vhercle Oluşturma zamanı: Eylül 9, 2007 Paylaş Oluşturma zamanı: Eylül 9, 2007 MUSTAFA KEMAL'İN ÇOCUKLUĞU VE EĞİTİMİ Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu ve ilk Cumhurbaşkanı olan Mustafa Kemal. 1881 yılında Selanik'te doğmuştur. Babası Ali Rıza Efendi, bir gümrük memurudur. Annesinin adı Zübeyde Hanım'dır. İlkokul eğitimi için, Selanik'teki Şemsi Efendi okuluna gitmiş, ancak babasını çok küçük yaşlarda kaybedince okuldan ayrılmak zorunda kalmıştır. Mustafa, kız kardeşi Makbule ve annesi ile birlikte dayısının Selanik yakınlarındaki çiftlik evine yerleşmişlerdir; yaşamları bu şekilde bir süre devam etmiştir. Mustafa çiftlikte çalışırken, annesi okula gitmemesinden endişe duymaya başlamıştır. Sonra, annesinin Selanik'te bulunan kız kardeşinin yanına giderek Askeri Rüştiyeye kaydını yaptırmıştır. Rüştiye'yi 1895 yılında bitiren Mustafa Kemal Manastır'daki Askeri İdadi'ye girmiş ve başarılı bir şekilde bitirmiştir. Mustafa Kemal daha sonra İstanbul'a gitmiş, 13 Mart 1899 yılında başladığı Harbiye'yi bitirdikten sonra,1902 yılında Harp Akademisine başlamış ve 11 Ocak 1905 yılında kurmay yüzbaşı rütbesiyle mezun olmuştur ORDU KUMANDANI OLARAK MUSTAFA KEMAL 1906 yılında Şam'a gönderilen Mustafa Kemal ve arkadaşları Şam'da "Vatan ve Hürriyet" adında bir dernek kurmuşlardır. 1911 yılında İtalya ile yapılan savaş esnasında, kendi isteğiyle Trablus'a gitmiş, Derne ve Tobruk'un savunmalarında görev almıştır. Mustafa Kemal henüz Libya'da iken başlayan Balkan Savaşında da, başarılı bir kumandan olarak (1912 - 1914) hizmet vermiş ve savaş sonunda Sofya'ya askeri ataşe olarak atanmıştır. Mustafa Kemal'in Sofya'da bulunduğu sırada 1. Dünya Savaşı çıkmıştır. 8 Ağustos 1915 tarihinde Anafartalar Grup Kumandanlığına getirilen Mustafa Kemal, kritik bir zamanda Anafartalar'daki Türk kuvvetlerine kumanda etmiştir. Bu sırada İngilizler, Fransızlarla birlikte Çanakkale Boğazı'na çıkarma yapmış, savaş esnasında, Mustafa Kemal'in kalbinin üzerine bir şarapnel parçası isabet etmiş ise de, göğüs cebinde bulunan saati onun hayatını kurtarmıştır. Mustafa Kemal o anda içinde bulunduğu ruh halini üstlenmiş olduğu büyük sorumluluğa bağlamış ve : "Aslında, bu tür bir sorumluluğu üstlenmek hiç de kolay değildi, ancak yurdumun parçalandığını görmektense ölmeyi tercih etmiş olmam nedeniyle, bunu gururla kabul ettim." sözleriyle duygularını ifade etmiştir. Düşman saldırısının püskürtülmesinde Mustafa Kemal’in üstün cesareti, askeri bilgisi, yeteneği ve uzak görüşlülüğünün büyük bir rolü olmuş, genel olarak Çanakkale, özel olarak Anafartalar savunması, dünya siyasi ve askeri tarihine onun adıyla yazılmıştır. Mustafa Kemal daha sonra Kafkaslarda ve Suriye'de hizmet etmiş ve 1918 Mondros Mütarekesi’nden hemen önce Suriye'de bulunan Yıldırım Orduları grubunun kumandanlığına getirilmiştir. Mütarekeden (ateşkes) sonra, İstanbul'a dönmüştür. İSTİKLAL SAVAŞI Mondros Mütarekesinden sonra, anlaşmayı imzalamış olan ülkeler anlaşmanın öngördüğü koşullara uymamışlardır. Çeşitli bahaneler öne süren İtilaf Devletlerinin ( Fransa, İngiltere ve İtalya ) Donanmaları İstanbul'a gelmiş, Adana vilayeti Fransızlar tarafından, Urfa ile Maraş vilayetleri ise, İngilizler tarafından işgal edilmiştir. Antalya ve Konya'da İtalyan askerleri, Merzifon ve Samsunda ise İngiliz askerleri, hemen her yerde yabancı subaylar, yetkililer ve ajanlar vardır. Yine İtilaf Devletlerinin onayıyla Yunan Ordusu'nun 15 Mayıs 1919'da İzmir'e çıkması üzerine, Mustafa Kemal Anadolu'ya gitmeye karar vermiş ve 16 Mayıs 1919'da, "Bandırma" isimli küçük bir tekne ile İstanbul'dan ayrılmıştır. Mustafa Kemal, Anadolu'ya yapacağı bu yolculuğu esnasında düşmanlarının bu gemiyi batırmayı planladıkları konusunda uyarılmıştır. Ama o bundan korkmamış ve 19 Mayıs 1919 Pazartesi tarihinde Samsuna ulaşarak Anadolu toprağına ayak basmıştır. İşte bu tarih, Türk İstiklal Savaşının başlangıcıdır. Mustafa Kemal bu tarihi daha sonra kendi doğum tarihi olarak da seçmiştir. Böylece, Anadolu'da bir ulusal direniş dalgası oluşmuş, Doğu’da Erzurum'da da bir hareketlilik başlamıştır. Mustafa Kemal hızlı bir biçimde hareket ederek tüm organizasyonun başına geçmiştir. 1919 yılının yazında yapılan Erzurum ve Sivas kongrelerinde ulusal bir sözleşme ile ulusal hedefler ilan edilmiştir. İstanbul'un, İşgal kuvvetlerince işgal edilmesi üzerine, Mustafa Kemal, 23 Nisan 1920'de Türkiye Büyük Millet Meclisini açarak merkezi Ankara olan yeni ve geçici bir hükümet kurmuştur. Mustafa Kemal aynı gün Meclis Başkanlığına getirilmiştir. Bu sırada Yunan Ordusu da, Çerkez Ethem'in ayaklanmasından yararlanarak ve onunla işbirliği içerisinde Bursa ve Eskişehir yönünde harekete geçmiştir. Ancak 10 Ocak 1921 tarihinde, düşman kuvvetleri Batı Cephesi Kumandanı Albay İsmet İnönü ve orduları tarafından çok ağır bir yenilgiye uğratılmıştır. 10 Temmuz 1921 tarihinde ise, Yunan Ordusu beş tümen ile Sakarya'ya bir cephe saldırısı başlatmıştır. 23 Ağustos tarihinden 13 Eylül tarihine kadar aralıksız olarak süren büyük Sakarya Savaşı sonrasında, Yunan Ordusu yenilmiş ve çekilmeye zorlanmıştır. Bu savaş sonrasında, Büyük Millet Meclisi Mustafa Kemal'e Gazi ve Mareşal unvanlarını vermiştir. Düşmanlarını ülkesinden kovmaya kararlı olan Mustafa Kemal, 26 Ağustos 1922 sabahında, ordularına saldırıyı başlatma emrini vermiştir. 30 Ağustos 1922 tarihinde, tüm düşman kuvvetleri Dumlupınar'da ya öldürülmüş ya da esir edilmiş, düşman ordularının Kumandanı General Trikupis esir alınmıştır. 9 Eylül 1922 tarihinde Atatürk’ün “ORDULAR! İLK HEDEFİNİZ AKDENİZDİR, İLERİ!...” emriyle, kendilerini kovalayan ordularımızdan kaçmakta olan düşman kuvvetleri İzmir yakınlarında denize dökülmüşlerdir. Olağanüstü askeri bir yeteneğe sahip olan Mustafa Kemal komutasındaki Türk kuvvetleri yurdu işgal etmiş olan Müttefik kuvvetlere karşı bir İstiklal mücadelesi vermişler ve sonunda bütün cephelerde zaferler kazanmışlardır. 24 Temmuz 1923 tarihinde Lozan Antlaşmasının imzalanmasıyla, hem bu zafer hem de bu zaferin ürünü olan yeni Türk devleti tüm dünyaca tanınmıştır. Mustafa Kemal, yeni, sağlam ve dinç bir devlet kurmuştur. 29 Ekim 1923 tarihinde, yeni Türk Devletinin idare şeklinin Cumhuriyet olduğunu ilan etmiştir. Ve Mustafa Kemal, Türkiye Cumhuriyetinin ilk Cumhurbaşkanı olarak seçilmiştir. ATATÜRK'ÜN GÖRÜŞLERİ Ekonomi üzerine Atatürk Devrimlerinin sonucunda, Türkiye'nin ekonomik yapısı tümüyle iyi yönde bir gelişme göstermiştir. Kapitülasyonların kaldırılması ile birlikte, ulusal bir ekonomi için gerekli olan temel atılmıştır. Atatürk'ün ülke ekonomisi hakkındaki düşüncesini, "Memleketin efendisi hakiki müstahsil olan köylüdür" sözlerinde bulmak mümkündür. Dış Politika üzerine O dönemde birçok ülke yöneticisinin izlediği iç çatışma politikalarına, polis devleti taktiklerine ve nihayet uluslararası ihtilaflara yönelmelerine rağmen, Atatürk'ün "Yurtta Sulh, Cihanda Sulh" sözüne sıkı bir biçimde, bağlı kalan Türkiye, bu dönemde ülke içerisindeki devleti ve onun kurumlarını içten çökertme girişimlerini engelleyebildiği gibi, savaşlara da bulaşmamayı başarmıştır. ATATÜRK DEVRİMLERİ Atatürk askeri bir dahi ve karizmatik bir lider olduğu gibi, aynı zamanda büyük bir devrimcidir. O dönemde, Türkiye Cumhuriyetinin çağdaş medeniyetler seviyesine ulaşabilmesi ve kültürel açıdan gelişmiş toplumların aktif bir üyesi olabilmesi için, modernize edilmesi gerekmektedir. Mustafa Kemal de bunu yapmış, 1924 ile 1938 yılları arasında, insanlarının kurtuluşu ve hayatta kalabilmesi için yaşamsal öneme sahip olan devrimleri hayata geçirmiş; bu devrimler, Türk halkı tarafından büyük bir coşku ile karşılanmıştır. Harf Devrimi Atatürk'ün gerçekleştirdiği en önemli devrimlerden birisi de, 3 Kasım 1928 tarihinde Arap alfabesinin kaldırılması ve Latin alfabesinin kabul edilmesi olmuştur. Kıyafet Devrimi Kıyafet devrimi ile birlikte, kadınlar dinsel geleneklerden kaynaklanan çarşafı atıp, modern giysiler, erkekler ise fes yerine şapka giymeye başlamışlardır. Hukuk Sisteminin Laikleştirilmesi 1920 yılında kurulmuş olan yeni Türkiye Devletinin yeni bir hukuk sistemine de ihtiyacı olduğunu bilen Atatürk, Mecelle, yani din esaslarına dayalı Medeni Kanun yerine İsviçre Medeni Kanununu getirmiş, o dönemde geçerli olan ceza yasasını ise İtalyan Ceza Yasası ile değiştirmiştir. Kısacası Türk Hukuk Sistemi tüm çağdaş gereksinimler ışığında modernize edilmiştir. Öğrenimin Laikleştirilmesi 19. Yüzyıl başlarına dek, Osmanlı İmparatorluğu bünyesinde çeşitli eğitim sistemleri uygulanmıştır. Atatürk, İslami eğitim veren medrese sisteminin, yeni toplumun ihtiyaçlarına cevap veremeyeceğini; bu nedenle, batı modellerine benzeyen yeni bir eğitim sisteminin oluşturulması gerektiğini görmüş, böylece önce öğretimin birleştirilmesi (Tevhid-i Tedrisat) kanunu çıkarılıp dini eğitim veren tüm öğrenim kurumları kapatılarak, bütün eğitim işleri Milli Eğitim Bakanlığı çatısında birleştirilmiş, 1933 yılında da bir üniversite reformu gerçekleştirilmiştir. Kadınlara Sağlanan Medeni Haklar Atatürk Devrimleri ile birlikte, yüzyıllar boyunca ihmal edilmiş olan Türk kadınına yeni haklar tanınmış; kabul edilmiş olan yeni Medeni Kanun gereğince kadınlar da erkeklerle eşit haklara sahip olmuş, resmi görevlere atanmaları, oy vermeleri ve Millet Meclisine seçilmeleri mümkün kılınmış; tek eşlilik ilkesi ve kadınlara tanınan eşit haklar, Türk toplumuna bir canlılık kazandırmıştır. ATATÜRK İLKELERİ Atatürk ilkeleri, altı ana başlık altında toplanabilir: Cumhuriyetçilik: Atatürk devrimleri siyasi nitelik taşır. Çok uluslu bir İmparatorluktan ulus devlete geçiş gerçekleştirilmiş ve böylece modern Türkiye'nin ulusal kimliği oluşturulmuştur. Bu kimliğin oluşmasında, kul nitelikli insanların yurttaş-birey niteliği kazanması önemli bir noktadır. Atatürk bunun yolunu, kısaca halkın kendi kendisini idaresi, yani demokrasi demek olan Cumhuriyet’te görmüştür. Halkçılık: Gerek içeriği gerekse hedefleri açısından bakıldığında, Cumhuriyet Devrimi ayrıca bir sosyal devrim niteliği de taşır. Başta İsviçre Medeni Kanunu olmak üzere, Batı kanunlarının Türkiye'de uygulamaya konulmasıyla birlikte kadınların statüsünde köklü değişiklikler olmuş, 1934 yılında kabul edilen bir kanun ile kadınlar seçme ve seçilme hakkını almışlardır. Atatürk çeşitli ortamlarda, Türkiye'nin gerçek yöneticilerinin köylüler olduğunu söylemiştir. Aslında bu durum Türkiye için bir gerçek olmaktan çok bir hedef niteliğindedir. Halkçılık ilkesi sınıf ayrıcalıklarına ve sınıf farklılıklarına karşı olmak ve hiçbir bireyin, ailenin, sınıfın veya organizasyonun diğerlerinin daha üzerinde olmasını kabul etmemek demektir. Halkçılık, Türk vatandaşlığı olarak ifade edilen bir fikre dayanır. Gurur ile birleşen vatandaşlık fikri, halkın daha fazla çalışması için gerekli psikolojik teşviki sağlar, birlik fikrinin ve ulusal bir kimliğin kazanılmasına yardımcı olur. Laiklik: Laiklik yalnızca devlet ve dinin birbirinden ayrılması anlamına gelmez ayrıca eğitim, kültür ve yasama alanlarının da dinden bağımsız olması anlamını taşır. Laiklik, devletin dini düşünce ve dini kuruluşların etkisinden bağımsız olması, ve genel olarak düşünce özgürlüğü anlamına gelmektedir. Devrimlerin birçoğu laikliği gerçekleştirmek amacıyla yapılmış ve diğerleri ise laikliğe ulaşılmış olması sayesinde gerçekleştirilebilmiştir. Laiklik ilkesi akılcı ve dini siyasetin dışında tutan bir ilkedir. Osmanlı döneminde matbaanın geciktirilmesinde olduğu gibi dinin yenilikler karşısında nasıl tutucu bir silah haline geldiğini yaşamış olan Türkiye Cumhuriyeti kurucuları açısından dinin din dışı sivil yapı üzerinde yaratabileceği baskıları önlemenin bir aracıdır. Devrimcilik: Atatürk'ün ortaya koyduğu en önemli ilkelerden birisi de devrimciliktir. Bu ilkenin anlamı Türkiye'nin devrimler yaparak geleneksel kuruluşlarını modern kuruluşlarla değiştirmiş olmasıdır. Geleneksel kavramların bir kenara itilip modern kavramların benimsenmesi demektir. Devrimcilik ilkesi, yapılmış olan devrimlerin tanınıp kabul edilmelerinin çok ötesine geçmiştir. Milliyetçilik: Cumhuriyet devrimi ayrıca milliyetçi bir devrimdir. Bu milliyetçilik ırkçı bir yapıda değildir; yurtseverlikle sınırlıdır. Bu devrimin amacı, Türkiye Cumhuriyetinin bağımsızlığının korunması ve ayrıca Cumhuriyetin siyasal yönden gelişmesidir. Bu milliyetçilik, tüm diğer ulusların bağımsızlık haklarına saygılıdır; sosyal içeriklidir; yalnızca anti - emperyalist olmayıp, aynı zamanda gerek hanedan yönetimine, gerekse herhangi bir sınıfın Türk toplumunu yönetmesine de karşıdır ve nihayet bu milliyetçilik Türk devletinin vatanı ve halkı ile bölünmez bir bütün olduğu ilkesine inanmaktadır. Devletçilik: Mustafa Kemal Atatürk yapmış olduğu açıklamalarda ve politikalarında Türkiye'nin bir bütün olarak modernizasyonunun ekonomik ve teknolojik gelişmeye önemli ölçüde bağlı olduğunu ifade etmiştir. Bu bağlamda, devletçilik ilkesini de devletin, ülkenin genel ekonomik faaliyetlerinin düzenlenmesi ve özel sektörün girmek istemediği veya yetersiz kaldığı ya da ulusal çıkarların gerekli kıldığı alanlara girmesi anlamında yorumlamaktadır. Ancak, devletçilik ilkesinin uygulanmasında, devlet yalnızca ekonomik faaliyetlerin temel kaynağını teşkil etmemiş, aynı zamanda ülkenin büyük sanayi kuruluşlarının da sahibi olmuştur. ATATÜRK'ÜN ÖLÜMÜ Atatürk ülke içerisinde sık sık seyahat etmektedir. Gemlik ve Bursa gezileri esnasında Atatürk soğuk alır. Tedavi olmak ve dinlenmek üzere İstanbul'a geri döner. Ama, ne yazık ki hastalık ciddidir. 10 Kasım 1938 tarihinde saat 9.05'te tüm çabalara rağmen çok sevdiği halkından ayrılmak zorunda kalır. Ama insanlarının gözünde ölümsüzlük kazanmıştır. Öldüğü andan itibaren, çok sevilen ismi ve hatırası, çok sevdiği halkının kalbinde yerini almıştır. O bir kumandan olarak birçok savaş kazanmış, bir lider olarak kitleleri etkilemiş, bir devlet adamı olarak başarılı bir yönetim sergilemiş ve nihayet bir devrimci olarak bir toplumun sosyal, kültürel, ekonomik, politik ve hukuki yapısını kökten değiştirmeyi başarmış; dünya tarihindeki en üstün şahsiyetlerden birisi olmuştur.Tarih onu Türk ulusunun en şerefli evlatları ve insanlığın en büyük liderleri arasında sayacaktır. -------------------- CUMHURİYETİN 10. YILDÖNÜMÜ NEDENİYLE ATATÜRK'ÜN NUTKU - ORİJİNAL Türk Milleti! Kurtuluş savaşına başladığımızın 15'inci yılındayız. Bugün cumhuriyetimizin onuncu yılını doldurduğu en büyük bayramdır. Kutlu olsun! Bu anda büyük Türk milletinin bir ferdi olarak bu kutlu güne kavuşmanın en derin sevinci ve heyecanı içindeyim. Yurttaşlarım! Az zamanda çok ve büyük işler yaptık. Bu işlerin en büyüğü, Temeli, Türk kahramanlığı ve yüksek Türk kültürü olan Türkiye Cumhuriyetidir. Bundaki muvaffakiyeti Türk milletinin ve onun değerli ordusunun bir ve beraber olarak azimkarane yürümesine borçluyuz. Fakat yaptıklarımızı asla kafi göremeyiz. Çünkü daha çok ve daha büyük işler yapmak mecburiyetinde ve azmindeyiz. Yurdumuzu dünyanın en mamur ve en medeni memleketleri seviyesine çıkaracağız. Milletimizi en geniş refah, vasıta ve kaynaklarına sahip kılacağız. Milli kültürümüzü muasır medeniyet seviyesinin üstüne çıkaracağız. Bunun için, bizce zaman ölçüsü geçmiş asırların gevşetici zihniyetine göre değil, asrımızın sürat ve hareket mefhumuna göre düşünülmelidir. Geçen zamana nispetle, daha çok çalışacağız. Daha az zamanda, daha büyük işler başaracağız. Bunda da muvaffak olacağımıza şüphem yoktur. Çünkü, Türk milletinin karakteri yüksektir. Türk milleti çalışkandır. Türk milleti zekidir. Çünkü Türk milleti milli birlik ve beraberlikle güçlükleri yenmesini bilmiştir. Ve çünkü, Türk milletinin yürümekte olduğu terakki ve medeniyet yolunda, elinde ve kafasında tuttuğu meşale, müspet ilimdir. Şunu da ehemmiyetle tebarüz ettirmeliyim ki, yüksek bir insan cemiyeti olan Türk milletinin tarihi bir vasfı da, güzel sanatları sevmek ve onda yükselmektir. Bunun içindir ki, milletimizin yüksek karakterini, yorulmaz çalışkanlığını, fıtri zekasını, ilme bağlılığını, güzel sanatlara sevgisini, milli birlik duygusunu mütemadiyen ve her türlü vasıta ve tedbirlerle besleyerek inkişaf ettirmek milli ülkümüzdür. Türk milletine çok yaraşan bu ülkü, onu, bütün beşeriyete hakiki huzurun temini yolunda, kendine düşen medeni vazifeyi yapmakta, muvaffak kılacaktır. Büyük Türk Milleti, On beş yıldan beri giriştiğimiz işlerde muvaffakiyet vaat eden çok sözlerimi işittin. Bahtiyarım ki, bu sözlerimin hiçbirinde, milletimin hakkımdaki itimadını sarsacak bir isabetsizliğe uğramadım. Bugün, aynı iman ve katiyetle söylüyorum ki, milli ülküye, tam bir bütünlükle yürümekte olan Türk milletinin büyük millet olduğunu, bütün medeni alem, az zamanda bir kere daha tanıyacaktır. Asla şüphem yoktur ki, Türklüğün unutulmuş büyük medeni vasfı ve büyük medeni kabiliyeti, bundan sonraki inkişafıyla, atinin yüksek medeniyet ufkunda yeni bir güneş gibi doğacaktır. Türk Milleti! Ebediyete akıp giden her on senede, bu büyük millet bayramını daha büyük şereflerle, saadetlerle huzur ve refah içinde kutlamanı gönülden dilerim. Ne mutlu Türküm diyene! Ankara, 29 Ekim 1933 CUMHURİYETİN 10. YILDÖNÜMÜ NEDENİYLE ATATÜRK'ÜN NUTKU - YENİ TÜRKÇE Türk Ulusu! Kurtuluş Savaşı'na başladığımız 15'inci yılındayız. Bugün cumhuriyetimizin onuncu yılını doldurduğu en büyük bayramdır. Kutlu olsun! Bu anda büyük Türk Ulusunun bir bireyi olarak, bu kutlu güne kavuşmanın en derin sevinici ve coşkunluğu içindeyim. Yurttaşlarım! Az zamanda çok ve büyük işler yaptık. Bu işlerin en büyüğü, temeli Türk kahramanlığı ve yüksek Türk Kültürü olan Türkiye Cumhuriyetidir. Bundaki başarıyı, Türk Ulusunun ve onun değerli ordusunun bir ve beraber olarak azimle yürümesine borçluyuz. Fakat yaptıklarımızı hiçbir zaman yeterli görmeyiz. Çünkü daha çok ve daha büyük işler yapmak zorunluluğunda ve azmindeyiz. Yurdumuzu dünyanın en bayındır ve uygar ülkeleri düzeyine çıkaracağız. Ulusumuzu en geniş refah araç ve kaynaklarına sahip kılacağız. Ulusal kültürümüzü çağdaş uygarlık düzeyinin üstüne çıkaracağız. Bunun için, bize zaman ölçüsü geçmiş yüzyılların gevşetici görüşüne göre değil, çağımızın hız ve hareket kavramına göre düşünülmektedir. Geçen zamana oranla, daha çok çalışacağız. Bunda da başarılı olacağımıza kuşkum yoktur. Çünkü Türk ulusunun karakteri yüksektir. Türk ulusu çalışkandır. Türk Ulusu zekidir. Çünkü Türk Ulusu, ulusal birlik ve beraberlikle güçlükleri yenmesini bilmiştir. Çünkü Türk Ulusunun yürütmekte olduğu yükselme ve uygarlık yolunda, elinde ve kafasında tuttuğu meşale, müsbet bilimdir. Şunu da önemle belirtmeliyim ki, yüksek bir insan topluluğu olan Türk Ulusunun tarihsel bir niteliği de, güzel sanatları sevmek ve onda yükselmektir. Bunun içindir ki ulusumuzun yüksek karakterini, yorulmaz çalışkanlığını, doğuştan zekasını, bilime bağlılığını, güzel sanatlara sevgisini, ulusal birlik duygusuna ara vermeden ve her türlü araç ve önlemlerle besleyerek geliştirmek ulusal ülkümüzdür. Türk ulusuna çok yaraşan bu ülkü, onu, bütün insanlığa gerçek huzurun sağlanması yolunda, kendine düşen uygarca vazifeyi yapmakta başarılı kılacaktır. Büyük Türk Ulusu! Onbeş yıldan beri, giriştiğimiz işlerde başarı vaat eden çok sözlerimi işittin. Mutluyum ki, bu sözlerimin, hiçbirinde, ulusumun, hakkımdaki güvenini sarsacak bir isabetsizliğe uğramadım. Bugün, aynı inanç ve kesinlikle söylüyorum ki, ulusal ülküye, tam bir bütünlükle yürümekte olan Türk Ulusunun büyük ulus olduğunu bütün uygar dünya, az zamanda, bir kere daha tanıyacaktır. Hiçbir an kuşkum yoktur ki, Türklüğün unutulmuş büyük uygar niteliği ve büyük uygar yeteneği, bundan sonra ki gelişmesi ile, geleceğin yüksek uygarlık ufkunda yeni bir güneş gibi doğacaktır. Türk Ulusu! Sonsuzluğa akıp giden her on yılda, bu büyük ulus bayramını daha büyük onurla, mutluluklarla, huzur ve refah içinde kutlamanı gönülden dilerim. Ne mutlu Türküm diyene! 29 Ekim 1933 ATATÜRK'ÜN BAZI ÖZDEYİŞLERİ - Ne mutlu "Türküm" diyene. - Geldikleri gibi giderler. - Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır, ancak Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır. - Bu millete çok şey öğretebildim ama onlara uşak olmayı bir türlü öğretemedim. - Yurtta sulh, cihanda sulh. - Sizlere saldırmanızı değil, ölmenizi emrediyorum. - Memleketin efendisi hakiki müstahsil olan köylüdür. - Doğruyu söylemekten korkmayınız. - Beni görmek demek mutlaka yüzümü görmek demek değildir. Benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız bu yeterlidir. - Türkiye Cumhuriyeti mutlu, zengin ve muzaffer olacaktır. - Sağlam kafa sağlam vücutta bulunur. - Ordular, ilk hedefiniz Akdenizdir. İleri ! - Büyük hedefimiz, milletimizi en yüksek medeniyet seviyesine ve refaha ulaştırmaktır. - Türkiye Cumhuriyetinin temeli kültürdür. - Süngülerle, silahlarla ve kanla kazandığımız askeri zaferlerden sonra, kültür, bilim, fen ve ekonomi alanlarında da zaferler kazanmaya devam edeceğiz. - Zafer, "Zafer benimdir" diyebilenindir. Başarı ise, "Başaracağım" diye başlayarak sonunda "Başardım" diyebilenindir. - Egemenlik verilmez, alınır. - Egemenlik, kayıtsız şartsız ulusundur. - Milleti kurtaranlar yalnız ve ancak öğretmenlerdir. - Öğretmenler: Yeni nesiller sizlerin eseri olacaktır. - Hayatta en hakiki mürşit ilimdir. - Türk Milleti bağımsız yaşamış ve bağımsızlığı varolmalarının yegane koşulu olarak kabul etmiş cesur insanların torunlarıdır. Bu millet hiçbir zaman hür olmadan yaşamamıştır, yaşayamaz ve yaşamayacaktır. - Biz Türkler tarih boyunca hürriyet ve istiklale timsal olmuş bir milletiz. - Milletimiz davranışlarında ve gayretlerinde sarsılmaz bir bütünlük gösterdiği için başarılı olmuştur ATATÜRK'ÜN YAŞAMINDAKİ KRONOLOJİK OLARAK OLAYLAR 1881 Mustafa'nın Selanik'te dünyaya gelmesi. 1893 Mustafa Selanik'teki Askeri Hazırlık Okuluna başlar ve burada öğretmeni tarafından kendisine ikinci ismi "Kemal" verilir. 1895 Mustafa Kemal Manastırdaki Askeri Liseye başlar. 1899 Mustafa Kemal İstanbul'da Harbiye'nin hazırlık sınıfına başlar. 1902 Mustafa Kemal Harbiye'den mezun olur ve buradan sonra Harp Akademisine devam eder. 11 Ocak 1905 Mustafa Kemal Harp Akademisinden Kurmay Yüzbaşı olarak mezun olur ve Şam'da bulunan Beşinci Orduda görev almak üzere Şam'a gönderilir. Ekim 1906 Mustafa Kemal ve arkadaşları Şam'da "Vatan ve Hürriyet" adıyla gizli bir dernek kurarlar. Eylül 1907 Mustafa Kemal Üçüncü Orduya tayin edilir ve Selanik'e gönderilir. 13 Eylül 1911 Mustafa Kemal İstanbul'daki Genel Kurmaya tayin edilir. 9 Ocak 1912 Mustafa Kemal Libya'daki Tobruk taarruzunu başarılı bir şekilde yönetir. 25 Kasım 1912 Mustafa Kemal Hareket Başkanı olarak Akdeniz Boğazları özel Kuvvetlerine atanır. 27 Ekim 1913 Mustafa Kemal Sofya'ya Askeri Ataşe olarak atanır. 25 Nisan 1915 İttifak Devletleri Arıburnuna çıkarma yaparlar ve Mustafa Kemal Tümeni ile ilerlemelerini durdurur. 9 Ağustos 1915 Mustafa Kemal Anafartalar Grup Kumandanlığına getirilir. 1 Nisan 1916 Mustafa Kemal Tuğgeneralliğe terfi eder. 6-7 Ağustos 1916 Mustafa Kemal Bitlis ve Muş'u düşmandan geri alır. 31 Ekim 1918 Mustafa Kemal Yıldırım Orduları Grup Kumandanı olur. 30 Nisan 1919 Mustafa Kemal Erzurum'da bulunan Dokuzuncu Orduya geniş yetkilerle Müfettiş olarak atanır. 16 Mayıs 1919 Mustafa Kemal İstanbul'u terkeder. 19 Mayıs 1919 Mustafa Kemal Samsun'a ayak basar. 8 Temmuz 1919 Mustafa Kemal gerek Üçüncü Ordu Müfettişliği görevinden gerekse ordudan istifa eder. 23 Temmuz 1919 Mustafa Kemal Erzurum Kongresi Başkanlığına getirilir. 4 Eylül 1919 Mustafa Kemal Sivas Kongresi Başkanlığına getirilir. 27 Aralık 1919 Mustafa Kemal İcra Heyeti ile Ankara'ya gelir. 23 Nisan 1920 Mustafa Kemal Ankara'da Türkiye Büyük Millet Meclisini açar. 11 Mayıs 1920 Mustafa Kemal İstanbul hükümeti tarafından ölüme mahkum edilir. 5 Ağustos 1921 Mustafa Kemal Büyük Millet Meclisi tarafından Başkumandan olarak atanır. 23 Ağustos 1921 Türk birliklerinin Mustafa Kemal tarafından yönetildiği Sakarya savaşı başlar. 19 Eylül 1921 Büyük Millet Meclisi, Mustafa Kemal'e Mareşal rütbesi ile Gazi unvanını verir. 26 Ağustos 1922 Gazi Mustafa Kemal Büyük Taarruzu Kocatepe'den yönetmeye başlar. 30 Ağustos 1922 Gazi Mustafa Kemal Paşa Dumlupınar savaşını kazanır. 10 Eylül 1922 Gazi Mustafa Kemal İzmir'e girer. 1 Kasım 1922 Büyük Millet Meclisi, Gazi Mustafa Kemal'in Hilafetin kaldırılması Yönündeki önerisini kabul eder. 14 Ocak 1923 Mustafa Kemal'in annesi Zübeyde Hanım İzmir'de vefat eder. 29 Ekim 1923 Türkiye Cumhuriyetinin ilan edilmesi ve Gazi Mustafa Kemal'in ilk Cumhurbaşkanı seçilmesi. 24 Ağustos 1924 Gazi Mustafa Kemal İstanbul Sarayburnu'nda ilk kez şapka giyer. 9 Ağustos 1928 Gazi Mustafa Kemal Sarayburnu'nda yeni Türk Alfabesi ile ilgili konuşma yapar. 12 Nisan 1931 Gazi Mustafa Kemal Türk Tarih Kurumunu kurar. 12 Temmuz 1932 Gazi Mustafa Kemal Türk Dil Kurumunu kurar. 16 Haziran 1934 Büyük Millet Meclisi bir yasa geçirerek Gazi Mustafa Kemal'e "Atatürk" soyadını verme kararı alır. 10 Kasım 1938 Atatürk vefat eder. -------------------- AMERİKA Atatürk bu yüzyılın büyük insanlarından birinin tarihi başarılarını, Türk halkına ilham veren liderliğini, modern dünyanın ileri görüşlü anlayışını ve bir askeri lider olarak kudret ve yüksek cesaretini hatırlatmaktadır. Çöküntü halinde bulunan bir imparatorluktan özgür Türkiye' nin doğması, yeni Türkiye' nin özgürlük ve bağımsızlığını şerefli bir şekilde ilan etmesi ve o zamandan beri koruması, Atatürk' ün Türk halkının işidir. Şüphesiz ki, Türkiye' de giriştiği derin ve geniş inkilaplar kadar bir kitlenin kendisine olan güvenini daha başarı ile gösteren bir örnek yoktur. John F. KENNEDY (A.B.D. Başkanı) Benim üzüntüm, bu adamla tanışmak hususundaki şiddetli arzumun gerçekleşmesine artık imkan kalmamış olmasıdır. Franklin D. ROOSEVELT (A.B.D. Başkanı) Asker-devlet adamı, çağımızın en büyük liderlerinden biri idi. Kendisi, Türkiye' nin, dünyanın en ileri memleketleri arasında hak ettiği yeri almasını sağlamıştır. Keza O, Türklere, bir milletin büyüklüğünün temel taşını teşkil eden, kendine güvenme ve dayanma duygusunu vermiştir. General Mc ARTHUR Sovyet Rusya Hariciye Nazırı Litvinof ile görüşürken kendisine onun fikrince bütün Avrupa' nın en kıymetli ve en ziyade dikkate değer devlet adamının kim olduğunu sordum. Bana Avrupa' nın en kıymetli devlet adamının Türkiye Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal olduğunu söyledi. Franklin D. ROOSEVELT A.B.D. Başkanı Dünya sahnesinden tarihin en dikkatli, çekici adamlarından biri geçti. Chicago Tribune Savaş sonrası döneminin en yetenekli liderlerinden biri. New York Times İnsanı teslim alıcı fevkalade önderlik kuvveti vardır. O, tetiktir, hazır cevaptır, dikkati çekecek kadar zekidir. Gladys Baker (Gazeteci) ALMANYA O kişisel kazanç ve ün peşinde koşan basit bir diktatör değil, gelecek kuşaklar için sağlam temeller atmaya uğraşan bir kahramandı. Prof. Walter L. WRIHT Jr. Atatürk Türkiye' yi tek düşman kalmaksızın bırakmıştır. Bu zamanımızın hiçbir devlet şefinin başaramadığıdır. Alman Volkischer Beobachter Gazetesi Almanya, ATATÜRK' ün eserine ve mücadelesine hayrandır. Onda, tarihi eseri, özgürlüğü seven bütün milletler için bir sembol olarak kalacak kudretli bir kişilik görmektedir. Berlin, Alman Ajansı Istırap çeken dünyada barış ve esenliği yeniden kurmak ve insanlığın yalnız maddi değil, manevi gelişmesini sağlamak isteyenler Atatürk' ün iman verici ve yön göstericiliğinden örnek ve kuvvet alsınlar. Profesör Herbert MELZIG(Tarihçi) Kendisinin tarihi büyüklüğü, eseri olan yeni Türkiye' ye bakılarak bu günden ölçülebilir. Çelik gibi azim ve gayreti, uzağı gören akıl ve hikmetle birleşmiş olan bu gerçek halk önderi ve devlet adamı; Anadolu dağlarının en uzak ve ıssız köşesindeki köylere bile başka bir ruh aşılamıştır. Illustrierte Dergisi O, kendi milleti ve beşeriyet alemi için beslediği muhabbetle, bir dahinin neler yarattığına dair, cihana fevkalade heyecanlı bir sahne seyrettirmektedir. Herbert MELZIG FRANSA İnsanlığın bütün belirtileri Onda kendini hemen gösteriyor. Noelle Gazetesi Eski Osmanlı İmparatorluğu bir hayal gibi ortadan silinirken, milli bir Türk Devleti'nin kuruluşu, bu çağın en şaşırtıcı başarılarından birisidir. Mustafa Kemal, yüce bir eser ortaya koymuştur. Atatürk' ün parlak başarısı bütün sömürgeler için bir örnek olmuştur. Maurice BAUMANT(Profesör) Çok büyük bir adamdı...bir siyasi dahiydi. Excelsior Gazetesi Dünyanın, çağdaş, en büyük kişilerinden biri. Le Jour-Echo de Paris Atatürk' ün yurt kurtarıcı olduğunu, milletlerin en vefalısı olan Türkler asla unutmayacaklardır. Noell Roger Gazetesi Karşımdaki bu büyük adamda, keşfettiğim bu büyük meçhulde maharet ve karakter o kadar iyi işlenmişti ki, sözlerinde hiçbir şüphe aranamazdı. Claude Farrer (Yazar) Bu günün Türkleri, yüzyıllar önce Avrupa' yı titreten canlı millet durumuna erişmiştir. Ve bu aksam O büyük ulunun başında bekleyen Türkiye, güçlü ve dipdiri Türkiye' dir. Pierre Dominique(Gazeteci) Asırları asan adam !.. Fransa, Paris Basını Akıllı ve barışçı yöntemlerle gerçekleştirdiği eseri halkların tarihinde izlerini bırakacaktır. Albert LEBRUN Fransız Cumhurbaşkanı Mevcut rütbelerin hepsini kaldırdığı bir memlekette, bu adam, bütün rütbeleri, kazanmıştır. O memlekete, bulabilecek en şerefli isim Ona verilmiştir. Mercel Sauvage(Gazeteci) Bu, insanlığa denenmiş bir felsefe örneği olarak sunulabilir. Atatürk yüz yıllara sığabilecek işleri on yılda tamamladı. Gerrad Tongas(Yazar) Atatürk öldü. Barış kubbesinin Doğu sütunu yıkıldı. Artık evrende barışı kimse garanti edemez. Nitekim Avrupalı devlet adamları; O' nun 1930'da yaptığı uyarı ve tavsiyeleri dinlememiş ve dünyayı 1939 yılında ikinci büyük savaş felaketinin içine sürüklemişlerdir. SANERWIN Gazetesi Atatürk, bir milleti, birkaç yılda asrileştirmek mucizesini göstermiştir. Paris-Le Temps Yeni Türk Devleti ile Ankara Antlaşması' nın imzalanması nedeniyle; "Bizi arkadan vurdu, dağ başındaki haydutlarla, Mustafa Kemallerle anlaştı" diyenlere Fransız Başbakanının Mecliste verdiği cevap: Dağ başındaki haydutlar diye isimlendirdiğiniz kahraman Mustafa Kemal ve O' nun tüm askerleri burada olsalardı teker teker hepsinin heykellerini dikerdik. Böylesine kahraman bir antlaşma imzalamaktan gurur duyuyorum. Fransız Başbakanı BRIAND Sırasıyla ihtilalci ve asi, sonradan muzaffer bir kumandan olan "Türklerin babası" Yeni Türkiye' yi yarattı, sultanları kovdu, kadınlara hürriyet verdi fesi kaldırdı, ülkesinde radikal bir inkilap yaptı. Paris-Soir' den Denilebilir ki onsuz, İslam alemi yolunu bulabilmek için elli yıl daha bekleyecekti. Berthe Georges-Gaulis O, yüce bir dağa benzer. Eteğinde yaşayanlar bu yüceliği fark edemezler. Bu dağın azametini kavrayabilmek için, Ona çok uzaklardan bakmak gerekir. Claude FARRER / Fransız Edibi Türkiye tarihi, bugün her zamandan çok Batı ve Avrupa tarihinden ayrılmaz bir haldedir. Ve Atatürk' ün bu yöndeki gayretleri sonuçsuz kalmamıştır. Memleketlerimiz arasındaki yüzyılları aşan dostluk, bu gelişmenin temel öğelerinden biridir. Charles De GAULLE Kemal Atatürk' ün karakterinin bir cephesini göstermek itibariyle bir noktayı hatırlatmak isterim. Bize savaşlarından birini anlatıyordu. Birdenbire durdu: Görüyorsunuz ya, dedi: birçok zaferler kazandım. Fakat bunların en büyüğünden sonra bile her akşam, savaş alanlarında ölen bütün askerleri düşünerek içimde derin bir keder duyuyorum. Cesaret ve zekasından başka yüreği bu kadar yüce olan böyle bir Şef' in, yurdu için mucizeler yaratmış olmasına şaşılabilir mi? George BENNES Vu Gazetesi Devrin yüksek şahsiyetleri kitaplarda, konferanslarda Türkiye' nin asla değişmeyeceğini ve değişmeden öleceğini ilan etmişlerdi. Halbuki ölmeden değişti. Hem de kökünden ve baştan aşağı değişti. İnançlar, gelenekler, yöntemler yıkıldı. Son döküntülerini de yabancı zırhlıları ve kapitülasyonlar gibi memleketten sürüp attılar. Türkiye, ruhunu değiştirmişti. Tamamen ve tasavvur edilmesi mümkün olduğu kadar. Raymond CARTIER Le Nouvelliste Gazetesi İNGİLTERE Savaş sonrasının en ileri gelen devlet adamlarından biri. Kendi başına bir klas oluşturuyordu ve hemen her açıdan tekti. The Fortnightly, Londra Avrupa, savaştan sonra belirmiş az sayıdaki yapıcı devlet adamlarından birini kaybetti. Spectator Çağımızda hiçbir isim Atatürk' ün adı kadar büyük saygı yaratmamıştır. Observer İngiltere önce, cesur ve asil bir düşman, sonra da sadık bir dost olarak tanıdığı büyük adamı selamlamaktadır. Sunday Times O, benzeri olmayan bir devlet adamı idi. Diktatörlerin tahammül edemediği serbest bir nizamla, başaramadığı ve başaramayacağı işler yapmıştır. Tarihte böyle adamlar devirlerine kendi adlarını vermişlerdir. Word Price O, Türkiye' nin önceki kuşaklarından hiçbirine nasip olmayan özgürlük ve güven dolu bir hayat sağladı. Başarıları, Türkiye' nin Avrupa devleti olmasını sağladı, yakın doğunun tarihini değiştirdi. Times Gazetesi Savaş Türkiye' yi kurtaran, Savaştan sonra da Türk Milletini yeniden dirilten Atatürk' ün ölümü, yalnız yurdu için değil, Avrupa için de büyük kayıptır. Her sınıf halkın O' nun ardından döktükleri içten gözyaşları bu büyük kahraman ve modern Türkiye'nin Ata' sına değer bir görünümden başka bir şey değildir. Winston CHURCHILL İngiltere Başbakanı Atatürk, Türk Milleti'nin ruhunda Türk Bayrağı gibi dalgalanan bir baştı. Daily Telegraph Cumhuriyet Türkiye' sinin Devlet Başkanı Kemal Atatürk, diğer önderlerde görmeye alışmadığımız şu değerli nitelikleri kişiliğinde toplamış bulunuyor: alçak gönüllülük, yeterlik ve başarı. The Truth Dergisi O genç ve dahi Türk Şefi'nin o esnada Çanakkale de bulunması, müttefikler bakımından tarihin en acı darbelerinden biridir. Alan Moorehead (Yazar) Atatürk, eskimiş bilimlerle boş yere kafasını yormamış olduğundan daha taze ve cesur düşünen bir önderdir. Kendisi için, bugünkü Avrupa' nın en güçlü Devlet Adamıdır diyebileceğimiz Atatürk, hiç şüphesiz devlet adamlarının en cesur ve orijinalidir. Herbert Sideabotham (Yazar) Herhangi bir olayı derinliğiyle kavramak, çıkar yolu görüp birdenbire harekete geçmek iktidarı, O' nun eşsiz otoritesinin başlıca kaynaklarından biridir. Grace Ellison (Gazeteci) AFGANİSTAN O büyük insan yalnız Türkiye için değil, bütün doğu milletleri için de en büyük önderdi. Emanullah HAN Afgan Kralı ARNAVUTLUK Bu Türk Milleti yastadır. Çünkü yeni Türkiye' nin yaratıcısı olan eşsiz şefini kaybetmiştir. Stipsi Gazetesi AVUSTURYA Büyük düşüncelerin adamı, bir devlet mimarıydı. Neue Freie Presse, Viyana Atatürk öyle bir insandır ki, hayali değildir. İstediğini bilir, bildiğini yapar, yapamayacağı bir şeyi de istemez. Avusturyalı Heykelci KRIPPEL BELÇİKA Atatürk, yirminci asrın en büyük gerçeğini yaratan adamdır. Kopenhag-Nasyonal Tidende Milletine bu kadar az zamanda bu ölçüde hizmet edebilen tek devlet adamı Atatürk' tür. Libre Belgique gazetesi BULGARİSTAN Hiçbir memleket, yeni Türkiye' nin Ata' sı tarafından başarılan kadar güçlü, hızlı ve kökten bir yenilik hamlesine erişmemiştir. Bulgar Dness Gazetesi ÇİN Mustafa Kemal yeni Türkiye' nin kalbidir. Eski, yıpranmış bir toplumdan yepyeni, güçlü bir millet yaratmış, eşsiz kişiliğiyle kendini herkese saydırmış, enerjisiyle herkesi kendine inandırmıştır. Ma Shao-Cheng (Yazar) DANİMARKA Atatürk, şahsiyet ve yeteneğin dev gibi bir simgesi idi, O, yirminci yüzyılın en görkemli olayını yaratan adamdı. National Tidence Gazetesi FİNLANDİYA Atatürk, olağanüstü nitelikte bir devlet adamı, savaş sonrası dünya tarihinin en önemli simalarından biri idi. Hufvud Stadbladet Gazetesi HİNDİSTAN Dünyanın yetiştirdiği en büyük insanlardan biri. Star of India Atatürk, yalnız Türk Milleti'nin değil, özgürlüğü uğruna savaşan bütün milletlerin önderiydi. O' nun direktifleri altında siz bağımsızlığınıza kavuştunuz. Biz de o yoldan yürüyerek özgürlüğümüze kavuştuk. Bayan Sucheta KRIPALANI Hint Parlamento Heyeti Başkanı İRAN Atatürk gibi insanlar bir nesil için doğmadıkları gibi belli bir devre için de doğmazlar. Onlar önderlikleriyle yüzyıllarca milletlerin tarihinde hüküm sürecek insanlardır. Tahran Gazetesi Atatürk yalnız kahraman milletinin büyük bir Şef'i olmakla kalmamıştır. O, aynı zamanda insanlığın da en büyük evladı olmuştur. Iran Gazetesi İSRAİL Dünya, çağımızın en dikkati çekici adamlarından birini kaybetti. Palestine Post Mustafa Kemal Atatürk, kuşkusuz 20. yüzyılda dünya savaşından önce yetişen en büyük devlet adamlarından biri, hiçbir millete nasip olmayan cesur ve büyük bir inkilapcı olmuştur. Ben Gurion İsrail Başbakanı İSVEÇ O olmasaydı modern Türkiye olmazdı. O' nun sayesinde Türkler, O' nun olağanüstü eserini izleyebilecekler ve zaten dünyaca pek yüksek olan onurlarını daha fazla yükseltebileceklerdir. Nya Dagligt Gazetesi İSVİÇRE Türkiye' yi yaratan, tarihimizin bu en Büyük Adam' ını başımı en derin hürmetle eğerek selamlarım. Profesör MORRF Yalnız bir asker değil, aynı zamanda yüzyılımızın bir daha göremeyeceği bir dahi idi. Profesör SEKRETAN İTALYA Hayatının sonuna kadar milleti' nin mutlak güveni ile kurduğu devletin başında muzaffer kumandanının kişiliği, eşi görülmemiş bir karakter örneğidir. C.C.SFORZA Üstün iradesi, tükenmez cesareti ve eşsiz sezişi ile hasımlarını dize getirdi. Fazilet ve ciddiyeti, üç yılda memleketine yalnız askeri değil, aynı zamanda tam ve doyurucu bir siyasi zafer kazandırdı. F.Perrone Di San Martino (Yazar) Atatürk'ün ölümü ile Yakın Doğu' nun gelişmesine birinci derecede etken olan son derece kuvvetli bir şahsiyet kaybolmuştur. Tribuna Gazetesi JAPONYA Şaşırtıcı ve çekici bir kişi. Asker olarak büyük, fakat devlet adamı olarak daha büyük. Japon Times Yüzyıldan beri Küçük Asya'nın çıkardığı en büyük lider. The Japon Chronicle LÜBNAN Büyük adamlar, kuşaklarının başındadır. Türk Milleti'nin başındaki büyük ve dahi Atatürk, politika ve savaş alanlarında yılmayan büyük ve yurtsever bir insandı. KERAMA Lübnan Başbakanı Kelimenin tam anlamıyle bir yapıcı ve yaratıcı olan Atatürk, dünya haritasında memleketine yepyeni bir sınır çizmiştir. Loryan Gazetesi Atatürk, dünyanın çok nadir yetiştirdiği dahilerdendir. O, bütün bir tarihin seyrini değiştirmiştir. Ennehar Gazetesi Dünyanın çok nadir yetiştirdiği dahilerdendir. Dünya tarihinin gidişini değiştirmiştir. An Nahar MACARİSTAN Yüzyılımızda, "olmayacak hiçbir şey yoktur" şeklindeki tarihi gerçeği ıspatlayan ilk adam olmuştur. Esti Ujsag.Macar. Dünya, bu savaş ve barış kahramanı büyük adamın ölümü ile yoksul düşmüştür. Pester lioyd Gazetesi Türkiye'yi bir arı kovanına ve bütün Türkleri de bal aramağa çıkmış çalışkan arı' lara benzetiyorum. Nasıl arı' lar beylerinin etrafında toplanıp çalışırlarsa bütün Türk Milleti bu gün büyük dahi Mustafa Kemal etrafında toplanmışlardır. Prof. M. Zaajti Franes MISIR Çağının, belki de tüm tarihin en olağanüstü kişilerinden biri. Egyptian Gazete NORVEÇ Atatürk, tarihte, memleketinin en büyük adamlarından biri olarak kalacaktır. Le Morgen Bladet Gazetesi PAKİSTAN Kemal Atatürk, yalnız bu yüzyılın en büyük adamlarından biri değildir. Biz Pakistan'da, Onu geçmiş bütün çağların en büyük adamlarından biri olarak görüyoruz. Askeri bir deha, doğuştan bir lider ve büyük bir yurtsever. Eyüp Han, Pakistan Cumhurbaşkanı Bizim aslımız rengi uçmuş bir kıvılcım iken, O' nun bakışı ile cihanı kaplayan ve aydınlatan bir güneş haline geldik. İkbal (Şair) POLANYA O' nun yaratıcı ruhunun ve ateşli yurtseverliğinin harekete geçmemiş olduğu hiçbir alan yoktur. Gazeta Polska ROMANYA Atatürk, tarihte teşkilatcı bir dahi, bir milletin harikalar yaratan yöneticisi ve memleketinin kurtarıcısı olarak kalacaktır. Independance Romaine Gazetesi Bir milleti, uçurumun kenarından sarsılmaz azmiyle kurtaran, kuvvetlendiren, yükselten yöneticiler arasında Atatürk, en birincisidir. Timpul Gazetesi RUSYA Şöhreti bütün cihana yayılmış olan tecrübeli başkanın yönetimi herkesin sevgi ve saygısını çeken büyük Türk Milleti'nin milli bağımsızlığını devamlı bir başarı ile kuvvetlendirmiş ve yeni milli yapısını yaratmıştır. Sovyet Başbakanı Kalinin SURİYE Vatanını muhakkak bir parçalanmaktan kurtararak devlet gemisini güvenilir bir limana götürdükten sonra milletinden bir taht istemedi. O, kelimesinin bütün anlamıyla bir insan, eşsiz bir dahi, kahraman bir asker ve siyaset adamı idi... Elifba Gazetesi Atatürk'ün başardığı işler mucize ve harika kabilindedir. Birkaç yıl içinde memleketinde yaptığı inkilaplar, birkaç yüzyılda gerçekleştirilmeyecek işlerdir. El Tekaddum Gazetesi YUGOSLAVYA Atatürk'ün dehası, tarihte Türk Milleti'nin taşıdığı ruhun faziletine en yüksek örneklerinden birini teşkil edecektir. Branko Aczemovic (Elçi) Tarih, silinmez harflerle bu devlet adamının ismini hak edecektir. Atatürk bir halk adamıdır. Kırılmaz azmi, keskin zekası ve kudreti kendisini yendiği alın yazısının önüne getirmiş, böylece yeni Türkiye'nin yaratıcısı olmuştur. Politika Gazetesi YUNANİSTAN Türkiye, dost ve düşmanlarının hayran olduğu bir deha adama, malik bulunmak bahtiyarlığına erişmiştir. Katimerini Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
MALCOLMX Yanıtlama zamanı: Eylül 9, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 9, 2007 süper olmuş emeğine sağlık.... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
vhercle Yanıtlama zamanı: Eylül 9, 2007 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 9, 2007 Beğenmene sevindim... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Kinyas Yanıtlama zamanı: Eylül 17, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 17, 2007 Detaylı araştırmana teşekkürler vhercle... Bunu da eklemek istedim.... İçimizden Biri Atatürk, özel hayatında sadelik içinde yaşadı. 29 Ocak 1923'te Izmir'de Latife Hanım'la evlendi. Birçok yurt gezisine birlikte çıktılar. Bu evlilik 5 Ağustos 1925 "tarihine kadar sürdü. Çocukları çok seven Atatürk Afet (man), Sabiha (Gökçen), Fikriye, Ülkü, Nebile, Rukiye, Zehra adlı kızları ve Mustafa adlı çobanı manevi evlat edindi. Abdurrahim ve Ihsan adlı çocukları himayesine aldı. Hepsine iyi bir gelecek hazırladı. 1937 yılında çiftliklerini hazineye, bir kısım taşınmazlannı da Ankara ve Bursa Belediyelerine bağışladı. Mirasından kızkardeşine, manevi evlatlarına, Türk Dil ve Talih Kurumlarına pay ayırdı. Kitap okumayı, müzik dinlemeyi, dans etmeyi, ata binmeyi ve yüzmeyi çok severdi. Zeybek oyunlarına, Rumeli türkülerine, güreşe aşırı ilgisi vardı. Tavla ve bilardo oynamaktan zevk alırdı. Sakarya adlı atıyla köpeği Fox'a çok değer verirdi. Zengin bir kitaplık oluşturmuştu. Akşam yemeklerine devlet ve bilim adamlarını, sanatçıları davet eder, ülkenin meselelerini tartışırdı. Temiz ve düzenli giyinmeye özen gösterirdi. Tabiatı çok severdi. Sık sık Atatürk Orman Çiftliği'ne gider, çalışmalara bizzat katılırdı. Fransızca ve Almanca biliyordu. 10 Kasım 1938 saat 9.05 'te, yakalandığı siroz hastalığından kurtulamayarak Istanbul'da hayata gözlerini yumdu. Cenazesi geçici istirahatgahı olan Ankara Etnogrofya Müzesi' ne getirildi. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.