vhercle Oluşturma zamanı: Eylül 10, 2007 Paylaş Oluşturma zamanı: Eylül 10, 2007 Istanbul hükümetinin Ankara ile temas arayislari GÖRÜNÜSTE BIZIM IÇIN YUMUSAK SANILAN BIR POLITIKA ILE, BIZI IÇTEN YIKMA TESEBÜSÜ Saygideger Efendiler, burada bir an durarak bakislarimizi Istanbul'a çevirelim. Damat Ferit Pasa Hükûmeti'nin her türlü düsmanla ortak olan silâhlasonuç alma plâni uygulamada basari kazanamamisti. Iç isyanlara karsi koyduk ve direndik. Yunan taaruzu en sonunda bir hatta durdu. Yunanlilarin ondan sonraki hareketleri de sinirli alanlar içinde kaldi. Iç isyanlara ve Yunan cephesinekarsi ciddî tedbirler almakta o1dugumuz görülüyordu. Içeriden ve disariden gelen silâhli hücumlarin, özellikle Ankara'daki Millî Hükûmet'i sarsamayacagi anlasiliyordu. Bu itibarla, Istanbul'un silâhli saldiri politikasiiflâs etmis bulunuyordu. Bunu degistirip, yeniden uzlasma politikasinadöner gibi görünerek, bizi içerden yikma politikasi gütmenin daha yararliolacagina inandiklarina hükmedilebilirdi. Tipki 1919 Eylülündle DamatFerit Pasa'nin birinci çekilmesinden sonra, Ali Riza Pasa Kabinesi'ningelmesiyle oldugu gibi, görünüste bizim için yumusak sanilan bir politikaile, bizi içten yikma tesebbüsü yenilenecekti. Bundan sonraki mücadelelerimizde, Istanbul vasitasiyla yapilan içve baris tesebbüsler, bizi güçsüzlüge düsürecek telkinler ve Yunan ordusuyla oldugu kadar, fakat anlasilmasi ve anlatilmasi daha güç sartlar içinde, içerideki bozgunculara karsi ugrastigimiz da görülecektir. Istanbul'da hükûmetin basina Tevfik Pasa getirildi. Kabinede Dahiliye Nâziri olarak Ahmet Izzet ve Bahriye Nâziri olarak Salih Pasa'lar bulunuyordu. Tevfik Pasa Kabinesi derhal bizimle temasve iliski kurmak istedi. Bu görevi esas itibariyle Ahmet Izzet Pasa üzerine aldi. Saray kurmay hey'etinde bulunan bir subay, AhmetIzzet Pasa tarafindan bazi notlarla Ankara'ya gönderildi. Bu notlarda, eskisine bakarak daha elverisli sartlarla, söz gelisi, Izmir'de Osmanli hakimiyeti altinda Yunanlilar tarafindan özel bir yönetim kurulmasinin kabulü gibi sartlarla, bir baris yapma ümidinde bulunduklari veher seyden önce, Istanbul Hükûmeti ile bir uzlasmaya varmanin önemlioldugu bildiriliyordu. Ahmet Izzet Pasa'nin ve içinde bulundugu hükûmetin, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin ve Hükûmeti'nin nitelik ve yetkilerindenhaberdar olmadiklari, hâlâ Istanbul Hükûmeti'ni sürdürmeyi ve bu yollamillet ve memleketin kaderiyle, ilgili sorunlari çözmeyi düsündükleri görülüyordu. Ahmet Izzet Pasa'ya ve Tevfik Pasa Kabinesi'ne durumu bildirmek ve kendilerini aydinlatmak maksadiyla, gereken bilgi ve görüsleri etrafli olarak yazdirip Ankara'ya gelen özel memura verdik ve kendisini 8 Kasim 1920 tarihinde Inebolu'ya dogru yola çikardik. 12 Kasim 1920 günü, Zonguldak'tan Yüzbasi Kemal imzali kisabir telgraf aldim. Bunda, sifreli bir telgrafi çekmek üzere Istanbul'dangönderildim, deniyordu. Söz konusu, sifreli telgraf, Dahiliye Nâziri Izzet Pasa'nin imzasini tasiyordu. Istanbul'da 9 Ekim 1920 tarihindeyazilmisti. ISTANBUL'DA IKTIDAR MEVKIINE GETIRILEN TEVFIK PASA KABINESI ANKARA ILE TEMAS IMKANI ARUYOR Bu telgrafta, Istanbul ile Zonguldak arasinda Fransiz telsizi ile haberlsmek üzere Fransiz temsilcisinin izni alindigi bildirildikten sonra : "Hükûmet ile bir uzlasma esasi kabul edildi mi? Kabul edildiyse nerede bulusmanin mümkün olacagini ve hangi yolla gelmenin uygun düsecegi sorulmakta idi." Istanbul Posta ve Telgraf Genel Müdürü Orhan Semsettinimzali 11 Kasim 1920 tarihli bir emir de, Kastamflnu Posta ve Telgraf Basmüdürlügü'ne geliyordu. Bu emir, Eregli Müdürlügü'ne gönderilen ve resmî olmayan bir mektubun zarfindan çikiyordu. Emir aynen sudur : Madde 1- Anadolu ile hükumet merkezi (Istanbul arasinda telgraf haberlesmelerinin bir an önce baslatilmasi gereklidir. Madde 2 - Bu maksadin gerçeklestirilmesi için, bir taraftan Sapanca ileGeyve arasindaki ana hat üzerinde onarilabilecek durumda olan tellerin sür'atlekullanilabilir duruma getirilmesi, diger taraftan da önemli yapim ve onarim çalismalasi gerektiren Izmit, Kandira, Incilli arasinda yapim ve onarimina baslanmasi uygun görülmektedir. Madde 3 - Sözü edilen onarimlari yapmakla görevli olan Istanbul Fen MüfettisiBekir Bey, emrinde bir basçavus ve yeterince çavusla Izmit'e harekete hazirdir. Madde 4 - Ellerinde Dahiliye Nezareti yüksek makaminin görev belgesinitasiyan bu memurlar, herhangi bir yerde onarim çalismalari geregini duyduklarinda, tarafimizdan ilgili makamlarla haberlesilerek, kendilerine gereken yardiminsaglanmasi himmetlerinizden beklenmektedir. 11 Kasim 1920. Bu telgraf üzerine gerekenlere verdigimiz emir, Istanbul ile temaskurmaktan sakinilmasi ve telgraf hatlarini onarma bahanesiyle gelen olursa tutuklanmasi ile ilgiliydi. Efendiler, Izzet Pasa'nin dolayli olarak gönderdigi sifreli telgrafina cevap vermeyi, özel bir memurla gönderdigimiz notlarin kendisince okundugu haberini aldiktan sonraya birakiyordum. Izzet Pasa'nintarafimizdan verilen bilgileri aldiktan sonra da görüsünde israr edip etmedigini anlamak istiyordum. Bu husus anlasildiktan sonra, Izzet Pasa'ya aracilar vasitasiyla su cevabi verdim : Zâtidevletleri ve Salim Pasa Hazretleri'nin de katilmalari gerekli olanhey'etle en kolay ve çabuk olarak Bilecik'te bulusmak mümkündür. Istanbul'danya Sapanca'ya kadar tren ve oradan otomobille veyahut da deniz yoluyla Bursa'yave oradan yine otomobille Bilecik'e tesrif buyurulabilir. Bu yollar üzerinde simdiden gerekenlere tebligat yapilmistir. Yolculugun, Aralik ayinin ikisine kadar Bilecik'te bulunacak sekilde ayarlanmasina ve Istanbul'dan hangi tarihte hangi yollahareket edileceginin simdiye kadar kullanilan vasita ile Zonguldak'a bildirilmesinirica ederim. Yolculugun mümkün oldugu kadar gösterissiz yapilmasi hatirlatma kabilinden arz olunur. 25/26.11.1920. Efendiler, Istanbul'da 23/24 Kasim 1920 tarihiiide yazilan ve Istanbul'a varmis olan özel memurun imzasiyla Inebolu'ya gönderilen ve 27 Kasim'da oradan Ankara'ya çekilen bir telgrafta, su bilgiler veriliyordu : Bu gün 23.11.1920'de Izzet Pasa'nin yaninda bulundugum sirada, Hariciye Nâziri, son siyasî durumla ilgili olarak asagidaki açiklamalari yapmistir : Yeni gelen Ingiliz clçisi, Ermenistan, Gürcistan ve bir süre sonra, Izmir'leilgili önemli konularda Osmanli Hükumeti lehine bir çözümün bulunacagirini söylemis. Bu elverisli durumdan yararlanarak memleketin geleceginin saglanabilmesiiçin büyük bir güçle çalisilarak firsat kaçinlmamalidir. Eger Ankara, zaman kazanmak istegindeyse bile, bir temas kurularak ilerideki kararlar birlikte alinmalidir,dedikten sonra su satirlar ekleniyor : Açiklamalara ek olarak, Izzet Pasa, kendisine tarafimizdan gönderilen özetteki nsimdiye kadar yapilan mücadelelerin bugün bahsettigi ve sagladigiimkânlardan yararlanmak görevimizdir cümlesiiie dayanarak : Eger Anadolu gönderilecek hey'eti kabul etmezse, dognidan dogruya benimle temas kurarak maksadimizi kendimiz kararlastirmaliyiz. Bunu da kabul etmedikleri takdirde, söz konusu cümledeki görüsten vazgeçildigi anlasilacagindan, artik kabinede kalmayarakistifa edecegini ve istersek Istanbul'u dikkate almayarak kendisinin de Anadolu'yagelecegini söylemis. Efendiler, ayni telgrafta, Istanbul basininda, Izzet Pasa'ya aitoldugu bildirilen su demecini de yayinlandigi yaziliydi : Hükûmetin Anadolu'ya özel bir memur göndermekten maksadi, Ankara'dakilerle bir temas kurulup kurulamayacagini anlatmak içindi. Oradan dönen memur,bu temasin kurulabilecegini anlatti ve haberlesme de yapilabildi. Elbette geregininyapilmasina çalisacagiz. Böyle bir demecin Anadolu'nun görüsüne uygun düsmeyecegi ve yalanlanmasi gerektigi ileri sürülmüs ise de, kabine bunu kabul etmemis.Bununla birlikte Izzet Pasa , Tercüman-i Hakikat gazetesine su demeci de vermis : Memleketin yüksek çikarlari, simdilik bu konuda basinin susmasini gerektirmektedir. Bu bakimdan bir iki gün daha demeç vermekte mazuruz. Efendiler, Tevfik Pasa, Ahmet Izzet Pasa, SalihPasa, zamanin büyük adamlari gibi taninmislardi. Millet bunlari akilli,tedbirli ve uzak görüslü olarak biliyordu. Bu sebeple Damat FeritPasa çekilip yerine, ileri gelenleri bu sahislar olan bir kabine is basinagelince, herkeste türlü türlü ümitler uyandi. Tevfik Pasa Kabinesi ilk andâ Ankara ile temas ve iliski kurmak isteyince, kamuoyunda iyi niyetineinanmamak için bir sebep görülemedi. Herkes Tevfik Pasa Kabinesi'niniktidara gelmesini hayirli saydi. Bu kabinenin rriemleket ve milletin yüksek çikarlarini gözetecek çare ve yollari bulmadan iktidara gelmis oldugunu kabul etmek ve ettirmek :gerçekten güçtü. Kaldi ki, kendileri deIstanbul çevrelerinde ve basinda kullandiklari dille, kamuoyunu dogrulayacak bir tavir takinnis bulunuyorlardi. BILECIK GÖRÜSMESI KARARLASTIRILIYOR Biz, gerçek durumun herkesin sandigi ve düsürdügügibi olmadigina tamamen inanmis bulunuyorduk.Ancak, Istanbul'un kurtulus çaresi olarak ileri sürdügü uzlasma ve görüsme tekliflerini, kamuoyunu inandirmaya yarayacak sartlari hazirlamadan reddetmeyi uygun bulmadik. Onun için, özellikle Izzet ve SalihPasa'larin da içinde bulunacagi bir hey'etle Bilecik'te görüsmeyi uygunbulduk. Bu zatlarla görüstükten sonra, halkin bütün inanis ve görüslerindeki yanlisligin anlasilacagina süphem yoktu. Bir de, her ne olursaolsun, kamuoyunca yukarida isaret ettigim vasiflari ile taninmis olan buzatlarin, Istanbul'da hükûmet kurmalarinin millî gaye için ne kadar zararli oldugu meydandaydi. Bu bakimdan, görüsmeden sonra da, kendilerinin Istanbul'a dönmelerine müsaade etmeme geregi bence normaldi.Iste bu düsüncelerledir ki, Izzet Pasa hey'etiyle Bilecik'te görüsmekararlastirildi. Görüsme 2 Aralikta degil, fakat 5 Aralikta oldu. Efendiler, bu görüsmeyi beklerken, o güne kadar cephede ve Ankara' da geçen olaylari da kisaca bilginize sunayim : Efendiler, hatirlarsiniz ki, Izzet Pasa'nin özel memurunun Inebolu üzerinden Istanbul'a hareket ettirildigi 8 Kasim 1920 günü, FuatPasa'nin Moskova Büyükelçiligi, Ismet ve Refet Pasa'larin daBati Cephesi'nde görevlendirilmeleri kararlastirilmisti. Ismet Pasaertesi gün cepheye hareket etti.10 Kasimda göreve basladi. O zamanlar Ethem Bey'in yakin arkadasi bulunan bir zatin Eskisehir'den 13 Kasim 1920 tarihli bir sifreli telgrafini aldim. Bu telgrafta deniliyordu ki : Ethem Bey'in, Fuat Pasa Hazretleri'nin yaninda Rusya'ya gidecegi söylentisi cephede ve gerideki halk arasinda kötü niyete yorulmaktadir. Bu ibi kimselerin çevrenizden uzaklastirimasi, zâtidevletlerinin diktatörlükilan edeceginiz zannini uyandirmistir . . . Efendiler, Ethem ve kardeslerinin Türkiye'den uzaklasmalari,gerçekten Türkiye'nin de kendilrinin de yarar ve selâmeti bakimindanyerindeydi. Bu sebeple, Fuat Pasa'ya, kendileri istedikleri takdirde,bunlari da birlikte alip uygun sekilde görevlendirilebileceklerini söylemistim. Ethem Bey'in arkadasi tarafindan yazilan bu telgraftaki ifadelerin, yalniz arkadasinin düsüncesi oldugu ve gerçege uygun bulunduguelbette kabul edilemezdi. Çünkü ne cephenin ne de halkin, EthemBey'in Rusya'ya gönderilip gönderilmeyecegi konusu ile ilgisi yoktu.Özellikle : "Ben diktatör olmak istiyorum; fakat Ethem ve benzerleriengeldir. Onun için bu gibileri uzaklastiriyorum" zannindan söz edilmesibüsbütün dikkatizni çekti. ETHEM VE TEVFIK KARDESLERIN MUHALEFETE GEÇMESI Ismet Pasa'nin cephede çalismaya baslamasindan sonra, Ethem Bey, rahatsizligini ileri sürerek Ankara'ya geldi ve burada uzun süre oturdu.Onun yoklugunda, kardesi Yüzbasi Tevfik Bey, Ethem Bey'evekâleten Kuva-yi Seyyare'nin basinda komutanlik ediyordu. Durumu gerektigi gibi aydinlatabilmek için, bir olaylar zincirininbazi ana noktalarina isaret etmek uygun olur. Kuva-i Seyyare Komutanligi,Karacasehir'de, kendisine bagli olmak üzere, gizlice Karakeçili adinda bir birlik kurmustu. Bu kurulus hakkinda Bati Cephesi Komutanligi'nin bilgisi yoktu. Böyle bir birligin varligi 17 Kasim 1920'de tesadüfenögrenildi. Cephe Komutanligi'nin bu birligin varligi hakkinda bilgi istemesive birligin teftise hazirlanmasi emri Ethem Bey tarafindan yerine getirilmedi. Cephe Komutanligi'nca, sivil islere ve geri hizmetlere karisilmamasiiçin verilen genel emre aykiri olarak, Kuva-i Seyyare Komutanligi,Kütahya bölgesinde, her seyde gösterdigi müdahale ve zorbaligini daha da artirdi. Cephe komutani, Ethem Bey Kuve-i Seyyare'sinin, öteki gezici kuvvetlerden ayrilmasi için "Birinci Kuva-i Seyyare" diye adlandirilmasiniemrettigi halde, Ethem Bey ve kardesi, bunu dikkate almaksöyle dursun, bu emre ragmen kendi kendine Umum Kuva-yi Seyyareve Kütahya Havalisi Komutani seklinde bir komutanlik durumu ortaya çikardi. Görülüyor ki, Ethem Bey ve kardesi, eniirleri altindaki birlikleri teftis ettirmiyorlar, verilmemis yetki ve ünvanlari kendi kendilerinetakiniyorlardi. Bütün Kuva-yi Seyyare Komutan Vekili Tevfik imzasiyla 21Kasim 1920'de Cephe Komutanligi'na gelen bir raporda, 13'üncü düsmantümeninin Emîrfakihli, Ilyasbey, Çardak, Umurbey üzerinden gelmekteoldugu ve akendi bölgesinde bulunan Gördeslilerin düsman askerini çagirdiklariyolunda bilgi vardi. Oysa, gerçekte ne düsman tümeni ilerliyorduve ne de Türk halki düsmani çagirmisti. Bu bilgilerin özel maksatlarla verildigianlasilacaktir. Müslüman halkin düsmani çagirmasi yalnizbir tek sebeple açiklanabilirdi ki, o da tarafimizdan zulüm ve eziyet göreceklerine inanmalaridir. Iste Cephe Komutani, durumu bu noktadan elealarak verdigi genel emirde demisti ki : Muharebenin dogurdugu bunalim sirasindaki kizginliklarin etkisiyle zorlayici sert tedbirler ise alinmasina kesinlikle engel olmak gerekir. Hainlikleri ne derece kesinlikle anlasilmis olursa olsun, hiçbir köy asla yakilmayacak, halktan hiçkimse hiçbir birlik tarafindan hiçbir suçla idam edilmeyecektir. Casusluklan vedaha baska suçlari ortaya çikmis kimselerin, göz altinda Istikal Mahkemeleri'negönderilmeleri gerekir. Umum Kuva-yi Seyyare Komutan Vekili Tevfik Bey, bu emrede karsi çikti. Efendiler, düsman, kuvvetlerini toplu bulundurmak maksadiyla aldigi tertibat yüzünden, Kuva-yi Seyyare bölgesindeki bazi yerleri bosaltmisti.Buralarda, sivil idare kuruluncaya kadar, halkin güven içinde idaresi için,hemen teskilât kurulmasina lüzum vardi. Bu sebeple jandarmahizmetinde bulunmus ve iyi halli taninmis kimselerden seçilen yüz ellimevcutlu bir sahra jandarma bölügü teskil edilerek "Simav ve BölgesiKomutanligi" adi altinda bir komutanlik kuruldu. Bu komutanlik, sinirlaribelli bir bölge içinde güvenlik islerine bakacakti. Yarbay IbrahimBey adinda bir zatin görevlendirildigi bu komutanliga yönetim ve inzibatbakimindan bu bölgedeki askerlik subeleri de baglanacakti. Ordubirliklerinin ve Kuva-yi Seyyare'nin komutanlari yalniz askerî harekâttansorumlu olacaklardi. Bu bölge komutanliginin kurulmasi dolayisiyla, o bölge halkina, Cephe Komutanligi tarafindan yazilan bildiride : "Sizin hertürlü dertlerinizi dinlemek, adaletli bir yönetim kurmak maksadiyla Simav'da bir Bölge Komutanligi kuruyorum"cümlesi vardi. Bu cümleyi,Kuva-yi Seyyare Komutanligi tarafindan kötüye yorulacagini göreceginiziçin, özellikle kaydediyorum. Düsmandan kurtarilan bu kasabalar halki, kurtulus tarihinden baslayarakiki ay süreyle askerlik hizmetinden muaf tutulmuslardi. UmumKuva-yi Seyyare Komutan Vekili Tevfik Bey, birtakim düsünce vesebeplerle bu bölge komutanligina da itiraz etti. Tevfik Bey, 23 Ekim 1920 tarihli bir raporunda : "Bir düsmantümeninin taarruzu üzerine, kuvvetlerini Gönen köyü kuzeyindeki sirtlaraçektigini bildiriyor ve sol kanadimda bulunan Cumburdu kesimini emniyete alinip" diyor. Düsmanin ciddî bir taarruzu olmamistir. Kuva-yi Seyyare Komutanligi'ninmaksadinin, ordu birliklerini cepheye sürdürüp, kendi kuvvetlerinigeride toplamak oldugu anlasilmisti. Cephe Komutani IsmetPasa, Tevfik Bey'in verdigi bilgileri ciddiye alarak, gerekenleregerektigi gibi emirler vermis olmakla birlikte, kendisinden de, "taarruzeden düsmanin asagi yukari kaç top kullanmakta oldugunu" ve "Kuruköy'den yolboyunca Çamköy'e dogru bir düsman harekâtinin yapilip yapilmadigini" sordu ve Cumburdu vadisinin Islâmköy'e dogru emniyetealinmasinin Güney Cephesi'ne ait oldugunu bildirdi. Tevfik Bey, 24 Kasim 1920 tarihinde Cephe Komutanligi'nayazdigi telgrafta igneleyici birtakim sözlerden sonra, bendeniz, kuzeyve güney cephelerinin her ikisinin de hükûmetin emrinde oldugunu saniyorum.Mademki degildir, idaresizlik yüzünden, bos yere burada vatanevlâtlarini kirdiramayacagim. Yirmi dört saate kadar sol kanadimiz kuvvetlibir sekilde korunmadigi takdirde, Kuva-yi Seyyare'yi Efendiköprüsücivarina çekecegim. Bu konuda sorumlulugun kime ait oldugunu hükûmetbulsun, Efendim diyordu. Bati Cephesi Komutani Ismet Pasa, Kuva-yiSeyyare Komutani'na cevap verdi ve dedi ki : "12'nci Kolordu, solkanadimizdan kirk kilometre uzaktadir. Bundan baska, geri çekilmis olandüsmani keskin taarruzla ve zorla yerinden atmak görevi birliklerimizeverilmistir. Bu bakimdan Kuva-yi Seyyare, düsmani takip eden müstakilbir süvari tümeni durumundadir. Düsmanin üstün kuvvetle taarruzlarinakarsi yalniz basina tedbirler alir; düsman mevziî ve ciddî bir hareket yaptikça,buna karsi kesin savastan kaçinir. Bu görevler süvari tümenlerineverilir. Güney Cephesi'nde kuvvetli süvari birligi olmadigindan, sizin cephenizisüvari kuvvetleri ile genisletmek mümkün degildir. Güney CephesiKuva-yi Seyyareler'le yalniz dis kanadindan temas ve baglanti saglayabilir.Bu da lâzimdir. Kisacasi, cephemiz iyi idare edilmektedir. . . v.b." Efendiler, Bati Cephesi Komutanligi elbette ordunun kuvvet durumuve miktari ile ilgili bütçesini düzenlemek istiyordu. Bu maksatla 22/23Kasim 1920'de bütün cephe birliklerinden kuvvetlerinin mevcudu ile ilgilimuntazam birer liste istedi. Cephe birliklerinin hepsinden cevap geldi.Kuva-yi Seyyare istenilen mevcut listesini göndermedi. Bu konuda cephedenistenen açiklamaya gelen cevapta, Tevfik Bey diyordu ki; "Kuva-yi Seyyarene bir tümen ne de düzenli bir kuvvet haline getirilemez...Bu serserilerin basina ne bir subay ne de askerî memuru koymak mümkün olmadigi gibi,kabul ettirilmesi de mümkün degildir. Çünkü, subaygördüler mi Azrail görmüscesine isyan ediyorlar. Bizim birliklerimiz Pehlivan Aga,Ahmet Onbasi, Sari Mehmet, Halil Efe,Topal Ismail gibi adamlar tarafindan idare edilmektedir. Bölükeminleri de yazdigini okuyamaz ve okudugunu yazamaz adamlardandir."Sen yapamiyorsun" diye bunlarin degistirilnesi imkâni da yoktur. Kuva-yiSeyyare'nin simdiye kadar oldugu gibi gelisigüzel idare edilmesi zarurîdir...Aslinda, Kuva-yi Seyyare, disiplin ve düzene sokulmak söyledursun, böyle bir düsüncenin dogmakta oldugunu sezdigi anda dagilir.Rica ederim, bu yazdigim seyleri bir seye yormayiniz... TEVFIK CEPHE KOMUTANINI TANIMIYOR Efendiler, tam bu günlerde, düsmanin, Bursa Cephesi ilerisinde,Iznik yakinlarinda bir faaliyeti hissedildi. Cephe komutani bizzat oraya giderek yakindan tedbirler almaya mecbur oldu. Onun için 28 Kasim 1920 tarihindeKuva-yi Seyyare Komutani Tevfik Bey'e cevap verirken : "BugünBilecik'e gidiyorum. Dönüste sizinle nerede karsi karsiya oturup görüsmek mümkün olur"sorusunu sormustu. Cephe komutanina cevap verilmemisti.Cephe komutani, Iznik durumuna karsi, tedbir ve tertibat almakla mesgul bulundugu sirada,Kuva-yi Seyyare Komutanligi'ndan savas raporlari gelmeye baslamis... Sebebi sorulmus : "Raporlar gerektigi zaman Ankara'da Büyük Millet Meclisi Baskanligi'nayazilmistir. Imza : Yüzbasi Tahsin" telgrafi alinmis. Efendiler, bir cephe komutani için, cephesinin bir kisminda geçenolaylardan bilgi alamamak ne kadar güç bir durumdur. Böyle bir belirsizlikiçinde kalmak, bütün cephenin idaresini yanlis yola sürükleyebilir.Düzeltilmesi imkânsiz tehlikeli durumlara yol açabilir. Cephe KomutaniIsmet Pasa, 29 Kasim 1920 tarihinde, durumu Ankara'da bulunanKuva-yi Seyyare Komutani Ethem Bey'e yazarak, raporlar için vekilinin uyarilmasini bildiriyor. Ismet Pasa, 29 Kasim 1920'de, bize su telgrafi gönderdi : Ankara'da Büyük Millet Meclisi Baskanligi'na Ankara'da Genelkurmay Baskanligi'na 1 - Kuva-yi Seyyare Komutanligi, 27.11.1920 aksainindan beri Cephe Komutanligina rapor vermemektedir. 2 - Bu gün Ethem Bey'den, vekilini uyarniasini rica ettim. Düsmandan geri alinanyerlerin idaresi için kurulan Simav Bölgesi Komutanligi dolayisiyla,Tevfik Bey'in üzüntü duydugunu bildiren Ethem Bey'den bu gün birtelgraf almis ve cevap vermistim. Durumda dikkati çekecek ölçüde bir olaganüstülükvarsa da, genis bilgim yoktur. Oraca alinan bilgilerin gönderilmesini rica ederim. Efendiler, Bati Cephesi Komutanligi ile Kuva-yi Seyyare Komutanligiarasinda geçen yazismalari ve ortaya çikan durumu nasil ögrendigimimüsaade buyurursaniz açiklayayim : Kuva-yi Seyyare Komutan Vekili Tevfik Bey tarafindan Ismet Pasa'ya yazilan,asker kaçaklari ile casuslarin Istiklâl Mahkemesi'ne karsi oldugunu ve Kuva-yiSeyyare'nin sol kanadinin yirmi dört saate kadar 12'inci Kolordu'ca emniyete alinmayacak olursa,kuvvetini Efendiköprüsü'ne çekecegini bildiren telgraflari, bana Ankara'da bulunanEthem Bey verdi. Ben tabiî olarak bu telgraflari anlamli buldum.Kuva-yi Seyyare'nin durumunda tedbir alinmasini gerektiren dikkate deger bir hal gördüm. Onun için, Ismet Pasa'ya çektigim vebu telgraflari Ethem Bey vasitasiyla ögrendigimi bildirdigim 25 Kasim 1920tarihli telgrafta, "Tevfik Bey'in, önem verdigim bu müracaatinakarsi ne sekilde cevap verildiginin ve ne gibi tedbirler alinmis oldugununbu gece bildirilmesini rica ederim" demistim. Ismet Pasa, arada geçen yazismayi oldugu gibi bildirdi. Efendiler, bir taraftan da, 28 Kasim 1920 tarihinden baslayarak,Kuva-yi Seyyare'nin sabah ve aksam raporlari, "Umum Kuva-yi SeyyareKomutan Vekili Mehmet Tevfik" imzasiyla dogrudan dogruya bana bildirilmeye basladi.Tevfik Bey'e su sifreli telgrafi yazdim : Ankara, 29/30.11.1920 1'nci Kuva-yi Seyyare Komutan Vekili Tevfik Beyefendi'ye Iki üç günden beri dogrudan dogruya bana göndermekte oldugunuz raporlarin son maddesinde,Bati Cephesi Ordu Komutanligi'na verilmis oldugu kaydininbulunmadigi dikkatimi çekti. Bir yanlislik midir, yoksa bir sebebe mi dayanmaktadir?Bu konuda bilgi verilmesini rica ederim. Türkiye Büyük Millet Meclisi Baskani Mustafa Kemal Bu telgrafima Tevfik Bey'den cevap almadim. Fakat Ankara'da bulunanEthem Bey'den rahmetli Hayati Bey'e söyle bir yazi gönderildi : 30.11.1920 Hayati Bey Kardesime Tevfik Bey'le Ismet Beyefendi arasindaki anlasmazligin sebepleriyle, bu konuda her ikisiyle yaptigimiz yazismalairi oldgu gibi takdimediyorum. Lûtfen Pasa Hazretleri'ne gösterilip okunarak yanlis bir kanaata meydanverilmemesini rica ederim, efendim. Kuva-yi Seyyare ve Kütahya Bölgesi Komutani Ethem Efendiler, bu yaziya ilisik olan telgraflarda dikkati çeken noktalar sunlardi : Tevfik Bey, kardesine diyor ki : "Simav Bölgesi Komutanligi'nakesinlikle ihtiyaç yoktur. Bu bölge komutaninin Eskisehir'e dönmesi içinsimdi emir verdim. Tevfik Bey, Ismet Pasa' nin halka hitabenyayinladigi bildirisini de söyle yorumluyordu : "Bu bildiri, bulundugumuz yerlerde bizim adaletsiz, emniyetsiz ve namussuzcasinahareket ettigimizi ilân ediyor... Kuva-yi Seyyare, bunu kesinlikle kabuletmez. Bu konular aydinlanincaya kadar, Kuva-yi Seyyare, Bati Cephesi Komutanligi'ni tanimayacaktir." Bunun üzerine, Ethem Bey, Ismet Pasa'ya yazdigi telgrafta,kardesinin üzüntüsünden söz ettikten sonra, bu islerin kendisinin dönüsündensonraya birakilmasini rica ediyor. Kardesine de, durumu Bati Cephesi Komutanligi'na yazdigini,ancak kendisinin de ölçülü ve nezaketlidavranmasi ve mukabele etmesi gerektigini bildiriyor. Tevfik Bey,28 Kasim 1920'de Ethem Bey'e yazdigi karsilik telgrafinda : "Namusumuzla oynayan Bati Cephesi Komutani'ni bundan böyle âmir olaraktanimayacagimi ve Simav'a gönderdigi komutanina, bu gün yanindakilerlebirlikte Eskisehir'e dönmesi için emir verdigimi.... vazmistim", dedikten sonra"Bu hususta baska bir sey düsünemem ve düsünebilmek imkâni da yoktur, efendim" diyordu. Tevfik Bey'in kardesine çektigi yine ayni tarihli 'bir telgrafinda da : ".... En ufak bir sey hissedersem bu yeni kurulan komutanligin bütün mensuplarinigözaltinda Bati Ordusu'na iade edecegim. Bati Ordusu Komutani Ismet Bey'in bu cephe komutanligini idare edemeyecegini anliyorum" denilmekte idi. Efendiler, bundan sonra, Kuva-yi Seyyare'nin savas raporlari Ankara'daEthem Bey'e geliyor ve Ethem Bey tarafindan Bati Cephesi'ne gönderiliyormus. Bundan baska, Kuva-yi Seyvare Komutanligi, Bati Cephesi haberlesmelerinesansür koymus. Telgraf ve telefon hatlarinin Kuva-yi SeyyareKomutanligi'nin haberlesmeleriyle mesgul oldugundan söz edilerek, cepheile habertesmeler açik ve resmî sekilde yasaklanmis. Ayni zamanda,Kuva-yi Seyyare'nin Eskisehir dolaylanna saldiracagi söylentisi yayilmistir. ETHEM VE TEVFIK KARDESLERLE KENDILERI GIBI DÜSÜNEN BAZI ARKADASLARININ MILLI HÜKÜMETE ISYANI Saygideger Efendiler, bu durumu hep birlikte incelemeyeyardim edecek kadar bilgi arz ettigimi saniyorum. Kalaylikla anlasilmakta idi ki, Ethem ve Tevfik kardeslerle, kendileri gibi düsünen bazi arkadaslari, miilî hükûmete karsi isyana karar vermislerdi.Bu kararlarinin uygulanmasi için TevfikBey cephede bahane ararken ve kuvvetlerini cepheyi terk ederek toplarken,Ethem Bey, milletvekili olan kardesi Resit Bey ve dahabirtakimlari da siyasî yoldan çalisiyorlardi. Isyan plâninda basarili olabilmek için,her seyden önce, buna engel sayilan Bati Cephesi'ndeki ordununbasinda bulunan komutanin itibar ve makamindan düsürülerekorduya hâkim olunmasi gerekiyordu. Ondan sonra da Meclis kamuoyunutamamiyle kendi lehlerine çevirerek komutan, bakan veya hükûmet düsürmektekolaylik saglamak önemli bir noktaydi. Iste bu maksatlarla çalismaktaolduklarina bizde süphe kalmamisti. Ethem Bey'in, Ismet Pasa'ya vekardesi Tevfik Bey'e yazdigi telgraflarda kullandigiyumusak ve nazik bazi kelimelerin, biraz daha zaman kazanmakmaksadina dayandigina ve bu meseleyi Ismet Pasa ile TevfikBey arasindaki anlasmazliktan dogan bir üzüntü dolayisiyla, en sonundaTevfik Bey'in öfkesine hâkim olmayarak biraz ileri gitmesindenibaret gösterip, kendilerinin pek yumusak basli ve alçak gönüllü olduklarinibir zaman için daha göstermeye çalistiklarina hükmetmemek mümkün degildi.Biz de durumu oldugu gibi ciddî saydik. Siyasî ve askerî tedbirlerimizi onagöre uygulamaya basladik. Efendiler, arz etmeliyim ki, gerek cephede gerek Ankara'da her bakimdanihtiyaç duyulan tedbirleri aldirmistim. Ethem ve kardeslerininisyanindan asla çekinmiyordum. Isyan ettikleri takdirde yola getirilip cezalandirilacaklarinasüphem yoktu. Onun için pek serin ve genis hareketediyordum. Mümkün oldugu kadar kendilerini nasihatle yola getirmeye vesaygili olmaya çalismayi, bunu basaramadigim takdirde, kamuoyundadaha çok açiklik kazanacak olan saldirganca faaliyet ve hareketleriningerektirdigini yapmayi tercih ediyordum. Bu düsünceyle, 2 Aralik 1920tarihinde, Ankara'da bulunan Ethem ve Resit Bey'lerle diger bazikimseleri de yanima alarak bizzat Eskisehir'e gitmeye ve orada IsmetPasa ile de birleserek yüzyüze konusmaya ve anlasmaya karar vermistim.Ethem Bey'in bu geziye benimle gitmekten çekinecegini tahminediyordum. Halbuki, Ethem Bey'i de birlikte alip götürmek bencepek gerekliydi. Bunun için istekli olsun olmasin, Ethem Bey'i de birliktegötürmek veyahut israri halinde ona göre bir tutumu benimsemeküzere gereken tedbirlerin alinmasini da emretmistim. Gerçekten de, ertesi günü, Ethem Bey hastaligini ileri sürerekbirlikte seyahat edemeyecegini bildirdi. Doktor Adnan Bey de Ethem Bey'inrahatsizliginin seyahate engel oldugunu söyledi. Israr ettim.Nihayet 3 Ekim 1920 aksami özel bir trenle Eskisehir'e hareket ettik.Ethem ve kardesi Resit Bey'lerden baska yanimizda bulunan arkadaslardan baslicalari sunlardi : Kâzim Pasa, Celâl Bey, Kiliç Ali Bey, Eyüp Sabri Bey, Hakki Behiç Bey, Haci Sükrü Bey. 4 Aralik 1920 sabahi, erkenden, henüz ben uykudayken tren Eskisehir'e vardi.Daha önce Ismet Pasa'nin henüz Bilecik'te bulunduguanlasilmis oldugiindan Eskisehir'de durmayip Bilecik istasyonuna gitmeyekarar vermistik. Eskisehir'de uyandigim zaman, trenin niçin durdugunuve yoluna devam etmedigini sordum. Yaverlerim, arkadaslarin sabah kahvaltisiyapmak üzere istasyonun karsisindaki lokantaya gittiklerinive simdi gelmek üzere bulunduklarini söyledi. Çabuk gelmeleri içinhaber gönderilmesini istedim. Birkaç dakika sonra "haziriz" denildi."Bütün arkadaslar geldi mi?" dedim. Bunun üzerine yapilan arastirmadananlasildi ki, herkes hazirdi ama Ethem Bey bir arkadasiyla birlikteortada yoktu. Derhal Ethem Bey'in kaçirildigina hükmettim.Fakat bunu kimseye söylemedim. Yalniz, "o halde, dedim, EthemBey olmaksizin bizim Bilecik'e gitmemizde bir fayda yoktur. IsmetPasa'yi da buraya çagiririz." Ismet Pasa da, telgraf basinda yapilan özel bir görüsmedensonra, Eskisehir e hareket etti. Daha önce, yalniz ve özel olarak görüsmemizgerekli oldugundan ben de bir iki istasyon ileri giderek bulustuk.Birlikte 4 Aralik 1920 aksami Eskisehir'e geldik. Orada bekleyen arkadaslarlahep birlikte bir lokantada yemek yedik. Ethem Bey yoktu. Neredeoldugunu kardesinden sordum. Rahatsiz, yatiyor dedi. O gece IsmetPasa'nin karargâhinda Kâzim Pasa, Celâl Bey, HakkiBehiç Bey de hazir oldugu halde, Resit ve Ethem Bey'lerlekonusacaktik. Onun için Resit Bey, Ethem Bey'in hasta oldugunu söylerken,görüsmek üzere karargâha gelebilecegini de ilâve etmisti.Yemekten sonra karargâha girtik, fakat Ethem Bey gelmemisti. Resit Bey'e nevakit gelecegini sordum. Verdigi cevap suydu : EthemBey su dakikada kuvvetlerinin basindadir! Bu habere ragmen sakin olmayi ve görüsmeyi tercih ettik. Su noktayi da belirtmeliyim ki, ben Eskisehir'e resmî bir sifatla gitmemistim.Orada hazir bulunan bazi arkadaslarin yaninda, Ismet Pasa ile olan görüsmeve konusmalarimizi tarafsiz bir arkadas sifatiylayaptigimi söylemistim. Ismet Pasa, durumu, aralarinda geçen haberlesmeleri,Kuva-yi Seyyare Komutan Vekili olarak Tevfik Bey'inaldigi serkesçe tavri anlatti. Resit Bey, kardesleri ve kendi adina cevap veriyordu.Resit Bey, pek kaba ve saldirganca konusmaya basladi.Kardeslerinin birer kahraman olduklarini, hiç kimsenin emri altinagirmeyeceklerini, bunu böylece kabul etineye herkesin mecbur oldugunupervasizca söylüyor; ordu, disiplin, komuta ve hükumet kavramlariylabunlarin gereklerine dair ileri sürülen görüslere kulak bile vermiyordu.Onun üzerine, ben dedim ki : "Bu dakikaya kadar sizinle eski bir arkadasiniz sifatiyla vesizin lehinizde bir sonuç almak için samimi bir duyguyla görüsüyordum.Bu dakikadan itibaren arkadaslik ve yakinligim sonbulmustur. Simdi karsinizda Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin ve Hükumeti'ninBaskani bulunmaktadir. Devlet Baskani olarak, Bati Cephesi Komutani'na,durumun geregini yerine getirmek üzere yetkisini kullanmasini emrediyorum."Hemen Ismet Pasa da dedi ki : "Emrimde bulunankomutanlardan herhangi biri bana karsi gelmis olabilir. Ben onuyola getirmeye ve cezalandirmaya muktedirim. Bu konuda daha kimseyekarsi aczimi itiraf etmis ve hiç kimsenin bana ait olan bu görevin kolayliklayerine getirilmesi için yardimini rica etmis degilim. Ben durumungerektirdigi isleri yaparim." Tarafimdan ve Ismet Pasa tarafindan alinan bu ciddî tavir üzerine,avazi çiktigi kadar bagirircasina konusan Resit Bey, derhal simdi;ileri gitmekte acele edilmemesini, kendisi kardeslerinin yanina gidersebir uzlasma çaresi bulabilecegini söyledi. Bundan bir sonuç çikmayacagi,maksadin kardeslerine durumu anlatmak ve zaman kazanmak oldugu meydandaydi.Buna ragmen Resit Bey'in bu teklifini kabul ettik.Ertesi günü, Ismet Pasa'nin hazirlatacagi özel bir trenle Kütahya'vakardeslerinin yanina gitmesi uygun görüldü. Kazim Pasa'nin daResit Bey'le birlikte gitmesi yerinde bulundu. Hareket ettiler. BILECIK GÖRÜSMESI Saygideger Efendiler, müsaadenizle bu hikâyeyi simdilikburada birakacagim. Ayni günde, yani 5 Aralik 1920'de Bilecik istasyonundabekleyen Ahmet Izzet Pasa hey'etine temas edecegim : Hatirinizdadir ki,Izzet Pasa'nin istek ve teklifi üzerine, kendileriyle Bilecik'tegörüsülmesine karar verilmisti. Hey'et, ayin dördünden beri beniBilecik istasyonunda bekliyordu. Bu hey'et, Izzet ve Salih Pasa'larlaelçilerden Cevat, Ziraat Nâziri Hüseyin Kâzim, Hukuk MüsaviriMünir Bey'lerden ve Hoca Fatih Efendi'den kurulmustu.Bilecik istasyon binasinin bir odasinda birlestik. Ismet Pasa da beraberdi.Görüsme söyle geçti : Ben, ilk söz olarak "Türkiye Büyük MilletMeclisi ve Hükûmeti Baskani" diye kendimi tanittiktan sonra : Kimlerlemüserref oluyorum" sorusunu yönelttim. Salih Pasa, benim maksadimikavrayamadigi için, kendisinin Bahriye ve Izzet Pasa'nin da Dahiliye Nazirioldugunu söylemeye çalisirken, ben derhal, Istanbul'da birhükûmet ve kendilerini o hükûmetin üyeleri olarak tanimadigimi; egerIstanbul'daki bir hükûmetin nâzirlari olarak görüsmek istiyorlarsa, kendileriylegörüsmekte mazur oldugumu bildirdim. Ondan sonra kimlik veyetki söz konusu edilmeden görüsülmesi uygun bulundu. Konusmanin bazi safhalarinda, Ankara'dan bizimle birlikte gelenbazi milletvekili arkadaslari da bulundurdum. Birkaç saat süren konusmadan,gelen kimselerin esasli hiçbir bilgi ve kanaate sahip olmadiklarianlasildi. Sonunda, kendilerine Istanbul'a dönmelerine izin vermeyecegimive beraberce Ankara'ya gidecegimizi bildirdim. IZZET VE SALIH PASALAR ANKARA'DA Zaten beklemekte olan trenle hareket edildi. 6 Aralik 1920'de Ankara'ya geldik. Istanbul'dan gelenhey'eti itirazlarina ragmen alikoymustum. Fakat bunu ilân etmeyi yararlibulmadim. Çünkü, Izzet ve Salih Pasa'larla digerlerinden millîhükûmet islerinde yararlanarak haysiyetlerini korumak istedim. Bu maksatla,Ankara'ya gelir gelmez basina verdigim resmî bildiride, adi geçenkimselerin Büyük Millet Meclisi Hükûmeti'yle görüsme yapmak bahanesiyleIstanbul'dan çiktiklarini, memleketin iyilik ve selâmeti için dahayararli ve daha etkili bir sekilde çalismak üzere bize katildiklarini ilânettirdim. Efendiler, bizim Izzet Pasa hey'etiyle Bilecik - Ankara yolu üzerindebulunduguniuz 5/6 Aralik 1920 tarihinde Resit Bey'den, Kütahya'yavardigini, ertesi günü Tevfik Bey'le görüsecegini, EthemBey'in de oraya geldigini bildiren fakat daha olumlu bir anlam tasimayanbir telgraf aldim. Dört gün sonra da Resit Bey'in, geri dönerkenEskisehir'den gönderdigi 9 Aralik tarihli bir telgrafinda : "Tevfik ileolan mesele iyi bir sonuca baglanmistir" denildikten sonra, "Fakat tanimakve tanitmak istedigimiz kimselerin basit ve zamana uygun olarakdüsünememelerine veya düsünemediklerine binbir isaret konmustur" ibaresiokunmaktaydi. Resit Bey tarafindan, Eskisehir'deki Bati CephesiKomutani Ismet Pasa'ya da, meselenin çözüme baglandigi, haberlesmeninsaglandigi ve Simav Bölgesi Komutaninin yerine gönderilebilecegisöylenmisti. 9 Aralik 1920'de Ethem Bey'den de aldigim bir sifreli telgrafta,meselenin Ismet Pasa tarafindan maksatli ve zamansiz olarakçikartilmis oldugu anlatilmak isteniyordu. Sözde almakta oldugu bütüntedbirlerden ve yaptigi düzenlemelerden o zaman Basyaverim bulunanSalih Bey'in de aynen haberdar edildikleri belirtiliyordu. Benim kuruntuyadüsürüldügümü delilleri ile haber aldigini yaziyordu. Ondansonra inandirici birtakim sözlerle, Kuva-yi Seyyare'den olup da Maden'denkatilmak üzere geri dönen fakat Genelkurmay'in emriyle Güney Cephesi'negönderilen bir müfrezesinin kendi emrine verilmesini ve Kuva-yiSeyyare'nin Fuat Pasa zamanin, da seyyar jandarma teskilâti geregincebütçeye dahil gdildigini ileri sürerek fazla para koparmak istedigi anlasiliyordu. Benim üç gün sonra buna verdigim inandirici cevapta : "Son günlerinbeklenmedik olaylarinin beni kuruntuya degil, kararsizliga düsürdügünü itiraf ederim"dedikten sonra : "... genel durumumuzun uyum vedüzenini bozmakta hiç kimseye göz yummamasini" bildirdim. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.