vhercle Oluşturma zamanı: Eylül 9, 2007 Paylaş Oluşturma zamanı: Eylül 9, 2007 Prof. İlknur Güntürkün Kalıpçı Hepimizin bildiği gibi Mustafa Kemal Atatürk, dünya döneminin liderleri içerisinden 21´nci yüzyıla geçebilen tek liderdir. Üstelik diğer liderler kendi halkları tarafından yok edilmenin acısını yaşamışken, o hala halkının ve dünyanın nabzında en büyük canlılığıyla, sevgisiyle, saygısıyla hala yaşayabilen dünyadaki tek lider Atatürk’ü biz hep tarihe mal olmuş yönleriyle tanıdık: Asker Atatürk ya da devlet adamı Atatürk olarak. Bu verdiğim örnek dünyada tek olan örnektir. Zaten herhalde bir başkasına da rastlamamız mümkün değil. En büyük düşmanı; hani şu ordularını denize döktüğü düşmanı, Yunan başkomutanı Trikopis. Hiçbir zorlama olmadan, hiçbir baskı olmadan her Cumhuriyet bayramı Atina’daki Türk büyükelçiliğine gidiyor Trikopis, Atatürk’ün resminin önüne geçiyor ve saygı duruşunda bulunuyor. Böyle bir saygıyı en büyük düşmanında uyandırabilen bir Mustafa Kemal. Yıl 1938, General McArthur’un en zor, en problemli, en buhranlı dönemi. Birden çok sıkılır ve yanında duran yüzyirmiden fazla kişiye döner ve aynen şöyle der; “Şu anda hiçbirinizi değil, büyük istidadı ile Mustafa Kemal’i görmek için neler vermezdim” dedirten o büyük özlemi ve onu oluşturabilen Mustafa Kemal’i. Ya da, yıl 1938. Bir İranlı şair bir Tahran gazetesine ölümü üzerine bir şiir yazar. İşte o şiirin iki mısrasını sizlerle paylaşmak istiyoum. Diyor ki;”Allah bir ülkeye yardım etmek isterse onun elinden tutmak isterse başına Mustafa Kemal gibi lider getirir.” dizelerindeki bu kıskançlığı oluşturabilen Mustafa Kemal. Yıl 1976, UNESCO üyelerine bir öneriyle gelir. Öneri paketindeki bir cümleyi sizlere okumak istiyorum. Diyor ki;”Bu gün UNESCO’nun üzerinde çalıştığı bütün projelerin isim babası Mustafa Kemal’dir.” Öneri nedir? Öneri ise onun doğumunun yüzüncü yılında 152 üyelik tarafından kutlanmasıdır. Birden İsveç delegesi ayağa kalkar ve şöyle söyler; “Ne yani dünyada bu kadar devlet adamı var hepsinin doğum gününü böyle kutlayacak mıyız?” şeklideki kinayeli sözlerine, Rus delegesi ayağa fırlar yumruğunu masaya vurur ve 152 ülkenin delegelerine aynen şöyle söyler; “Genç delege arkadaşım hatırlatmak isterim ki, Atatük öyle dünyadaki herhangi bir lider değildir, bırakın onu bir yıl anmayı her ülke her problemimizde onu çare olarak aramalıyız” sözlerini döktürtebilen br Mustafa Kemal. Sonra nemi olur? UNESCO tarihinde ilk ve tekdir hiç negatif oy yok, hiç çekimser oy yok, 152 ülke şu metne imza atar; hani İsveç delegesi demişti ya “ne yani” diye. O İsveç delegesi bu imzanın atılığı gün mikrofona gelir ve aynen şunları söyler; “Ben Atatürk’ü inceledim, bütün ülkelerden özür diliyor ilk imzayı ben atıyorum.” . İşte o muhteşem belge diyor ki; ”Atatürk kimdir? Atatürk uluslararası anlayış, işbirliği, barış yolunda çaba göstermiş üstün kişi, olağanüstü devrimler gerçekleştirmiş bir inkilapçı, sömürgecilik ve yayılmacılığa karşı savaşan ilk önder, insan haklarına saygılı, dünya barışının öncüsü, bütün yaşamı boyunca insanlar arasında renk, dil, din, ırk ayırımı göstermeyen, eşi olmayan devlet adamı, Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu...” Hadi gelin Haiti’ye gidelim. Yıl 1996 Haiti Cumhurbaşkanı ölür. Bir vasiyet bırakmıştır. Haiti, haritada bir kutup kadar uzak bir ülke. Haiti Cumhurbaşkanı 1996 da öldüğünde vasiyeti açılır. Vasiyetinde mezar taşına yazılması için bir metin bırakmıştır. Haiti Cumhurbaşkanının bugün mezar taşında yazan hitabeyi sizlere okumak isiyorum. Diyor ki; “Bütün ömrüm boyunca Türkiye’nin lideri Mustafa Kemal Atatürk’ü anlamış ve uygulamış olmaktan dolayı mutlu öldüm...” Peki yıllar bir şey değiştirir mi? Hayır. 2000 yılında bizim medyanın kaçırdığı bir bilgi var, ABD Başkanı Milenyum mesajını veriyor. Mesajın bir yerinde aynen şunları söylüyor; “Bu gün milenyumun hiç şüphe yoktur ki tek devlet adamı Mustafa Kemal Atatürk’tür. Çünkü o yılın değil asrın lideri olabilmeyi başrmış tek liderdir.” 2000’de ABD Başkanı’na işte bu gerçeği de ifade ettirebilen bir Mustafa Kemal var. Asker Mustafa Kemal’in, Devlet adamı Mustafa Kemal’in çok dışında bir Mustafa Kemal. 2003’de bir şey değişti mi?, 2004? Hayır. 2004’de bir konferans veriyorum birden bir hanımefendi ayağa fırladı.Dedi ki; “Ben Norveçli’yim ve şu anda Norveç’te çok sık kullandığımız bir deyim var, bu deyimin anlamını anladım”. Hanımefendiye “Nedir o deyim?” dedim. “Norveççe’de ATATÜRK gibi düşünmek deyimi var. Çok sık kullanırız bu deyimi”. “Nerelerde kullanırsınız?” dediğimde; “Hani bir problem veririz çöz diye, o da tembellik eder çözmez. Deriz ki ona bu problemin mutlaka çözümü var. Bir de Atatürk gibi düşün”. O gün otelime geldim televizyonu açtım o kadar çok kişiye bir de Atatürk gibi düşün dediğimi hatırlıyorum ki, gaiba Norveççe’den çok bizim dilimizin bu deyime fazlasıyla ihtiyacı var diye düşünmeden de edemedim. Bir İngiliz gazeteci Atatürk’le bir röportaj yapar. Röportajını Amerikan Büyük Kütüphanesi’nden bulup getirttim ve bir yerinde Mustafa Kemal’e şöyle sorar gazeteci; “Birleşmiş Milletlere üye olmayı düşünyor musunuz?” Mustafa Kemal’in cevabı aynen şöyledir; “Şartlarımızı koyarız. Kabullerine bağlı. Biz müracaat etmeyiz üye olmak için. Eğer davet gelirse düşünürüz”. Evet, Birleşmiş Milletler sadece Türkiye’yi davet edebilmek için yasasını değiştirir ve Mustafa Kemal’in ülkesi, Birleşmiş Milletler’e ilk davet edilen ülke olur. Sanıyorum Mustafa Kemal’den feyz alacağımız çok şey var aslında. Ama bu arada 2005’de yabancı bir gazeteyi okuyorum. Sürmanşet büyük puntolarla şu başlığı atmış “Bu gün Ortadoğu’ya düzinelerle Atatürk lazım”. Yazar Atatürk’ü hiç tanımıyor herhalde. Düzineye hiç gerek yok tek bir tanesi de yeterdi aslında. Örnek vermeye devam edersem inanın konferans böyle biter. Filipinlerden Çin’e kadar o kadar çok örnek var ki. Ama gördük 1925’de, 1938’de,1996’da, 2000’de, 2005 de her ülkeden, her cinsten, her statüden insanın özlemle, sevgiyle, saygıyla aradığı ama bizim olan bir Mustafa Kemal’den bahsediyoruz. Bu gün Türkiye’nin en büyük sorunu nedir? dersem cevap olarak kulağıma gelenler şunlar; ekonomi diyorsunuz işsizlik diyorsunuz. Ama bence Türkiye’nin çok önemli bir problemi var o problemi çözersek Türkiye ekonomiyi de çözer Tükiye işsizliği de çözer. Evet Türkiye’de lider yetiştirme sorunu var. Lider deyince de nedense hep siyasi lider anlıyoruz ben ondan bahsetmiyorum, beim lider dediğim çok kapsamlı bir kavram. Yoksa içersindeki tek bir terimdir siyasi lider veya sosyal lider. Ama lider dediğim zaman ben asrın lideri, dünya liderinden bahsediyorum. İşte böyle liderlere ihtiyacımız var... Mustafa Kemal bugün dünya lideridir. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
MALCOLMX Yanıtlama zamanı: Eylül 10, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 10, 2007 çok güzel sağolasın... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
locked_puppet Yanıtlama zamanı: Eylül 10, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 10, 2007 Cidden harika bi aylaşım vhercle! Gurur duyuyorum Atamla ama bi yandanda bi burukluk var.Ülkemizde sorumluluk sahibi olanlar O'nun önemini kavrayamamış,ilkelerden zaten bi haberler(!) ne azık.. teşekkürler 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Depressive Yanıtlama zamanı: Eylül 10, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 10, 2007 vhercle ellerine saglık kardesim.. özel nedenlerle acılısa gelemedim ama gördügüm kadarıyla günden güne güzelleşecek bir yerdeyiz.. hepinizin emegine teşekkür ediyorum... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.