Guest AnunnaKi Oluşturma zamanı: Eylül 13, 2007 Paylaş Oluşturma zamanı: Eylül 13, 2007 NAZİ GAZ ODALARININ İLHAM KAYNAĞI : FRANSIZLAR Soykırım imparatoru. İnsan Hakları şampiyonu Fransa'nın atalarının yaptıkları bir kez daha ortaya çıktı.. Fransa'da yayımlanacak 'Napolyon'un Suçu' adlı kitapta, Fransız liderin Haiti'de 100 bin köleyi gazla katlederek Nazilere ilham kaynağı olduğu gerçeği ortaya çıktı. İmparator Napoleon Bonaparte'ın, Nazi lideri Adolf Hitler'in Yahudilere karşı işlediği soykırım suçunun mucidi olduğu ve Hitler'e esin kaynağı oluşturduğu ileri sürüldü. Guadeloupe kökenli Fransız tarihçi Claude Ribbe'nin ortaya attığı bu iddia Fransa'yı karıştırdı. Bazı gazeteler, Ribbe'yi aptalca iddialar ortaya atmakla suçladı. "Napolyon'un Suçu" adlı kitabı yakında piyasaya çıkacak olan 51 yaşındaki tarihçi, Fransız İmparatoru'nun 19. yüzyılın başında Haiti'de meydana gelen siyah köle ayaklanmasını bastırmak için soykırım uyguladığını öne sürdü. Ribbe'nin iddialarına göre, askerlerine asilerin her yola başvurularak öldürülmesi emrini veren Napoleon, 100 binden fazla Afrikalı kölenin öldürülmesinden sorumlu. Asilerin yerine Afrika'dan getirilecek uysal zenci kölelerin yerleştirilmesini planlayan Napoleon, kitaptaki verilere göre, birçok defa kalabalık asi gruplarını gemi ambarlarına doldurarak üzerlerine zehirli sülfür dioksit gazı püskürttü. O dönemde San Domingo adı verilen ve Fransız sömürgelerinin incisi olarak tanınan bölgede yürütülen kitlesel kıyım kampanyası sırasında 12 yaşından büyük tüm köleler öldürüldü. 'Fransızlar bilmeli' İddialarını söz konusu kıyıma karışmayan Fransız subaylarının notlarına dayandıran Claude Ribbe, Nazilerden bir asır önce işlenen bu cinayetlerin Hitler'in 2. Dünya Savaşı sırasında Yahudilere karşı uyguladığı "Nihai Çözüm" planı için model oluşturduğunu savundu. Ribbe, "Haiti'de mümkün olduğunca fazla siyahın öldürülmesi için emri Napolyon verdi. Fransızların o dönemde tam olarak neler olduğunu bilmeleri gerekir" diye konuştu. Piyasaya çıkmadan büyük gürültü koparan Ribbe'nin kitabındaki iddiaları sayfalarına taşıyan France Soir gazetesi, Napoleon ve Hitler'in fotoğraflarını yan yana koyarak, "Nihai çözümü Napoleon mu icat etti?" diye sordu. FRANSAYA ŞOK TEPKİ: Geçtiğimiz günlerde 2. Dünya Savaşı'nın müttefiklerin zaferi ile sonuçlanmasının 60. yıldönümünü büyük törenlerle kutlayan Batılılar, Cezayir Cumhurbaşkanı Buteflika'nın çağrısı karşısında biraz şaşırdılar. Buteflika "Fransa'nın Setif ve Guelma'da yaptığı soykırımı kabul ederek özür dilemesini" istiyordu. Buteflika'nın çığlığına, "insancıl(!)" Batı medyası (ve Türk Mütareke Medaysı da) hemen hemen hiç yer vermedi. Zavallı Cezayir'in Ermeniler gibi, ABD'de, Fransa'da, İsviçre'de dolar milyoneri lobicileri ve içeride "işbirlikçi entelleri" yoktu. Ardından, Cezayir Senato Başkanı Amar Bakhuş patladı ve "Fransa önce kendi evinin önünü temizlemeli. Ermeni soykırımı iddiaları Türkiye'nin önüne bahane olarak konuluyor. Müslüman bir nüfus AB'de istenmiyor" dedi. Bakhuş, Fransa'nın arşivlerini açmasını ve 1.500.000 Cezayirli'nin hesabını vermesini istiyordu. Bu çığlık da pek duyulmadı. Türk medyası bile, dost ve kardeş ülkeden gelen bu inanılmaz desteğe öylesine yer verdi. Halbuki yer yerinden oynamalı idi. Fransa ne mi yaptı? Hemen her gün, "Türkiye sözde Ermeni soykırımını kabul etmezse AB'ye giremez" diye ahkam kesen Fransa Dışişleri Bakanı Michel Barnier, inanılmaz bir "yüzsüzlük" ile "Cezayirdeki olayları tarihçilere bırakalım" deyiverdi... Barnier, ardından yıllardan beri Ermeni iddialarının tarihçilere bırakılmasını isteyen Türkiye'ye gene kinini kustu: "Türkiye soykırımı kabul etsin..." Bunlar, çifte standart değildir. "YÜZSÜZLÜK"tür... Mideniz bulanıyor, değil mi? Ne Osmanlı'yı unuttular, ne de Fransa'yı Cezayir'de insanlar hâlâ Arapça'ya birlikte Fransızca konuşuyor (Fransızca'yı savaş ganimeti sayıyorlar), Fransa'ya karşı aynı anda hissettikleri aşk ile nefretin karanlık, derin kuyularında kıvranıyor olsalar da, Osmanlı'ya ve Türklere, Türkiye'ye karşı geçmişten gelen güçlü bir sevgi ve minnet duyuyorlar. Bunu da her fırsatta dile getiriyorlar. Peki biz ne yapalım? Cezayir Cumhurbaşkanı Buteflika'nın, geçtiğimiz aylarda Cezayir'i ziyaret eden Dışişleri Bakanımız Abdullah Gül'e, Osmanlı yönetiminde yaşadıkları ve 'bağımsızlık dönemi' olarak adlandırdıkları 300 yılı aşkın süreyi hatırlatarak "Bizi neden bıraktınız?" diye sorduğunu unutalım mı? Bağımsız bir devletin başkanının neden, hangi bilgi ve duyguyla böyle bir soru sorduğunu, aslında ne söylediğini anlamazdan mı gelelim? Cezayir'de Türk rakamlarına göre 600 bin, Fransız rakamlarına göre 2 milyon Türk asıllı Cezayirlinin yaşadığını, başkent Cezayir'in üç büyük hastanesinin adının İstanbullu, İzmirli ve Mustafa Paşa olduğunu; Osmanlı ve Barbaros Hayreddin Paşa'ya olan sevgilerinin göstergesi olarak Barbaros, Hayreddin, Uluçali ve Osmani gibi soy isimlerinin yanı sıra, Hazneci, Demirci, Başterzi, Barutçu, Sabuncu, Silahtar gibi Osmanlıdan kalma meslek adlarını da aile isimleri olarak gururla taşıdıklarını; Cezayir'de Türk asıllı olmanın önemli bir asalet göstergesi olarak gururla ifade edildiğini; Cezayirlilerin Türkleri bir kardeş olarak görüp bağırlarına bastıklarını unutabilir miyiz? Unutmalı mıyız? Onların da unutmalarını mı beklemeliyiz? Cezayirliler her fırsatta ve ısrarla, Barbaros Hayreddin sayesinde, İspanyol saldırıları yüzünden Aztekler ve İnkalılar gibi tarih sahnesinden silinip gitmekten kurtulduklarını, Osmanlı'nın kendilerine özerklik tanıxxxxx, barış ve kardeşlik içinde yönettiğini anlatıyorlar. Osmanlı'yı unutmadıkları gibi Fransızların neler yaptıklarını da unutmuyorlar. 1516'dan 1830'a kadar 3 yüz yılı aşkın bir süre esenlik içinde Osmanlı yönetiminde kaldıktan sonra, Osmanlı İmparatorluğu'nun zayıf düşmesinden istifade eden Fransızlar tarafından -gösterdikleri büyük dirence rağmen- işgall edildiklerinde neler yaşadıklarını, ne işkencelere maruz kaldıklarını, bir buçuk milyon şehit verdiklerini ve ulusal kahramanları Emir Abdel Kadir'in önderliğinde başlayan Kurtuluş Savaşı'nı kazanana dek nasıl mücadele ettiklerini de hafızalarında capcanlı tutuyorlar. Bizim de, bu direnişte Cezayir'le ve Cezayirli kardeşlerimizle birlikte olduğumuzu hatırlamamız, hiç unutmamız ve Cezayir'e Fransız kalmamamız icap etmez mi? Türkiye Cezayir Kurtuluş Savaşı'na destek verir 1960 yılının Mart ayında -27 Mayıs İhtilali'nden önceki meclis döneminde-, TBMM bünyesinde Afrikalı Müslüman Halklarla Dayanışma Grubu kurulur. Bu grubun temel amacı Cezayir'in bağımsızlık mücadelesine destek vermektir. Dönemin Başbakanı Adnan Menderes'in talimatıyla Genel Kurmay Başkanlığı'nın tayin ettiği bir general aracılığıyla, Libya üzerinden Cezayir'e, ciddi miktarda silah ve mühimmat sevk edilir. Milli Türk Talebe Birliği'nin organizasyonuyla Cezayir'e bağımsızlık mitingleri düzenlenir. Halk geniş bir katılım göstererek Cezayirli kardeşlerinin yanında olduğunu gösterir. Ayrıca Konya ve Bursa esnafının topladığı para bağımsızlık hareketinde kullanılmak üzere Cezayir'e gönderilir. Yani Türkiye devlet ve toplum olarak bağımsızlığı için savaşan Cezayir'in yanında yer alır. Türklerin Kurtuluş Savaşı'nda, Fransız ordusunda yer alan Cezayirli askerlerin Maraş ve Adana'da "Türk kardeşlerimize ateş etmeyiz" diyerek silah bırakmaları da; 17 Ağustos 1999'daki 7.4 şiddetindeki Gölcük depreminde Cezayir'in, 12 Mayıs 2003'te 7.8 şiddetindeki Cezayir depreminde Türkiye'nin yardıma koşması da, iki halk arasındaki 'kara gün dostluğu'nun bir göstergesi olarak arşivlere de, hafızalara da kaydedilir. Ya şimdi ve sonra? Cezayir'le din, tarih ve kültür birliğimizin olduğu, iki milletin birbirine asırlardır kardeş gözüyle baktığı malumun ilanı. Geçmişe ait ve durağan. Cezayir Sokağı'nın adının Fransız Sokağı'na çevrilmesine, "Fransa'nın Cezayir Soykırımı" adlı belgeseli hazırlayan Attila Hakan Ganimgil'in Fransız Sokağı'nda başına gelenler, sırayla bir yıllık yakın geçmişin dökümü. Bundan sonra Cezayir'le, Cezayir Sokağı'yla nasıl bir ilişki kuracağımız, nasıl bir bilinç oluşturacağımız ise güncel. Sorulması ve cevaplanması gereken soru şu: Cezayir'e ve Cezayir Sokağı'na Türk olarak mı bakacağız yoksa Fransız olarak mı? Cezayir Soykırımı Fransa'da,Cezayir'de yaptığı katliam ve işkenceleri itiraf eden emekli general hakkında Savunma Bakanlığı'nın disiplin soruşturması açacağı bildirildi Fransız emekli general Paul Ausaresses'in, yazdığı bir kitapta, Fransız ordusunun Cezayir'de işlediği katliamları açıkça itiraf etmesi, ülke çapında geniş yankı uyandırmıştı. Chirac'ın isteği Cumhurbaşkanı Jacques Chirac'ın, Savunma Bakanı Alain Richard ile görüşmesinden sonra bir açıklama yapan Elysee Sarayı, emekli general hakkında disiplin soruşturması açıldığını resmen bildirdi. Emekli generalin, suçlu bulunması halinde özlük haklarını kaybetmesiyle emekli maaşının indirilmesinin gündeme gelebileceği bildirildi. Dehşete düştü! Chirac, geçtiğimiz hafta yaptığı açıklamada, generalin itiraflarından ''dehşete düştüğünü'' belirterek, kendisine daha önce verilen liyakat nişanının geri alınmasını istemişti. Eski gizli servis başkanı 83 yaşındaki Fransız general, bazen kendisinin emir verdiği, bazen de bizzat tanık olduğu, Fransız ordusunun Cezayir'de yaptığı katliam, işkence ve yargısız infazlara, ''Özel Servisler, Cezayir 1955–1957'' adlı kitabında geniş bir biçimde yer verdi. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
mirzamir Yanıtlama zamanı: Eylül 13, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 13, 2007 fransızlar ın ısıtma sektorunde bır numara olduklarını bılıyorum adamların ısı bu Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
MALCOLMX Yanıtlama zamanı: Eylül 13, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 13, 2007 Biz ermenilere soykırım yaptıysak Fransanın bu yaptıklarına bir isim bulunamaz sanırım...Bize tarihinizle yüzleşin diyen büyük Emperyal devletler niye önce kendi tarihleriyle yüzleşmeyi denemiyorlar.Çünkü dünyanın en büyük soykırımlarının altında hep onların parmağı vardır.Ve bunu da ört pas etmek için sürekli bize yükleniyorlar.Ancak güneş balçıkla sıvanmaz Tarih mutlaka bir gün herşeyi günyüzüne çıkarır.Sağol paylaşım için;) 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.