MALCOLMX Oluşturma zamanı: Eylül 5, 2007 Paylaş Oluşturma zamanı: Eylül 5, 2007 http://www.altyazi.net/ekim/evkeyfi/dvd/resim/portakal.jpg Kubrick, 1970 yılında, kendine sonsuz özgürlükler vaat eden Warner Bros ile anlaştı ve bu birlikteliğin ilk ürünü "A Clockwork Orange / Otomatik Portakal" oldu. Filmin uyarlandığı Anthony Burgess imzalı kitap, şiddet yanlısı ve pornografik bulunarak İngiliz hükümetince yasaklanmış ama kısa sürede kült bir eser haline gelmişti. Kubrick'in genel olarak ilgilendiği temalarla yakınlık içindeydi roman. Şiddetin çeşitli görünümlerini sergiliyor, sadece sapkınların değil, normal insanların ve hatta şiddeti kökünden kazımaya karar veren bilimin bile yakasından düşmeyen bu dürtünün, şekil değiştirse de, her zaman insanoğlunun karşısına dikileceğinin altını çiziyordu. Stanley Kubrick 1980'ler İngiltere'sinde son derece güvensiz, sevgisiz ve iletişimsiz bir ortamda geçiyordu hikâye. Yeniyetme bir delikanlı olan Alex ve arkadaşlarının en büyük zevki, masum insanlara şiddet uygulamaktı. Geceleri çıplak kadın vücudu figürleri ile dekore edilmiş Korova Bar'da, kendilerine enerji verecek özel bir süt içtikten sonra "ava" çıkan bu gençler, kendilerine özgü giyim kuşamları, taktıkları pinokyo maskeleri ve yalnızca kendilerinin anladıkları argo dilleri ile şehirde tek kelimeyle terör estiriyorlardı. Üstelik bu eylemlerde yalnız değillerdi. Farklı üniformalara bürünmüş pek çok gençlik çetesi dolaşıyordu Londra sokaklarında ve hepsinin eğlence anlayışı aynıydı. Aslında uyguladıkları şiddet, eğlence olmaktan öte, bir var olma, kendini duyurma eylemiydi. Zamanla, arkadaşlarına üstünlük taslayan Alex ve çete üyeleri arasında anlaşmazlıklar ba gösteriyor, arkadaşları onu bir cinayet sonrası polisin kucağına terk ediyordu. Hapse giren Alex'in ıslah edilmesi mümkün değildi. İncil'i okurken bile İsa ile değil, ona eziyet eden Roma askerleriyle özdeşleştiren bu genç, hükümetin henüz deneme aşamasında olan "tiksindirme terapisi"ne katılmaya hak kazanınca, şiddet el değiştiriyor, Alex yavaş yavaş zavallı bir adam konumuna taşınıyordu. Terapinin amacı, suçluyu, şiddetin her türünden ve seksten midesi bulanacak kadar tiksinen, kendisine saldırıldığında bile karşılık veremeyecek derecede bu eylemlerden uzaklaşmış biri haline getirmekti. Deli gömleği giydirilip koltuğa bağlanan, damarlarına sayısız ilaç zerk edilen ve gözleri kapanmaması için kıskaçlarla tutturulmuş bir halde şiddet filmleri izlemeye zorlanan Alex, sonunda temizleniyor ve salıveriliyordu. Evet, Alex değişmişti ama dışarıdaki dünya aynıydı. Ondan utanan ve hatta korkan ailesi, kendilerine çoktan yeni bir oğul bulmuştu. Çete arkadaşları artık bir polisti. İçlerindeki şiddet dürtülerini legal yollar ile doyuruyorlardı. Üstelik karısı çete tarafından gözlerinin önünde tecavüz edilip öldürülen yazar Alexander da peşindeydi Alex'in. Bu şiddet dolu dünyada, şiddetten tiksinerek yaşamasına olanak olmadığına karar veren genç adam intihara kalkışınca, tüm basın yanında yer alıyor, bir insanı insanlıktan çıkardıkları için hükümete savaş açıyorlardı. Elbette bu durumda yapılması gereken şey, Alex'i iyileştirmek, yani eski "kötü" haline geri döndürmekti. Argoda, hayatı başkaları tarafından yönetilen, oyuncaklaşmış insan anlamına gelen "Clockwork Orange", alt metni oldukça zengin bir filmdi. Seyirciyi, şiddeti salt bir olgu olarak düşünmeye yöneltiyordu öncelikle. Şiddet insanın içindeydi. Kolaylıkla el değiştirebilir, cellatlar kurbana, masumlar suçluya dönüşebilirdi. Sorun, yasaklamalar ile çözülemeyecek kadar karmaşıktı. Ancak, insan seçmekte özgür olduğunda şiddeti yadsıyacak düzeye geldiğinde bahsedilebilirdi iyilikten... Biçimsel olarak da oldukça yaratıcı bir filmdi "Otomatik Portakal". Kubrick, diyalogları bir şiir ahengi ile hazırlamış, şiddet sahnelerini bale tadında gerçekleştirmiş, hikâyesini Beethoven'in 9. Senfoni'si ile destekleyerek, ironik bir tavır koymuştu. http://www.sinemam.com/images/Alley.jpg Sanatçının 1820'li yıllarda Avrupa'da baş gösteren güvensizlik ortamında halka moral aşılamak amacıyla bestelediği bu senfoni, Schiller'in "Neşeye Övgü" şiiri ile bezenmiş, umut dolu bir eserdi. Alex ve arkadaşlarının şiddet eylemlerine eşlik eden 9. Senfoni, filme farklı anlamlar kazandırıyordu. Kubrick aynı yaklaşımla gene Kelly'nin unutulmaz müzikal parçası "Singing in the Rain / Yağmurda Şarkı"yı da filme dahil etmişti. Ayrıca filmin içerdiği düşünceler sayısız detaylarla da destekleniyordu. Alex'in yoga hocası yaşlı kadını, evde bulunan dev penis heykeli ile öldürmesi, müzik markette tanıştığı genç kızlarla seviştiği sahnede hızlandırılmış çekimlerin yarattığı "tüketim" düşüncesi, çete üyelerinin cinsel organlarına, gittiği ülkeye göre cüce yada bir dev olan masal kahramanı Guliver'in adını vermeleri, Alex'in eski haline dönmek için gördüğü tedavi sırasında, bakanın ona kendi elleri ile biftek yedirirken, gelecekte hayatının güvence altında olacağına dair söz vermesi gibi... Film gösterime girdikten kısa bir süre sonra İngiltere'de yasaklandı. Nedeni, bazı gençlerin kendilerini Alex ile özdeşleştirip, şiddet eylemlerine kalkışmalarıydı. Bu, Kubrick'in beklemediği bir durumdu elbette. Kaldı ki film, şiddeti yücelten bir tavrı benimsemiyordu. Kubrick, filmini gösterimden çekti ve "Otomatik Portakal" yönetmenin ölümüne dek İngiliz sinemalarında oynayamadı. Çok çeşitli eleştiriler aldı "Otomatik Portakal". Kimileri, ahlak dışı buldu. Kimileri yönetmeni sokak serserilerini sinema salonuna çekip para kazanmakla suçladı. Kimileri de filmin son derece sıkıcı ve anlamsız olduğunu düşündü. Tüm bunların arasında ünlü usta Lois Bunuel'in yorumu ise dikkat çekiyordu: "Otomatik Portakal" yeni favorim. Hakkında olumsuz çok şey duymuştum. Ama izledikten sonra fark ettim ki, modern dünyanın gerçekte ne olduğunu gösteren tek film bu... İzlemeyen arkadaşlar bu klasik başyapıtı mutlaka izlesin çünkü için de çok şey bulacaksınız:thumbsup: 3 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Nora Yanıtlama zamanı: Eylül 5, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 5, 2007 Tekrar seyretmeyi sevdiğim filmlerden:) teşekkürler malcolm:thumbsup: Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
vhercle Yanıtlama zamanı: Eylül 5, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 5, 2007 Kanlı bir filmdi... Teşekkürler.. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
felidae Yanıtlama zamanı: Eylül 5, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 5, 2007 kubrick baş yapıtı.....çok iyi bir film....beethoven'ın 9. senfonisinin kullanılmış olmasıda bende ayrı bir hayranlık uyandırmıştır filme karşı...malcolm çok iyi başlıklar açıosun yahu:D eline sağlık..... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
MALCOLMX Yanıtlama zamanı: Eylül 5, 2007 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 5, 2007 ben teşekkürederim arkadaşlar;) Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
losteirosss Yanıtlama zamanı: Eylül 5, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 5, 2007 eline sağlık külttür.. defalarca izledim ve yine izlerim:)..ayrıca fight club romanının (ve) filminin atasıdır ve ilham kaynağıdır kanımca...yanlış hatırlamıyorsam ingilterede yasaklandıktan 20 25 yıl sonra gösterime girdi tekrar...1996 ıda mıydı neydi...bu film yayınladığında ingilterede punk devri vardı 70lerde...o yüzden kubrick punk ların bunu provatif amaçlı algılamasından çekindiği içindir ki filmi geri çekti sinemadan ta ki 90ların ortalarına kadar bekledi... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Kudra Yanıtlama zamanı: Eylül 7, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 7, 2007 Kitabı daha iyidi.. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
ensiferum13 Yanıtlama zamanı: Eylül 7, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 7, 2007 üniversitelerde ders oalrak anlatılan film........ Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
boogee Yanıtlama zamanı: Eylül 7, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 7, 2007 bir kubrick hastası olarak tesekkur ediorum paylasım icin:D Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Deaths_Expulsion Yanıtlama zamanı: Eylül 7, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 7, 2007 bu filmi nerden bulacam ki ben? Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
losteirosss Yanıtlama zamanı: Eylül 7, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 7, 2007 bu filmi nerden bulacam ki ben? abi zor soru:D ist.da olsan bi ton yer sölerdim olmadı ben getirirdim icabında da:D malum uzaksın be abi:D Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Deaths_Expulsion Yanıtlama zamanı: Eylül 7, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 7, 2007 postayla gönder aps yle birsürü şey var Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Kinyas Yanıtlama zamanı: Eylül 7, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 7, 2007 O kadar tavsiye eden olmasına rağmen hiç bir zaman izlemediğim bir film...En yakın zamanda izlemem lazım..Merak ettim Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
boogee Yanıtlama zamanı: Eylül 7, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 7, 2007 cruelty adresini ver sana bu filmin ve hatta sole yapayımicimden geldi:D 250ye yakın divx film var elimde cogu korku gerilim ver adresini en iilerini gondereim:D ozel mesajla at adresini Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
locked_puppet Yanıtlama zamanı: Eylül 7, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 7, 2007 kitabı çok çok daha güzel...orda baya bi etkilenmiştim,içdünyasını çok daha iyi anlatıyor film kitaba göre hayli bi geyik geldi bana teşekkürler paylaşım için Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
losteirosss Yanıtlama zamanı: Eylül 7, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 7, 2007 kitabı çok çok daha güzel...orda baya bi etkilenmiştim,içdünyasını çok daha iyi anlatıyor film kitaba göre hayli bi geyik geldi bana teşekkürler paylaşım için geyik mi??? haşa..çarpılırsın..kubrick çarpar:D şakayla karışık söledim ama ne bilim battı bana açıkçası filme geyik demen;) yine de saygı duyarım fikrindir ama üslubuna biraz dikkat etsen hoş olmaz mıydı yahu:confused: bu arada boogee ben de istiom o 250 flmi:D:D:D Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Kinyas Yanıtlama zamanı: Eylül 7, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 7, 2007 Boogee benim adresi biliyorsun geliyorum msne bana da at Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
losteirosss Yanıtlama zamanı: Eylül 7, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 7, 2007 Boogee benim adresi biliyorsun geliyorum msne bana da at abi çok kötü iş aştık boogee nin başına halbuki sadece crue ya yapacaktın de mi :D:D:Dbiz de istios kaçış yok boogeee..nıhahahahaha:devil: Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Kinyas Yanıtlama zamanı: Eylül 7, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 7, 2007 Valla banane duydum bir kere ....İlk sırada ben varım Siz sıraya geçin Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
locked_puppet Yanıtlama zamanı: Eylül 7, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 7, 2007 los film güzel ama kitabınu okudun mu bilmiyorum acayip bi fark var arada...kitap çok yoğun çok güzel anlatıyor duyguları aşırı etkilenmiştim-morel bozucuydu,ağlatıcak kdr-..filmi olduğunu öğrendiğimde hemen izlemek istedim;izlediğimde hayal kırıklığına uğradım çokta sinirlendim neden böyle yapmıslar diye..film tek başına güzel ama kitaptan hayli kopuk,geyik dememin sebebide bu...k.bakma hoşuna gitmediyse,kitabı okursan daha iyi anlarsın belki Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
boogee Yanıtlama zamanı: Eylül 7, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 7, 2007 abi çok kötü iş aştık boogee nin başına halbuki sadece crue ya yapacaktın de mi :D:D:Dbiz de istios kaçış yok boogeee..nıhahahahaha:devil: crueya yapalım kıyak dedik ondan baska herkes usustu bea:D sırayla janlarım sırayla ehehe:) Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
losteirosss Yanıtlama zamanı: Eylül 8, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 8, 2007 los film güzel ama kitabınu okudun mu bilmiyorum acayip bi fark var arada...kitap çok yoğun çok güzel anlatıyor duyguları aşırı etkilenmiştim-morel bozucuydu,ağlatıcak kdr-..filmi olduğunu öğrendiğimde hemen izlemek istedim;izlediğimde hayal kırıklığına uğradım çokta sinirlendim neden böyle yapmıslar diye..film tek başına güzel ama kitaptan hayli kopuk,geyik dememin sebebide bu...k.bakma hoşuna gitmediyse,kitabı okursan daha iyi anlarsın belki :)okumadım kitabını..benim takıldığım nokta geyik demen filme sadece...nerdeyse her kitaptan uyarlanan film değişkenlik gösterir az çok...çok doğal bu...kitabın aynısını yapmasını beklemek yönetmenin bakış açısına hakaret olur bence ve kitabın birebir aynısını çeken yönetmenin yaratıcığılından şüphe ederim....bu haftalık kitap tavsiyemi de aldığıma göre mutluyum;) Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
True Yanıtlama zamanı: Eylül 8, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 8, 2007 Bende kitabı daha çok beğenenlerdenim nedenide aslında kitabı okurken, kitapda anlatılan hikayeyi kendi hayalgücümüzle yarattığımız karelerde izlemek, doğal olarak kitaplar filme uyarlandığında beynimizde şekillendirdiğimiz karelerle uyuşmaması bazen hayal kırıklığına uğramamıza neden oluyo. Ama ne olursa olsun bu film gerçekten iyi Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
boogee Yanıtlama zamanı: Eylül 8, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 8, 2007 kitabı bende okudum kitaptan cok farklı yani benim okurken kurdugum hayalden cok farklı film ama bence bole olması daha ii ve kubrick tamamen kendi sanatını konusturmus bu filmde ve bu adamın her filmine hastayım:) Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
doja Yanıtlama zamanı: Nisan 26, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 26, 2008 tabii ki kitabı okuyup filmi izlemek film ne derece iyi olsa da hayal kırıklığı yaratır ama kubrick izlenmesi zor daha doğrusu anlaması zor bi yönetmen olduğu için de etki artabilir (= film güzel etkileyici yasaklı ödüllü kubrickin vs de manyak mükemmeliyetçi kubrickin ben özellikle bazı sahneleri kırk defa çektiğini düşünerek oyuncuların halini düşünüyorum belki malcolm mcdowell yani alex bir süre sonra gerçekten manyaklaşmıştır =)) ayrıca ,alex sistemde devlet mi hangi kademe? başlardaki otoritesi sonradan onun da aslında çarkın bir parçası olduğunu gösteriyor mu? filmde ortalarından sonuna kadar ne olduğu gösterilmesine rağmen uğradıklarından dolayı alexe acımak insanın içindeki şiddet eğilimini mi gösteriyor yoksa kubrick mi bizi yönlendirmiş? ara not ay burcu akrep olmasından dolayı mı kubrick tüm filmlerinde bir şekilde cinselliği kullanıyor ana tema olmasa da.. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.