Jump to content

Neo-Paganizm ve Psikoloji


nevermore

Önerilen Mesajlar

Vivianne Crowley
Çev. E. Tülin Erinç

Çağdaş Paganizmin tüm dalları mitle ilgilenmekte ve onu ritüeller yoluyla canlandırmaktadır ki bu, onların çağdaş psikolojinin birçok dalıyla, bilhassa analitik psikolojinin kurucusu Carl Gustav Jung (1785-1961), onun Jungyen takipçileri ile post-Jungyen yorumculara özgü psikoterapi anlayışıyla paylaştıkları bir ilgidir. Sigmund Freud'un indirgemeciliğinin aksine, Carl Jung'un psikoloji anlayışı, psikolojik büyüme ve bütünleşme için önemli bir itici güç olarak dini deneyimi benimsemeye hazır olma eğilimindedir. Jung'un dini deneyime açıklığı, Hıristiyanları, Hinduları ve Budistleri olduğu kadar çağdaş Paganları da bu Zürihli üstadın fikirlerini benimsemeye teşvik etmiştir. Jung, dünya dinlerinden herhangi birinin koyu bir takipçisi değildi, ancak mit ve sembolün önemine uzun süredir ilgi duyuyor ve inanıyordu. “Semboller alegoriler ya da işaretler değildir: onlar, çoğunlukla bilinci aşan içeriklerin imgeleridir. Hâlâ bu tür içeriklerin gerçek olduğunu, uzlaşmamızın yalnızca mümkün değil, aynı zamanda kesinlikle gerekli olan aracılar olduğunu keşfetmemiz gerekiyor.” (Jung 1967 ed., 77-8, para. 114)


Psikolojik bir kriz, Jung'u rüyaları ve vizyonları hakkında yoğun bir inceleme yapmaya yöneltti; bu sayede bazı materyallerin kişisel hayatıyla ilgili olduğunu, ancak diğer materyallerin içerik ve anlam olarak manevi ve dini olduğunu fark etti. Jung, kendisinin ve hastalarının "daha derin" rüyalarında ortaya çıkan görüntülerin, dünya mitlerinde bulunan temalara ve görüntülere karşılık geldiğini buldu. Jung için arketipler ve mitler, din ve kültürün temel taşlarıydı. Jung, arketipleri tanımlamak için birçok girişimde bulundu; bunlardan biri, aynı efsanevi fikirleri tekrar tekrar yeniden üretmeye bir tür hazır olma halidir. Arketipler, "yönetici güçler, tanrılar, egemen yasa ve ilkelerin imgeleri ve ruhun deneyim döngüsünde düzenli olarak meydana gelen tipik olaylardır." Arketiplerin kaynağı, kolektif bilinçdışındadır. Tamamen kişisel bir doğaya sahip olan ve tek ampirik psişe olduğuna inandığımız (kişisel bilinçdışını bir ek olarak ele alsak bile) dolaysız bilincimize ek olarak, orada ikinci bir evrensel ve tüm bireylerde aynı olan kişisel olmayan psişik kolektif sistem vardır (Jung 1934/1954/1968, 42-43, para. 88-90).


Pek çok Pagan, kolektif bilinçdışını insanlar arasındaki psişik bağlantıların kaynağı ve düşüncenin başkalarını etkileyebileceği bir araç olarak yorumlar. Başka bir deyişle, bu araç büyü için bir temeldir. Jung'un kendisi simya ve Hermetik üzerine metinler okumuş olsa da astroloji ve I Ching ile ilgili bazı erken deneyleri dışında, o bir büyü uygulayıcısı olmamıştır.
Bununla birlikte, Jung'un ampirik bir bilim adamı olduğunu sık sık iddia etmesine rağmen, onun dili genellikle mistisizmdir. Örneğin, kolektif bilinçdışından söz ederken, 1925'teki bir seminerde şu yorumu yapmıştır: "Kolektif bilinçdışının ana gövdesinin kesinlikle psikolojik olduğu söylenemez, ancak ruhsal olduğu söylenebilir.” (Jung 1925/1989, 131).

Bu takdire karşılık olarak, çağdaş Paganlar da dahil olmak üzere psişik alemlerdeki birçok gezgin, inançlarını ve deneyimlerini anlatmak ve iletmek için psikoloji dilini kullanmayı seçmiştir. 1970'lerde ve 1980'lerde çağdaş Cadılık hakkında bir dizi popüler kitabın yazarları olan Janet Farrar ve Stewart Farrar gibi, İngiliz büyücülüğü üzerine önde gelen bir yazar olan Doreen Valiente de, büyüyü açıklamak için Carl Jung'un eşzamanlılık veya anlamlı tesadüf fikrini kullandı. Farrar ve Farrar en ünlü kitapları The Witches Way'de, Yaratım’ın "çalışma gücünün", "Kolektif Bilinçdışının engin derinliği olan duygulardan" kaynaklandığını yazdılar. (Farrar and Farrar 1984, 105) Starhawk'ın The Spiral Dance adlı kitabında yaptığı gibi, daha açık bir ifadeyle bu durum şöyle ortaya kondu: "Psikoloji, basitçe bir sihir dalıdır." (Starhawk, 1979, 192).

Paganlar inançlarını açıklamak için neden psikolojiye başvuruyorlar? Tanrıların imgeleri olarak arketipler, çağdaş Paganizm'in çoğunda bulunan çok tanrılı dünya görüşüne uygundur.


Gerçekten de Margot Adler, Amerika'da neo-Paganizm üzerine yaptığı araştırmasında şunu öne sürüyor: Çok tanrıcılığın modern bir savunması için teorik temellerin çoğu, mit, efsane ve peri masallarının, tanrı ve tanrıçaların, çiçek açmasına izin verildiğinde, kendi içinde daha bütün bir insan olmamızı sağlayan, psişenin derinliklerindeki arketiplerin, gerçek potansiyelimizin temsilleri olduğunu uzun zamandır savunan, Jungyen psikologlardan geliyor. (Adler 1979/1986, 28).


Jung'un dine olan ilgisi religare, yani bir tip yeniden birleşmedir. İnsanoğlu, mit aracılığıyla kopuk ve yabancılaşmış bu dünyada bir bağlantı ve köklenme duygusu bulabilir. Bu fikir, Paganlar için içsel bir çekiciliğe sahiptir. İkincil bir çekicilik, psikoloji dilinin, Pagan fikirlerini Pagan olmayanlara iletmenin bir yolu olduğudur. Jung dili, marjinalize edilmiş inanç sistemlerine entelektüel bir saygınlık havası katabilir. Örneğin astroloji, iddialarını sıklıkla Jungyen terimlerle savunur; aslında astrolojinin bütün dalları, arketipsel psikoloji, doğrudan Jung psikolojisinden yararlanır ve genellikle Jungyen terapistler tarafından uygulanır.
Paganizm -yine ruhani pazarın daha az saygın ucunda yer alır- kendisini "saygın" bir biçimde yaymak için Jung'un psikolojik yaklaşımını kullanır.


Örneğin Profesör Wouter Hanegraaff Wicca: The Old Religion in the New Age adlı doktora tezinin kitaplaştırılmış hali olan New Age Religion and Western Culture adlı eserinde şöyle yazmıştır:


“… (bu tez) daha geniş bir New Age kitlesi içinde Wicca'ya ilgi uyandırmaya güçlü bir şekilde katkıda bulunmuştur. … Crowley, Jungyen bir psikologtur ve Wicca'nın çekiciliğinin bir kısmı, onun Wiccan öğretilerini ve ritüellerini Jungyen bir bakış açısıyla yorumlanmasında yatmaktadır. Aslında, bu bakış açısı o kadar güçlüdür ki, Wicca'nın Jung psikolojisinin dini ve ritüel bir çevirisinden biraz daha fazlası olduğu sonucuna varan okuyuculara anlayış göstermek gerekir.” (Hanegraaff 1998, 90) Hanegraaff gibi Batılı bir entelektüel için, Jung'un dili kitabın ilgi çekici yönlerinden biridir.


Bir Pagan maneviyatını Jungyen söylemde çerçevelemek, onu entelektüelleştirir ve tutarlı, "saygın" kılar; marjinal büyücülük, çağdaş maneviyatın işlemelerinin bir parçası olan Wicca'ya dönüşür. Ancak psikoloji, çağdaş Paganlar için yalnızca bir "elverişli bayrak" değildir. Çağdaş psikolojik yaklaşımlar, Paganistik inançları ve dünya görüşlerini uyumlu hale getirilebilecek psikolojik ve ruhsal gelişim modelleri sağladıkları için Paganlara hitap etmektedir. Yeni dini gelenekler arayan pek çok insan, psikolojik şifa ve inisiyasyon, yerli kültürlerin ve dünya dinlerinin geçiş ayinlerinin yerini alacak anlamlı ritüel uygulamalar arayışında. İnsanlar ayrıca bir tip, ilahi ve kutsal olanla birlik duygusu sağlayacak mistik deneyimler de aramakta.


Gerçekten de modern Paganizmin cazibesinin, Batı Budizminin çekiciliği, diğer batı gelenekleri ve Hıristiyanlığın etkileyiciliğiyle birçok ortak noktası bulunuyor: Hepsi hem bu dünya da hem de bir sonraki için ilahi olanla bir olma deneyimine vesile ya da Budizm’de olduğu gibi daha derin ve geniş bir zihinsel hale geçmeye aracı. 

1960'lardan itibaren alternatif bilinç durumlarının bilimsel çalışması, insanoğlunun ruhsal bileşeninin önemini kabul eden bir psikolojik yaklaşım olan transpersonal psikolojinin de gelişmesine yol açmıştır. Bu çalışmalar, erken psikolojinin davranışçı ve psikanalitik okullarının indirgemeci paradigmalarından büyük bir uzaklaşmayı beraberinde getirmiştir çünkü transpersonal psikoloji, ruhsal deneyimin tüm yelpazesini kolayca kucaklamakta ve tüm ruhsal gelenekler tarafından kullanılabilen psikolojik büyüme “haritaları” sağlamaktadır. Her ne kadar Jung'un adı yirminci yüzyıl Paganlarının ağzından düşmese de Ken Wilber ve Stanislav Grof’un adlarının yirmi birinci yüzyılda daha çekici olması, bu sebeple muhtemeldir.


Bu kısmen, Jung'un bilimsel nesnellik iddialarının çürütülmesinden ve Richard Noll'un Jung'u ırkçı bir tarikat lideri olarak tasvir etmesinin yarattığı olumsuz tanıtımdan kaynaklanmakta, daha derin bir düzeyde ise Jung'un sınırlarının tanınması, fikirlerine feministlerin meydan okuması ve kültürel eğilimlerin monokültürden çoğulculuğa doğru hareket halinde olmasından kaynaklanmaktadır. Jung, birleşik bir benlik fikrini öne sürer. Bu, ruhlarımızın aktif olarak takip ettiği bir hedeftir. Dolayısıyla içsel yaşamımız teleolojiktir. Mitlerle çalışmak, arketipler ve ritüellerle canlandırma yapmak, Paganlara hitap eden ve Jung psikolojisi tarafından haklı görülebilecek psikolojik ve ruhsal bütünlüğe giden yollardır.


Bununla birlikte, yirminci yüzyılın son on yıllarında, psikoterapötik camiadan Jung'un psişik bütünlük modelinin bilinçdışı biçimde tektanrıcılıktan etkilendiği eleştirisi yükseldi. Tıpkı bir tek tanrılı için tek bir Tanrı olduğu gibi, bir Jungçu için de tek bir birleşik Öz vardır. Aslında, Jung'un "benliği", Upanishad'lardan alınan bir kavram olan monisttir, ancak "Tanrı-imgesi" terimini, yani Atman'la eşitlediği Brahman'ı kullanırken hem dinin hem de psişenin tek odaklı bir modelini ima eder. Post-Jungcular, tanrıça ve tanrı imgeleri ve sağlam bir çoğulculuk lehine imago dei'yi reddederler. Özellikle James Hillman, arketip psikolojisiyle Yunan mitolojisini derinlik psikolojisinin anahtarı olarak gören bir çoğulluk modeli sunmaktadır. Her birimizin birçok farklı "benliği" vardır ve psişe içindeki çeşitli arketipler, tek bir bütün içinde birlikte bulunsalar da psikolojik anlayışa farklı ve çeşitli yollar sunmaya yazgılıdır.


Hillman'ın çalışması, ruhsal ve psikolojik büyümenin bir yolu olarak çağdaş bir çoktanrıcılığı savunur. Hillman'ın çoğulculuk savunusu -bu arada din psikolojisinin kurucu babası William James'inkini de anımsatır- birçok çağdaş Pagan'ın birçok biçimde tezahür eden neo-Platonik "Bir" olarak İlahi bir modelden uzaklaşma eğilimini yansıtır. Batı dünyasının çok kültürlü ve çok ırklı toplumlarını yansıtan ve homojenleştirmeye çalışmak yerine çeşitliliği kutlayan tanrı çeşitliliğidir bu. Jungcu, post-Jungcu ve transpersonal gibi psikolojik yaklaşımlar, dini hayal gücünün kurgusal gücünü Paganlar adına anlamlı şekillerde keşfederler. Psikolojik din anlayışının, dini deneyimi formüle etmede hayal gücünün önceliğini vurguladığı görülebilir.


Paganizmde deneyimin içeriden geldiği görülür. Doğrulama, deneyimin dini ortodoks tarafından sağlanan şablonlara yakınlığı aracılığıyla değil, doğru "hissettiği" ve anlam sağladığı ölçüde gerçekleşir. İçe, özele ve sembolik olana bu odaklanma, 19. yüzyıldan beri gelişen kültürel ve dini bir akımın parçasıdır. İnsanın iç dünyasını inceleyen psikoloji ile, özelleşmiş dini en radikal haliyle temsil eden Paganizm arasındaki evlilik, her zaman kapalı olarak evrilecek doğal bir evliliktir.

KAYNAKÇA
Adler, Margot. 1979/1986. Drawing Down the Moon: Witches, druids, goddess-worshippers and other pagans in America today. Boston: Beacon Press.
Crowley, Vivianne. 2002. "Neo-Paganism and Psychology." In The Encyclopedia of Modern Witchcraft and Neo-Paganism, edited by Shelley TSivia Rabinovitch and James Lewis, 173- 176. New York: Citadel Press. —. 1989. Wicca: The Old Religion in the New Age.
Wellingborough: Aquarian Press.
Farrar, Janet, and Stewart Farrar. 1984. The Witches' Way: Principles, Rituals and Beliefs of Modern Witchcraft. London: Robert Hale.
Hanegraaff, Wouter J. 1998. New Age Religion and Western Culture: Esotericism in the Mirror of Secular Thought. Albany, NY: State University of New York Press.
Jung, Carl Gustav. 1925/1989. Analytical Psychology: Notes of the Seminar Given in 1925.
Edited by William McGuire. Princeton, NJ: Princeton University Press.
Jung, Carl Gustav. 1934/1954/1968. "Archetypes of the Collective Unconscious." In The Collected Works of C. G. Jung, Vol. 9, part 1, The Archetypes and the Collective Unconscious, by Carl Gustav Jung, 3-41. London: Routledge & Kegan Paul. —. 1967 ed. The Collected Works of C. G. Jung, Vol. 5, Symbols of Transformation: An Analysis of the Prelude to a Case of Schizophrenia. Translated by Richard Francis Carrington Hull. London: Routledge & Kegan
Paul.
Starhawk. 1979. The Spiral Dance: A Rebirth of the Ancient Religion of the Great Goddess.
San Francisco: Harper.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...