Anka Kuşu Sembolizmi ve Mesajı

ANKA KUŞU SEMBOLİZMİ

• Dönüşüm
  
• Geçmişi Bırakabilme
  
• Yenilenme
  
• Sahip olduklarından özgürleşme
  
• Yeniden yaşayabilme
  
• Mevcut olanı yok etme
  

Anka kuşu birçok mitolojide benzer özellikleri göstermesine rağmen farklı isimlerle anılmıştır.

Batı’da Phoenix/Feniks diye adlandırılır.

Türk ve Macar mitolojisinde Tugrul, Dumrul ve Toğrul-Doğrul olarak anılır. Birçok yerde tek başınayken ve bu kültürde karşımıza iki tane çıkar. Biri yerin altına inebilir. Tüyleri sihirlidir. Birbirine sürtünce ortaya çıkan cin, dilekleri gerçekleştirir. Anlatımlarda daha çok devleti yöneteni ve onun geleceğini destekleyen özellikleri anlatılır. Tarihte birçok devletin armasında ve bayrağında görülür.

İran mitolojisinde Simurg adıyla bilinir. Başka mitolojilere buradan girdiği inancı yaygındır. Tasvirlerde kimi zaman aslan pençesine sahip, köpek başlı bir tavus kuşu olarak resmedilir. Bu nedenle tavus kuşuna zaman içinde Anka kuşunun özellikleri atfedilmiştir.

Zamanla tüm mitolojilerde yerini alan bu kuşun resmedilişi değişse de aslında anlattığı hep aynı kalmıştır.

Hikâyeye göre, bilgi ağacında yaşarmış ve Anka kuşunun hareketine cevap veren bilgi ağacının yaprakları dünyaya düşerek şifa dağıtırmış. Bu bilge kuş uzun yaşar, ölümün yaklaştığını hissettiği anda yuvasında hazırladığı yapraklarla ve güneş ışınlarının yardımıyla yanar, sonrasında da küllerinden yeniden doğar.

Bu özelliği teslim olmanın yenilenmeyi yarattığını sembolize eder. Bırakmanın ardından yaşanan deneyimi anlatan ateş sembolünü doğru okumak gerekir. Yanmakla anlatılmak istenen (süreçtir).

Sahip olunan şey her neyse kişinin elinden alınacaktır. Kişi bir hali bırakmaya ne kadar gönüllüyse bırakırken onu yakan ateş, dem almasını kolaylaştırır. Dem tattır, lezettir,bilgeliktir. Direnen içinse o ateşin adı cehennem olacaktır.

Anka bir şeyi almadan önce bırakmayı, bilgiden, güçten, sahiplenilenden uzaklaşabilmeyi hatırlatır. Bu sembolü kullanacak olanlar, bir bitirme sürecini başlattıklarını hatırlayabilmelidirler.

Simurg masalı ise;

Persçe”si” otuz, “murg” ise kuş demektir. Efsaneye göre Kafdağı’nın arkasında yaşadığına inanılan Simurg ile görüşmek isteyen kuşlar bir araya gelmiş ve yola çıkmışlar. Kafdağı’na ulaşmak için yedi dipsiz vadiyi aşmaları gerekmekteymiş. Yolda sırayla vazgeçenler geri dönerken sadece otuz yolu tamamlamış. Bu yolculuk sırasında yaşadıkları haller sayesinde bambaşka bir hale gelen kuşlar, Kafdağı’na vardıklarında her biri Simurg olmuş.

Ateşe dayanan yol alır, amacıyla buluşur ve dönüşümünü yaşar. Simya insanın kendini dönüştürme yolculuğudur.

Bu sembolü, hayatında dönüşümü başlatmayı kalpten istediğinde kullanabilirsin. Var olanı yok eden ateş yanmaya başladığında geriye dönüş söz konusu değildir. Bu yoldan dönmek isteyen sadece ateşi hisseder.