Arketiplerin Ana Fikrine Bakış

[h=2]ARKETİPLERİN ANA FİKRİNE BAKIŞ[/h][h=2]Bilinçli düşüncemiz büyük oranda bilinç dışı tarafından belirlenebilir. Bilinç dışı, bütünselliğimizin parçasıdır. Bizde varolan çeşitli özelliklerin, en yüce olanlarla en aşağı olanların bile alanıdır. İnsanın farkında olmadan davranışlarını etkileyebilir. Bize göre gerçek alemdeki her somut obje, beynin frekansları tercümesinden ibaret ve titreşimler algılara beyin tarafınca organize edilerek döndürüldüğünde onları seyrediyoruz. Beş duyunun eseri olan diğerleri de, sadece aynı frekansların ortaya çıkardığı duyumsanır. Bir de soyut dediğimiz kavramlar var. Örneğin bir küp düşünün demiş olsam, eğer önceden onun herhangi bir İDE' sine sahip değilseniz, o küpü hayal bile etmeniz mümkün değil. Bu durumda onu yapmak, form vermek de sizin için olanaksız olacak. O halde, eğer insanlık birşeyler düşünmüş, var etmiş, şekil vermişse, elbette zihinde bu şeylerin ilk protetipleri yani örnekleri bulunmuş olacaktır.[/h][h=2]Bu prototipe benzeyen İDEA'ya Arketip yani başlangıç modeli adı verilir ve doğuşumuzda önceki biçimlerimizdir ama bilinçdışımızdır. Aslında içinde bulunduğumuz alemin bilgisine özde sahip olarak ve hazır doğmuşuzdur.[/h][h=2]İlk örnekler özümüzde arketip olarak gizli ve yerleşiktir. Arketip ; deneyimlerimiz, ortak insanlık anılarımız, ortak düşünme, kıyas etme biçimlerimizden oluşan evrensel ve kalıtsal bir olgudur da aynı zamanda. Çeşitli mitolojilerde yer almış olan ve inceleyeceğimiz Tanrılarlarla Tanrıçalar, genel anlamda hem yaşam, hem ölüm için hem de zayıfları korumak ve ruhun bütünlüğünü sağlamak için eril ve dişikl olarak belirlenip tasarlanmıştır. Yaşam ereklerimiz, peşinden koştuklarımız, seçimlerimiz bizden önce gelip geçenlerinkilerle hemen hemen benzerdir ve onların mirasını aktarır. Bütün bir evren titreşin birimlerinin yoğunlaşması ile varsa düşüncelerde böyledir ve form alırlar, düşüncenin potansiyel enerjisi bulunur.[/h][h=2]Ortak bilinç alanına ait semboller şekillenebilir, enerji yayabilir. Bu manada mitsel motif olarak tapınılmış Tanrılar ve Tanrıçaların da imgeler halinde arketipleri bulunur.[/h][h=2]Jung'çı yaklaşımla denilebilir ki; çevremizde gördüğümüz tüm formlar bilincin altında motif olarak kazılır. Hayal, imaj ve sembolleri yaratabilmemizi bize öngörürler. Zihnimizin algılayabileceği formlar kazanırlar.[/h][h=2]Bilinçdışı arketipler sezginin alanından bize geliyor. Bu bir kavrayış türü, bir sezi. Gizli ilimler, atalarımızın bize ardılı olan bize aktarılmış tepkiler bütünüdür. Öyleyse dünyanın bilgisine ait olan ve içimizde doğar doğmaz hazır bulunan gizli imgeler, yabancılık çekmememiz için bizde yerleşik bir haldeyse, korkuları belirleyen imgeler de vardır. Asla boş olarak bilgiden yoksun doğmayız. Bu yüzden bu hal ortak bilinçdışının yansımasıdır.[/h]

-Alıntı