luciin Yanıtlama zamanı: Eylül 22, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 22, 2007 Sanırım Dale Carnegie'nin bir sözüydü; "Geçmiş, zaten geçmiştir. Gelecek ise daha gelmedi. O zaman, tek bir zaman var; o da şimdi ve şu an." Geçmişi yaşadığınızda yada hayalperestçe geleceğe dair hayallere hapsolduğunuzda "an"ı, yani "şimdi"yi kaybederseniz. Kaybettiğiniz bir şimdi, zaten dünün geleceği ve yarının geçmişiyse aslında "şu an"ı heder etmekle geçmişimi de geleceğimi de kendi ellerimle mutsuzlukla, boşa bir giden gençlikle geçiriyorum anlamına gelmez mi? Keşke bir silgi olsaydı da yanlışlarımı düzeltebilsem. Keşke bir zaman makinesi olsaydı da geleceğimi görebilsem. Ama madem bunlar gerçekleşmeyecek, o zaman geçmişin pişmanlığıyla yada geleceğin kaygısıyla neden uğraşayım? Tevekkül odur ki, ben şu an elimden geleni yaparım. Gelecek, bu benim yaptıklarımla şekilleniyor; ama iyi, ama kötü. "Hayat, tek bir andır; o da şimdi ve şu andır..." 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nymphe Yanıtlama zamanı: Ocak 4, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ocak 4, 2008 anı yaşamazsan, geleceleciğini de yaşayamazsın. hem ne zaman öleceğini kim biliyor. yapmak istediklerini yapamayıp ölmek de var işin ucunda. bu yüzden carpe diem. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
mysteriouslady Yanıtlama zamanı: Ocak 4, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ocak 4, 2008 Geleceğimiz içinde bulunduğumuz anı nasıl değerlendirdiğimize bağlıdır...Öncelikle anı mızı iyi değerlendirmeliyiz ki gelecekte güzel şeylerle karşılaşalım;) Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
mole Yanıtlama zamanı: Ocak 4, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ocak 4, 2008 şu an zaten geçmiş zamanın deneyimleriyle dolu.hareketlerimiz yaşadıklarımızın birer yansıması.bu konuda düşünmeninde fazla anlamı yok dicem ama düşünmekte önceki anın yansıması.Her an yolumuz çizili.sadece gidiyoruz. uzun ince bir yoldayım gidiyorum gündüz gece bilmiyorum ne haldeyim gidiyorum gündüz gece Aşık Veysel Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
dangerously Yanıtlama zamanı: Ocak 4, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ocak 4, 2008 Biri beyaz biri kara iki kedi.. birbirlerinin omzuna kollarını dolamışçasına birbirlerine şefkatle sarılarak, birbirlerine dayanarak yola çıkmışlar. Gölgeler akşamüstünü söylüyor. Yorgun bir günün sonunda eve dönüyorlarmış gibi. Yüzlerini görmüyoruz ama eminim mırıl mırıl konuşuyorlardır. Belli sınanmış, denenmiş bir dostluk bu, uzun yolları da göze alabilen bir dostluk Ya biz, binde bir karşımıza çıkan dostluk, arkadaşlık, sevgililik fırsatlarını ne yapıyoruz? Akşam üstünün bir saatinde yorgun gövdemizi yaslayıp mırıl mırıl konuşabileceğimiz, omzumuza dolanan bir kolun, başımızı yaslayabileceğimiz bir omzun, belimizi kavrayan bir elin, uzun yollara dayanıklı ayakların sahibi karşımıza çıktığında tanıyabiliyor muyuz onu, değerini biliyor, biricikliğini, benzersizliğini anlayabiliyor muyuz? ... Yoksa hayatı sonsuz, fırsatları sayısız sanıp kendimizi hep ilerde bir gün karşılaşacağımızı sandığımız bir başkasına, bir yenisine ertelerken hayat yanımızdan geçip gidiyor mu? karşımıza çerken çıkmış insanları yolumuzun dışına sürüklerken bir gün geri dönüp onu deliler gibi arayacağımızı hiç hesaba katıyor muyuz? Hayat her zaman cömert davranmaz bize, tersine çoğu kez zalimdir, her zaman aynı fırsatları sunmaz, toyluk zamanlarını ödetir. Hoyratça kullandığımız arkadaşlıkların, eskitmeden yıprattığımız dostlukların savurganca harcadığımız aşkların hazin hatırasıyla yapayalnız kalırız bir gün... Bir akşamüstü yanımızda kimse olmaz, ya da olanlar olması gerekenler değildir. Yıldızların bizim için parladığını göremeyen gözlerimiz, gün gelir kayan yıldızların gömüldüğü maziye kilitlenir... Kedilerin özel bir anını yakalamak gibidir kendi hayatımızdaki olağanüstü anları ve olağanüstü kişileri yakalamak. Bazılarının gelecekte sandıkları 'bir gün' geçmişte kalmıştır oysa; hani şu karşıdan karşıya geçerken, trafik ışıklarında rastladığınız, omzunun üzerinden şöyle bir baktığınız sonra da boşverip 'Nasıl olsa ilerde bir gün tekrar karşıma çıkar.' dediğinizdir. Oysa tam da o gün bu zalim şehri terk etmiştir O, boş yere bu sokaklarda aranırsınız... bu yazıyı nerden bulduğumu hatırlamıyorum ama giden zaman geri gelmiyo 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Zanzarah Yanıtlama zamanı: Ocak 4, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ocak 4, 2008 bende aynen nymphe'ciğime katılıyorum. Ama mole, biz insanlar özgür irdemize sahibiz bizi yöneten kader de olsa.Yani bir an geliyor ve bir şeyi yapmayı çok ama çok istiyorsun.Bunu yaparsan farklı yapmazsan farklı bir kader gelişecek belkide.Bana göre kader bir tür ağaç, bizim seçimlerimize göre genişliyor ve yeni yol ayrımları oluşturuyor, gelecek yazılıyor. Ama kader bizi değil biz kaderi yönetmeliyiz anlık seçimlerimiz ve ani kararlarımızla! Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.