boogee Oluşturma zamanı: Eylül 18, 2007 Paylaş Oluşturma zamanı: Eylül 18, 2007 Aztek mitolojisi veya Aztek dini, Meksika/Aztek uygarlığı tarafından Meksika Vadisi’nde 14. ve 16. yüzyıllar arasında geliştirilmiş bir dini inanç, mitoloji ve geleneksel bütündür. Politeistik yapıya sahip bu inanış, gerek kendisinden eski gerekse kendisiyle eş zamanlı olarak aynı coğrafi bölgede ortaya çıkmış inançlar, mitler, kültürel ve kozmik imgelerden yoğun oranda etkilenmiştir. Ayrıca Aztek dini çok önemli ve sıkı bir mistik karaktere sahiptir ve liturjik açından çok gelişmiştir. Seremoniler ve ritüeller büyük bir titizlikle, belirli takvimleri çok sıkı bir şekilde takip ederek gerçekleştirilir ve dinî olduğu kadar siyasî ve toplumsal açıdan da önem arz ederdi. Ayrıca uzun yıllar boyunca kurgu eserlerinde yer almış antik ritüellerde insan kurban edilmesi anlayışı da Aztek inancında yer etmiş, ritüellerde gerçekten insan kurban edilmiştir. Tarih ve yaratılış Paylaştıkları ortak dil sebebiyle Aztek kültürü genellikle Nahua olarak bilinen kültürel kompleks ile gruplandırılmıştır. Efsaneye göre, Texcoco Gölü civarındaki Anahuac vadisine, daha sonra Aztekleri oluşturacak olan çeşitli gruplar, kuzeyden gelmişlerdir. Vadinin yeri ve gölün mesafesi belirli olsa da, Azteklerin kökenine dair kesin pek bir şey bilinmemektedir. Kökenlerine dair farklı kaynaklar ve düşünceler mevcuttur. Efsaneye göre Meksika/Aztek halkının ataları kuzeyde Aztlán olarak anılan bir yerden gelmiş, yedi nahuatlacalardan sonuncusu güneye doğru yolculuğu yapmış ve “Azteka” ismini almıştır. Diğer kaynaklar halkın kökenini Chicomostoc’a (“yedi mağranın yeri”) veya Tamonachan’a (tüm uygarlıkların efsanevi kökeni, çıkış yeri) dayandırırlar. Meksika/Azteklerin tanrıları Huitzilopochtli tarafından yönlendirildiği söylenirdi. Göldeki bir adaya vardıklarına bir meyve dolu bir nopak kaktüsüne konmuş bir kartal görürler. Bu görüntü onlara tam o noktada yeni evlerini kurmalarını öğütleyen bir kehaneti tamamlamaktaydı. Böylece Aztekler Tenochtitlan şehrini bu mevkiye kurmuş, bugünkü Mexico City’nin merkezinde bulunan, harika bir suni ada inşa etmiştirler. Efsaneye göre, Meksikalılar Texcoco civarındaki Anahuac vadisine vardıklarında, diğer tüm halkların en az uygar olanı olarak görülmekteydiler; fakat Meksika/Aztek halkı öğrenmeyi tercih etti ve diğer halklardan, özellikle de antik Toltec’ten (ki Toltec uygarlığını bir parça daha eski bir uygarlık olan Teotihuacan ile karıştırmaktaydılar), alabildikleri kadar bilgi, gelenek ve kültürel öğe aldılar. Azteklere göre Toltec halkı tüm kültürün yaratıcısı olan halktı; “Toltecayotl” kültür sözcüğüyle eş anlamlıydı. Aztekler birkaç farklı geleneği benimsedikleri ve kendi daha eski gelenekleriyle birleştirdikleri için, birkaç tane yaratılış efsanesine sahiptiler. Bunlardan bir tanesi bugünkü dünyadan önce yaşanmış ve hepsi felaketle sonlanmış dört çağ olduğunu belirtir. Buna göre bugün yaşadığımız çağ, Nahui-Ollin, beşinci çağ veya beşinci yaratılış yıkımdan güneşe dönüşmüş olan bir tanrının kurbanı ile kurtulmuştur. Bu efsane (mit) antik Teotihuacan şehri ile ilgilidir ki şehir Aztekler oraya vardığında zaten terk edilmiş ve yıkılmıştı. Bir başka mit dünyayı, Ometeotl’un çocukları ikiz tanrılar Tezcatlipoca ve Quetzalcoatl’ın yarattığını tarif eder. Tezcatlipoca dünyayı yaratırken ayağını kaybetmiştir ve bu sebeple bu tanrıların tüm betimlemelerinde o bir ayağı eksik ve kemiği ortaya çıkmış bir biçimde betimlenmiştir. Quetzalcoatl’a “Beyaz Tezcatlipoca” da denir. Yaratılış ve evren modeli Aztek panteonu için büyük bir önem taşır; tanrıların (veya ilahi varlıkların) diziliği bu evren modeline göredir. Panteondaki bu ilahi varlıklar 13 kattan oluşan gök kubbede ve 9 kattan oluşan yer altı dünyasında (ahiret alemi) farklı yerlerde ortaya çıkar. Panteon Aztek mitolojisi, gerek arkeolojik bulgular gerekse yazılı belgelere göre, çok kalabalık bir panteona sahipti. Varlığın fark edilebilir her yüzünün ayrı bir kutsiyeti ve doğal olarak kutsal varlığı mevcuttu. Her ne kadar İspanyollar Azteklerin “teotl” olarak andıkları bu güç veya varlıkları sıklıkla “tanrı”, “aziz” veya “cin” diye çevirmiş olsa da bu tip tanımlamalar pek doğru değildir zira Aztek mitolojisinde bu terminolojinin vurguladığı çeşitli hiyerarşik veya teolojik anlamların karşılığı yoktu. “Teotl” kutsal bir güçtü ve doğa olaylarında ve formlarında örneğin bir bitki veya yağmurda ortaya çıkabileceği gibi, -çoğunlukla mistik- belirli yerlerde (yani mekânlarda) ve diğer birçok mitolojide olduğu gibi fark yaratmış bireylerde de ortaya çıkabiliyordu. Bununla birlikte Aztek mitolojisinde de temeli yaratılış efsanesine dayanan daha temel bir ‘tanrılar’ dizisine rastlamak mümkündür denilebilir. İnanılan evren modeliyle sıkı sıkıya ilişkili olan bu dizilimde, kavramların farklı yönlerini temsil eden tanrılar evrenin de farklı noktalarında bulunur. Aztek inanışında tanrılar insanlar tarafından gözle görülemezdi. Bununla birlikte Aztekler rüyalarında ve kehanetlerde tanrıları görebilirdi. Bunun dışında teixiptla olarak adlandırılan ve tanrıları temsilen kutlamalarda veya ritüellerde ortaya çıkan, tanrıları taklit eden, tanrıların içlerinde vücut bulduğu şeyler vardı – bunlar da Azteklerin tanrıları ‘görmesini’ sağlıyordu. Teixiptla, tanrıya veya olaya göre değişebilir, bir insan veya şekil verilmiş tahta veya taş oymalarda olabilirdi. Aztekler tanrılarını yoğun biçimde betimlemiştirler. Betimlemeler antromorfiktir; bir hayvan veya bir nesnenin formunu aldığında - örneğin kutsal köpek Xolotl veya bıçak tanrı Itztli - dahi tanrının çeşitli insani özellikleri bulunur, kollar, bacaklar veya yüz gibi. Azteklerin baş tanrısı ve inandıkları en yüce tanrı Ometeotl idi. Her şeye kadir, her yerde var olan, evrenin yaratıcısı bu tanrı her şeyin ilk sebebiydi. Kendinde hem eril hem de dişil özellikler barındırmaktaydı ki onun bu tarafları birçok küçük tanrıyla birleşmiştir. Eril yön ateş ve güneş ile ilişkiliyken dişil yön bereket ve arz ile ilişkiliydi. Diğer birçok mitolojide de görülen, doğrudan eylemsiz fakat varlık açısından yüce baş tanrı kavramı, Aztek mitolojisindeki Ometeotl’da da kısmen görülebilir. Örneğin evrenin yaratılışının büyük kısmını çocukları gerçekleştirmiştir. Ometeotl Aztek panteonunda, cennetin 13. ve en yüksek katında yer alırdı. Ayrıca onun bu makamı bebeklerin ruhlarının dünyaya doğmak için indikleri yerdi. Aztek panteonundaki bir sonraki önemli tanrı olarak Tezcatlipoca zikredilebilir zira Azteklere göre ana yaratıcı güçtür. Baş büyücü olarak kabul edilen Tezcatlipoca birçok tanrıyla birlikte tanımlanmıştır; örneğin takvim ve bıçak tanrı Itztli ile. Aztek panteonundaki bir diğer yaratıcı tanrı da antik ateş tanrısı ola Xiuhtecuhtli’dir. Xiuhtecuhtli Yeni Ateş seremonisindeki yaratıcı ve yeniden doğan tanrıdır ki bu ona, gerek dinî gerek toplumsal açıdan önem katar. Her 52 yılda bir, takvimin son buluşuyla yapılan bu seremonide bir esirin kalbi kurban edilir ve esirin göğsüne yakılan ateşle Xiuhtecuhtli tekrar doğardı. Başka bir önemli tanrı ise, Aztek panteonunun antik tanrılarından olan, bereket vurgusunu da kavramsal olarak içeren yağmur tanrısı Tlaloc’dur. Aztek uygarlığında tarımın çok önemli olması sebebiyle, Tlaloc toprağa bereket getiren tanrı olarak çok önemliydi. Nitekim Tlaloc’un türbesi (kutsal saklama yeri, shrine) Templo Mayor’da Huitzilopochtli’ninkiyle birlikte bulunurdu. Diğer Aztek tanrılarında olduğu gibi Tlaloc da başka tanrılarla yakından ilişkilidir; bunlar rüzgâr tanrı Ehécatl, su tanrıçası Chalchiuhtlicue’dur. Ehécatl, tanrı Quetzalcoatl’ın suretlerindendir. Aztek mitolojisinde ana tanrıçalar ve bereket tanrıçaları da bulunmaktaydı. Panteondaki en güçlü tanrıçalar teteoinnan olarak anılan ana tanrıçalardı. Cinsel güçler ve tutkularla ilgili Tlazolteotl ile aşk ve cinsel arzunun tanrıçası Xochiquetzal bunlardandır. Bunların dışında önemli bereket tanrıçalarından bazıları; Xilonen, Centeotle ve Mayahuel’dir. Seremoni İnsan kurban edilişini gösteren bir betimleme, Mendoza Kodeks'inden.Aztek mitolojisi seremonileri açısından çok çarpıcıdır. Seremoniler çok sıkı bir göksel takvim baz alınarak yapılırdı ve dinî olduğu kadar sosyal öneme sahipti. Tüm seremoniler iki ritüel takvime göre yapılırdı; tonalpohualli (365 günlük takvim) ve 260 günlük bir başka takvim. Yörelere göre çeşitlilik gösteren seremoniler genelde üç devreye sahipti: hazırlık, kurban ve tanrıların beslenmesi. Hazırlık günlerinde oruç, çeşitli saflaştırma uygulamaları, şarkılar ve benzeri diğer kültürlerde de görülen dinî ve kutlamaya dayalı uygulamalar yer alırdı. Hazırlık devresini kurban devresi takip ederdi. Bu devrede kurban edilen insanlar genellikle ya esir ya kölelerdi. Seremoniden seremoniye kurban etme şekli değişiklik gösterebilirdi, nitekim Aztek seremonilerinde yakma, baş kesme gibi farklı kurban etme şekillerine rastlanır. Genellikle kurbanın kalbi çıkarılır ve tanrılara, beslenmeleri için, sunulurdu. Aztek inancında önemli bir yere sahip olan bu insan kurban etme imgesi, gerek edebi gerekse görsel kurgu eserlerinde fazlasıyla kullanılmıştır. Aztek mitolojisi çok sıkı ve gelişmiş bir kozmogoniye dayanmaktaydı, evrenin dengesini korumaları gerekiyordu. İnsan kurban edilmesi sık sık evrenin dengesini korumak adına, Güneş’i veya bir başka tanrıyı yenilemek veya güçlendirmek amacıyla yapılırdı. İnsan kurban edilmesi Aztek mitolojisinde seremonilerde yer almasının yanı sıra efsanelerin ve genel inancından da önemli bir noktasını oluşturmaktaydı. Beşinci çağın yaratılmasında, Güneş’i desteklemek için büyük sayılarda insan kurban edilmesinin yanı sıra, tanrılar da kendilerini kurban etmişlerdi. Bu tip efsanevi temellerle insan kurban edilmesi, zaman zaman büyük sayılarda, devam etmiştir 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
ensiferum13 Yanıtlama zamanı: Mart 24, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 24, 2008 tesekkurler booge.farklı bir medeniyet.. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nevermore Yanıtlama zamanı: Mart 25, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 25, 2009 konuya bi katkım olsun .. Aztek Tanrıları Huitzilopochtli Uitzilopochtli olarak da yazılır (Nahuva dilinin Nahuvatl lehçesinde huitzilin: ?kolibri? ve opochtli: ?sol?). Güneş ve savaş tannsı. Aztekler ölen savaşçıların ruhlarının kolibri (çok güzel, parlak renkli bir kuş) bedenine büründüğüne inanırlar ve güneyi dünyanın sol yanı olarak kabul ederlerdi. Bu nedenle Huitzilopochtli?nin adı ?güneyin dirilen savaşçısı? anlamına geliyordu. Öteki adlarından ikisi Xiuhpilli (Turkuvaz Prens) ve Totec?ti (Efendimiz). Nahual?ı (büründüğü hayvan biçimi) kartaldı.http://tbn1.google.com/images?q=tbn:45_9taYafyLGEM:http://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/c/cb/Huitzilopochtli_telleriano.jpg En eski inanışa göre Huitzilopochtli, Coatepec Dağında, Tula kenti yakınında doğmuştu. Annesi Yeryüzü Tanrıçası Coatlicue, gökten düşen bir top kolibri tüyünü (Yani bir savaşçının ruhunu) bağrında sakladıktan sonra Huitzilopochtli?ye hamile kalmıştı. Erkek kardeşleri olan güney yarıküre yıldızları Centzon Huitznaua (Dört Yüz Güneyli) ve kız kardeşi Ay Tanrıçası Coyolxauhqui onu öldürmeve karar vermişler, ama Huitzilopocthli, Xiuhcoatl´ıı (turkuvaz yılan) silah olarak kullanıp onları yok etmişti. Başka efsanelere göre Huitzilopochtli, Aztekleri geleneksel yurtları Aztlan´dan Meksika vadisine ulaştıran uzun göç sırasında kabilenin kutsal önderiydi. Rahipler onun colibri biçimindeki tasvirini omuzlarında taşıyorlardı. Bir gece onun buyruk veren sesi duyuldu;bu bu buyruk gereğince Aztek başkenti Tenochtitlan 1325?te Meksika Vadisindeki gölde küçük ve kayalık bir adada kuruldu. Ilk tapınak, rahiplerin bir kartalı bir yılanı yutarken gördükleri kaya üzerinde yer alıyordu. Sonraki Aztek hükümdarları bu sunak yerini genişlettiler. Sekiz Kamış yılında (1487) imparator Ahuitzotl burada görkemli bir tapınak yaptırdı. Huitzilopochtli genellikle kolibri biçiminde ya da kolibri tüylerinden miğfer ve zırh giymiş bir savaşçı olarak betimlenirdi. Bacakları, kolları ve yüzünün alt bölümü maviye, yüzünün üst bölümüyse siyaha boyanırdı. Ayrıntılarla işlenmiş tüylü bir başlık giyer, elinde bir kalkan ile bir turkuvaz yılan bulunurdu. Dinsel takvimin Panquetzaliztli (Değerli Tüy Bayraklar Şöleni) adı verilen yılının 15. ayı. Huitzilopochtli?ye ve yardımcısı Paynala (Tez Canlı: Paynal?ı canlandıran rahip, tören alayı kentin çevresinde dolanırken en önde koşardı) adanmıştı. Bu ayda, savaşçılar ve auıanime (fahişeler) tanrıya adanan tapınağın önündeki alanda geceler boyunca dans ederlerdi. Savaş esirleri ya da köleler Huitzilopochco?da (bugün Churubusco, Mexico yakınında) kutsal bir kaynağın suyuyla yıkanır, Paynal?ın başını çektiği tören alayının kenti dolaşması sırasında ya da daha sonra tapınağın sunak taşında kurban edilirlerdi. Rahipler ayrıca tanrının en önemli silahını simgeleyen, ağaç kabuğundan yapılmış bir yılan yakarlardı. Son olarak Huitzilopochtli?nin öğütülmüş mısırdan yapılan bir tasviri törensel olarak okla öldürülür, rahipler ve rahip adayları arasında paylaşılırdı. ?Huitzilopochtli?nin bedeni"ni yiyen gençler bir yıl boyunca ona hizmet etmek zorundaydılar. Aztekler güneş tanrısına günlük besin olarak (tlaxcaltiliztli) insan kanı ve yüreği sunmak gerektiğine ve "güneş insanları" olarak kendilerinin de tanrıya bu kurbanı bulmakla yükümlü olduklarına inanırlardı. Kurban yürekleri quauhtlehuanitl´e (yükselen kartal) sunulur ve quauhxicalli´de (kartal vazosu) yakılırdı. Savaşta ya da sunak taşında ölen savaşçılara quauhteca (kartalın insanları) denirdi. Savaşçıların öldükten sonra, ilkin güneşin parlak kuyruğunun bir parçasına dönüştüğüne, dört yıl sonra da sonsuza değin kolibrilerin bedeninde yaşamaya başladıklarına inanılırdı. Büyük Huitzilopochtli rahibi Quetzalcoatl Totec Tlamacazqui (Tüylü Yılan, Efendimizin Rahibi), Yağmur Tanrısı Tlaloc´un büyük rahibiyle birlikte Aztek din adamlarının başıydı -------------------- Quetzalcoatl Nahuatl dilinde quetzalli: "değerli tüy" ve coatl : "yılan". Eski Meksika tanrılarının en önemlilerinden olan Tüylü Yılan. Tüylü Yılan betimlemelerinin ilk örneklerine ülkenin merkezindeki Teotihuacan kültüründe (3-8. yy.) rastlanır. O dönemde Quetzalcoatl, Yağmur Tanrısı Tlaloc´la yakından ilgili bir yer ve su tanrısıydı.http://tbn2.google.com/images?q=tbn:DGgiTHbxZek8PM:http://archaeology.la.asu.edu/tm/Media/fig38Bz.jpg Nahua dili konuşan kabilelerin kuzeyden göç etmesiyle Quetzalcoatl inanışında önemli değişiklikler oldu. Tula kenti çevresinde gelişen Toltek kültüründe (10-12. yy.) gökcisimlerine tapınmayla ilişkili olarak savaşın ve insan kurban edilmesinin önemi arttı. Quetzalcoatl sabah ve akşam yıldızı tanrısı sayıldı ve tapınağı Tula´daki törenlerin merkezi oldu. Aztek döneminde (14-16. yy) Quetzalcoatl rahiplerin koruyucusu, takvimin ve kitapların mucidi ve demircilerle başka el sanatçılarının koruyucusu sayıldı. Aynı zamanda Venüs gezegeniyle eş tutuldu. Sabah ve akşam yıldızı olarak ölümün ve yeniden dirilişin de simgesiydi. Arkadaşı köpek başlı Tann Xolotl?la birlikte ölmüş ataların kemiklerini toplamak için Mictlan?ın yeraltı cehennemine indiğine ve topladığı kemikleri kendi kanına bulayarak bugün yeryüzünde yaşayan insanları doğurduğuna inanılıyordu. Bir başka önemli efsaneye göre OuetzalcoatI Tolteklerin başkenti Tula?nın rahip kralıydı. Insan değil, yalnızca yılan, kuş ve kelebek kurban ederdi. Ama Gece Göğünün Tanrısı Tezcatlipoca büyü yaparak onu Tula?dan atmıştı. Quetzalcöatl da ?tanrısal su? (Atlas Okyanusu) kıyılarına inmiş ve kendini ateşe atarak Venüs gezegeni haline gelmişti. Bir başka öyküye göreyse yılanlardan yapılmış bir sala binerek doğu ufkunda kaybolmuştu. Tezcatlipoca?nın Tüylü Yılan?a karşı kazandığı zaferde gerçeklik payı olabilir. Toltek uygarlığının ilk yüzyılında Teotihuacan kültürünün rahipler düzeni ve barışçı ilkeleri geçerliydi. Kuzeyden göç edenlerin baskısı toplumsal ve dinsel bir devrime yol açmış, yönetim rahiplerden askerlerin eline geçmişti. Ouetzalcoatl?ın yenilgisi klasik teokrasinin çöküşünü haber veriyordu. Onun doğuya yaptığı deniz yolculuğu, Toltek özellikleri gösteren Itza kabilesinin Yucatan?ı istilasıyla ilişkili olabilir. Quetzalcoatl? ın takvim adı Ce Acatl?dı (Tek Kamış) ve onun Tek Kamış yılında doğudan geri döneceğine inanılırdı. Bu inanç Aztek hükümdarı Il. Montezuma?nın, Meksika Körfezine çıkışları (1519) Tek Kamış yılına rastlayan Ispanyol fatih Hernan Cortes ile arkadaşlarını tanrısal elçiler olarak görmesine yol açtı. Quetzalcoatl tüylü bir yılandan başka, sık sık sakallı bir erkek olarak da betimlenirdi. Rüzgar Tanrısı Ehecatl kimliğiyle içinden rüzgar geçen iki oluklu bir maske takar ve kuzeydoğudaki Meksika kabilesi Huasteklere özgü koni biçiminde bir şapka giyerdi. Azteklerin başkenti Tenochtitlan?daki (bugün Mexico) tapınağı Ehecatl?a uygun, yuvarlak bir yapıydı. Çünkü Ehecatl?ın, rüzgara karşı keskin köşeleri bulunmadığı için dairesel tapınaklardan hoşlandığına inanılırdı. Bu tür anıtlara özellikle Huastek yöresinde sık rastlanır. Ouetzalcoatl hem ehecatl (rüzgar) günleri, hem de ayin takviminin 13 günlük dizilerinin 18.?si boyunca egemenlik sürerdi. Ayrıca gün saatlerinin 13 tanrısı arasında dokuzuncu sayılırdı. Genellikle birinci derece tanrılar listesine alınmakla birlikte, kendisine adanmış bir tören ayı yoktu. Eğitim, yazı ve kitap tanrısı olarak rahip adaylarıyla soyluların çocuklarının eğitildiği calmecac?ta (tapınağa bağlı din okulu) özellikle saygı görürdü. Tenochtitlan dışında Quetzalcoatl inanışının önemli merkezleri arasında Pueblo Platosundaki Cholula sayılabilir. -------------------- Tlaloc (Nahuatl dilinde ?Tomurcuk Verdiren?). Yağmur tanrısı. Iri, yuvarlak gözlü ve uzun azı dişli bir maske takmış olarak betimlenen figürlerinin ilk örneklerine IS 3-8. yüzyıllar arasındaki Teotihuacan kültüründe rastlanır. Aynı dönemde Mayaların taptığı yağmur tanrısı Chac?la büyük benzerlikler taşır.http://tbn0.google.com/images?q=tbn:IOG8P_VVJp5OFM:http://2.bp.blogspot.com/_vEXaMeHFM0E/RwK6GSlcfHI/AAAAAAAAA_M/XEibGyk-U1U/s320/tlaloc.jpg Aztek uygarlığı döneminde bütün Meksika?ya yayılan Tlaloc kültüne büyük önem verilirdi. Kahin takvimlerinde Tlaloc günlerin sekizinci hükümdarı ve gecelerin dokuzuncu efendisi olarak yer alırdı. On sekiz yıllık dinsel yılın beş ayı Tlaloc?a ve dağ doruklarında yaşadıkların inanılan öteki tanrılara (Tlaloque) adanmıştı. Dinsel yılın ilk ayı Atlcaualo ile üçüncü ayı Tozoztontli´de Tlaloc?a çocuklar kurban edilirdi. Altıncı ay Etzalqualiztli?de yağmur yağdırmakla görevli Aztek rahipleri gölde yıkanır, yağmur yağması için su kuşlarının seslerini taklit eder ve büyülü sis çıngıraklarını (ayauhchicauaztli) kullanırlardı. On üçüncü ay Tepeilhuitl ise Tlaloque?ye adanmıştı; bu ayda yoğrulmuş horozibiği etinden yapılma küçük tasvirler dinsel törenle "öldürülerek? yenirdi. On altıncı ay Atemoztli?de de benzer bir tören yapılırdı. Tlaloc, kuzeyli savaşçı kabilelerin Orta Meksika?yı ele geçirmesinden önce, yüzyıllar boyunca bölgedeki çiftçi kabilelerinin ana tanrılarından biri olarak varlığını korumuştu. Savaşçı kabilelerle birlikte bölgeye Hluitzilopochtli ve Tezcatlipoca kültleri de girdi. Aztekler bağdaştırıcı bir yaklaşımla hem Huitzilopochtli?yi, hem de Tlaloc?u en büyük tanrı olarak benimsediler. Başkent Tenochtitlan kentindeki Büyük Tapınak?ta (Teocalli), her iki tanrıya ayrılmış, eşit büyüklükte iki kutsal bölüm yer alıyordu. Yağmur tanrısı başrahibi Quetzalcoatl Tlaloc Tlamacazqui?nin (Tüylü Yılan, Tlaloc?un Rahibi) ünvanı ve konumu Güneş tanrısı başrahibininkine eşitti. Saygı gördüğü kadar korku da uyandıran Tlaloc, yağmur yağdırdığı gibi kuraklığa ve açlığa da neden olabilirdi. Yeryüzüne yıldırımlar fırlatır, korkunç kasırgalar estirirdi. Tlaloque ise Yeryüzüne bereketli vağmurlar yağdırabilir ya da ekinlere zarar veren seller gönderebilirdi. Bu tanrıların ayrıca cüzam, romatizma, vücutta su toplanması gibi hastalıklara da neden olduklarına inanılırdı. Azteklerin ölüleri yakma geleneğine karşın, bu hastalıklardan ölenlerle boğulma ya da yıldırım çarpması sonucunda ölenler gömülürdü. Bu yollarla yaşamı sona erenlerin Tlalocun cenneti olan Tlalocan?da sonsuza değin mutlu bir yaşam süreceklerine inanılırdı. Tatlı su gölleriyle küçük akarsuların tanrıçası olan ve Matlalcueye (Yeşil Etekli Kadın) olarak da bilinen Chalchiuhtlicue (Yeşim Etekli Kadın) Tlaloc?un eşi sayılırdı. -------------------- Tezcatlipoca (Nahuatl dilinde ?Puslu Ayna?). En önemli Aztek tanrılarından. Büyükayı takımyıldızının ve karanlık gökyüzünün tanrısıdır. Tezcatlipoca kültü, IS 10. yüzyılın sonlarına doğru, kuzeydeki savaşçı Tolteklerce Orta Meksika?ya getirilmiştir. Tezcatlipoca?nın, Tanrı Ouetzalcoatl?ı (Tüylü Yılan) Tula kentinden nasıl kovduğunu anlatan çok sayıda efsane vardır. Istediği kılığa giren büyücü Tezcatlipoca kara büyüyle birçok Toltekin ölümüne neden olur; erdemli Ouetzalcoatl?ı içkiye, günaha ve bedensel tutkulara sürükleyerek Tolteklerin altın çağına son verir. Orta Meksika?daki insan kurban etme geleneği onun etkisiyle başlamıştır. Tezcatlipoca?nın nahual´ı jaguardır; bu jaguarın benekli postu, yıldızlı bir gökyüzünü andınr. Yaratıcı Tanrı Tezcatlipoca bugünkü evrenden önce yaratılıp yok edilmiş dört evrenden ilki olan Ocelotonatiuh?ta (Jaguar-Güneş) hüküm sürmüştür.http://tbn1.google.com/images?q=tbn:GN-hUuv9n8bMtM:http://www.mexicolore.co.uk/uploadimages/222_00_2.jpg Tezcatlipoca genellikle yüzünde siyah bir şeritle betimlenir; ayaklarından birinin yerinde obsidiyenden bir ayna vardır. Guatemala?daki Mayalar ve Kiçeler 10. yüzyılda sonra Tezcatlipoca?ya Hurakan (Tek Ayak) adını verdikleri bir şimşek tanrısı olarak taptılar. Bazı betimlemelerde ayna Tezcancatlipoca?nın göğsünde yer alır. Bu aynada her şeyi gören Tezcatlipoca görünmeyen ve her yerde var olan bir tanrıdır; insanların bütün eylemlerini ve düşüncelerini bilir. Tezcatlipoca Aztekler döneminde (IS 14-16. yy) Huitzilopochtli, Tlaloc ve Ouetzalcoatl?la birlikte en yüce tanrılardan biri durumuna geldi. Bu dönemde Tezcatlipoca?ya Yoalli Ehecatl (Gece Rüzgarı), Yaotl (Savaşçı) ve Telpochtli (Delikanlı) adlarıyla tapılırdı. Geceleri dörtyol ağızlarında savaşçılara meydan okuduğu söylenen Tezcatlipoca, halktan kimselerin ilköğretim ve askerlik eğitimi için erkek çocuklannı gönderdiği telpochcalli´lere de (delikanlılar evi) başkanlık ederdi. Ayrıca köleleri korur, ?Tezcatlipocanın çocukları?na kötü davranan köle sahiplerini cezalandınrdı. Erdemi zenginlik ve ünle ödüllendirir, yanlış yol tutanları ise cüzam gibi hastalıklarla ya da kölelik ve yoksullukla cezalandırırdı. Tezcatlipoca için, beşinci ayin ayı Toxcatl?da törenler düzenlenirdi. Rahip genç ve yakışıklı bir savaş esirini seçer, bu genç bir yıl boyunca tanrının yerini alarak lüks içinde yaşardı. Tanrıçalar gibi giydirilmiş dört güzel kız da ona eşlik ederdi. Ayin günü bu genç, çaldığı flütleri kıra kıra tapınağın merdivenlerini tırmanır, tepeye geldiğinde yüreği sökülerek kurban edilirdi. Azteklerin başkenti Tenochtitlan dışında Tezcatlipoca?ya özellikle Texcoco?da ve Oaxaca ile Tlaxcala arasında yaşayan Mikstek ve Puebla Yerlileri tapardı. -------------------- Tlazoltéotl (Nahuatl dilinde ?Kirlilik Tannçası?). Ixcuina ya da Tlaelquani olarak da bilinir, saflıktan uzak, günahkar davranışlan temsil eden tanrıça. Huaxteca körfez ovalarındaki halklardan alındığı sanılır. Önemli ve çok yönlü bir toprak ana tanrıçaydı. Yaşamın değişik evreleriyle bağlantılı dört ayrı kimliğe bürünürdü. Genç bir kadın olarak hafifmeşrep ve baştan çıkarıcıydı. Ikinci kimliğinde insanları kötü alışkanlıklara sürükleyen yıkıcı bir tanrıçaya dönüşürdü. Orta yaşlarda, insanların günahlarını yüklenebilen büyük bir tanrıça biçimini alırdı. Son kimliğinde gençlere musallat olan öldürücü ve korkunç bir kocakarı olarak ortaya çıkardı. Aztekler tören kurallarının çiğnenmesini, yasak cinsel ilişkileri ve geleneklere uymayan davranışları günah ya da ?kirli? sayarlardı. http://tbn1.google.com/images?q=tbn:9rMh0-wL_fHHmM:http://wwwuser.gwdg.de/~agruens/aztec/tlazolteotl_CB_col.jpgTlazoltéotl, rahiplerine itirafta bulunan insanların günahlarını bağışlama gücüyle ünlüydü. Bir kimliğiyle insanları günaha sürüklerken, başka bir kimliğiyle günah işleyenleri bağışlayabiliyor ve dünyayı günahtan arındırıyordu. Kaba pamuktan yapılma süslü bir başlıkla, bazı tasvirlerinde de bir kurbanın derisini sarmış olarak ya da Ay simgeleri taşıyan giysiler içinde betimlenirdi. -------------------- Xipe Totec (Nahuatl dilinde ?Derisi Yüzülmüş Tanrımız?), Meksika?da yağmur mevsiminin başlangıcı olan ilkbaharın ve yeni yeşeren bitkilerin tanrısı. Aynı zamanda kuyumcuların koruyucusuydu. Yeni yeşeren bitkilerin simgesi olarak Xipe Totec, insan derisine bürünürdü. Bu deri ilkbaharda yeryüzünü kaplayan ?yeni deri?yi temsil ederdi. Heykellerinde ve taştan yapılma masklarında da hep yeni yüzülmüş bir deriye bürünmüş olarak betimlenirdi.http://tbn2.google.com/images?q=tbn:yul2HkvOLNza5M:http://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/6/68/Xipe_Totec3.jpg Anauatl iteouh (kıyı tannsı) olarak tanımlanan Xipe Totec, başlangıçta altın yönünden zengin olduğuna inanılan bugünkü Oaxaca ve Guerrero eyaletlerinde yaşayan Zapotek ve Yopi Yerlilerinin tanrısıydı. Zapotekler onu bir bitki tanrısı olarak kabul ediyor ve Quetzalcoatl?la (Tüylü Yılan) ilişkşili görüyorlardı. Kesinlikle yabancı bir tanrı sayılan Xipe Totec?in tapınağı Yopico ya da Yepi Evi olarak anılıyordu. Xipe Totecin ilk temsili resimleri, Teotihuacan yakınlarındaki Xolalpan?da ve Texcoco´da Mazapan kültürüyle bağlantılı olarak yani klasik sonrası Toltek döneminde (10-12. yy.) ortaya çıktı. Aztekler bu kültü daha sonra Axayacatl yönetimi (1469-81) sırasında benimsedi. Aztek yılının ikinci dinsel tören ayı olan Tlacaxipehualiztli´de (Insanlann Yüzülmesi), rahipler yüreklerini çıkararak insanları kurban ederlerdi. Daha sonra bu kurbanların yüzülerek sarıya boyanan ve teocuitlaquemitl (altın giysi) denen derilerini üzerlerine giyerlerdi. Öteki kurbanlar ise bir çerçeveye bağlanarak oklarla öldürüldü. Yere damlayan kanlarının verimli ilkbahar yağmurlarını simgelediğine inanılırdı. Xipe Totec, onuruna söylenen bir ilahide, Yoalli Tlauana (Gece Içkicisi) olarak anılırdı. Bunun nedeni bereketli yağmurların gece yağdığına inanılmasıydı. Aynı ilahide Xipe Totec´e, bereketin simgesi Ouetzalcoatl?ı getirdiği ve kuraklığı önlediği için şükranlar sunulurdu. -------------------- MictlantecuhtliÖlüler tanrısı. Genellikle yüzü bir kurukafa biçiminde betimlenir. Karısı Mictecacfhuatl?la birlikte yeraltı dünyası Mictlan?ı yönetir. http://tbn1.google.com/images?q=tbn:hx-VkKX3ojMUSM:http://www.samaelgnosis.net/imagenes/antropologia/mixtecas/mictlantecuhtli.jpgSavaşta, kurban edilerek, çocuk doğururken, boğularak, yıldırım çarpması sonucu ya da bazı hastalıklardan öldükleri için çeşitli cennetlerin hiçbirine giremeyenler, Mictlan?ın dokuz cehenneminde yargılanmayla geçen dört yıllık bir yolculuğa başlar. Mictlantecuhtli?nin yaşadığı sonuncu cehenneme ulaşınca ya yok olur ya da huzura kavuşurlar. -------------------- Coatlicue (Nahua dilinin Nahuatl lehçesinde ?Yılan Etekli?). Yeryüzü tanrıçası. Yaratıcı ve yok edici özellikleriyle yeryüzünün simgesi, tanrıların ve insanların anası olarak kabul edilir. Mexico kentinde, Ulusal Antropoloji Müzesi?ndeki heykeli mitolojideki anlamını çok güçlü bir biçimde somutlaştırır: Yüzü birbine dolanmış iki yılandan oluşmuş, eteği gene yılanlardan örülmüştür; yılanlar verimliliği simgeler. Insanları ve tanrıları beslediği için göğüsleri sarkıktırhttp://tbn3.google.com/images?q=tbn:cbv7g05vcW60OM:http://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/a/a4/20041229-Coatlicue_(Museo_Nacional_de_Antropolog%C3%ADa)_MQ.jpg. Ellerden, kalplerden ve bir kafatasından oluşan kolyesi vardır. Ayak ve el parmakları pençeyi andırır; yeryüzünün insanları yutması gibi o da insanlarla beslenir. Teteoinnan (Tanrıların Anası) ve Toci (Büyük Anamız) olarak da bilinen Coatlicue, korkunç doğum tanrıçası Cihuacoatl (Yılan Kadın; Tonantzin Anamız olarak da bilinir) ve Kirlilik Tanrıçası Tlazolteotl olarak ortaya çıkan yeryüzü tanrıçasının bir görünümüdür. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.