Jump to content

Video Klip Çekimi İçin Fikirler


SCARRED

Önerilen Mesajlar

grup kurdunuz, heveslisiniz, üstelik çaldığınızda çıkan sesler de enikonu hoşunuza gidiyor. kendi halinde bir video klibin maliyetini aşağı yukarı biliyorsunuz. bu para nereden gelecek peki?

 

- giderin çoğunun veya hepsinin sanatçı tarafından karşılandığı örnekler müzik piyasasında mevcut. cebinden para harcayan sanatçı, kendi klibini çektirebiliyor.

- sponsoru sanatçı kendi buluyor. örneğin bir popçu kızımız bir tekstil şirketinden klip çekmek için $10,000 koparıp müzik yapım şirketinden $5,000 daha isteyebiliyor.

- eğer sözkonusu "tutmuş" bir sanatçı ise yapım şirketi klip harcamasını gözden çıkarabiliyor (tabii kendileri ayrıca sponsor arayarak).

 

sonuçta bir müzik klibinin mali yükü varolan veya olacak sponsora, bir nebze şirkete ve bir nebze de sanatçıya (veya menajerine, sahne aldığı etiler/taksim barının sahibine vb) biniyor.

sponsor aramak kolay değil. özellikle hard&heavy müzik yapan ve yukarıdaki popçu kızımızın yanında (zappa'nın deyimiyle) "ugly as fuck" kalacak 4 saçlı sakallı adam için ölesiye zor.

 

allahtan şu var: saçlı sakallı adamların (ve kadınların) mutlaka bilgisayarla, elektronikle, çekimle mekimle ilgilenen arkadaşları vardır.

1- bu kankalar kendileri tek başlarına belki pek işe yaramasalar da birleşerek voltran'ı oluşturabilir ve ortaya canavar gibi bir klip çıkarabilirler.

2- bu kankalar kendileri tek başlarına belki pek işe yaramasalar da teknik ve artistik destek bulacak insanlarla görüşmektedirler.

 

peki, diyelim ki bu da yok. o zaman whale'in yolunu izleyelim: "hobo humpin' slobo babe" parçasını koskoca mark pellington'a dinletip sevdirince adam klibi bedava çekmeye razı oldu... gerisi tarihte yazılı.

 

 

...naçiz kanaatimce çözüm "guerrilla productions", "random shooting proudly presents...", "d.i.y. inc." tarzı çalışmak, yani kişinin kendi işini kendinin görmesi gibi güzellik yoktur, ensesi kalın olur falan.

 

1- kesinlikle konu, tema, en azından grup üyelerinden birinin evden getirip "bizim klibin dokusu na böyle olsun" diyeceği eski mavi bir tel zımbası olsun ortada. şu gitaristin nasıl çaldığı, bu düzenlemecinin çakallıkları vb geyikleri arasında mutlaka "müziğimizi görsel olarak nasıl ifade ederiz?"e de vakit bulunur.

 

2- kesinlikle yazıp çizerek çalışmalı. "ben çizemem" yok! american splendor filmini izlediyseniz harvey pekar denen abinin çöpten adamlarla çizgi roman senaryoları oluşturmasından etkilenmiş olmalısınız. yok izlemediyseniz: en azından çöpten adamlar çizip karelerin altına şarkının denk gelen sözlerini, senkoplarını vb yazarak bitmiş işi en azından kendi hayalinizde görün.

 

3- çevrenizdeki her ama herkesle klip konusunda irtibata geçin. para veren çıkabilir, kostüm diken çıkabilir, hobi olarak sinema ile ilgilenen çıkabilir, sizi sevip yardım etmeye karar veren bir marangoz çıkabilir, yıllardır kavgalı olduğunuz kuzen pc'sine ufak bir montaj seti kurmuş olabilir... çekinmek, utanmak yok. herşeye karşın sonuçta ciddi bir iş yapılıyor ve siz zaten bu işe beyninizi ve kalbinizi vermişsiniz.

 

4- teknik destek bulamazsanız senaryonuzu değiştirin. ışık bulamazsanız alüminyum folyo ve mukavva ile reflektör yapın, klibinizi güneşli bir günde açık havada çekin. kamera kiralamak pahalı geliyorsa o zaman tanıdıklarınızdan mini DV bulun. ışıklı ortamda fena sonuç vermez onlar. siyah beyaz çekin: maliyet her kalemde düşecektir. onu da mı bulamadınız? kasın kendinizi. hi8 format çekimler arasına tarayıp pc'ye attığınız fotograflar koyun, kolaj yapın, ne bileyim, bütün klibi bir güvenlik kamerasından görülüyor gibi çekin, yapın birşeyler...

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

I ıh olmuyor. Bazen insanın kendi işini yapması kararları bir şirkete bırakmaktan daha iyi sonuç da verebiliyor. (bkz. Şizo'nun Yakup - Platonik başlığı)

 

Dünyada ve Türkiye'deki klip durumunu ve çekim sürecini de irdelemişim bir ara, haydi onu da yazayım buraya:

 

1- plak sirketinden birileri sanatçinin hangi sarkisina klip çekilecegine karar veriyorlar.

 

2- bir yapim sirketi (veya türkiye'deysek ekibi olan bir yönetmen) ile anlasiliyor.

 

3- fikir alisverisi basliyor. bu sürece plak sirketi yetkilileri, yönetmen, yapimevinin kreatif grubu, sanatçi(lar), menajer(ler), image maker(lar) vb katiliyor... veya türkiye'deysek yönetmen plak sirketinin sahibine veya genel müdürüne gidip "hamdi abi, aklimda acaip seyler var. simdi bak: bizim oglan sokakta yürüyor ama sokak bos. karsidan kiz geli... aaargh anlatamiyorum ama accaip olcak abi bommba olcak" gibilerden zirvaliyor.

 

4- is bütçelendiriliyor ve toplam gideri belli oluyor. plak sirketi parayi bayiliyor, veya türkiye'deysek sanatçiya "ohha lan $20000'a klip mi olur? yok mu tanidik bi sponsor falan?" deniyor. sanatçi dolasiyor kapi kapi, ve (insallah) 5-10000 dolarlik bir destek buluyor. tabii bu destek (mesela) bir traktör firmasindan gelmistir; bu yüzden senaryo yeniden yaziliyor: traktör yarislari, sarkicinin traktörle uzaklara kaçmasi, traktörünü seven kovboy vb vb vb...

 

5- dekor ve kostüm provalari, çizimler, shooting board, isik tasarimi, mekan arastirmasi, oyuncu seçimi basliyor. türkiye'mizde bu süreç yönetmen ve asistan(lar)inin mahalledeki yüzüne bakilir insanlari toplamalari, "lan bosver, yine tekfur sarayi'nda, yerebatan'da, sütlüce elektrik fabrikasi'nda ya da bi isyeri otoparkinda çekeriz" demeleri ve çekim ekibine telefonla haber vermeleri bazinda gelisiyor ve cok sürmüyor.

 

6- çekime geçiliyor... bunu karsilastirmak bile istemedim simdi.

 

iyi klipler yok mudur? vardir. bazilarinda ben bile çalistim. ama ne yazik ki geneli kötüdür, klip çekmek kolay para kazanma yolu olarak görülür çünkü. allahtan deniz akel, mithat güçlü karatas, mustafa mayadag, ayse ersayin gibi "klip profesyonelleri"nin yaninda simdi reklam çeken murad küçük, eski böcek yapim ekibi, aslinda reklam yönetmeni olan hazim basaran, olgun arun gibi güzel klipler çekenler de var.

 

çok yazmisim. önemli olan fikirdir klipte. canon xl1 ile çeker, pc'de kurgularsiniz. isterseniz eski betamaxla çekersiniz, yine kurgularsiniz... sakil bir estetik istemis ve yakalamis olabilirsiniz. belki kameranizin objektifi çiziktir, belki de üstüste 6. kez kullanilan kasetlere kaydettiniz çektiklerinizi.

 

ama ne olursa olsun klibinizin son halini cd'ye basamazsiniz. yayin kopyalarini günah ve sevabinizin içine (daha fazla) etmeyen betacam kaset olarak yollamalisiniz kanallara... yoksa büyük olasilikla yayinlamazlar da zaten!

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

tabii türkiyedeki şartlar sonucunda klip bi anda sponsorların malzemesi oluyor.güzel bir kurgu klasik aşık cocuk,terkeden kız olayına dönüyor.şarkı güzel bu sefer klip berbat.klibinde görsel acıdan parça ya ve kitleye etkisi yadırganamaz derecede büyük.kendi çabalarımızla üretilen kurgular benim için daha değerli çünkü maddi kaygılardan uzak.ama iş yayın sırasına gelince çözüm yolu bulamıyorum:)

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

tabii türkiyedeki şartlar sonucunda klip bi anda sponsorların malzemesi oluyor.güzel bir kurgu klasik aşık cocuk,terkeden kız olayına dönüyor.şarkı güzel bu sefer klip berbat.klibinde görsel acıdan parça ya ve kitleye etkisi yadırganamaz derecede büyük.kendi çabalarımızla üretilen kurgular benim için daha değerli çünkü maddi kaygılardan uzak.ama iş yayın sırasına gelince çözüm yolu bulamıyorum:)

Sponsorların malzemesi olmasını geçtim, sponsorun ürününün görünme süresiyle sanatçının karizmasının ters orantı pazarlıkları yapılıyor.

 

Örneğin X adlı sanatçı ilk albümünün ilk klibini çekeceği için sponsorlara baştan teslim oluyor, ama Y adlı sanatçı zaten yıldız olduğu için sponsorları tersleyebiliyor, ürünü ise 1-2 saniye göstertip kurtulabiliyor.

 

Örneğin bir kot markasının sponsorluğunu alabilmek için kot kumaşından dekorlar yapıp sonra da "sette adamlar mallarını görsünler ama acaba yapım sonrasında, masada bu kotların dokusunu nasıl kaybederiz" hesaplarına düşmüş insanlar tanıyorum çok yakinen. Aynı şekilde "büyük sanatçı"nın "sponsor çok konuşmasın, malını elimde tutacağım klibin bir yerinde. Onu da çekeriz, montajda nereye isterseniz koyun" diyenini de gördük.

 

Bunların hepsi bir yandan yapımcı ve yönetmenin (klip piyasasında çok para olmadığı için genellikle ikisi aynı kişidir) maddi sorunları ile yoğruluyor. Yapılan bütçe ucu ucuna kar bırakacağı için ekibin içeceği gazoza kadar ekonomi yapmak durumunda kalınabiliyor.

 

Buradan da ucuz video klip olmazsa olmazlarına geçelim:

 

-Mümkünse tek mekan. Hatta mekan kirası vermemek için bir valilik izni ile çekim yapılabilecek bir yer: cadde, kaldırım, park, eski belediye bilmemnesi vb. Belki sanatçının daha önce program yaptığı barla konuşması...

-Mümkünse günışığı. Eğer değilse o zaman mutlaka Tungsten ışık kullanılacak bir iç mekan. Tanıdıklardan birinin evi, bürosu, restoranı vb olabilir.

-Mümkünse fazladan oyuncusuz senaryo. Esas insan ve onun muadili bir tek oyuncu yeter. İlle oyuncu gerekiyorsa o zaman sanatçı, müzik şirketi ve ekip tanıdıklarını aramaya başlayabilirler.

-Mümkünse ekiptekilerin kişisel kredilerini kullanarak bulabilecekleri aksesuarlar: yapım asistanının eniştesinin 4x4ü, Bişibişi Abi'nin teknesi...

 

Bütçeyi patlatanlar:

 

-Mümkünse 35 mm film çekimi. Bu, bir bütçe klasiğidir: "ama biz 16 veya 35 mm film çekiyoruz, video çekmiyoruz". Oysa iyi bir video kameramanı (çekilecek mekan ve ışıkta ayarlamalarla) filmle aşağı yukarı aynı sonucu zaten alabilir, zaten çekilen kliplerin çoğunda alan derinliği denen mevhuma rastlanmaz, üstelik en babası 107 ekran LCD televizyonda oynayacak olan bu klibin koskoca sinema perdesine sığacak formatta çekilmesine çoğunlukla gerek de yoktur.

 

-Yönetmenin son anda delirip/sanatçının, müzik şirketinin fikirlerine karşı koyamayıp garip garip isteklerde bulunması: "sanatçıyı uluslararası bir jetski yarışında düşlüyorum..."

 

-Yapım sonrası çıkacak sorunlar: eldeki çekilmiş malzemenin montajının zorluğu, renk düzeltme/telesine ile uğraşma, müzik şirketi veya sanatçının montajı beğenmemesi: "iyi ama benim yakın planlarım yok bu kliptee!" (Denmiyor ki, kadın sen tosbağadan hallice bir varlıksın. Olup olabileceğin bu. Sihirli ayna değiliz, çekim ekibiyiz.)

(devam eder bu...)

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Peki sitede, (müzik değil de) "Sesli Şiir" diye bir başlık açılsa... Herkes bir şiirini gönderse oraya, sesine güvenen, şiir okuma kabiliyeti olan arkadaşlar da bunu o şiirin formuna uygun bir tarz da okuyup mp3 haline getirse; video birleştirme, montaj konusunda yetenekli amatör arkadaşlar da bu şiire "Windows Movie Maker" yada "Memories" programlarıyla o sesli şiire bir klip hazırlasa...

 

Çok güzel bir etkinlik olurdu. Şahsen ben, şiir okumayı beceremem de "klip yapma" konusunda 3-4 yıldan beri hayli yol katettim sayılır. Herkesin kendine özgü yeteneğinden çok hoş eserler yaratılabilir. Yeteneklerimizi şöyle bir birleştirmeye çalıssak; fena olmazdı, değil mi?

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...