü bir şey değil acı da öyle. Hepsi yeni bir başlangıç ve bizi özgür kılan şeyler. Sadece dediğim gibi fazla anlam yüklüyoruz. Zamanın aslında bizim algıladığımız gibi değil de, ömrümüzü sadece 1 dakika olarak düşünürsek milyon kere bedenlenmek,ölmek, çektiğimiz acılar çok da problem olmasa gerek.

 

Acının ne olduğunu biliyor musun?

Empati yapabiliyor musun?

Acılarından bahsetsene biraz, ne kadar deneyimlisin görelim. :)

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Acının ne olduğunu biliyor musun?

Empati yapabiliyor musun?

Acılarından bahsetsene biraz, ne kadar deneyimlisin görelim. :)

 

Benim acım senin acını yener muhabbeti mi çevireceğiz burada? Senin acıların, bir çocuğun alamadığı oyuncak için döktüğü gözyaşlarına eş değer olabilir benim gözümde ayrıca. Kimileri içinse acı diye bir şey yoktur. Hangisinden bahsedelim?

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...