Spiritüel ve Entelektüel Aydınlanma

Aydınlanma ifadesi günümüzde yeterince net olarak anlaşılamayabiliniyor. 'Aydın' sözcüğü entelektüel anlam ifade ediyor. Türk Dil Kurumu 'aydın' sözcüğünü şöyle tanımlamış ve bizim 'entelektüel aydın' anlatımımız bu tanımda ikinci sırada yer alıyor:

1. sıfat Işık alan, ışıklı, aydınlık:

      Aydın bir oda.

 

2. sıfat Kültürlü, okumuş, görgülü, ileri düşünceli (kimse), münevver, entelektüel:

      "Akşam gazetesi, yurt aydınlarıyla konuşarak bizde niçin yazar yetişmediğinin sebeplerini araştırdı." - Orhan Veli Kanık

 

3. sıfat Kolayca anlaşılacak kadar açık, vazıh (söz veya yazı).

 

 

Bilmeliyiz ki, entelektüel bilgi her şey değildir her zaman.

 

 

Kimilerimiz için ise bir yerde bir şeyler içerken iki sohbet edip, bir şeylerden yakınmak ya da olanı eleştirmek şeklinde de anlaşılabiliniyor aydın olmak durumu.

 

Ruhsal ya da spiritüel aydınlanma ise daha farklı anlaşılması gereken bir mana taşıyor. Bir tapınak aydını gelmemeli ille de hemen gözümüzün önüne, gerçek aydını ararken. 

Elbette tapınak aydını da spiritüel aydın sınıfında değerlendirilmeli. Ancak bir ibadethane ya da tapınakta aydınlanma yoluna girmek, aydınlanmanın olmazsa olmazı diyemeyiz. Bir tapınakta bulunan kişi eğer orada ne işi olduğunu sorgularken, varoluşun amacını öğrenmek gibi bir sonuca varıyorsa, doğru bir yoldadır demektir. Gerçek bir aydın olmak da işte normal hayat içinde bu nedenle zor. Gerçek hayattaki zorluklar da işte bu sebeple önemli. Zorlukları yaşamayan, sorgulamadan uzaklaşıyor. Nirvanaya ermek için ille de bir tapınak da gerekmiyor. İnsanın içinden gelen itilim ve istek önemli öncelikle.

 

Doğayla içiçe yaşamak veya iki dirhem bir çekirdek giyinerek kitaplar okumak da değil aydın olmanın tanımı. Aydın olan iyi giyinmez diye bir kural olmadığını da belirtelim. Aydın olmak daha kapsamlı anlaşılmalı.

 

Doğada yaşamak ya da inzivaya çekilmek epeyce geçerli yöntemler. Çilekeş olmak ise biraz daha geçerli, ancak aynı zamanda bilgiye de aç olmak gerekiyor.

 

Bilgi olmadan aydın olunur mu? Bilgi dediğimiz nedir peki? Hayat deneyimi bilgi değil mi? Evet işin sırrı burada. Çok çile çekenler çok hayat deneyimi yaşamış oluyorlar. Zorluklardan geçenler ruhsal yönden daha hızlı gelişiyor. Ancak aydınlanmanın olmazsa olmazı diyemeyiz zorluklardan geçme durumu için de. Mutluluk saçan ve meditasyon yapanlar da var ve mutlu olunarak aydın olunamaz mı? Gereğini doğru yapıyorsak, neden olmasın.

İşinde ustalaşarak aydınlananlar var ve onlar da ayrı bir dal elbette. İş kollarına gönderme yapmamak için, bu yönde bir görsel kullanmayalım. İşinin ustası ya da piri olarak, başka alanlarda da bilgiye açılan üstatlar var elbette ve bu anlamda işinde ustalaşmayı kastettik. Aynı zamanda işinde ustalaşmak yoluyla, yüksek benliğini kolektif bilince açmayı başarmayı kastettik.

 

Spiritüel aydınlanma ya da ruhsal aydınlanma, hayatın amacını ve anlamını aramaya düzenli olarak kafa yormanın bir sonucudur diyebiliriz. Bir ömrü bu yönde sarf etme azmini ortaya koyanlar ve sebat edenler çile çekmeden de spiritüel aydınlanmaya ulaşabilirler. Ancak yaşanan zorluklar her zaman deneyim olarak amaca yakınlaşmakta fayda sağlar. 'Yakınlaşmak' sözcüğünü kullandık, çünkü aydınlanmanın bir uç noktası yok. Ucu sonsuza açık bir kavram için ulaşmak deyimini kullanmak olmazdı. Aşamalarından söz edilebilir ancak. Aşamalar ise her deneyim sahibi için yine farklı farklıdır denilebilir. Bu sebeple bir gurunun peşine takılmak her zaman işe yaramayabilir. Ola ki söz konusu guru da bir kitle sahibi olunca, egosuna yenik düşüp, kendi aydınlanmasının önüne set çekiyor olmasın.

Hayatın amacını ve anlamını aramaya koyulurken, belli bir konum elde etmek, insanın önüne bir tuzak olarak çıkar. Konumun büyüsü amacın ışıltısını yenerse, aydınlanma eylemi yarıda kalır. Ruhsal ya da spiritüel aydınlanma, yüksek benliğin varoluş bilgisine yani kolektif bilinç bilgisine olabildiğince açılmasıdır. Zorluklardan geçmek ya da çile çekmek, varoluşun anlamını insanoğluna daha çok sorgulattığı ve deneyimlerle yoğurduğu için, ruhsal gelişkinliğin daha hızlı artmasına neden olur.

 

Ruhsal aydınlanmaya niyet etmek, yüksek benliğin varoluştan yardım görmesi ile birlikte, karşımıza zorluklar olarak da çıkar. Hayatın amacını ve varoluşun anlamını daha çok sorgularsak, daha hızlı aydınlanırız. Elbette içimizden gelmesi ile ilgili hepsi aynı zamanda.

 

Yüksek benlik varoluşun bilgisine açılmaya başladıkça, bilgece düşüncelerimiz ve özlü düşünce ve sözlerimiz de artma eğilimi gösterir. Aklımızdaki konularda bilgi içeren sonuca daha kolay ulaşırız. Yeter ki isteyelim ve dünyevi zevkleri kenara bırakabilmek ile birlikte egoyu düşürme iradesini gösterelim. Hayatımızı bu yöne adamak kendi isteğimize bağlı.

 

İrademizi bu yönde kullanabiliyor muyuz? Ya da aydınlanmayı bilgi sahibi olmak mı sanıyoruz?

ALINTIDIR