Jump to content

Kızılderili Astrolojisi


Kinyas

Önerilen Mesajlar

ŞİFA ÇEMBERİ

 

Şifa çemberi, tüm dünyayı içeren bir çemberdir. Kızılderililer barınacak yerlerini kurarken, çadır olsun, kulübe olsun, hepsini çoğunlukla daire şeklinde inşa ederlerdi.

 

 

 

İnsanın yaşamını doğum- ölüm- yeniden doğumdan oluşan bir çember gibi görürlerdi. Değişik yaşlarda, değişen enerjilerin akışını sağlamak ve kendilerini değiştirebilmek için kendi yaşamlarının çemberlerini tanımayı ve kutlamayı bilirlerdi. Çevrelerinde yaşamın ve zamanın kan dolaşımı ilerlerken, değişen mevsimler gibi varlıklarının değişik dönemlerinden geçeceklerini, bu çemberden kopmanın yaşam ritmini yitirmek, iç ve dış gelişmeyi durdurmak anlamına geleceğini bilirlerdi.

 

Eski günlerde yaşamını, çemberin etrafında sürekli dolaşarak geçirmek çok önemliydi. Çemberin çevresinde gezinirken, insan, içinden geçtiği ayları, totemleri, bitkileri ve unsurları tanımalı ve öğrenmelidir.

 

Şifa çemberinin özü devinim ve değişimdir. Bu bilgiyi kazanan insanlar yaşam içindeki hareket alanlarını genişletmek isteyeceklerdir.

 

Hareket halinde olunduğu sürece, çemberde tutulan yön önemli değildir. Ancak insan çemberde belli bir noktada durur ve ilerlemezse, o zaman gelişimi de önlemiş olur. Böylece yalnız kendi güçlerini engellemekle kalmaz, çevresindekilerin yollarını da tıkar, hareket etmelerini önler.

 

İnsan çemberde bir yerden alınacak dersleri aldıktan sonra, zamanı gelince oradan ayrılmazsa, aynı noktadan yararlanacak olan başkalarının gelişme şansını engellemiş olur.

 

Bazı insanlar çemberi bir yaşam süresince dönebilir, bazılarınınsa daha fazla süreye gereksinimleri vardır.

 

 

AYLAR ve TOTEMLER

 

Doğduğu ay, insanın şifa çemberine giriş noktasını ve madenler- bitkiler- hayvanlar alemindeki başlangıç totemlerini belirler. İnsanlar aynı totemden ve aynı aydan olsalar bile, her zaman ortak özellikleri paylaşmazlar. Herkes, çemberi kendi hızında dolaşır.

 

TARİH DÖNEM HAYVAN BİTKİ MADEN KORUYUCU RENK KABİLE BÜTÜNLEŞME

22 Ara - 19 Ocak Toprağın yenilenmesi Yabankazı Kayın Kuvars Waboose Beyaz Kaplumbağa (toprak) Ağaçkakan

20 Ocak - 18 Şub Dinlenme ve arınma Su samuru Telli kavak Gümüş Waboose Gümüş Kelebek (hava) Mersinbalığı

19 Şub - 20 Mart Büyük fırtınalar Puma Sinirotu Firuze Waboose Mavi yeşil Kurbağa (su) Bozayı

21 Mart - 19 Nis Ağaçların çiçeklenmesi Ala doğan Yabani Hindiba Ateş opal Wabun Sarı Fırtına kartalı (ateş) Karga

20 Nis - 20 May Kurbağaların dönüşü Kunduz Mavi kamass Krisokol Wabun Mavi, Yeşil Kaplumbağa (toprak) Yılan

21 May - 20 Haz Mısır ekimi Geyik Civan perçemi Yosunlu akik Wabun Beyaz, Yeşil Kelebek (hava) Wapiti

21 Haz - 22 Tem Bol güneşli günler Ağaçkakan Yabangülü Kırmızı akik Shawnodese Pembe Kurbağa (su) Yabankazı

23 Tem - 22 Ağu Böğürtlenlerin olgunlaşması Mersin balığı Ahududu Gröna demir Shawnodese Kırmızı Fırtına kartalı (ateş) Su samuru

23 Ağu - 22 Eyl Hasat Bozayı Menekşe Ametist Shawnodese Erguvan Kaplumbağa (toprak) Puma

23 Eyl - 23 Eki Yaban ördekleri Karga Sığırkuyruğu çiçeği Jasper Mudjekeewis Kahverengi Kelebek (hava) Ala doğan

24 Ekim - 21 Kas İlk soğuklar Yılan Devedikeni Bakır Malakit Mudjekeewis Turuncu Kurbağa (su) Kunduz

22 Kas - 21 Ara Karlı günler Wapiti Karaçam Obsidyen Mudjekeewis Siyah Fırtına kartalı (ateş) Geyik

 

KABİLELER

 

KAPLUMBAĞA KABİLESİ- TOPRAK:

Kaplumbağa kabilesinden olanlar, ilk ve en sağlam unsur olan toprakla ilişkili oldukları için dirençli kişilerdir. Toprak gibi, bu kişiler de dokundukları her şeye yardımcı olmak için çalışırlar.

 

KURBAĞA KABİLESİ- SU:

Kurbağa kabilesinden olan insanlar, hızla akan, değişen ve değiştiren bir unsur olan suya benzeyen özellikler taşırlar. Kurbağa kabilesi insanlarının duyguları tıpkı su gibi her an hareket halindedir. Çevrelerinde olup biten ve içlerinde geçen her şey yüreklerinde güçlü bir biçimde yankılanır. Kurbağa insanları çok duygusal kişilerdir ve kendi duygularına bakmaksızın diğer insanların duygularını paylaşırlar.

 

KELEBEK KABİLESİ- HAVA:

Kelebek kabilesinden olan insanların temel unsuru havadır ve bu insanlar tıpkı çevremizi kaplayan hava gibi sürekli bir dönüşüm ve değişim içindedirler. Hava gibi, dokundukları kişileri nesneleri değiştirme güçleri vardır. Tıpkı beklenmedik yönden esen güçlü bir rüzgar gibi bir anda her şeyi karıştırabilirler. Kelebek insanları bedensel ruhsal ve duygusal olarak sürekli hareket halindedirler. Yaşam enerjileri onları, rüzgar gibi sarar ve yeni düşünceler, duygular getirir. Ancak hızlı ve ani enerji akımları nedeniyle ilgilendikleri konulardan birini gerçekten yakalamaları bazen zor olur.

 

FIRTINA KARTALI KABİLESİ- ATEŞ:

Fırtına kartalı kabilesinden olan insanlar her zaman güneşin parlak ışığına bürünmüş gibidirler. Ateş ve güneş gibi onlar da dokundukları ve ilişki kurdukları her şeyi aydınlatır, temel unsurlarına kadar iner, bunların üstüne gerçekten değerli olanı yeniden yaratırlar. İçlerindeki enerji hiç sönmeyen bir ateş gibi yanar, durur ve çevrelerindekileri de etkiler. Yarattıkları değişiklikler, içlerindeki çekirdeğin gücünden gelen değişikliklerdir. Herhangi bir şeyi değiştirebilmeleri için, o şeyin onların ışıklarının erişebileceği bir yerde bulunması yeterlidir. Fırtına kartalı insanları eylemcidir ve her zaman uğraş verebilecekleri yeni alanlar ararlar. Doğru yolu seçmek için hep içlerindeki ateşin gücüne başvururlar. İç güdüleri çok kuvvetlidir ve bundan yararlanmasını da iyi bilirler.

 

 

KABİLELERDE DÖNEMLER

 

TOPRAĞIN YENİLENME DÖNEMİ ( YABANKAZI ): Kuvars, gücün simgesi olan bir taştır. Yabankazı insanları kuvars kristalinden, yaşamla ilgili her şeyi açık ve berrak bir biçimde kavramayı ve evrenin tüm enerjisini kendi içlerinden geçirip iletebilme yeteneklerini öğrenebilirler. Yabankazı insanların bitkiler alemindeki totemi, yeryüzünün en eski ve en sık rastlanan ağaçlarından biri olan kayın ağacıdır. Yabankazı insanlarının kayın ağacı gibi görkemli, eski gelenekleri ve unutulmuş bilgelikleri yansıtan bir görünümleri vardır. Yabankazı insanları, doğal enerji akışını önleyen zehirli maddelerden kurtulmak için kayın ağacından hem somut, hem de soyut biçimde yararlanabilirler. Tıpkı kayın ağacı gibi, çevrelerindeki havayı gereksiz titreşim ve sarsıntılardan korurlar, ancak bunun ön şartı her şeyden önce kendi enerji akımlarının düzgün olmasıdır. Bu burcun insanlarında genelde sindirim sistemi rahatsızlığı görülür. Yabankazı insanları tıpkı totemleri gibi uzun uçucudurlar ve ruhsal alanda uzun yollar aşabilirler. Bu nedenle içlerinde büyük güçler biriktirirler. Kaplumbağa kabilesinden oldukları için nesnel dünyaya çok bağlıdırlar. Yabankazı insanlarının rengi, kar rengi olan beyazdır. Beyaz, bu totem insanlarının ulaşmak için çaba gösterebilecekleri en yüksek gelişim düzeyini simgeler. Yabankazı insanları ağaçkakan insanları ile bütünleşir. En iyi anlaştıkları kişiler kendileri gibi kaplumbağa kabilesinden olan kunduz ve bozayı insanlarıdır. Kurbağa kabilesinden puma ve yılan insanları da iyi anlaştıkları burçlardandır.

 

DİNLENME VE ARINMA DÖNEMİ ( SU SAMURU ): Bu burcun insanları, madenleri gümüş gibi, herkes tarafından sayılan ve sevilen insanlardır. Tıpkı gümüş gibi yumuşak huylu insanlardır. Gümüş renginin birçok sihirli özelliği olduğu söylenir. Bedenle ruhu birbirine bağlayan şeyin, gümüşi bir kordon olduğuna inananlar vardır. Bazı dinlerde, gökyüzünde altın bir tabaka, onun üstünde ise gümüş bir tabaka bulunduğuna ve gümüş tabakanın aşkın en ince titreşimlerini simgelediğine inanılır. Su samuru insanlarının gizemli yetenekleri olduğu söylenir. Bu burcun insanlarının sezgileri çok güçlüdür. Su samuru insanlarının bitkiler alemindeki totemi telli kavaktır. Su samuru insanları telli kavaktan, kendilerine yumuşak ve uyumlu bir şekilde gelen uyarıları, tıpkı kavağın yaprakları gibi hafif ve tatlı bir ezgiyle çevrelerine yaymayı öğrenebilirler. Totemleri ayrıca tüm rüzgarlara göğüs germeyi ve rüzgar ister alçaktan, ister yüksekten essin, her koşulda kırılmadan esnemek yeteneklerini fark etmelerine yardım edebilir. Kelebek ailesinden olmaları, su samuru insanlarının olumlu özelliklerini daha da artırır. Bu burcun insanları, totemleri gibi sıcak yürekli, yumuşak ve sevecen birer ana babadırlar. Su samuru insanları hemen herkesle çok iyi uyum sağlarlar. Özellikle mersinbalığı insanlarıyla bütünleşirler. Kendileri gibi kelebek kabilesinden olan geyik ve karga insanlarıyla da çok iyi anlaşırlar. Fırtına kartalı kabilesinden olan ala doğan ve wapiti insanları da iyi anlaştıkları burçlar arasındadır.

 

BÜYÜK FIRTINALAR DÖNEMİ ( PUMA ): Firuze taşında birçok gizemli gücün saklı olduğu söylenir. Puma insanları da taşları gibi birçok olağanüstü güce sahiptirler. Bu insanlarda bir tür doğal ilaç hazinesi saklıdır ve onun yardımıyla yaşamın ve evrenin çeşitli gizemlerini çözebilirler. Puma insanlarının bitkiler alemindeki totemi, şifalı bir bitki olan sinirotudur. Puma insanlarının uğur rengi firuzedir. Mavi, göğün ve duygusal isteklerin simgesidir. Arayış içinde olan, duyguları güçlü, kendi kendisiyle mücadele eden ve melankoliye yatkın bir insan rengidir. Lekesiz saf bir mavi, çıkarsız, sanatsal ve ruhsal duyguların simgesidir. Doğru yolu arayan bir insanın rengidir mavi. Totemi puma olan insanların bu soylu hayvana benzeyen birçok özellikleri vardır. Bu insanlar da, sık sık çevrelerince anlaşılmadıkları duygusuna kapılarak kendi düşünce ve ruh dünyalarının doruklarına çekilirler. Kurbağa kabilesi insanları, duyguların nehir gibi değişen akımını sürekli algılarlar. Kurbağa kabilesinden olmalarının olumlu yanı, evrenin yaratıcı ve birleştirici güçlerini bilmeleri, onlarla birlikte akabilme yeteneğine sahip olmalarıdır. Puma insanları, bozayı insanlarıyla bütünleşirler. Kurbağa kabilesinden olan ağaçkakan ve yılan insanlarıyla iyi anlaşırlar. Kaplumbağa kabilesinden kunduz ve yabankazı insanları da iyi anlaştıkları burçlar arasındadır. Geyik insanlarına dikkat etmelidirler.

 

AĞAÇLARIN ÇİÇEKLENME DÖNEMİ ( ALA DOĞAN ): Opal, umut sembolü sayılır, üstünde bu taşı bulunduranların görünmez olacağına inanılırdı. Ala doğan insanlarına, taşları gibi, sözcüğün somut ya da anlamıyla sıcak ve sürekli bir gerilim olduğu yerlerde rastlanabilir. Bu burcun insanları sıcağı ve güneşi severler. Yoğun hareket olan yerlerden, ruhsal, fiziksel duygusal enerjilerinin böyle yerlerde zorlanmasından hoşlanırlar. Ala doğan insanları tıpkı taşlar gibi, ufukta beliren her yeni düşünce için bir umut kaynağıdırlar. Düşünceleri yaşama geçirmekte bir katalizör rolü oynarlar. Ala doğan insanlarının bitki totemi yabani hindibayı hemen herkes tanır. Ala doğan insanları daldan dala atladıkları için, yabani hindiba gibi her yerde belirmek huyları vardır. Ala doğan insanlarının yaşam alanı gökyüzüdür. Doğuştan gelen bir iyimserlikleri, güçlü bir istemleri, işleri istedikleri biçime getirme konusunda korkunç bir dirençleri vardır. Ala doğan insanlarının uğur rengi sarıdır. Bu renk, onların aydın niteliklerini kullanmalarına ve düşüncelerini bilgiye dönüştürmelerine yardım eder. Aynı zamanda karşılaştıkları insanlara ve nesnelere karşı açık olmalarını sağlar, yapılarından gelen neşe, sağlık ve ruhsal iyimserliklerini daha da güçlendirir. Doğuştan arkadaş yanlısı ve iyi geçinilen kişiler oldukları için, hemen herkesle çok kolay anlaşabilirler. Ancak kendileri gibi fırtına kartalı kabilesinden Mersinbalığı ve Wapiti insanlarıyla daha çabuk dost olabilirler. Kişisel bütünleşmelerini karga insanlarında bulurlar.

 

KURBAĞALARIN DÖNÜŞ DÖNEMİ ( KUNDUZ ): Krisokol mavi parlaklığı ve topraksı görünüşü nedeniyle, yeryüzü ve gökyüzü güçlerini birleştiren bir taş olduğu inancı yaygındır. Kunduz insanları maden totemlerinden, yeryüzü ve gökyüzü güçlerini birleştirmeyi öğrenebilirler. Kunduz insanlarının bitki totemi yalnızca Kuzey Amerika'da görülen mavi kamass çiçeğidir. ( quanash ) Mavi kamass çiçeği, yalnızca güzelliğiyle değil, dengeli bir besin kaynağı olarak da yüzyıllar boyunca Kızılderililerin yardımcısı olmuştur. Kunduz insanları totemleri gibi yakınlık kurdukları insanları ve nesneleri dengelerler. Kendi kökleri çok derinlere uzandığı için, insanlara ve projelere sağlam bir dayanak oluştururlar. Herkese yaşam gücü ve tadı verirler. Kunduz insanlarının rengi, derin mavidir. İçten gelen bir barış özlemini, mutluluktan kaynaklanan fiziksel ve ruhsal hoşnutluğu, huzuru simgeler. Bu burcun insanları, totemleri gibi, rahatları, huzurları ve güvenlikleri için, çevrelerini güçlü bir biçimde değiştirirler. Kunduz insanları yılan insanlarıyla bütünleşirler. Kaplumbağa kabilesinden yabankazı ve bozayı insanlarıyla da iyi anlaşırlar. Kurbağa kabilesinden puma ve ağaçkakan insanları da iyi anlaştıkları burçlar arasındadır.

 

MISIR EKİMİ DÖNEMİ ( GEYİK ): Yosunlu akik iyileştirici gücü olan bir taştır. Geyik insanları, kullanmayı ve geliştirmeyi öğrenirlerse taşları gibi iyileştirici güçlere sahiptirler. Taşları gibi çevrelerindeki insanların gözünü ve gönlünü okşayan bir etki yaratırlar. Geyik insanlarının bitki totemi olan civan perçemi, güzel görünüşlü, yararlı, çok kullanışlı ve verimli bir bitkidir. Civanperçemi gibi bu burcun insanları da, çok yönlü yararlı, yaşadıkları dünyaya neşe, güzellik saçmak isteyen kişilerdir. Totemleri gibi onlar da birlikte çalıştıkları insanların gözlerinin açılmasına, çevreyi daha iyi kavramalarına yardımcı olurlar. Kelebek ailesinden olmaları uçarı özelliklerini daha da güçlendirir. Geyik insanlarının rengi beyaz ve yeşildir. Bu beyaz, her olanağa ve değişime açık olan boşluğun henüz biçimlenmemiş şeylerin beyazıdır. Tıpkı beyazın gökkuşağının tüm renklerini içermesi gibi, geyik insanları da içlerinde sayısız olanak taşırlar. Yeşil, doğanın, iyileşme ve yenilenmenin yeşilidir. Geyik totemin insanları, akıllı, araştırıcı ve yaratıcı kişilerdir. Bu burcun insanları her burçtan insanla kolayca anlaşabilir. Kendileri gibi kelebek kabilesinden olan karga ve su samuru insanlarıyla ve fırtına kartalı kabilesinden olan ala doğan ve mersinbalığı insanlarıyla daha iyi anlaşırlar. Fırtına kartalı kabilesinin üçüncü temsilcisi olan Wapiti insanlarıyla bütünleşirler.

 

 

BOL GÜNEŞLİ GÜNLER DÖNEMİ ( AĞAÇKAKAN ): Kırmızı akik yürekten gelen sevginin ve aşk ilişkisinin simgesiydi. Üzerinde bu taşı bulunduranların yüreklerinin sağlam, duygularının tüm sevgilere açık olacağına inanılırdı. Ağaçkakan insanları, taşları gibi çevrelerini ve özellikle evlerini süsleyip döşemek isterler. Taşları gibi yeni düşünce ve duygulardan çabuk etkilenirler. Ağaçkakan insanları taşları gibi sözcüğün soyut ve somut anlamında kanla ilişkilidirler. Ağaçkakan insanlarının bitki totemi, yabangülüdür. Bitki totemlerinden, yaşam enerjileri düzgün aktığı sürece, çok çeşitli olanaklara sahip olduklarını öğrenebilirler. Güller gibi onlar da güzel insanlar olabilirler ve hem güzel hem yararlı olarak diğer insanları etkileyebilirler. Ağaçkakan insanlarının rengi pembedir. Bu henüz olgunlaşmamız bir pembe, ya da evrensel aşkın pembesi olabilir, bunun türü o insanın gelişme düzeyine bağlıdır. Ağaçkakan insanlarının taşkın duygusallığı, kurbağa kabilesinden oldukları için daha da yoğundur. Bu burcun insanları tıpkı totemleri gibi yaşam içinde diledikleri şarkıyı çalıp söylemelidirler. Ancak özledikleri ezgiyi çalacak dengeye kavuşmak için, her şeyden önce korunaklı bir yuvaya gereksinimleri vardır. Ağaçkakan insanları kendileri gibi kurbağa kabilesinden olan puma ve yılan insanlarıyla iyi anlaşırlar. Kaplumbağa kabilesinden olan bozayı kunduz insanlarıyla iyi bir uyum sağlarlar ve yabankazı insanlarıyla bütünleşirler.

 

BÖĞÜRTLENLERİN OLGUNLAŞMA DÖNEMİ ( MERSİN BALIĞI ): Mersinbalığı insanlarının ikinci totemi dünyanın en sert madenlerinden olan demirdir. Tıpkı madenleri gibi birçok çeşitli ve değişik görünümlerde rastlanabilir, ama hepsinin kolayca fark edilen bazı ortak özellikleri vardır. Mersinbalığı insanları gröna gibi genellikle iyi yürekli, duyarlı kişiler olarak dikkati çekerler. Bu insanların soylu, cinsel enerjilerinin güçlü olduğu söylenir. Maden totemleri gröna dan bu enerjiyi dengede tutmasını öğrenmelidirler. Bu insanların demir toteminden gelen belli bir sertlikleri, aynı zamanda yaşamda kazandıkları deneylerle sertleşme yetenekleri vardır. Bitki totemi, çilekgillerin seçkin ve sevilen bir temsilcisi olan ahudududur. Mersinbalığı insanlarının topluluk içinde göze çarpma ve sevilen kişi olma özellikleri bitki totemlerinin etkisiyle daha da güçlenir. Bu insanların çevreye yaydıkları izlenimle, dış görünüşlerinin altında gizlenen şey bambaşkadır. Mersinbalığı insanlarının uğurlu rengi, olgunlaşan ahududuların, değerli gröna taşının kırmızısıdır. Bu renk büyük bir fiziksel enerjinin yaşamla dolup taşan güçlü bir sistemin ve doğal güçlerin simgesidir. Mersinbalığı insanları genellikle bunların tümüne sahiptirler. Kırmızı renk, bu burcun insanları için hem bir onay, hem de bir uyarıdır. Hayvan totemleri gibi mersinbalığı insanları da bulundukları her suda egemenlik kurmak isterler. Bu burcun insanları, su samuru insanlarıyla bütünleşirler. En iyi anlaştıkları burçlar, kendi kabilelerinden olan ala doğan ve Wapiti insanlarıdır. Kelebek kabilesinden olan karga ve geyik insanlarıyla da iyi anlaşırlar.

 

 

HASAT DÖNEMİ ( BOZAYI ): Ametist, sağlıklı insan mantığının, adaletin ve cesaretin simgesi olarak görülür. Bu ayda doğan insanların zekası, diğer aylarda doğanlardan daha keskindir. Ametist gibi onlar da kendilerini ve arkadaşlarını alkolizm, kötümserlik gibi aşırılıklardan koruyabilirler. Taşları gibi başkalarının ruhsal dengelerini bulmalarına, iç ve dış güçlerinin uyum sağlamasına yardımcı olurlar. Bu totemin insanlarının rengi erguvandır. Bu renk, insanı evrenin yaşamsal ve yaratıcı güçlerini tümden kavramaya götürebilen inancın, ruhsal acı ve aydınlanmanın rengidir. Hem deneyden geçmiş bir idealizmi, hem de ruhsal alanı simgeler. Bozayı insanları bu renkten, aydınlanmanın doruklarını ve tırmanırken önlerine çıkabilecek derin çukurları öğrenirler. Bozayı insanları çok eylemci ve gerçekçi kişilerdir. Bu özellikleri kaplumbağa kabilesinden oldukları için daha da güçlüdür. Bu insanların bitki totemi, insan yüreğinin ince titreyişine benzetilen, zarif bir orman çiçeği olan menekşedir. Bitkileri gibi onların da, çevrelerindeki insanların düşünce dünyalarının gizli derinliklerine sızabilme özelliği vardır. Bozayı insanları kışın, totemleri gibi daha yavaş bir tempoya girerler. Bozayı insanları kendileri gibi kaplumbağa kabilesinden olan yabankazı ve kunduz insanlarıyla ve kurbağa kabilesinden olan ağaçkakan, yılan ve puma insanlarıyla iyi anlaşırlar. Puma insanlarıyla bütünleşirler.

 

YABAN ÖRDEKLERİ DÖNEMİ ( KARGA ) : Tüm jasper taşlarının sahibine bereket getirdiği ve bu taşlarda hem toprak enerjisinin bulunduğu, hem bu enerjiyi çektiği inancı yaygındır. Karga insanları, taşları gibi o andaki durumlarına, havalarına göre çok değişik biçimlerde görünebilirler. Jasper gibi çok değişik mistik özellikler taşırlar. Jasper gibi aranır ve sevilirler, çünkü çok candan insanlardır. Karga insanları, yapıları ve kelebek kabilesinden olmaları nedeniyle, toprak enerjisini özümsemeye, toprakta daha iyi kök salmaya uğraşmalıdırlar, böylece yaşamdaki görevlerini daha iyi yerine getirebilirler. Karga insanlarının uğur rengi olan kahverengi, yaz boyunca süren gelişme döneminde bütün varlıklara güç veren, şimdi yaklaşan dinlenme ve arınma dönemine hazırlanan sonbahar toprağını simgeler. Bu renk, insanların toprağın ve soyut alemin güçlerini kendi benliklerinde birleştirmelerine yardımcı olur. Kök salmanın ve bu dünyada kararlı bir biçimde davranırken, öte yana geçerek daha yücelere ulaşmaya hazırlığın rengidir. Bu burcun insanlarının bitki totemi olan sığırkuyruğu çiçeği çok yönlü ve şifalı bir bitkidir. Bitki totemlerine bakarak karga insanları çok yönlü ve yararlı yeteneklerini, her zaman hareketli olma ve kendini değiştirme özelliklerini öğrenebilirler. Karga totemi çelişkinin simgesidir. Karga insanlarının duygu dünyası da bu çelişkilerin benzersiz bir örneğidir. Karga insanları totemleri gibi son derece temkinlidirler. Karga insanları kelebek kabilesinden olan su samuru ve geyik insanlarıyla iyi anlaşırlar. Fırtına kartalı kabilesinden olan ala doğan, mersinbalığı ve wapiti insanları da iyi anlaştıkları burçlar arasındadır. Fırtına kartalı kabilesinin kanatlı temsilcisi ala doğan insanlarıyla bütünleşirler.

 

İLK SOĞUKLAR DÖNEMİ ( YILAN ): Bakır madeni dünyanın her yöresinde bulunur. Malakitin her türlü enerjiyi, bu arada psişik enerjiyi özümseme gücünü artırdığı öne sürülür. Yılan insanları taşlarından, ilişki kurdukları şeyleri dönüştürme yeteneğini öğrenebilirler. Bakır gibi yılan insanları da bulundukları alanlarda değişim yaratma özelliğine sahiptirler. Bu insanların malakit gibi özel ruhsal güçleri vardır. Ruhsal seslere karşı çok duyarlıdırlar, en ince enerji biçimlerini bile algılayabilirler. Ruhsal alanda güçlü bağları olduğu için nesnel özeleştiri onlar için kaçınılmazdır. Yılan insanlarının bitki totemi devedikenidir. Bu bitkinin iç organları güçlendirdiğine her türlü ağrı ve acıyı kestiğine de inanılırdı. Yılan insanları bitkileri gibi ruhsal duygusal olarak inanılmaz yüksekliklerle derinlikleri yaşayabilirler. Yılan insanları devedikeninden toprağa sımsıkı bağlanmayı öğrenebilir. Yılan insanlarının uğurlu rengi turuncudur. Batan güneşin parlak turuncusu olan bu renk, deneyle ya da öğrenimle elde ettiği bilgileri kullanmayı, beceren canlı ve aydın kişilerin simgesidir. Bu renk, o insanların ruhsal ve bedensel alanı kavrayıp, üstün mantığını, daha alt düzeydekileri yönlendirmede kullandığını gösterir. Aydın yapılı olan bu kişiler yaşamı ve yaşamın öğrettiği dersleri gözlemleyerek gerek kendi yaşamlarında, gerekse başkalarına yardımcı olurken kullanabilirler. Kurbağa kabilesinden olmaları, hırçınlıklarını biraz yumuşatır, aydın yönlerinin engellendiği bazı duyguları tatmalarını sağlar. İlk soğuklar ayında doğan insanlar, totemleri gibi gizemli bir havaya bürünme eğilimindedirler. Başkalarına açılmaları için çok zaman gerekir ve açılsalar bile yine de en derin duygularını kolay kolay açıklayamazlar. Yılan insanlarının en iyi anlaştıkları burçlar aynı kabileden olan puma ve ağaçkakan insanlarıdır. Kaplumbağa kabilesinden olan yabankazı kunduz ve bozayı insanlarıyla de iyi anlaşırlar. Kunduz insanlarıyla bütünleşirler.

 

KARLI GÜNLER DÖNEMİ ( WAPİTİ ): Wapiti insanlarının madeni olan obsidiyen " volkan camı " olarak da bilinir. Obsidiyen'in temel maddesi toprak ananın bağrında yattığı için bu taşın, insanları toprak enerjisine bağlayan bir güç taşıdığına, bu güce saygı duymayı ve yararlanmayı öğrettiğine inanılır. Wapiti insanları taşları gibi parlak, saydam yapılı kişilerdir. Yeni bir işe, yeni bir duruma alışmakta zorluk çekerler. Wapiti insanları taşları gibi başkalarının düşüncelerini okuma yeteneğine sahiptirler. Çevrelerindeki insanları, nesnel ve ruhsal her alanda, hissettikleri tehlikelere karşı korurlar. Wapiti insanlarının bitki totemi iğne yapraklı ağaçlardan bir tür olan karaçamdır. Wapiti insanları ağaçları gibi yumuşak ama güçlüdür. Wapiti insanlarının uğurlu rengi yeryüzünü örten gecenin siyahıdır. Gecenin siyahı, her şeyi yeniden doğurabilecek, her şeyi gizleyen ve örten siyahtır. Bu siyah aracılığıyla Wapiti insanları içgüdülerinin ve varlıklarının derinliklerinden gelen bilgileri yüzeye çıkararak yaşamlarına yön verebilirler. Onların siyahı, zamanın önünde giden, tüm gizemleri açıklayabilecek siyahtır. Bu burcun insanları totemleri gibi soylu bir izlenim yaratırlar. Gururlu ve dik bir duruşları, saygı ve sevgi uyandıran bir havaları vardır. Totemleri gibi bu insanlar da, ruhsal alanlarda ve diğer konularda yükseklere tırmanmak için uğraşırlar. Wapiti insanları fırtına kartalı kabilesinin diğer üyeleri olan ala doğan ve mersinbalığı insanlarıyla anlaşırlar. Kelebek kabilesinden olan su samuru, geyik ve karga insanları da iyi anlaştıkları burçlardır. Geyik insanlarıyla birbirini bütünlerler.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Şifa çemberi ,tüm dünyayı içeren bir çemberdir. Bu çemberin çevresinde gezinen bir kişi onun sınırları içinde ve dışında sayısız mucizeyle karşılaşabilir, en olağanüstü şeye ulaşabilir ve kendini tanıyabilir. Kızılderililer bu büyülü çembere saygı duyar ondan öğrendiklerini anımsamak için günlük yaşamlarında sık sık başvururlardı.

 

 

 

 

Onlar insan yaşamını doğum-ölüm-yeniden doğumdan oluşan bir çember olarak görürler. Değişen ( zamanlarda ) yaşlarda enerjilerinin akışını sağlamak ve kendilerini değiştirebilmek için kendi yaşamlarının çemberlerini tanımayı ve kutlamayı bilirlerdi. Yaşamın ve zamanın kandolaşımı ilerlerken değişen mevsimler gibi varlıklarının değişik dönemlerinden geçeceklerini anlarlardı.

 

Şifa Çemberi'nin özü değişimdir.

Bu çemberi iyi anlamak için hep onun üstünde yüründüğünü düşünmek yeter. Belirli bir noktada çembere girilir. Girdiği yer,insana belli güçler, yetenekler ve sorumluluklar verir. Başlangıç noktası insanın doğduğu ay tarafından belirlenir. İnsan yalnızca kendi ayında, kendi toteminde ve kendi unsurunda takılıp kalırsa, sonunda zorunlu olarak katılaşır ve hareketsiz kalır. Hareketsizlik gelişimin durması ve çemberin bütünlüğünün yadsınması demektir. Bu da yaşam gücünün ırmağını yalnızca kendi varlığıyla sınırlamak anlamına gelir.

 

Çemberin çevresinde gezinirken, insan içinden geçtiği değişik ayları,totemleri,bitkileri ve unsurları tanımalı ve öğrenmelidir. Böylece yaşamı sürekli akar ve değişir ve yaşam gücü yüreğinin derinliklerinde durmaksızın çarpar.

 

 

 

 

 

 

İnsanlar çemberin belli bir noktasında edindikleri güçlü ve güçsüz yanları daima taşımak zorunda değildirler. Çember üzerinde ilerleyip başka bir yere gelerek, gereksindikleri gücü kazanmaya çalışmalıdırlar. Çemberdeki her nokta yaşamı zenginleştirecek ve genişletecek yeni bir şey getirecektir.

 

DİNLENME VE ARINMA DÖNEMİ ( SUSAMURU )

 

20 Ocak - 18 Şubat arasında dünyaya gelen insanların hayvanlar alemindeki totemi susamuru, bitkiler alemindeki totemi akkavak ve madenler alemindeki totemi gümüştür.

 

Uğurlu renkleri gümüş, kabileleri Kelebektir.

 

Bu burcun insanları herkes tarafından beğenilen,sevilen,sayılan ve tıpkı totemleri gümüş gibi yumuşak huylu insanlardır. Her duruma kolayca uyum sağlayabilirler.İçlerinde insanlara karşı duydukları sevgiden gelen bir pırıltı taşırlar ve fiziksel yapıları nasıl olursa olsun bu pırıltı onlara bir güzellik verir.

 

Susamuru insanlarının gizemli yetenekleri olduğu söylenir. Bu burcun insanlarının sezgileri çok güçlüdür.Dış görünüşün altında yatan,insanları yüceltebilecek gerçekleri bulup ortaya çıkarmak isterler.

 

Enerjilerini iyi kullanmayı başarırlarsa, içlerinden ruhsa güçlerin akıp geçtiğini duyumsayacaklardır.Ayla gizemli bir ilişkisi olan Susamuru insanlarının derin bir iç dünyaları vardır ancak genellikle bunu saklamaya çalışırlar. Duyguları çok yoğundur fakat bu duygularını çevrelerine sezdirmezler. Çekingen oldukları için değil çevrelerini kendi duygularıyla etkilememek için böyle yaparlar.

 

Bazı Susamuru insanları duygu dünyalarını entellektüel tartışmalarla dengelemek isterler. Tartışma konusu olan düşünceler ve akımlar üzerine derin,ayrıntılı ve ateşli tartışmalara girmekten hoşlanırlar. Tartışmaya giriştikleri zaman ayın kendilerine armağan ettiği bütün esinleri, bütün algılama gücünü kullanarak başkalarının düşüncelerini etkilemeye ve değiştirmeye çalışırlar. Böylesi bir tartışmada bir Susamuru insanına karşıt düşünceyi kabul ettirmek çok zordur.

 

Susamuru insanları derin duygusallıklarını çok sayıda aşk ilişkisi kurmak için de kullanırlar. Duygularının yoğunluğu ve çekici kişiliklerinin yardımıyla bunu rahatça başarırlar.

 

Bir önceki ayda kendilerini gözden geçirmiş ve yenilemiş olan insanlar bu ay içinde fiziksel,ruhsal, duygusal yönlerden arınarak, kendilerini gelecek mevsime hazırlamalıdırlar. Çünkü yeni mevsimde dinlenmeye ve esinlenmeye pek zaman kalmayacaktır.

 

Bitki totemleri akkavaktan kendilerine yumuşak ve uyumlu bir şekilde gelen uyarıları tıpkı kavağın yaprakları gibi hafif ve tatlı bir ezgiyle çevrelerine yaymayı öğrenebilirler.Totemleri, ayrıca tüm rüzgarlara göğüs germeyi ve rüzgar ister alçaktan ister yüksekten essin, her koşulda kırılmadan esnemek yeteneklerini fark etmelerine yardım edebilir.

 

Susamuru insanları doğuştan esnektir. Akkavağın yaprakları ve kabuklarından yapılmış bir çay onları bazen kapıldıkları bedensel gerginlikten kurtarır,iç organlarının sağlığını korur ve bu burcun insanlarının genellikle ayaklarında ve kemiklerinde biriken toksini atmasına yardımcı olur. Bu insanlar enerjilerinin akış düzenini korudukları sürece sağlıklı insanlardır. Ancak bu enerji akımı engellenirse- özellikle duygusal alanlarda- saman nezlesi,astım,bronşit gibi hastalıklara yakalanabilirler.

 

Vahşi doğanın en cana yakın hayvanlarından biri olan susamurunun denizde yaşayan soyu günümüzde neredeyse tükenmek üzeredir.Çünkü bu sevimli hayvancıklar tanesi 2000$ a kadar alıcı bulan güzel ve değerli kürkleri nedeniyle avcıların boy hedefi haline gelmiştir. Susamurları bir zamanlar rahatça deniz kıyılarında oynaşırken insanlardan kaçmadıkları için kolayca avcıların eline düşmüştür. Günümüzde yaşamlarını büyük ölçüde denizin içinde geçirdikleri için kısmen korunabilmişlerdir. Fok balıkları gibi suyun içinde çok rahat hareket ederler ve yuvalarını su kıyılarında,kayalıklarda kurar,yosun kapladıkları döşeklerinde dinlenir, çiftleşir ve yavrularlar. Akarsu ve göl samurları da tıpkı denizlerdeki kardeşleri gibi ancak suda yaşayabilirler. Yuvalarını su farelerinin açtığı delikleri büyüterek veya farklı oyuklarda kurarlar ve ve bu oyuklara hem denizden hem karadan ulaşan yollar yaparlar. Bazı samurlar sazdan ve kamıştan Kızılderili kulübelerine benzeyen barınaklar inşa ederler.

 

Susamurları vahşi hayvanların en erdemli, en oyuncu ve en meraklı türlerindendir.Beslenme,avlanma ya da güneşlenme zamanları dışında kendi aralarında oynarlar. Su kıyılarında yazın çamurdan kışın kardan kayak yerleri yapar ve tıpkı çocuklar gibi buralarda kayarak eğlenirler. Suyun içinde yunuslar gibi bata çıka peşpeşe dizilip oynarlar.

 

Kızılderililer susamurlarına çok değer verirlerdi.Midewiwin ve Ojibwa boyları susamuru derilerinden ilaç torbaları yaparlar ve bu torbaların iyileştirici bir güç taşıdığına inanırlardı.

 

Susamurlarının huzurlu ve etkin bir aile yaşamı vardır. Çocukların eğitimine dişiler kadar erkek susamurları da katılır.Susamuru yavruları aile yuvasında diğer vahşi hayvanlarda görülenden çok daha uzun bir süre kalır. Susamuru eşleri birbirleriyle yakından ilgilenirler. Eşlerden birisi ölürse diğeri onun yasını aylarca tutar.

 

Bu burcun insanları da sevilen ve aranan birer yaşam arkadaşıdırlar. Totemleri gibi akıllı,cesur,esnek ve iyi yüreklidirler.Diğer insanlara yaşamda ilerlemeleri ve saygın bir duruma gelmeleri için yardımcı olmayı benimsemişlerdir.İnsancıl duyguları nedeniyle zamanlarının büyük bir bölümünü başkalarına yardımcı olmaya ayırırlar.Yeni insanlarla tanışmaktan ve onlara yardımlar tasarlamaktan zevk alırlar.Sosyal yardım tesislerinin ve sivil örgütlerin geliştirildiği her yerde bir Susamuru insanının emeği vardır.

 

Susamuru burcundan bir arkadaşınız varsa şanslısınız demektir çünkü o sizin için her zaman iyi bir dert ortağı ve güvenilir bir dost olacak, hatta başınız sıkıştığında parasal olanaklarını sonuna kadar kullanarak size yardımdan kaçınmayacaktır.Bu kişiler üstün sezgileriyle kendilerini başka insanların yerine koyabilir ,onların en gizli duygu ve düşüncelerini anlayabilirler.

 

Yumuşak,sevecen ve uysal yapılı olmalarına rağmen karşılarındakinin doğru yolu bulmaları için esaslı bir darbeye gerek olduğunu düşünürlerse bunu sağlamak için o darbeyi indirmekten de kaçınmazlar. Enerji akımları düzgün olduğu sürece hiçbir zaman kötülük olsun diye sert davranmazlar, kişisel intikam peşinde koşmazlar.

 

Sezgilerinin gücü sayesinde belirgin ruhsal yetenek sahibidirler. Bu nedenle birçok Susamuru insanı günlük yaşamda doğru kararlara varır . İleri görüşlülükleri zaman zaman geleceği okuma yeteneklerine kadar varır ama üzerinde kafa yormamışlarsa bu yeteneklerinin nereden kaynaklandığının kendileri de farkına varamazlar.

 

Sezgisel güçlerini eğer iç dünyalarının derinliklerindeki güçlerden korkarak bastırmaya kalkar ve entellektüel yanlarını geliştirip içgüdülerine kulak tıkarlarsa hata eder ve en büyük yeteneklerinin önüne engel koymuş olurlar. Böyle bir durum ortaya çıkarsa çok mutsuz olur ve tüm olumlu özelliklerini yavaş yavaş kaybetmeye başlarlar.

 

İçe kapanık bir havaya girdikleri zaman hiç değilse çevreye uyum sağlama özelliklerini korumaya çalışmalıdırlar yoksa güç akımının tamamen donması gibi bir tehlikeyle karşı karşıya gelebilirler.Bu durumda yaşamlarının her alanında yanlış kararlar almaya başlarlar ve gerek arkadaşlarının gerekse aile çevresinin onları bu kısır döngüden kurtarması çok zor olur. Susamuru insanları her zaman sorunsuz çözümlerden yana oldukları için kendi sorunlarının köklerine inmekte de çok zorluk çekerler.

 

Kelebek kabilesinden olmaları onların olumlu özelliklerini arttırır. Kendi düşsel varlıkları her zaman rüzgarlı imgelerle dolu olduğundan gerçeklik duygusunu kaybetmemeye dikkat etmeliler yoksa hiçbiri gerçekleşmeyen pek çok hayalle uğraşmak zorunda kalabilirler.

 

Bu burcun insanları totemleri gibi sevecen, sıcak yürekli, yumuşak birer ana-babadırlar. Çocuklarına ölçülü ve onların kendilerini güven içinde hissetmelerini sağlayacak kadar ilgi gösterir ,ayni zamanda yeterli bir özgürlük alanı da bırakırlar.Çocukların gerçek bir gereksinimi olduğunda bunu hemen farkedecek kadar duyarlı ve anlayışlardır.

 

 

 

Çocukluk dönemlerinde genellikle uzak ülkelere gitmeyi ve oralara yerleşmeyi düşlerler. Gelecekteki yaşamlarını kurmak için pratik beceri ve uyum kazanmaları bazen yıllar alır. Bu gelişim süreci içinde onları her türlü tehlikeye karşı korumak gerekebilir çünkü hayalci ve dalgın oldukları için yaklaşan tehlikeleri görmeyebilirler.

 

Tüm insanlar yaşam çemberinde dönerken bu döneme geldiklerinde kendilerindeki algılama, sezgi ve yaratma güçlerinin çoğaldığını görebilir ve bunları daha da geliştirebilirler. Bu burçtan geçerken insanlar içlerinde yepyeni sevecenlik hazineleri ve çevreye yardım isteği bulacaktır.

BÜYÜK FIRTINALAR DÖNEMİ ( PUMA )

19 Şubat - 20 Mart

 

 

" Büyük Fırtınalar Dönemi " nde dünyaya gelen insanların hayvanlar alemindek, totemi puma, bitkiler alemindeki totemi sinirotu ve madenler alemindeki turkuaz( firuze ) taşıdır.

Uğurlu renkleri turkuaz, kabileleri kurbağadır.

 

 

 

Kızılderililer firuzeye "Gökyıldızı " derlerdi. Eski bir kızılderili efsanesine göre gökyüzünün mavi rengi firuzeden gelir. Çok yüksek bütünüyle firuzetaşından bir dağın tepesine tünemiş olan altın bir kartal kanatlarıyla bu maviliği kanatlarıyla gökyüzüne yansıtır ve gökyüzü böylece mavilenir.

 

Firuze taşında birçok gizemli gücün saklı olduğu söylenir. Eskiden üzerinde firuze taşıyan bir insanın kemiklerinin hiç kırılmayacağına inanılırdı, çünkü söylenceye göre firuze sahibini korumak için kendisi kırılır ve onu kurtarırdı. Aynı zamanda nazara ve kem gözlere karşı firuze taşınırdı. Aynı inançla atları düşme ve yaralanmalardan korumak için eyerlerine firuze takılırdı.

 

Kızılderililer firuzenin sahibini kötülüklerden koruduğuna öylesine inanırlardı ki bu taşı savaş kalkanlarının üzerine işlerlerdi. Navajo kabilesi kızılderilileri Yağmur Duasına çıkarken yanlarına mutlaka firuze taşı alırlar ve tören sırasında onu bir akarsuya atarlardı. Apaşlar gökkuşağının toprağa değdiği yerde firuze taşı bulunduğunu söylerlerdi. Diğer bazı kızılderili boyları da hedefini şaşırmasın diye oklarına veya yaylarına küçük firuze taşları iliştirirlerdi.

 

Puma -İnsanları da taşları gibi birçok olağanüstü güce sahiptir. Bu insanlarda bir tür iç doğal ilaç hazinesi saklıdır ve onun yardımıyla yaşamın ve evrenin çeşitli gizemlerini çözebilirler.

 

Tıpkı firuze gibi onlar da birer Gökyüzü-İnsanı olabilir böylelile yaşamın birçok alanında diğer insanların fark edemediği şeyleri görebilirler. Ama gerçek renklerini gösterebilmeleri için taşları gibi çok iyi işlenmiş olmaları gerekir. Gerekli yaşam deneyimiyle kendilerini geliştirme ve işleme konusunda sağlam bir isteme sahip olmazlarsa bu insanların doğal güçleri kendilerine karşı dönüşür, onları kaprisli hatta melankolik insanlar haline getirir. Gökyüzünün gizemlerini sezen ancak yeryüzünden gökyüzüne bir köprü kurdukları halde ayaklarını toprağa sağlam basmasını beceremeyen Puma-İnsanları bu druma düşebilir.

 

Puma-İnsanları'nın bitkiler alemindeki totemi şifalı bir bitki polan sinirotudur. Yeryüzünde 200'e yakın değişik sinirotu türü vardır. Yaprakları rozet gibi sapın dibinden kenarlara doğru açılır. Bazıları daha geniş bazıları sivridir. Çiçeği durubeyazdır. Kızılderililer bu otu hem kaynatıp içer hem de derilerine sürerek serinletici ve ağrı kesici olarak kullanırlardı. Bu ot ayni zamanda kanı temizler ve panzehir olarak kullanılabilir. Kesikleri ve böcek ısırmalarını anında geçirir. Mide, böbrek, mesane iltihap ve ağrılarının tedavisinde yararlı olduğu da deneylerle kanıtlanmıştır.

 

 

Puma-İnsanları sinirotu yapraklarını sirkeye yatırıp bir gece kurumaya bırakır ve ayakkabılarını giymeden önce ayaklarının üstüne koyarlarsa çok iyi ederler çünkü bu insanlar sık sık ayak ve bacak rahatsızlıklarına yakalanırlar. Puma-İnsanları duygusal olarak karamsar bir dönemde bulundukları zaman sinirotu çayı yapıp içmelerinde yarar vardır, çünkü pek çok küçük şeyi dert haline getirirler. Bu ot gerilim ve üzüntü sonucu ortaya çıkan çeşitli deri hastalıklarının tedavisinde de çok etkilidir.

 

Sinirotunun dünyada böylesine yaygın olması ve köklerinin sağlam biçimde toprağa bağlı kalması Puma-İnsanlarına gökyüzüne uzanmadan önce toprağa sağlam kökler salmaları gerektiğini öğretmelidir.

 

Puma-İnsanlarının uğur rengi turkuaz (firuze rengi) dır. Mavi göğün ve duygusal isteklerin simgesidir. Arayış içinde olan, duyguları güçlü, kendi kendisiyle mücadele eden ve melankoliye yatkın bir insan rengidir. Lekesiz saf bir mavi çıkarsız sanatsal ve ruhsal duyuların simgesidir. Mavi doğru yolu arayan bir insanın rengidir.

 

 

 

 

 

Maviyle yeşilin karışımı, ruhla kişilik, yer ve gök arasında bir denge kurmak için Puma-İnsanlarına gereklidir. Maviyle olduğu kadar yeşlille de kaynaşmayı unutmazlarsa neşelerini korumayı, kendilerine gerekli olan dengeyi yitirdiklerinde fiziksel ve ruhsal huzurlarına yeniden kavuşmayı başarırlar. Puma-İnsanları ruhsal alana doğuştan eğilimli olduğu için genellikle maviyi seçerler ama bir yeşil karışımının kendilerine ne kadar yararlı olduğunu hiç bir zaman unutmalılar.

 

Pumalara günümüzde Amerika'nın batısında Florida, Meksika ve Kanada'da rastlanabilir. Batı Uygarlığı Kuzey Amerika'da yayılmadan önce pumalar ülkenin her köşesinde yaşarlardı. Ancak beyaz adamların acımasızlığı sonucunda pumalar derin vadilere ve dağlık bölgelere çekilmek zorunda kaldılarYuvalarını genellikle kayalık bölgelerde, derin oyuklarda ya da sık çalılıklar arasında kurarlar. Kediler arasında en iyi tırmanıcılar pumalardır. İyi koşarlar ama uzun değil kısa mesafe koşucularıdır. Tiz ve yüksek bir sesleri vardır. Çok ender bağırırlar ama sesleri korkutucudur. Çok iyi birer avcı olan pumalar et yiyerek beslenir. Daha iyi avlanmak için eşleşirler ve birlikte ava çıkarlar. Birisi avın peşinde koşarken diğeri çalılıkların arasına yatıp pusuda bekler. Yiyebileceklerinden fazla avlanmazlar. Dişi pumalar genellikle erkeklerden daha iyi birer avcıdır. Yanlış bir şekilde pumaların insanlara saldırdığı söylentisini yayanlar vardır, ancak bu hiç bir zaman doğrulanmamıştır. Sağlıklı bir pumanın insana saldırdığı görülmemiştir. Gerçi pumalar bazen insanları izlemeyi severler ama bunu avlanmak için değil yalnızca kedilere özgü merak güdüsüyle yaparlar.

 

Totemi puma olan insanların bu soylu hayvana benzeyen birçok özellikleri vardır. Bu insanlar da sık sık anlaşılamadıkları duygusuna kapılarakkendi düşünce ve ruh dünyalarının kovuklarına çekilirler. Çok duygulu kişilerdir, masum bir davranış sonucu bile incinebilirler. Tıpkı pumalar gibi onların da içine çekilip, kendileri ve dünya üzerinde düşünebilecekleri bir sığınağa ihtiyaçları vardır. Bu kişiler de iyi tırmanıcılardır. Fakat bu dağ tepelerine değil insan ruhunun yüceliklerine doğru olan bir tırmanıştır.

 

Puma-İnsanları kişisel rahatları ve iç dengeleri için mutlaka kendilerine ait bir alana sahip olmalıdırlar. Eğer doğru ve yararlı buldukları alanların kapıları onlara kapanırsa kaprisli ve huzursuz olurlar. Pumalar gibi bu insanlar da kendi alanlarını belirlemek için dışarıya karşı kapatmak eğilimindedirler. Onların istekleri dışında başkalarının bu alana girmesi onları çok incitir. Oysa iyi bir yönetimle son derece üretici olabilirler.

 

Özellikle kendi kişisel duyguları söz konusu olduğunda çok suskundur. Kendini iyi hissettiği zaman çevresindekiler onların sohbetinden çok hoşlanır fakat bu konuşmalar sırasında iyice güveninceye kadar kendi gerçek benlikleriyle ilgili bir ipucu vermezler. Başkalarının düşüncelerini sezme yeteneğine sahip oldukları için diğer insanların ilgilendikleri konuları kolaylıkla kavrar ve onlara yardımcı olmak amacıyla görüş ve düşüncelerini tatlı bir dille açıklarlar.

 

Puma-İnsanları en derin duygularını gizlemeye alışkın oldukları için kendilerini genellikle çevrelerinden kopuk hissederler. Hiç kimsenin kendilerini anlamadığını, tek başlarına olduklarını öne sürerler. Duygularını uzun süre bazen ömür boyunca baskı altında tutarlar. Enerji akımlarının bu şekilde engellenmesi sonucu sık sık derin depresyona düşebilir ve melankoliye kapılırlar. Bu da onların ayaklarını toprağa basmalarını böylece yıldızlara yükselmelerini önler. Bastırılmış duyguları karşısında kapıldıkları korku kesin kararlar almalarını engeller. Böylece çevrede kararsız kişiler olarak görülebilir.

 

 

 

Puma-İnsanları başkalarına güvenmeyi ve duygularını açmayı öğrenmek zorundadırlar. Ruhsal alanda rahat davranmaları için nesnel alanda da doğru yaptıkları konusunda sürekli güvenceye gereksinimleri vardır.

 

Puma çocuklarının büyük bir sevgi ve desteğe gereksinimleri vardır çünkü düş dünyasına dalmaya çok yatkındırlar. Onları daha çocukluk döneminde duygularını açmaya teşvik etmek ve alıştırmak gerekir böylece ilerki yıllarda yaşamları biraz daha kolaylaşabilir. Hareketli, duyarlı ve uysal çocuklardır. Çok yaratıcıdırlar, ellerine oyuncak vermeye hiç gerek yoktur. Ellerine geçirdikleri en sıradan şeyleri bile düş gücüyle zenginleştirip bir oyun bulabilirler. Yaratıcılıkları sanatsal alanda olduğu kadar manevi alanda da olabilir.

 

 

 

Puma-İnsanları iç dengelerini yitirdikleri zaman beklenmedik bir şiddetle kendilerini yaraladığını düşündükleri kişiye karşı saldırıya geçerler. Köşeye sıkıştırıldıklarını hissederlerse tırnaklarını çıkarır ve müthiş bir savaşım verirler. Bazen böyle bir kavga onlar için yararlı olur, çünkü böylece uzun süre bastırdıkları duyguların bir kısmını dışarı vurma olanağı bulurlar. Ancak farkında olmadan bu tür kavgalarda karşılarındakini de fena halde yaralayabilirler.

Puma toteminin ayı, " Büyük Fırtınalar Dönemi " dir. Bu ay mevsim dönümünün başladığı ve rüzgarların yönleri belirsiz bir biçimde esip savrulduğu gizemlerle dolu bir aydır. Puma-İnsanlarının bu ayda doğmaları onların gizemli, huzursuz yanlarını güçlendirir.

Bu ay aynı zamanda Kuzey'in koruyucusu olan Waboose'nin üçüncü ayıdır. Onun saflığı, Puma-İnsanlarının maddi alanda karşılaştıkları zorluklara karşın özlerindeki arılığı korumalarına yardımcı olur. Waboose'nin yenileştirme özelliğiyle Puma İnsanları en derin melankoli çukurlarından bile kurtulup ışığa ve gökyüzüne ulaşabilirler.

 

(Yazan: Mine Kavalalı)

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...